Kadir Topbaş: Şehri biz yönetmeseydik kimse sokağa çıkamazdı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve aynı zamanda Ak Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kadir Topbaş ile seçim otobüsünde projeleri konuştuk.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 27 Mart 2014 00:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Kadir Topbaş: Şehri biz yönetmeseydik kimse sokağa çıkamazdı

Edip Üzen/Memurlar.net

İstanbul nasıl bir tarihi geçmişe sahip?

İstanbul çok özel bir şehir. 8500 yıllık tarihi hem Avrupa hem de Doğu medeniyetleri açısından bütünlük sağlayıcı özelliklere sahip. İstanbul üç imparatorluğun başkenti oldu. Osmanlı İmparatorluğu, Roma ve Bizans'ın evrensel değerlerini devraldı.
2700 yıl boyunca dünyada alınan kararları etkileyen bir siyasi merkez oldu. Taşıdığı tarihsel miras, sahip olduğu özel konum, doğal güzellikleri, hem Doğulu hem Batılı olması, çok katmanlı, çok kültürlü ve çok renkli oluşuyla İstanbul'un, başka hiç bir dünya kentinin sahip olmadığı nitelikleri var. İstanbul sadece iki kıtanın değil, 'iki dünyanın birleştiği' bir kenttir. Doğu ile Batı'yı bir araya getiren 2 bin yıllık küresel ağlar İstanbul'da buluşur. Doğudan gelen 9 bin kilometrelik İpek Yolu ve Batıdan gelen 85 bin kilometrelik Roma Yolu İstanbul'da birleşir. Arzın merkezini simgeleyen 'milyon taşı' buradadır. İstanbul, insanlığın büyük ve paha biçilemez mirasını binlerce yıl boyunca muhafaza eden ender şehirlerdendir. Bu kente hizmet etmek onurdur, gururdur. Çok şükür İstanbullular bize bu onuru iki dönemdir yaşatıyorlar.
İstanbul'un "Kadir Abisi" diyorlar. Bu güveni boşa çıkarmamak için gecelerimizi gündüz yaptık, 24 saat çalışıyoruz.

İstanbul'a başkan olma hayalini hiç kurmuş muydunuz?

Doğrusu, belediye başkanlığı özellikle düşündüğüm ve düşlediğim bir makam değildi. Beni, belediye başkanlığına yönlendiren Sayın Başbakanımızdır. Kendisi, 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunda benim de Beyoğlu Belediye başkanı olmamı istedi. 1999 yılında Beyoğlu Belediye Başkanlığına adaylığımı koydum ve seçildim. Yine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olmamın arkasında da Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın motivasyonu bulunmaktadır. 2004 seçimlerinde Beyoğlu'nda yapmış olduğumuz hizmetleri referans olarak gören İstanbulluların oyları ile bu şaheser kente ve bu kentte ikamet eden tüm hemşerilerime hizmet etmek için İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığına seçildim. Yapmış olduğumuz hizmetlerin İstanbullular tarafından beğenildi ve takdir edildi. Bunun en çarpıcı göstergesi İstanbul'da üst üste ikinci kez belediye başkanı seçilerek, bir ilke imza atmış olmamız. İstanbul'a ve İstanbulluya hizmet benim için büyük bir onur. İstanbullulara teşekkür ediyorum.

Döneminizde İstanbul nerdeydi, nereye geldi?

Son 9 yılda çok mesafe kaydettik. Sayın başbakanımızın yerel yönetim anlayışını sürdürdük. Başlanan projeleri tamamlamak da nasip oldu, yenilerini üretmekte... Bu şehirde yaşayanlar ve bu şehri ziyaret edenler, İstanbul'un son yıllarda kat ettiği büyük mesafeyi görüyor. Şehircilik hamleleri başka kentlerin esin kaynağı oluyor. İstanbul bugün şehircilik uygulamaları ile dünya şehirlerine örnek olan bir şehir. Bu şehrin yollarını, kavşak ve köprülerini, demiryollarını, arıtma sistemlerini yaparken uzun vadeli baktık. Bu şehre yakışan, şehrin estetiğine katkı yapan, zenginlik katan işler yaptık. Bir yandan birikmiş ve acil çözüm isteyen meseleler vardı, çözmeliydik. Diğer yandan şehrin değerlerini korumak ve şehre değer katmak arzusundaydık, yapmalıydık.
Sadece yollarını, köprülerini, kavşaklarını inşa etmedik. Biz, İstanbul'un havasını, suyunu ve denizlerini de temizledik. Bu kentin Anayasasını yani Çevre Düzeni Planını yapmak bize nasip oldu. Yaptığımız her işte, insanlara dayatmada bulunmak yerine toplumun fikrini almayı tercih ettik. Beklenti ve önerilere saygı duyduk. Projelerimizi bu beklenti ve önerileri karşılayacak şekilde planladık. Her işimizde üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, meslek birliklerinin ve tüm İstanbulluların katılımını aradık ve sağladık. Şehrin turizmini geliştirdik. Eski eserleri ihya ettik. Kayıp eserleri gün yüzüne çıkardık. Bugün İstanbul, son derece şık otelleriyle, kongre merkezleriyle, sanat galerileri ve müzeleriyle yabancı ziyaretçileri cezbediyor. Sekiz yıl öncesine göre üç kat artan turisti, modern ve temiz otellerinde ağırlayabiliyor. Artık uluslar arası kongrelere ev sahipliği yapan dev kongre merkezlerimiz var. Bu merkezlerde küresel sorunlara çözüm aranan organizasyonlar düzenleniyor. Bir dönem İstanbul küresel kararları uygulamakla mükellef bir kent haline gelmişti. Şimdiyse, geçmiş görkemli günlerinde olduğu gibi, yeniden küresel kararların alındığı bir kent oldu. Artık bu kent uluslar arası şampiyonaları dev salonlarında, zorlu pistlerde ve arena ölçeğindeki statlarında izletebiliyor. Ve asla çözülemez gözüyle bakılan ulaşım sorunu yapılan milyarlarca liralık dev yatırımlarla hızla çözüme doğru gidiyor. İstanbul, Kartal'dan Sarıyer'e, Olimpiyat Stadı'na raylı sistemlerle ulaşılabilir hale geldi, hatta mahalle mahalle metroya kavuşacak. Saatler süren güzergahlar, metrobüs gibi, metro gibi çevreci ve konforlu ulaşım sistemleri sayesinde her geçen gün dakikalarla ölçülür hale geliyor.

Bir İstanbullu olarak şunu öğrenmek istiyorum, kurak bir kış geçirdik ve uzmanlar susuz bir yaz geçireceğimize dikkat çekiyor, belediye olarak bu duruma hazır mısınız ve ne gibi önlemler aldınız?

İstanbul'u susuz bırakmayacağız. Kuraklık devam etse bile İstanbul'un içme suyu ihtiyacını karşılamak için alternatif planlarımız var. İstanbul halihazırda günde 2,5 milyon metreküp su tüketiyor. Bizden önce 30-40 yıl susuzdu. Su satış istasyonlarından su alırdık. Bugün İstanbul 17 milyon. Günlük 2,5 milyon metreküp su kullanılıyor ama susuzluk var mı? Yok. Su vereceğiz merak etmeyin. Bizim A, B, C planlarımız var. İnşallah, 2071'e kadarki ihtiyacımızın altyapısını yaptık.

Trafik İstanbul'un en önemli sorunlarından... İstanbul'un bu sorununu çözebilecek misiniz? Bunun için ne kadar bir bütçe ayırdınız?

Dünyanın tüm büyük metropollerinde trafik sorunu olduğu bir gerçek. Fakat İstanbul'daki trafik farklı bir şey... Zira bunun kökeninde 50'li yıllarda başlayan ve on yıllarca süren plansız gelişmenin ve büyümenin biriktirdiği sorunlar bulunuyor. Buna bir de Ak Parti ile birlikte ülkemizin hızla zenginleşmesi ve araç sahipliğindeki geometrik artışı, trafik kuralı ihlallerini ve çözüme yönelik çıkarılan engelleri eklemek gerek. Plansızlığın neden olduğu sorunlar, araç sayısındaki hızlı artış ve trafik kuralı ihlalleri bir araya gelince zaten son derece olumsuz bir tablo ortaya çıkıyor. Eğer şehri biz değil de başkaları yönetiyor olsaydı, sizi temin ediyorum, bugün kimse sokağa çıkamazdı. İstanbul, yaşanmaz daha da ötesinde yaşanamaz bir hal alırdı.

Bu sorunu çözmek için daha baştan bir ulaşım master planı yaptık. Son 9 yılda 32,3 milyarı ulaşım olmak üzere 60 milyar yatırım yaptık. Ulaşımda da geleceğin İstanbul'unu tasarladık. İstanbulluların daha hızlı ve daha konforlu ulaşım imkanına kavuşması için alanında ilk olan projeleri bir bir hayata geçirdik. İstanbul'un tıkanan damarlarını açmak için tüneller, yollar ve kavşaklar yaptık. Metropol trafiğine metrobüs çözümü getirdik. Mevcut raylı sistem uzunluğunu katladık. Deniz ulaşımında vapurları, iskeleleri yeniledik. Şimdi de 700 yolcu kapasiteli 10 yeni gemi alacağız. Bu dönem ulaşımda büyük bir çığır açıyoruz. Havaraylar yapacağız, teleferikler kuracağız. Her mahalleye otopark projemiz var. 19 adet metro, havaray ve teleferik projesi ile 100 bin araçlık modern otopark projeleri mecliste onaylandı. Şişhane Metrosu'ndan Mecidiyeköy'e, Kartal'dan E-5'e havaray kuruyoruz. Beykoz'da Karlıtepe ve Yuşa'ya, Kartal'da Kartal İstasyonu'ndan Aydos'a teleferik hattı kuruyoruz. İstanbul'da ulaşım rayına oturuyor diyebiliriz. Karayollarında 286 tane kavşak bitirdik. 3 tünel yol açtık. Yaptığımız tünel yolları biliyorsunuz, çok tercih ediliyor. Ulaşımda ana omurgayı metro ve raylı sistem yatırımlarına ayırdık. Marmaray, Haliç Geçiş Köprüsü mesafeleri kısalttı. Ulaşımda konfor algısını değiştirdi. Artık dakikalarla mesafeleri kat ediyoruz.

Entegre ulaşım hamlelerimiz devam ediyor. Bu şevkle raylı sistem uzunluğunu 141,5 kilometreye çıkardık. 110 kilometre raylı sistem inşaatı da devam ediyor. Tanıtım programımızda 2019 yılında hedefimiz 400'dü, yaptığımız son çalışmalarda bunu revize ettik ve hedefimizi 430 kilometreye uzunluğuna çıkardık. 2019 sonrasında da 776 kilometre metro hattına da inşallah İstanbul kavuşmuş olacak. 2016'da 7 milyon insan metro kullanacak. 2019'da 11 milyon kişi yerin altından seyahat edebilecek. Bu hedefleri bilimsel olarak ortaya koyduk. Trafiğe her gün yaklaşık 600 araç eklenmesine rağmen, 2004'te 53 dakika olan ortalama yolculuk süresini 49 dakikaya indirdik. Biliyorsunuz yokuş çıkamayan otobüs dönemini kapattık. Akıllı otobüsler dönemini başlattık. Otobüs filomuzu yeniledik, 3 bin yeni otobüs hizmete aldık. Yaş ortalaması 14,6 idi. Yenilemelerle 5'e indi. Otobüslerimiz teknoloji donanımlı, akıllı, çevre dostu, klimalı, konforlu, engellilere uygun otobüsler...

Çevrenin korunması ve şehir planlaması için nasıl bir yol haritası izlediniz?

Küreselleşen dünyada metropollerin en büyük sorunu aşırı göçe dayalı hızlı büyüme. Bunun sonucunda da plansız kentleşme yaşanıyor. Bu gerçek bütün dünya şehirleri için geçerli. Biz yönetim olarak İstanbul'da yaklaşık 60 yıldır gelişen plansız büyümeyi durdurduk. İstanbul Metropolitan Planlama Merkezi'ni kurarak İstanbul'un her noktasını bütüncül olarak planladık ve çalışmalarımızı bu anlayışla sürdürüyoruz. Bu merkezde 14 ar-ge grubunda 500 civarında akademisyen, mimar, şehir plancısı ve mühendisin ortak çalışmasıyla İstanbul'un geleceğini planladık. Belediye meclisimiz tarafından da onaylanan ve bizler için kentin anayasası niteliğindeki 100 binlik Çevre Düzeni Planı yaptık. Ve "ekolojik sürdürülebilirlik", "ekonomik sürdürülebilirlik" ve "kültürel sürdürülebilirlik" açısından birbirini bütünleyen bir plan ortaya çıkardık.
İstanbul'a turizm, finans, spor, ticaret ve kültür-sanat merkezi olma fonksiyonları yükledik. Yatırımlarımızı bu konseptte sürdürüyoruz. Örneğin çevreye yaptığımız yatırımların belirgin örneklerinden birisi Haliç'te somutlaştı. İstanbul'un en gözde mekanlarından birisi olan Altın Boynuz Haliç'i yeniden çekim merkezi olacak şekilde ele aldık. Haliç'in temizlenmesi için 733 Milyon Dolar yatırım yaptık. Bu kapsamda Haliç'in temiz kalabilmesi için 5 milyon m3 çamur çıkarıldı. Çamurun depolandığı 180 bin m2'lik alan, yeşil alana dönüştürüldü. Ayrıca İstanbul Boğazından 5 km'lik tünelle Haliç'e deniz suyu ulaştırdık. Böylece temiz su hareketliliğini ve biyolojik çeşitliliği daha güçlü hale getirdik. 21,1 milyon dolarlık proje kapsamında günde 260 bin m3 deniz suyu Haliç'e ulaştırılıyor. Haliç'i yeşilin ve mavinin buluştuğu bir doğa güzelliği olarak yeniden İstanbul'a kazandırdık.

En merak edilen konulardan birisi deprem. İstanbul depreme hazır mı?

Öncelikle şunu ifade edeyim; İstanbul'un mevcut yapı stoku depreme karşı yetersiz. Eski mevzuat, 1998 yılına kadar İstanbul 2. derece deprem bölgesi olarak kabul etti. Yapıların çoğu o kıstaslara göre yapıldı. Düşünün 1 milyon 600 bin binanın yüzde 70'i imara aykırı. Bu çok büyük bir rakam. İstanbul ülkemiz için çok önemli bir şehir. Oluşacak zararların telafisi son derece zor. Burada oluşacak zarar kentin hatta ülkenin geleceğini ipotek altına alıyor. Bu gerçeğin bilimsel tetkiklerini yaptık. İstanbul'un mikro bölgeleme rapor ve haritalarını hazırladık. Bir anlamda kentin zemininin röntgenini çektik. Burada da binaların zemin özelliklerine uygun bir şekilde yapılmadığını gördük. Yani tahlilleri yaptık, teşhisi ortaya koyduk şimdi de tedavi ediyoruz.

Kentsel dönüşüm çalışmaları hakkında neler söyleyeceksiniz?

Bu konuda yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığında. İlçelere de büyük görev düşüyor. Biz koordineli bir şekilde bu süreci yürüterek nihayete erdireceğiz. İstanbul, uzun yıllar plansız ve deprem riski göz ardı edilerek gelişmiş bir kent. Bir sanayi merkezi olarak kurgulandı. Bu hatalı yaklaşımdan da büyük zarar gördü. Aşırı göç aldı. Plansız gelişme neticesinde su havzaları, orman alanları, eşik bölgeler yerleşim baskısı altında kaldı. Denizleri, havası kirlendi. Ayrıca, 1998 yılına kadar İstanbul'u 2. derece deprem bölgesi olarak kabul eden bir anlayış vardı. Bu yüzden kent genelinde yapı stoku depreme karşı dayanıklı değil. Düşünsenize, 1 milyon 600 bin binanın yüzde 70'i imara aykırı. Bu çok büyük bir rakam. Bir afette oluşturacağı zararla kentin, hatta ülkenin geleceğini ipotek altına alıyor.
Bu sebeple biz, İstanbul'da kentsel dönüşümü belli başlıklar altında planladık. Deprem odaklı, stratejik ve tarihi mirasın korunmasına yönelik kentsel dönüşüm projeleri hazırladık. Bunları yaparken vatandaşlarımızın dönüşümün içinde yer alması için çalışıyoruz. Yasal zorlamalarla insanları baskı altına almak yerine geliştirdiğimiz araçlarla onları kentsel dönüşüme katılmaya teşvik ediyoruz. İmar transferi, imar artışına dayalı kentsel dönüşüm modeli, yerinde dönüşüm, donatılarıyla bir bütün oluşturan modern yaşam alanlarında sağlıklı konutları uygun maliyetlerle temin etmemizin nedeni bu. Bunda da başarılı oluyoruz.

Kentsel Dönüşüm çalışmaları, İstanbul'un tarihi yapılarına zarar verecek mi? Bunun olmaması için ne tür önlemler alınıyor?

Tarihi yapılara zarar vermeyecek. Aksine tarihi alanları da kentsel dönüşüm kapsamına almak suretiyle koruyoruz. Halihazırda Süleymaniye, Beyoğlu, Haydarpaşa gibi bölgelerde tarihi mirasın korunmasına yönelik kentsel dönüşüm çalışmalarımız var.
İstanbul'a kimliğini veren bu tarihi bölgeleri bir depremde kaybetmek istemiyoruz. Bu alanlarda bir yandan tarih eserleri restore edip, yeni fonksiyonları ile İstanbul'un hizmetine sunarken, diğer yandan da tarihi İstanbul'u yeniden kazanıyoruz.

İstanbul'un en önemli sorunlarından biri de sanayi ile konutların iç içe olması, sanayiyi şehrin dışına çıkarmayı düşünüyor musunuz?

Eğitim, ticaret, sanayi, yerleşim, turizm ve konaklama dengesine göre yeni bir kent kurguluyoruz. Bu çalışma İstanbul için hayati önem taşıyor. Biz İstanbul'un geleceğini düşünerek bu projeye başladık. İMP'de İstanbul'un 100 yıllık perspektifini ortaya koymak için çalışıyoruz. Hedefimiz, tarihini koruyarak geçmişin ruhunu taşıyan 21. yüzyıl yapıları ile geleceğin İstanbul'unu yaşatmaktır.

Önümüzdeki dönem İstanbul'da mega projelerin start alacağı bir süreç olarak öne çıkıyor. Kanal İstanbul, İki şehir, 3. Köprü, 3. Havalimanı projeleri ve İstanbul'a olan etkileri nelerdir? Bu projeler İstanbul'un nüfusunu nasıl etkiler?

Evet, gelecek dönem çılgın projelerin İstanbul'u zirveye taşıyacağı bir dönem olacak. Patenti Sayın Başbakanımıza ait bu projelerle Türkiye, küresel ekonomik durgunluğa meydan okuyacak. Örneğin Kanal İstanbul yüzyılın en büyük projelerinden biri... Proje, İstanbul'un Avrupa yakasına, Karadeniz ve Marmara Denizi'ni birbirine bağlayacak yaklaşık 45-50 kilometre uzunluğunda bir kanal yapılmasını içeriyor. Dünyanın en büyük gemilerinin geçebileceği bu kanalın su derinliği 25 metre kadar olacak. Günde 160 geminin geçeceği bu proje sayesinde Boğaz'daki gemi trafiği sona erecek ve burada kongre, festival, fuar merkezleriyle, spor tesisleriyle, konutlarıyla yeni bir yaşam merkezi ortaya çıkacak. Bu arada İstanbul Boğazı, su sporlarının yapılacağı, kent içi ulaşımı kolaylaştıran bir doğal güzellik olarak aslına dönecek. Bu projenin ihalesine en kısa zamanda çıkılacak. Bunun gibi İstanbul'u dünyanın zirvesine taşıyacak diğer bir proje de "İki Yeni Şehir." Bu projenin 3 boyutlu kent animasyon çalışmalarını bitirdik. Bu proje ile İstanbul, Kilyos Karaburun arasındaki 30 kilometrelik bir hatta takriben 750 bin kişinin yaşayacağı sürdürülebilir - ekolojik kentlere kavuşacak. Yeni şehirlerin kurulacağı alan 3. Köprü, Kuzey Marmara Otoyolu, hızlı tren ile entegre olacak. Kısacası yeni şehirlere ulaşım çok kolay olacak. Bu şehirler, büyük kentsel donatılarıyla, yeşil alanlarıyla, marina, otel, kongre merkezi ve iş alanlarıyla İstanbul'un ihtiyaç duyduğu alanlar olacak. Kent merkezindeki nüfus baskısını azaltacak. Yeni kent merkezi ile yepyeni tipte bir şehir ortaya çıkacak. Tamamen farklı bir kent olacak. Bu anlamda yeni kent, otomobil merkezli bir kent olmayacak. Yeşili, sürdürülebilirliği, yenilenebilir enerjiyi teşvik eden bir kent olacak. Deniz kıyısında yol olmayacak. Bu sayede İstanbul ailelere ait olacak, çocuklara ve yaşlılara ait olacak. 2015 yılında hizmete alınacak 3. Köprü ise hem bu projelerin merkez ile bağlantısını sağlayacak, hem de FSM ve Boğaziçi Köprüleri taşımacılıktan kaynaklanan transit yükten kurtaracak. Bu durum İstanbul'da kent içi trafiğin rahatlaması adına da büyük bir adım olacak. Yine Sayın Başbakanımızın talimatıyla kuzeyde, yılda 150 milyon yolcu kapasiteli ve gerekirse geliştirebilme imkanı olan üçüncü bir havaalanını kente kazandırıyoruz. İlk etapta 100 milyon yolcu taşıyacak bu havaalanı konusunda çalışmalar hızlı bir şekilde yürüyor. Bütün bunlar İstanbul'un prestijine prestij katacak projeler. Zaten kent, son yıllarda dünyanın dikkatini çeken ve burada bulunmanın bir ayrıcalık olarak kabul edildiği sürece girmişti. Öyle ki; havaalanlarımız yetmeyecek hale geldi. Şimdi bu çılgın projelerle İstanbul'un dünya üzerindeki konumu daha da güçlenecek. Kente katma değer sağlayacak. Bunlar bir anlamda geleceğimize yapılmış yatırımlar. Çünkü bu gelişmeler İstanbullulara da son derece olumlu yansıyacak. İstanbul, daha zengin, daha yaşanılabilir, standartları daha yüksek bir dünya kenti olacak. Çocuklarımıza yaşadığımızdan çok daha iyi bir kent bırakacağız. Nüfusu artırma konusuna gelince, sürekli artan nüfusa sahip bir şehir plansız, projesiz olmaz. Zaten daha önceki yöneticilerin en büyük eksikliği de bu oldu. Biz göreve geldiğimizde çarpık yerleşimli bir kent bulduk. Bu sebeple göreve gelir gelmez uzman şehir plancısı ve öğretim üyelerinden oluşan 400-500 kişilik bir ekiple İstanbul Metropolitan Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi'ni kurduk. Burada yedi tepeli kentin Silivri'den Tuzla'ya, Adalar'dan Şile'ye kadar her bir karışının geleceğini planladık. Ardından 1/100 bin ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'nı uygulamaya koyduk. Şimdi kenti kapsamlı bir yapısal dönüşüm sürecinden geçirerek, yaşam kalitesini arttırıyoruz. İstanbul'u dengeli gelişen, çok merkezli bir kent olarak yeniden inşa ediyoruz. Böylece aşırı yığılmalara bağlı olarak kentin belirli bölgelerinin sorunlar yumağı olmasının önüne geçiyoruz.

Deniz ulaşımı, karayolun trafiğine alternatif olacak mı?

Biz her türlü altyapıyı hazırlıyoruz. Ancak kültürle de ilgisi olan bir konu. Alışkanlıklar ve yaşam kültürü kolay değişmiyor. Ancak Marmaray, Haliç Geçiş Köprüsü ve entegre raylı sistemlerle bunu yaygınlaştıracağız. Marmarayla karayolu ulaşım oranını düşürdü. Bu yeni hatlarla daha da etkili olacak. Deniz ulaşımında vapurları, iskeleleri yeniledik. Şimdi de 700 yolcu kapasiteli 10 yeni gemi alacağız. Şuan yüzde 5'lere ulaştık. Hedefimiz yüzde 10.

İstanbul'da yaşayan engelli vatandaşlara neler söylemek istersiniz?

Dezavantajlı gruplara sağlanan imkanlar bir medeniyet göstergesidir. Engellilere yönelik çalışmalarımız tüm İstanbul'un standartlarını yükseltiyor. Başbakanımızın belediye başkanlığı döneminde kurmuş olduğu 2 engelli merkezi sayısını biz, 25'e çıkardık. Bu konuda hassasiyetimizi sürdürüyoruz. Dünya Sağlık Örgütü'nün örnek aldığı projelere imza attık. Engelli Merkezleri'nde verdiğimiz eğitimlerle yaklaşık bin 500 engelli kursiyeri iş sahibi yaptık. Kamu kurum ve kuruşlarına, iş-kur, zabıta ve polis personellerine, üniversite öğrencilerine, din görevlilerine ve hemşirelere Türk İşaret Dili Eğitimi veriyoruz. 2008 yılında açılan Tuzla İş Atölyesi'nde Zihinsel Engelliler Eğitim ve Beceri Kazandırma Merkezleri'nde eğitimlerini tamamlayan engelliler için seramik, bilgisayar, okuma yazma, matbaa, ağaç işleri, galoş üretimi, seracılık, mum imalatı, bilgisayar, iş ve meslek ahlakı konularında eğitim veriyoruz. Engelliliğin erken yaşta fark edilmesini sağlamak amacıyla "Küçük Adımlar Erken Eğitim Projesi"ni başlattık.
İstanbul'daki belediye otobüslerimizi engellilerimize uygun olarak yeniledik. Yeni bir projemiz daha var. Duraklara koyacağımız bir buton olacak. Yaşlı veya engelli bir vatandaşımız bu durağa geldiğinde butona basacak. Durağa yaklaşan otobüs şoförü de durağa gelmeden buna göre hazırlık yapacak. Ayrıca metro istasyonlarına, asansörlere Braille alfabesi ile bilgilendirme mesajları bulunuyoruz. İstanbul'u engelli vatandaşlarımız için daha yaşanabilir bir hale getirmek için çalışıyoruz.

"Erişilebilir bir İstanbul" adı altında oluşturduğumuz birimle bütün projelerimizde engellilerin ve bütün dezavantajlı grupların olurlarını almadan hiçbir projeyi hayata geçirmiyoruz. Hatta bu komisyonun oluruyla hak edişler ödeniyor. Artık engelli vatandaşlarımız İstanbul'u gönüllerince kullanabilmelidir. Bunun için çok büyük aşamalar kaydettik. Artık engelli yurttaşlarımız yanlarına bir refakatçi almadan ulaşım sağlayabiliyor. Ücretsiz Seyahat Kartlarını kullanabiliyorlar. Biz özürlü vatandaşlarımızın hayatlarını kolaylaştırmak ve yaşamlarına daha fazla renk katmak istiyoruz. Bu hizmetlerden birisi de her yıl kampımızda tatil yapabilme imkanıdır. Biliyorsunuz Çiroz Özürlü Yaz Kampı projemizin ünü sınırları aştı. Bu kampta özürlü vatandaşlarımız yakınları ile beraber ücretsiz tatil yapabiliyorlar. 2004 yılından bu yana bu hizmetten yararlanan kişi sayısı 35 bini geçti. Sezon'da yaklaşık 5 bin kişi yararlanıyor. Burası 60 bin metre kare yeşil alan üzerine kurulu. Bu kampta özürlü vatandaşlarımız aileleriyle birlikte kendilerini iyi ve mutlu hissedebilecekleri bir tatil geçirebiliyorlar.
Eyüp Hüsrev Paşa Tekkesi'nde 5 bini aşkın eserle sesli kütüphane hizmeti veriyoruz. Ayrıca işitme engelliler için "e-danışmanlık ve canlı destek hizmeti" başlattık. Öncelik otistik çocuklarda olmak üzere hippoterapi (atla tedavi) yöntemiyle 8 bin kişiye hizmet verdik. Alo 153 ulaşım hizmet başlattık. Evinden çıkamayan ve toplu taşıma kullanamayanlar engelli vatandaşlarımıza yıllardır 70 araçla ile toplam 432 bin 280 ücretsiz ulaşım servis hizmeti verdik. Hastanelere, bankalara, dershanelere, okul, alışveriş merkezleri, sosyal etkinliklere ve çeşitli sınavlara ulaşımlarını sağladık. Hayatın içinde olmaları için ne gerekiyorsa yapmaya gayret ediyoruz, eksiklikleri tespit ettikçe gereğini yapmaya devam edeceğiz.

İstanbul'a yaptığınız spor yatırımlarından bahseder misiniz? İstanbul'daki spor tesisleri yeterli mi sizce?

Yeterli hale getiriyoruz. Çünkü İstanbul son 60 yılda çok plansız gelişti. Kaçak ve imara aykırı yapılar kenti sardı. Bu yüzden de sadece spor değil, en basit alt yapı yatırımları dahi yeterli düzeyde yapılamadı. Biz göreve geldiğimizde İstanbul spor tesisleri açısından çok yetersiz bir durumdaydı. Acilen bu konuya el attık. Spor'a 9 yılda yaptığımız yatırım miktarı 1 milyar TL'yi geçti. Sadece profesyonellerin değil, herkesin spor yapabileceği bir altyapı hazırladık. Sporda tesisleşme ve altyapı adına dev adımlar attık. Bütün başarılar altyapıyı daha ileri noktalara taşıdıkça artıyor. 55 yeni spor tesisi inşa ettik. 2004 öncesi 21 olan spor tesisi sayısı 76'ya çıktı. 13 yeni spor tesisi de yolda. Bütün bunlar spora olan ilgiyi arttırdı. 2012 yılında 2 milyon 500 bin kişi tesislerimize üye. Ayrıca sporu okullara taşıdık. Gençlerimizin sporla büyümesi ve sporda ülkemizi daha ileri noktalara taşımaları için 143 okul bahçesine spor salonu yaptık. 60 tanesinin yapımı devam ediyor. Hem öğrenciler hem de çevre sakinleri bunlardan istifade ediyor.

Kültür ve sanat alanında neler yaptınız?

Kenti, bir turizm, finans, kongre merkezi olmanın yanı sıra bir kültür-sanat merkezi olarak da kurguladık. Yaptığımız yatırımlarla da İstanbul'u dünyanın kültür-sanat merkezlerinden biri haline geldik.
Bu sonuca son 9 yılda gerçekleştirilen kararlı çalışmalarla ulaştık. Burada kültür- sanata yapılan 1,5 milyar liralık bir yatırımdan bahsediyoruz. Örneğin bu süreçte sayısı 4 olan merkezler 28'e ulaştı, kentin her yerine yayıldı. Bin 400 olan koltuk sayısı bugün 22 bini geçti. 8 olan sahne sayısı 17'ye çıktı. Ve hepsinden önemlisi kültür-sanat bir ayrıcalık olmaktan çıktı ve herkes için ulaşılabilir oldu. İstanbul'a orijinal müzeler de kazandırdık. 1453 panorama müzesi gibi... İstanbul müzeleri yılda 3,5 milyon kişiye hizmet veriyor. Florya akvaryumu gibi kentin sembolü olacak tesisler inşa ettik. 10 tarihi eserleri restore ettik, kentin çehresini değiştirecek 10 ayrı çalışma da sürüyor. Bu çalışmaların toplam maliyeti 260 milyon lira oldu. Yenikapı Transfer Merkezi ve Arkeopark Projesi'ni de burada saymak isterim. Kentin 8500 yıllık tarihine ışık tutacak, 30 hektarlık bir alana yayılan modern bir ulaşım ve kültür yapısından söz ediyoruz. Burada 35 bin envanterlik eser; batık gemiler, şapel, mendirek ve liman suru... Turizm her geçen gün gelişiyor. Artık İstanbul'da düzenlenen kültürel etkinlikler büyük ilgi görüyor. Kültür -sanat adına kentin itibarını yükseltiyor. Dünya medyasında gündem oluyor. İstanbul dünyada adı sanatla anılan bir kent haline geliyor.

İstanbul'un turizm performansı için neler söyleyebilirsiniz?

İstanbul; tarihi dokusu, coğrafi konumu ve stratejik derinliği ile cezbedici bir şehir. Büyüleyici. Bugün İstanbul, dünyanın turizm başkentleri arasındadır. İstanbul'a gelen turist sayısı son 9 yılda üç kat arttı. Uluslararası arenada elde ettiğimiz başarılar bunun en önemli göstergesidir.
Örneğin İstanbul AB dışından seçilen ilk Avrupa Kültür Başkenti oldu. Aynı şekilde Avrupa Spor Başkenti seçildi. Uluslar arası spor şampiyonlarına ev sahipliği yaptı. Dünya Finans Başkenti için en güçlü adayız. Dünya Tasarım Başkenti için ibre bizden yana.
Şu anda yılda 10 milyona ulaşmış durumda olsa da hedefimiz her yıl en az 30 milyon turiste ev sahipliği yapmak. Bu hedefimiz doğrultusunda arkeolojiden otel yatırımlarına kadar büyük bir seferberlik başlattık. Örneğin Marmaray çalışması yapılırken çıkan 'buluntular' özenle korundu. Yapımı devam eden Arkeopark tamamlandığında bu eserleri orada sergileyeceğiz. Kentin sembol yapılarından biri olan İstanbul Akvaryumu'nu ziyarete açtık. Yılda 2,5 milyon turist burasını ziyaret ediyor. Kongre ve kültür turizminde birkaç lig birden atladık. 2011'de birinci olduk. 9 yılda yaklaşık 630 yeni otel inşa edildi. 100' yakın otelin yapımı devam ediyor. Ayrıca yatımlarımızda entegre bir sistemi hayata geçirdik. Ulaşım ve çevre yatırımlarımız ile kültür ve turizm yatırımları arasındaki koordinasyonu sağladık. Yeni yapılacak havaalanına yakın bir yerde yeni bir kongre ve kültür merkezi yapacağız. Dünyanın ilk şehir televizyonu İSTWEB TV ve İBBTUBE'yi kurarak İstanbul'un potansiyelini daha iyi tanıtma yolunda önemli bir adım atmış olduk. İstanbul'un bu performansı dünya medyası tarafından da yakından takip ediliyor. İngiliz Daily Telegraph gazetesi tarafından "En İyi Kültür Şehri" ve "En Büyük Kültürel Destinasyon" alanlarında ikincilik ödülüne layık görüldü. The Guardian İstanbul'u Avrupa'nın yeni eğlence başkenti ilan etti. New York Times ise İstanbul'un en çok ziyaret edilmek istenen kent olduğunu yazdı.

Tecrübeli bir başkan olarak yerel yönetimlere ne mesajı verirsiniz?

Öncelikle hangi etnik kökenden, dinden, renkten olursa olsun insanlık olarak hepimiz daha iyi bir dünyada yaşamak istiyoruz. Dünya üzerinde barışın sağlanması ve refahın artması hepimizin çıkarına. Bunun için ekonomik ve kültürel ilişkilere daha çok yoğunlaşmalıyız. Çünkü tarih boyunca ekonomik ve kültürel ilişkiler, toplumları birbirine yaklaştırmıştır. Sorunların gerilim yerine diyalog ile çözülmesine zemin hazırlamıştır. Günümüzde bu diyalog kanalını gittikçe daha çok genişleten ve geliştiren bir kavram var; "kent diplomasisi". Kent diplomasisi ile devletler düzeyinde çözülemeyen birçok sorun karşısında çok ciddi başarılar elde edilmektedir. Yerel yöneticiler olarak, bizlerin de birer diplomat gibi hareket ederek vatandaşlarımıza, savaşlardan, kavgalardan, yoksulluktan arınmış, huzurlu ve çağdaş kentler sunma sorumluluğumuz var. Muhakkak ki yerel yönetimler klasik görevlerinin yanında küresel çapta insanlığın diğer sorunlarıyla mücadelede ortak yöntemler geliştirmelidirler. Sosyal, ekonomik ve eğitsel projeler ile uluslar arası kalkınma ve gelişim projelerinin daha etkin partnerleri haline gelmelidirler. Bu adımla küresel ölçekte kaynakların ve refahın adil paylaşımında somut projelerde önemli roller oynamalıdırlar. Bunun için kentsel yaşam, kültür, sosyal entegrasyon ve toplumsal gelişme konularındaki deneyimlerimizi birbirimizle paylaşmalıyız. Ve bu paylaşımdan çıkardığımız ortak dersleri insanlığın ortak kullanımına sunmalıyız. Ve bu paylaşımı çok daha etkin ve sosyal bir organizasyonla güçle yapmalıyız. Bütün farklılıklarımızı bir tezada, bir çatışmaya değil, mükemmel bir terkibe, muazzam bir senteze dönüştürmeliyiz. Birinin ötekinin sesini boğmadan, birbirine üstünlük iddiasında bulunmadan, aynı sevgiyle aynı hedefe doğru koşmalıyız. Ekonomik ittifakların, askeri ittifakların çok ötesinde, insanlığın evrensel talebini, barış ve adalet talebini dile getirmeliyiz. Bunun için risk almazsak, bunun için ülkelerimizin iradelerini zorlamazsak, yarınki nesillere daha çok acı yaşatan bir dünya bırakabiliriz. Kutuplaşmanın, gerilimin, ön yargıların, merhametsizliğin, şiddetin, terörün, yoksulluğun değil, adaletin, barışın kapısını tüm dünyada zorlamalıyız. İşte o zaman doğu ile batının kuzey ile güneyin farklılık adına değil kardeşlik adına ne kadar büyük bir zenginlik olduğunu hissedeceğiz. Evrensel barış yolunda dayanışma halinde olmalıyız. Felaketlerin değil, kardeşliğin ve hakiki dostluğun dalga dalga yayıldığı bir dünyayı düşlüyorum.

2023 İstanbul vizyonunuz nedir?

Çarpık kentleşme ve ulaşım problemini çözmüş, yılda en az 30 milyon turist çeken, finans, turizm, ticaret, kültür ve sanat merkezi olarak dünyanın önde gelen kentleri arasında yerini almış bir İstanbul. Zaten göreve geldiğimden bu yana da tüm çalışmalarımı bu bilinçle yapıyorum.


Harun Karacan: Eskişehir'de göstermelik hizmetler yapmayacağız

Baydemir: İzmir'in Çeşme'si varsa Şanlıurfa'nın Halfeti'si var

Güvenç: Şanlıurfa Türkiye'nin ilk 5 ili arasına girecek

Emin Ekmen: Batman için 90 proje hazırladık

Mansur Yavaş: Ankaralılar AVM'lere mahkum olmayacak

Fehmi Alaydın: Bitlis'i geleceğe hazırlamaya çalışıyoruz

Ahmet Çakır: Malatya için 60 proje hazırladık

Seçime üç ay kala asfalt döktüler, onun dışında tek bir çivi yok

Mustafa Akaydın: 300 proje için 700 milyon liralık yatırım yaptık

T. Bakırhan: Siirt için 56 projemiz var

Mustafa Ak: Sosyal belediyeciliğe önem veriyoruz

Mamak'ın gecekondu algısını bitireceğiz

İşte Karabükte yapılanlar...

Fethi Yaşar: Görevimiz sadece hizmet yapmaktır

Mustafa Pekdoğan: Kendi elektriğimizi üreteceğiz

Mehmet Ceylan: Kanal Karabük yapacağız

Mehmet Özhaseki: Kayseri'de ilçeler Büyükşehir ile kalkınacak

Hüseyin Olan: Bitlis'te tarihi dokuya zarar veriliyor

Gültan Kışanak: Belediye tesisleri güneş enerjisiyle çalışacak

Rafet Vergili: Siyasetim kimseyi ayırmadan hizmet etmek

Mustafa Sarıgül: 3. Havaalanı mutlaka yapılmalı

Hasan Ünver: Söyleyip de yapamadığımız proje yok

Haluk Şahin: Aksaray bizden önce köy gibiydi

Melih Gökçek'le, projelerini konuştuk

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber