'Kredi Garanti Fonu'nda daha şimdiden 70 milyar lirayı aştık'

Maliye Bakanı Naci Ağbal, Kredi Garanti Fonu'nda daha şimdiden 70 milyar lirayı aştıklarını belirterek, "İnşallah bu kredi imkanı, bir yandan işletmelerimizin mevcut kredilerini yeniden yapılandırmaları için imkan sağlayacak, diğer taraftan da yeni kredi almalarına fırsat verecek." dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Mart 2017 14:48, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Kredi Garanti Fonu'nda daha şimdiden 70 milyar lirayı aştık'

Bakan Ağbal, Adapazarı'nın Serdivan ilçesinde, bir restoranda Sakarya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası üyeleriyle bir araya geldi, yaptıkları çalışma ve teşvikleri katılımcılara aktardı.

Ağbal, 4. dönem geçici vergi beyannamesini kaldıracakları müjdesini vererek, "İnşallah bir sıkıntı olmaz. Bu BASF formlarıyla ilgili daha ileri bir noktada çalışma yapıyoruz. Yani burada sizleri her ay bu kadar külfet altında tutmak yerine, 'Acaba o verileri başka bir noktada daha kolay şekilde alabilir miyiz?' diye bir çalışmamız var. Sizlerden o konuda destek bekliyoruz." diye konuştu.

Bir ülkede ekonomik istikrara, kalkınmaya işaret eden en önemli faktörün o ülkedeki büyüme oranları olduğunu vurgulayan Ağbal, şunları söyledi:

"Bir ülke eğer sürekli bir şekilde büyüyorsa ve yüksek oranlarda büyüyorsa, o ülkede kalkınma, büyüme var demektir. Bugün herkesin ölçüt aldığı dönem 2009 global krizi. Türkiye ekonomisi, 2009'dan bu yana yüzde 6,8 büyümüş durumda. Yani bunu OECD ülkeleri içerisinde karşılaştırın, ister gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırın, Türkiye global krizin bütün etkilerine rağmen son 7 yıldır ortalama yüzde 6,8 büyüdü. Sürekli büyüme var ve bu büyüme oranları Türkiye'yi, Avrupa Birliği milli gelir seviyelerine daha da yakınlaştırdı. İnşallah önümüzdeki dönemde bu büyüme oranlarını koruyacak her türlü reformu da mutlaka yapmamız gerekiyor, onun da gayreti içerisinde olacağız."

Ağbal, bir ülkede ekonomik büyümenin yanında istihdam yaratılmasının da son derece önemli olduğuna işaret ederek, Türkiye ekonomisinin 2009'dan bu yana yaklaşık 7 milyon insanına yeni iş verdiğini aktardı.

Aynı dönemde AB bölgesine bakıldığında daha yeni 2009'daki istihdam seviyelerine geldiklerini vurgulayan Ağbal, "Bu son derece önemli. Yani bugün İspanya'da, İtalya'da, Belçika'da, birçok başka Avrupa ülkesinde hala istihdam seviyesi 2009 noktasına gelmiş değil. Halbuki biz bu dönemde çok ciddi anlamda istihdamda önemli ilerlemeler kaydettik. Dolayısıyla burada ülkede istihdam yaratan ekonomiyi üreten bir ekonomi politiği olduğunu açıkça ifade edeyim." ifadelerini kullandı.

- "Vatandaşın KDV iadesi alacağını 1 gün dahi bekletme hakkımız yok"

Yıl içerisinde hayata geçirdikleri "Süper Teşvik" sistemiyle ilgili katılımcılara bilgi veren Ağbal, mevcut teşvik sisteminde de önemli iyileştirmeler yapıldığını söyledi.

Maliye Bakanlığı olarak Katma Değer Vergisi (KDV) iadelerine gerçekten özel önem verdiklerini vurgulayan Naci Ağbal, "Vatandaşın KDV iadesi alacağını 1 gün dahi bekletmeye hakkımız yok. Onun için bu konuda düzenlemeler yapıyoruz, teknolojiyi kullanıyoruz, bürokrasiyi azaltıyoruz ve en önemlisi de illerde ihtisas vergi daireleri kuruyoruz." dedi.

İhtisas Vergi Dairesinin Sakarya'ya kurulması için de talimat veren Ağbal, "Nerede mükellef varsa mükellefe özel hizmet yapacağız. Yeter ki vatandaş iadesini almak için beklemesin. O anlamda özel takipçisi olacağım. Sakarya'da da mutlaka bunu yapalım istiyorum. Ankara, İstanbul, Bursa, Adana, İzmir'de bunları yapıyoruz ama mutlaka bunu Sakarya'da da yapalım." ifadesini kullandı.

Ağbal, Kredi Garanti Fonu'nu çok önemli yeni destek olarak uygulamaya koyduklarına işaret ederek, burada 250 milyar liralık kredi teminatı mekanizması oluşturduklarını dile getirdi.

- "KDV Kanununa inşallah neşter vuracağız"

Uygulamanın çok iyi gittiğini vurgulayan Naci Ağbal, "Özel bankalarımız, kamu bankalarımız, işletmelerimiz bu imkanlardan yararlandırıyor. Anladığım kadarıyla daha şimdiden 70 milyar lirayı aşmış durumdayız. İnşallah bu kredi imkanı, bir yandan işletmelerimizin mevcut kredilerini yeniden yapılandırmaları için imkan sağlayacak, diğer taraftan da yeni kredi almalarına fırsat verecek." şeklinde konuştu.

Ekonomide köklü bir değişim ve dönüşümün başlatılmaması durumunda, bu yarışta geride kalacaklarını vurgulayan Ağbal, "Teknolojiye, Ar-Ge'ye, inovasyona daha fazla önem vereceğiz ve teknoloji seviyesi yüksek, katma değeri yüksek bir ürün ve sanayi yapısına geçeceğiz. Bunu da inşallah bir bir hayata geçiriyoruz." diye konuştu.

Ağbal, anayasada yapacakları köklü yönetim sistemi reformunun ikinci ayağının kamu yönetimi reformu olacağına işaret ederek, şunları söyledi:

"Yani anayasada bugün yaptığımız değişiklikler aslında yapacağımız değişikliklerin olmazsa olmaz birinci merhalesini oluşturuyor. Anayasada bu değişikliği yaptıktan sonra çok kapsamlı, kamu yönetimini temelden değiştiren yasaları da inşallah ardı ardına getireceğiz. Daha küçük, efektif, rasyonel ve daha vatandaş odaklı bir kamu yönetimini inşallah inşa edeceğiz. Kamu maliyesi bakanlık olarak bizim en fazla önemsediğimiz alan. Bugün kamu maliyesine baktığınızda bütçemizin iki yakası Allah'a şükür bir arada, bütçe açıklarımız yüzde 1'ler seviyesinde, borcun milli gelire oranı yüzde 30'un altında.

Buralarda hiçbir sorun yok, yani Türkiye'nin kamu maliyesinin sürdürülebilirliği noktasında herkes mutabık ama yetmez, ne yapmamız lazım? Kamu gelirlerinin ve harcamalarının kalitesini artırmamız, mali sürdürülebilirliği kurumsal anlamda pekiştirmemiz lazım. Onun için diyoruz ki, Vergi Sulh Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu reformu ve en son da bu Katma Değer Vergisi Kanununa inşallah neşter vuracağız. KDV Kanununda da köklü değişiklikleri inşallah hayata geçireceğiz."

Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Bu ülke eğer kalkınacak, büyüyecekse, bütün reformlar hızlı ve kuvvetli şekilde yapılacaksa bunun en önemli şartı, yönetim sisteminde bu reformun yapılması, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin sistemimize kazandırılması, sorumlu yargının getirilmesi." dedi.

Bakan Ağbal, Serdivan ilçesinde bir restoranda Sakarya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası üyeleriyle buluşmasında yaptığı konuşmada, anayasa değişikliğiyle hem yasama hem yürütme hem de yargıda yönetim sistemleri bakımından çok ciddi kapsamlı değişiklikler yaptıklarını anlattı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ön plana çıksa da aslında yasama, yürütme ve yargıda köklü değişiklikler yapıldığını vurgulayan Ağbal, "Onun için getirilen anayasa değişikliği kendi içerisinde bütünlük oluşturan, kendi içerisinde birbirini bütünleyen ve yepyeni yasama, yürütme, yargı ilişkilerini yeniden düzenleyen bir reform. Yönetim sistemi reformu, Türkiye'yi ileriye taşıyacak bir yapısal reformdur." diye konuştu.

Ağbal, yönetim sisteminde temsili demokrasiyi güçlendireceklerini vurgulayarak, "Gerçekten bütün kuvvetler, yeni sistemde gücünü, kuvvetini milletten doğrudan alıyor. Doğrudan demokrasi aslında bu yolla güçlenmiş oluyor. Yönetimde istikrar ve güçlü temsil. Burada en fazla önemsediğimiz konu, yönetimde, siyasette istikrar. Bunun, bu ülkeye ne kadar zarar verdiğini 1980-1990'lı yıllarda hep beraber gördük. Onun için Türkiye'nin ileriye dönük ortaya koymuş olduğu vizyonu yerine getirebilmesinin birinci yolu, yönetimde istikrarın sağlanmasıdır." ifadelerini kullandı.

Yeni sistemde artık iktidara gelen yönetim organının en az vatandaşın yüzde 50+1 oyunu almak zorunda olduğunu ifade eden Ağbal, kuvvetlerin yetki ve hesap verme sorumluluğunun arttığını anlattı.

Mevcut sistemde kuvvetler arasındaki iş biriminde belirsiz olan alanların varlığına işaret eden Ağbal, şunları kaydetti:

"Yasama ile yürütmenin yetki alanları birbirine girmiş durumda. Bazen yürütme, yasama gibi hareket ediyor, bazen yasama, yürütme gibi hareket ediyor. Yargı da hepsi gibi hareket ediyor. Bazen bir bakıyorsunuz yargı, yasamanın yerine geçiyor, kanun koyuyor. Halbuki yeni anayasa ne yapıyor? Bütün kuvvetleri kendi olmaları gereken alanda yeniden konumlamış oluyor. Yürütme içerisindeki çok başlılık ortadan kalkıyor. Cumhurbaşkanının elinde olağanüstü yetkiler var. Yürütme organının yapacağı her icraat, sonuçta cumhurbaşkanında bitiyor. Ama diğer taraftan hükümet de var. Ne oluyor? Aynı konuda yetkili iki tane yürütme organı içerisinde yapı... Ne yapılması lazım? Bunun tek bir yapıda birleştirilmesi lazım ki çok daha hızlı, çok daha kararlı bir icraat yapısı oluşturalım."

- "Mevcut parlamenter sistem, Türkiye'yi ileri taşıyabilecek yapıda değil"

Naci Ağbal, "tarafsız yargı"nın ilk defa anayasaya gireceğini ifade ederek, yargının hükümetin ya da bir başkasının yanında değil, adaletin tarafında olmasını istediklerini kaydetti.

Anayasa değişikliğiyle demokrasinin gençleştirildiğini vurgulayan Ağbal, seçme hakkı olan gençlerin tabi ki seçilme hakları olacağını dile getirdi. 18 yaşında olan gençlerin 40 yaşındakilerden çok daha güzel fikirleri, vizyonları olabildiğine dikkati çeken Ağbal, gençlere güvendiklerini, TBMM'de halkın verdiği yetkiyle millete çok güzel hizmet edeceklerini belirtti.

Ağbal, mevcut parlamenter sistemin bütün aksaklıkları, eksiklikleri ve yanlışlıklarıyla Türkiye'yi ileriye taşıyabilecek bir yapıda olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Sürekli birtakım engeller çıkarıyor. Bir kere demokratik temsil seviyesi yeterli değil. Mutlaka ve mutlaka yürütmede de yasamada da daha güçlü bir temsil çoğunluğunu oluşturmamız lazım. Sistem çok yavaş işliyor. En önemlisi yargı sisteminde reform, artık mutlaka yapılması gereken konu. O yüzden biz mutlaka bu anayasa değişikliğini yapmak zorundayız. Milletvekili sayısı artacak. Bu, çok doğru bir şey. Bugün milletvekili sayısını 550'den 600'e çıkarıyoruz. Buna ilişkin de yanlış değerlendirmelerde bulunuluyor. Milletvekiliyle milletin daha sık buluşması lazım. Burada artacak milletvekili sayesinde vatandaş milletvekiliyle çok daha etkin bir şekilde çalışma imkanına kavuşacak.

16 Nisan'da inşallah hep beraber sandığa gideceğiz. Sandıkta ülkemizin geleceğini, kalkınmasını ve güçlenmesini sağlayacak önemli bir anayasa değişikliğine oy kullanacağız. Ben tabii ki sizlerin desteğini bekliyorum. Bu ülke eğer kalkınacak, büyüyecekse, biraz önce ifade ettiğim bütün reformlar hızlı ve kuvvetli şekilde yapılacaksa bunun en önemli şartı, yönetim sisteminde bu reformun yapılması, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin sistemimize kazandırılması, sorumlu yargının getirilmesi."

Ağbal, konuşmanın ardından Sakarya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nı gezdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber