MEB'den il emri mi, zulüm mü?

Bakanlık eşleri birleştirmek adına İl Emri uygulamasını geri getirdiğini söyleyerek bir açıklama yapmıştır. Ancak, Memurlar.net'te ?MEB'den eş durumu atamalarına ilişkin açıklama? başlığıyla yayımladığımız açıklamaları incelediğimizde, sorunun çözülmediğini aksine daha büyük sorunlara gebe bir şekilde düzenleme yapılmış olduğunu görmekteyiz. Sanırız konu ile ilgili olarak Sayın Bakan Çubukçu yanlış yönlendirilmektedir. Detaylar için başlığa tıklayınız.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 26 Ağustos 2009 16:26, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Getirilen uygulama şu şekildedir.

Kişi önce o ilde açık bulunan tüm okulları yazacak. (en çok 25 tane) Bu okullara ataması yapılmadığı taktirde o ilde açık bulunan diğer okulları da istiyorum seçeneğini işaretleyecektir. Son olarak ise İl emri seçeneğini işaretleyecektir.

Yani tüm okulları seçmeden, tüm bu okullara atanamadığınız taktirde o ildeki diğer okullara da atanmayı kabul ediyorum seçeneğini seçmeden il emri İsteyemiyorsunuz.

Konuyu daha ele aldığımız bugünkü ?İl Emri İle İlgili Önemli Gelişme? başlıklı yazıda;

1- Kılavuzda 3.3. maddesi olarak yer alan ve kadrolu öğretmenlerin (zorunluya tabi) sözleşmeli öğretmenlerin yanına gidememeleri sorunu çözümlenmelidir. (en azından zorunlu hizmeti az kalmış olanlara bu hak verilmelidir.) Kişinin eşi özel sektörde ise başvurabilmekte iken eşi sözleşmeli iken başvuramamasını izah etmek mümkün değildir. Sonuçta kişi öğretmen olsa da sözleşmelidir kadrolu değildir. Bu konuyu ucu açık olan sizi de kadroya alacağız açıklaması ile geçiştirmek mümkün değildir.

2- Özür grubunda kadrolu öğretmenlere olduğu gibi sözleşmeli öğretmenlere de tüm kurumlar görünmelidir. Sözleşmelilerde boş pozisyon, kadrolularda boş kadro uygulaması haksız bir uygulama olup bu durum sözleşmelilerin yer değiştirmesindeki en önemli engeldir.

3- Bakanlık öğretmenlerden bu kurumlar dışında o ilde var olan tüm kadrolara atanmayı kabul ediyorum şeklinde bir yaklaşıma gitmemelidir. Bu çok sakıncalı bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin kişinin eşi Mersin Tarsus ilçesinde iken bakanlık bu tercihi yapan öğretmeni Mersin'in Mut ilçesine atadığında aradaki mesafe 200km'nin üstündedir yani aileleri birleştirmek ya da sorunu çözmek mümkün değildir.

4- Bu nedenle illere norm fazlası olarak atanacak öğretmenlerle ilgili valilikleri uyarmalı bu öğretmenlerin kurumlara dağıtımını yaparken öğretmenlerin de isteklerini alarak makul mesafelerdeki kurumlara atamaları sağlanmalıdır.

Hususlarına dikkat çekmiştik.

Bunu yazarken var olan sorunu daha büyük hale getirmemek çözmek adına yazdığımızı belirtmek isteriz.

Örneklerle açıklayalım;

Branşımız Matematik ve bana açık olan kurumların illere göre dağılımına bir bakalım;

Muğla'da 14 okul açık görünüyor ve bunlardan birisi Fethiye'de iken diğeri Milas'ta aradaki mesafe 200 km kadar.

İzmir'de 9 okul görünüyor ve biri Tire'de iken diğeri Karaburun'da aradaki mesafe yine 200km'ye yakın o da otobandan giderseniz.

Memleketim Rize'de 12 kurum açık ve bunlardan birisi Fındıklı'da iken diğeri Kalkandere'de aradaki mesafe 100km

Erzurum'da birisi Aşkale'de diğeri ise Olur'da aradaki mesafe 192km

Bu verileri görmek isteyenler aşağıda inceleyebilirler.

Bu kadar mesafe her gün gidilip gelinir mi? Her yerde hızlı raylı sitemler var da bizim haberimiz mi yok? Öğretmenin bırakın makam arabasını makam uçağı var da bizim haberimiz mi yok?

Şimdi öğretmen Trabzon OF'ta görev yaparken eşi Rize Kalkandere'de olduğu için oraya gitmek istediğinde yer değiştirmesi Fındıklı'ya yapılabilecek. Dikkatiniz çekerim Of-Kalkandere arası 23km. Yani bu öğretmen 23 km' yi bırakıp 100km'lik mesafeye razı olacak.

Bu durumu vicdanla, hakla izah etmek mümkün değildir. Bu nedenle; Öğretmen istediği kurumları tercih etmeli sonra İl emrini seçebilmelidir.

İl emrine atanan kişi daha önce de bahsettiğimiz gibi ikamet ya da eşinin görev yeri de göz önüne alınarak valiliklerce boş kadrolara atanmalıdır.

Bu karar il emrinin geri gelmesi ya da öğretmenlere yardımcı olunması değil yeni ve daha büyük sorunları ortaya çıkarma kararıdır.

Sözleşmelilere Gelince; (Onlar yine üvey evlat)

Onlar kadrolu eşlerini yanlarına almak istediklerinde olmaz öğretmensiniz denen, il emri istediklerinde ise olmaz sözleşmelisiniz denen ikinci sınıf vatandaşlar olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Bu anlayışla bu işi çözmek mümkün değildir.

2006 yılında başımıza gelen bir konuyu anlatalım;

Bir öğretmen eşiyle yer değiştirme istedi. Erkek eşin tayini Bodruma çıktı diğerinin ise çıkmadı. Tayini çıkanın eşi özür grubuna bir baktı ki eşine 150-200km mesafede, okullar var tabii ki, erkek eş yer değiştirmekten vazgeçti. Bir adamını bulup taa personel genel müdür yardımcısına kadar ulaştı makamına vardı ve verilen cevap olmaz eşinizi Muğla'ya yollayacağız bak şuraya gidebilir, şura olabilir diye 150-200km mesafedeki okulları göstermeye başlamakla beraber istersen hemen yapayım demiş.

Yani anlayacağınız tayinini iptal ettirememiş. Bakınız kişi Bodrum'daki tayinini iptal etmek istiyor varoştaki değil. Bu kişi nerede çalışıyor dersiniz öğretmen açığının en çok olduğu il olan İstanbul'da. Bodrum'dan vazgeçip İstanbul'da kalmak için verilen mücadeleyi düşünün.

Sonra ne oldu biliyor musunuz gitti yargıya ve davayı kazanarak İstanbul'da kaldı.

Amaç sorun çözmek mi yoksa çözdüm gibi görünmek mi siz karar verin.

Özür grubuna tabi bir personel olmadığımı da dipnot olarak belirtmek isterim.

Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber