'Din kültürü öğretmeni kendini memur olarak düşünemez'

Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz, "Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni kendisini okulda devletin memuru ve bir öğretmen olarak düşünüyorsa yanlış yapıyordur" dedi.

Yılmaz, Servergazi İmam Hatip Ortaokulunda düzenlenen "Türkiye'de Din Eğitimi ve İdeal Öğretmen" konulu konferansta yaptığı konuşmada, İslam dünyasının Türkiye üzerinde bir beklentisinin olduğunu, Türkiye'de de imam hatip okulları ve din kültürü öğretmenlerinden bir beklenti olduğunu belirtti. Bu beklentinin milli ve manevi duyguların verilmesi olduğunu ifade eden Yılmaz, "Bir saatlik din dersi, dini duygu ve düşüncenin canlı tutulması açısından, çocuklarımızın zihinlerindeki sorunların cevaplanması açısından, çocuklarımıza duruşuyla, sunuşuyla birtakım davranışlarıyla Müslüman modelinin aktarılması açısından çok önemlidir." diye konuştu.

Yılmaz, seçmeli din derslerinin Türkiye'nin eğitim tarihinde çok önemli bir süreç olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:

"Din eğitimi alanında bir devrimdir. Bu bizler için büyük bir fırsattır. Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni kendisini okulda devletin memuru ve bir öğretmen olarak düşünüyorsa yanlış yapıyordur. Bu öğretmenlerimiz, Allah'ın dinini çocuklara aktarmak, onların ahlaki, milli, manevi ve insanı değerleri en uygun kuşanacak şekilde yetiştirmek üzere doğru bilgili, doğru inanç ve anlayış çerçevesinde farkındalık kazandırmak için manevi anlamda kendisini sorumlu hisseden biri olması lazım. Yani devleten değil dinen görevli olması lazım. Bunu bir fırsat olarak düşünmek lazım."

Yılmaz, alimle muallimin arasında fark bulunduğuna dikkati çekerek, "Muallimlik, ruhu ve bilgiyi aktarmaktır. Sınıfın kapısından girerken bir mabedin kapısından girer gibi aşkla giriniz. Öğrencilerimiz ve velilerimiz sizlerden çok büyük özen ve özveri bekliyorlar." ifadelerini kullandı.