Dünyayı yedirip eğlendiriyoruz

Türklerin açtığı mekanlar dünyanın tadı tuzu biberi oluyor. Amsterdamlı, dondurmalı irmik helvasının, Londralı ise katmerin sevdalısı... Nusret'in ününü duymayan kalmadı. Yabancılık çekmeyin yurtdışında da bizim mekanlarda yiyip içip eğlenin

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 11 Ağustos 2018 06:40, Son Güncelleme : 11 Ağustos 2018 11:01
Dünyayı yedirip eğlendiriyoruz

Ülkemizde dünyaca ünlü bir kulüp, bir restoran şube açınca hep birlikte seviniyoruz. Haber yapıyor, "Yeni trend" diye bas bas bağırıyoruz. Sonrası malum... İki kez gidip boy gösterip, sosyal medyada üç-beş paylaşım yapıyoruz. Sonra da sıkılıyoruz. Bildiğimiz, sevdiğimiz mekanlara geri dönüyoruz. Bir de "Çok kazıktı, deniz kenarı değildi, Türk damak zevkine hitap etmedi diye" bilmiş bilmiş eleştiriyoruz... Diyemiyoruz ki "Milano'da, Cannes'da iyiydi de İstanbul'a gelince tüm özelliği bitti, çünkü herkes gitti."

KITALAR ARASI YAYILIYORUZ

Ama gel gelelim dünya bizim mutfağımıza sahip çıkıyor, bayıla bayıla gidiyor. Markalarımız sınırları aşmaya, başka kıtalara ulaşmaya son sürat devam ediyor. Londra'da, Amsterdam'da, Katar'da, ABD'deki kebapçımız, etçimiz, İtalyan restoranımız büyümeye devam ediyor. Hatta son zamanlardaki en ünlü figürümüz de yine bu camiadan çıkıyor. Bugün ABD'de "Türkiye'den geldim" diyorsun "Nusret'i seviyoruz" cevabıyla afallıyorsun. Daha çok tuzlar dökecek gibi duruyoruz yabancı sularda. Üstelik sadece etle kebapla da değil, popüler pub'larla, barlarla, hatta komşudan transfer ettiğimiz tavernalarla...

A MEMO BURASI NEW YORK-AMERİKA

Hemen bir Nusret fırtınası estirelim. Rafet El Roman'dan esinlenip şarkının sözlerini de "A Memo... Burası New York, Amerika, evler karıştı bulutlara, Nusret alıştı kaykay ile sokaklara... Her gün insanlar onu görmeye geliyor, tuz döküp yemeklerini yiyor..." şeklinde biraz değiştirelim. Sırf New York mu? Miami'nin, Dubai'nin de en popüler mekanları arasında. Yıllarca Türk mutfağını kebap ve dönerden ibaret sananlara da güzel bir yanıt oldu Nusret. David Beckham ve oğulları hayranı mı, Leonardo Di Caprio gerçekten restoranına gitti mi bilemem! Ama Michelin yıldızlı şeflerin bile on binlerce, hadi bilemedin yüz binlerce takipçisi varken 15 milyon takipçi ile rüştünü çoktan ispatladı. Nusret, Amerika çıkarmasına önümüzdeki dönemde Dallas ve Los Angeles ile devam edecek. Bir şube de Londra'da açılacak.

TEKSAS'TA VARIZ

Ülkenin en eski İtalyan restoranlarından biri Da Mario. Pazarları aile klasiğidir, hafta sonları arkadaşlarla gidilir. Şimdilerde Teksas'ta fırtına gibi esiyor. İnternette Teksas'ın en popüler mekanlarını aradığınızda ilk sırada Da Mario çıkıyor. Orta Amerika'da yayılmayı bekleyen bir başka yerli markamız da yine D.ream'den geliyor. Bomonti'nin yeniden şahlanmasına büyük katkı sağlayan, ardından Bebek'te de tutan The Populist de çok yakında Dallas'ta şube açacak.

FENİX BOSTON'DA İSİM DEĞİŞTİRİYOR

İstanbul ve Bodrum'un gastronomi ve eğlence hayatında önemli bir yere sahip Fenix. Genelde kimse yer bulamıyor ama sonunda herkes orada eğleniyor. Ve bu milli markamız da Nahita ismiyle Boston'a gidiyor. Konsept Fenix'in aynısı.

LONDRA'DA ATAKTAYIZ

Türkiye'deki birçok önemli markanın yaratıcısı Büyükuğur kardeşler Londra'da taverna ve Türk yemekleri kültürünü popülerleştirmeye devam ediyor. Bir meyhane edasındaki Yosma ve sonradan açtıkları Hovarda şehrin en popüler iki mekanı. Rasim Özkanca ve oğlu Umut'un hayat verdiği Ruya da Dubai'den sonra Londra'da açıldı. Günaydın Steak House ise burada şube açmak için mekan arayışlarına başladı bile. Dubai'de ise Cüneyt Asan'ın kurucusu olduğu Günaydın restoranlarından iki tane hali hazırda var ve ikisi de yolda.

AMSTERDAM'A İRMİK HELVASI

Ali Ocakbaşı'nın hem Amsterdam hem Londra'da şubeleri var. İkisinde de en çok yüzde 50 kuzu, yüzde 50 dana ile hazırlanan Ali Kebap satıyor. Tereli, yarma buğdaylı Efes salata Londralıların favorisi olmuş bile. Amsterdam'da ise dondurmalı irmik helva seviliyor. Unlu, glutenli falan ama katmer de Londralıların gözdesi.

MANOS BÜYÜYOR

Symi'nin meşhur tavernası Manos da artık D.ream bünyesine katıldı. D Maris'te yaz başı açtıkları şubede "Kim tabak kırıp sirtaki yapar ki!" diyordum haksız çıktım. Meğer illa karşı kıyıya gitmeye gerek yokmuş. Elbette bunda Manos ve oğlunun sempatikliğinin de katkısı büyük. Çok yakında Ortaköy'de ikinci şubelerini açacaklar. Sonrasında ise fast food zinciri gibi dünyada büyümeyi hedefliyorlar.

?SUŞİLİ PİZZA ALIR MISINIZ?

Plajlar ve mekanlar kendilerini ayrıştırmak için farklı tatlar, konuşulacak lezzetler menüye ekliyor. Örneğin geçen haftanın konusu karpuzlu mantı idi. Gelelim Zio Beach'in suşili pizzasına. Burada 500 TL'lik ıstakozlu pizza, 230 TL'lik ıstakozlu burger gibi lezzetler de var. Gastronomik açıdan iddialı bir mutfak. Örneğin 500 TL'lik pizzasında bir kilo ıstakoz kullanmış. Beş arkadaş paylaştık. Hamuru incecik, ıstakozu ve enginarı boldu. Suşili pizzayı kim söyler ki diye söyleniyordum ki birçok masaya gittiğini gördüm. Pirinçten hazırlanan bir hamurun üstünde avokado ve somon saşimi vardı. Hafif ve lezzetli. Plajda da iyi gidiyor. Bir de kadınlar 'suşi' lafını seviyor. Hemen akıllara sağlıklı algısı geliyor. Zio'nun İtalyanca 'Amca, dayı' demek olduğunun da bilgisini vereyim. Sahibi Fatih Bey'in dayısı Metin Arolat cumartesi günleri happy hour'da çıkıyor. Ah keşke o saatte biraz daha happy (mutlu) şarkılar söylese demeden edemiyor insan.

?ESKİ YERE YENİ MAKYAJ

Yılların Etiler'deki Set Kebabı... Dekorasyonunu, konseptini yenilemiş. Şık ve trendi olmuş... Olmuş da sanki kebap müşterisini biraz bozmuş. Aslında yemekleri, mezeleri bir içim su... Patlıcan ezmesi, patlıcan dolması, içli köftesi, lahmacunu... En çok da kaşarlı ya da sade küşlemesi, çöp şişi ve marineli tavuk kanadı lezzetli... Bu kadar iyi yemek sunan, bu denli tabak çanağına, dekorasyonuna dikkat eden mekan her akşam tıklım tıklım dolmalı... İki haftada iki kez gittim ikisinde de iki masa vardık. Fiyatlar uygun, servis başarılı. Aklıma takılan soru şu oldu: "Acaba kebap müşterisi trendi, afili dekorasyon istemiyor mu!"

OTELDE MÜZIK FESTİVALİ KAFASI

2016'da W Hotels, W Scottsdale'de Wake Up Call ismini verdiği müzik festivalini gerçekleştirdi. Bu bir otel sınırları içinde gerçekleşen ilk müzik festivali olma özelliğini de taşıyor. Yani otel derdiniz ortadan kalkıyor, konforlu bir ortamda müzik keyfi yaşıyorsunuz. Bu sonbaharda Wake Up Call, üç bölümlük yenir bir etkinlikle geri dönüyor. İlki 1-3 Eylül'de W Hollywood'da başlıyor. Ardından 21-23 Eylül'de Barselona'da devam edecek ve 4-6 Ekim'de Bali'de sona erecek. Otel zinciri festivalden önce Chromeo, Betty Who, Charlie XCX gibi isimlerden oluşan playlist'ini Spotify üzerinden paylaştı bile.

BODRUM'DA 10 NUMARA BİR MEKAN

Bodrum Merkez'de yıllardır hizmet veriyor Dükkan No 10. Toplasanız 10 masası var. Tripadvisor'da mükemmellik ödülü almış. Sanırım bu yüzden İngilizi, Almanı çoktan keşfetmiş de bizim haberimiz olmamış. Masaların çoğu genellikle yabancı. Burada tüm mezeleri farklı yorumluyorlar. Örneğin enginar yaban mersini ile servis ediliyor. Kalamarı, ciğeri, dili, beyin söğüşü, hepsi başarılı. Emekli bankacı bir karı-koca işletiyor. Muhabbetleri de dükkanın adı gibi 10 numara. Bundan sonra her Bodrum ziyaretimde uğrayacağım bir mekan. Yalnız rezervasyon yaptırmadan masa bulma şansınız yok benden söylemesi.

BURCU ALDİNÇ

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber