Büyükelçi giderayak çirkin yüzünü gösterdi

ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass, SABAH'ın konsoloslukta çalışan ve FETÖ'cülerle irtibat kurduğu ortaya çıkan Metin Topuz'la ilgili haberi sonrası, yazarımız Hilal Kaplan'a yaptığı daveti iptal etti

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 07 Ekim 2017 06:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Büyükelçi giderayak çirkin yüzünü gösterdi

ASLIŞAH SARITAŞ

SABAH'ın dünkü manşetinden rahatsız olan ABD Büyükelçiliği, basın özgürlüğüne büyük bir darbe vurdu. ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass, SABAH'ın konsoloslukta çalışan ve FETÖ'cülerle irtibat kurduğu ortaya çıkan Metin Topuz'la ilgili haberi üzerine gerçek yüzünü bir kez daha gösterdi. Türkiye görevini tamamlayan ABD'li büyükelçi, sınırlı sayıda gazeteciyi davet ettiği toplantı öncesi SABAH yazarı Hilal Kaplan'ı aratarak, daveti iptal ettiğini bildirdi. Büyükelçilik yetkilileri, sayılı basın mensubunun katıldığı toplantıya davetin iptal edilme nedeni olarak SABAH'ın manşetini gösterdi. SABAH'ın "İşte 'irtibatçı'nın FETÖ bağlantıları" başlıklı manşetinde, tutuklanan ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu irtibat görevlisi Metin Topuz'un FETÖ bağlantıları ortaya konmuş, 121 FETÖ'cü ile ilişki trafiği gözler önüne serilmişti.

SABAH'IN MANŞETİ DOKUNDU

Yaşanan gelişmeler üzerine Kaplan, ABD Büyükelçiliği'ne tepki gösterdi. John Bass'ın veda basın toplantısına davet edilen 7 gazeteciden biri olduğunu belirten Kaplan, "Biraz önce tam çıkmaya hazırlanırken, ABD Büyükelçiliği sözcüsünden telefon aldım. Gazetem SABAH'ın bugünkü (dünkü) manşet haberinden ötürü toplantıya davetimin iptal edildiğini özür dileyerek söyledi. Mevzu gazeteciliğimle alakalı değilmiş, SABAH'ın manşetinden ötürüymüş. Ben de 'Bunun karar alıcısının siz olmadığınızı biliyorum' dedim, doğruladı" diyerek kararın ardında ise Bass'ın olduğuna işaret etti. Kaplan şunları söyledi:

TARİHİN EN BAŞARISIZ BÜYÜKELÇİSİ

"Bass ile daha önce hiç tanışmamıştım ve ona soracak sorularım olduğu için gidecektim. Özellikle MİT TIR'larının durdurulmasını sağlayan FETÖ imamlarının neden defalarca konsolosluk hatlarıyla görüştüğü ve 1982'den beri ABD Büyükelçiliği çalışanı olan irtibat görevlisi Topuz'un kayıtlı görevliler listesinde görülmediğini. Tam Bass'a göre bir veda oldu. Tarihimizdeki en başarısız ABD Büyükelçisi'ne güle güle diyorum."

HÜRRİYET PERDELEDİ

Hürriyet gazetesi ise FETÖ üyeliğinden tutuklanan Topuz haberlerinde gerçeği çarpıttı. Konsolosluk açıklamasını birinci sayfadan olduğu gibi yayımlayan gazete, Topuz'un örgüt üyeliği ve darbenin önde gelen isimleriyle ilişkilerine hiç değinmedi. "ABD elçiliğinden tutuklanmaya tepki" başlığıyla verilen haberde, konsolosluk çalışanı olduğu için tutuklandığı ifadelerine yer verildi.

BASS'IN GÜNAH DEFTERİ

Bass görev süresince Türkiye'ye zarar verecek birçok eylemin içinde yer aldı. FETÖ ve PKK ile büyükelçiliğin işbirliklerinin yanı sıra kaos amaçlı halk eylemlerine de önayak oldu. İşte Bass'ın görev süresince imza attığı bazı işler:

15 Temmuz öncesinde FETÖ'cü hainlerin konsolosluk ile defalarca görüştüğü ortaya çıktı ve 15 Temmuz sonrası yaptığı açıklamalarda somut bir adım atılmadı.

Bass'ın 15 Temmuz'dan bir gün önce rütbeli bir asker ile Çengelköy'de görüştüğü fotoğraflar ortaya çıktı.

PKK ile mücadelede HDP'nin desteklerini engellemek için atanan kayyumlar HDP/ PKK tarafından protesto edilirken Bass direnişçilere destek verdi.

Her fırsatta Türkiye'ye karşı düşmanca tavır sergileyen Can Dündar MİT TIR'ları soruşturması kapsamında tutuklandığı dönemde Bass desteğini sunmak amacıyla Cumhuriyet gazetesini ziyaret etti.

Çevre hassasiyeti üzerinden kalkışma hedeflendiği bir dönemde Artvin'de de sahneye Bass çıktı. Artvin'e ABD'nin HES projeleri üzerinden kışkırtılan köylülere ve onları kalkışmaya iten provokatif gruplara destek verdi.

PKK'nın savunuculuğunun yapıldığı ve bin 100 akademisyenin imzaladığı ihanet metninin savunuculuğunu yapan Bass, Türkiye devletini tehdit etti.

Başbakan Yardımcısı veHükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ:

ÖRGÜT BAĞLANTILI BİRİNİN ORADA NASIL DURDUĞUNA KAFA YORSUNLAR

Burada üzerinde durulması gereken bir terör örgütüyle bu kadar içli dışlı birisinin Türk makamlarına bildirilmeden ABD Büyükelçiliği'nde çalışması ve bu kadar isnat bulunan birinin orada bulundurulması. 'Biz nasıl böyle birini burada tutuyoruz' diye biraz onun üzerinde kafa yorarlarsa daha isabetli olur.

AK Parti Grup BaşkanvekiliBülent Turan:

YAPTIĞI NEZAKETSİZLİK

Bir kişinin FETÖ bağlantısı varsa yargı bununla ilgili adım atmasın mı? ABD Elçiliği çalışanı diye es mi geçsin? ABD'nin bu tavrı akla başka sorular getiriyor. ABD'nin FETÖ'yü sahiplendiği yönünde bir intiba oluşturuyor. ABD Büyükelçisinin Sabah yazarına karşı nezaketsiz tavrı ABD'nin basın özgürlüğüne nasıl yaklaştığını da ortaya koyuyor. Hemen her gün birilerine medya özgürlüğü dersi veren ABD, söz konusu kendisi ile ilgili bir manşet olunca medya özgürlüğünü yok sayabiliyor. Bu tutuma karşı ilk önce tepki göstermesi gereken de diğer basın mensupları olmalıdır. Bir tepki olup olmayacağını izleyip göreceğiz. Aksi halde başka konularda medya özgürlüğü diye itiraz edenlerin samimiyetinden şüphe edilir. Umarız ki, Büyükelçilik bu yanlış tutumdan bir an evvel döner. ANKARA

Medya Derneği Başkanı Ekram Kızıltaş:

ÇİRKİN SANSÜR GİRİŞİMİ

Büyükelçiliğin bu davranışı başta John Bass olmak üzere elçilik yetkililerinin basın özgürlükleri konusundaki ikiyüzlü bir tavır içinde olduğunu göstermiştir. Davetin böylesine saçma bir bahane öne sürülerek iptal edilmesi demokrasiyle, evrensel değerlerle bağdaşmamaktadır. Çirkin bir sansür girişimidir. Gerçeklerin ortaya çıkarılmasını engellemeye, basını susturmaya çalışmaktır. ABD Büyükelçiliği'ni komik duruma düşüren bir beceriksizlik örneğidir. Üyemiz Hilal Kaplan'a yapılan bu saygısızlığı kınıyoruz. ABD Büyükelçiliği'ni medya ile ilişkiler konusunda daha demokratik, şeffaf ve dengeli bir politika izlemeye davet ediyoruz.

Türkiye Gazeteciler SendikasıGenel Başkanı Gökhan Durmuş:

AYRIMCILIK KABUL EDİLEMEZ

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş: Kendisini "özgürlükler ülkesi" olarak tanıtan ülkenin basın özgürlüğünü bu şekilde ayaklar altına aldığını görüyoruz. Gazetecilerin bu şekilde ötekileştirilmesi, gruplandırılması doğru değildir. Akreditasyon konusunda zaten tartışmalı bir konudur. Bu tür toplantılar bütün gazetecilere açık olmalıdır. Kayıtları tutulan ve gazeteci oldukları bilinen kişiler takip etmek istedikleri toplantılara gidebilmeliler. Burada yeniden kişinin veya kurumunun yaptığı haberlere bakıp ben bu haberi beğenmeyip buna göre akredite yapmak basın özgürlüğü ihlalidir. Hilal Hanım'a yapılan bu ayrımcılık kabul edilemez.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto:

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İLE UYUŞMUYOR

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto: "Demokrasinin beşiği" olarak kendini nitelendiren bir ülkenin büyükelçiliğinin yaptığı bu davranışı normal karşılamak mümkün değil. Gazeteciler her yere gider ve işini yapar. Kurumunu sevip sevmemek gibi bir durum söz konusu olamaz. Davet edip sonra böyle bir sebeple iptal etmek ayıptır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber