Öğretmen seçimi tamamladı ama bir daha bunlar olmasın

Galibin olduğu bir yerde mağlup olan da vardır. Bu konuda yorum yapmayacağız fakat;

Seçimde yaşanan aksaklıkları paylaşmak zorundayız. Bunun için uyarılar yapmak en azından gündem yaratmak adına uygun olacaktır. Devlet memurları artık bu seçimlerde görev almak istememektedirler çünkü görevin sorumluluğu da, çalışma şartı da ağırdır.

Neler yaşadık bu seçimde;

Çuvallar sırtlandı, sokaklarda çuval taşıdı öğretmenler. Evde saklanan çuvallarda hep kaygı taşındı acaba bir şey olur mu diye? Sandığın kurulacağı okullara gönderilip muhafaza edilse daha sağlıklı olmaz mı? Kamera kayıtlı bir ortamda muhafaza edilebilir örneğin. Sandık başına düşen seçmen sayısı 300 civarında idi. Hatta 300 üstünde olan da vardı. Her seçmen 2 dakikada oyunu kullansa 600 dakika eder. O da 10 saate denk gelir. 08.00-17.00 saatleri arasında ise sadece 9 saat vardır. Sandık başına düşen seçmen sayısı daha az tutulmalıydı.

Sayımda karşılaşılan sorunlarla ilgili muhatap bulamadı sandıkta görevli insanlar. İlçe Seçim Kurullarına ulaşılamadı. YSK cevap vermedi. Sandık kurulları vicdan ile mevzuat arasına sıkıştılar. Örneğin; belediye seçimlerinin olduğu zarfa muhtarlık kağıdı koyan oldu. Sandık kurulu başkanları genellikle iki kabini ayırdılar, birini kullanmadan diğerine geçmediler fakat vatandaşa muhtarlık oy pusulası sokakta, evde dağıtılınca vatandaş haklı olarak zarfa koyuverdi. Şimdi bu zarftaki oyları geçerli mi kılacaksınız yoksa geçersiz mi? Zarfı teke indirelim üç pusulanın sığdığı zarfa iki kağıt daha ekleyelim olmaz mı? Ya da başka bir formül...

Bu konuda açık söyleyeyim bazı sandıklar ya da okullar geçerli saydılar fakat bazıları geçersiz saydılar. Vatandaş zarfa koyacağı 3 tane oy pusulasına da tercihini yapıp mührü basmış ve hiçbir art niyet olmaksızın, işaret vermeyi amaçlamaksızın yanlışlıkla muhtarlık pusulası koydu diye tüm oyları geçersiz saymak ne kadar doğru tartışılmalıdır.

Düşünün ki ülke genelinde bir milyon oy geçersiz sayıldı yani boşa gitti.

Öğretmen seçimi tamamladı sayımları yaptı, tutanakları tuttu ve polis gözetiminde seçim kurullarına gittiler. Saatlerce süren kuyruklar. Organizasyon bozukluğu bir yana;

Mevzuat diyor ki başkan ve iki üye gidecek teslim etmeye. Fakat bir üye dahi kabul edilmiyor seçim kurullarında ve sadece başkanlar kalıyorlar. Bir hata tespit edilse çuval açılsa yeni tutanak tutulsa tek başına kalan başkan yapacak her şeyi.
Burada art niyet aramıyoruz fakat güvensizlik ortamında maalesef ilginç kavga ve tartışmalara denk geliniyor. Örneğin şahit olduğum bir seçim kurulunda teslim sırasında bir öğretmen çuvalı açtı diye partililer tarafından onlarca insan çağırıldı ve oyla değiştiriliyor denildi. Polis geldi tutanak tuttu... vs...

Örneğin Rize'ye çay toplamaya gidecek bir vatandaş Ağustos'ta Rize'de olacağını bildiğinden beyanda bulunarak ben oyumu Rize'de kullanmak istiyorum diyebilmelidir.

Seçimle ilgili çalışmaların daha titiz yapılması, işkenceye dönüşmemesi ümidiyle...

Maksut BALMUK