AİHM'den adalet dersi

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 24 Mart 2010 20:08, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01

AİHM, doğumda verilen kan nedeniyle AIDS'e yakalanan Y.T.O.'nun ailesine Türkiye'nin 378 bin euro ödemesine, tedavi masraflarının ömür boyu devletçe karşılanmasına hükmetti. Kararda devleti mahkemeye veren babanın yeşil kartının iptal edilmesi de 'çarpıcı' olarak nitelendirildi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 1996'da İzmir'de doğum sonrası HIV taşıyan kan verilmesi sonucu amansız hastalığa yakalanan Y.T.O. davasında masraflarla birlikte maddi ve manevi olmak üzere toplam 300 bin euro maddi 78 bin euro manevi tazminat ödenmesi ve Y.T.O.'ya ömür boyu ücretsiz tedavi sağlanması yönünde karar verdi. Mahkeme, anne Neşe ve baba Nazif O.'nun 13 Kasım 2004'te yaptığı başvuruyla ilgili dün verdiği kararında Y.T.O'nun yaşam hakkı ile adil ve etkin yargılama haklarının ihlal edildiğini saptadı. Mahkeme, ihlallerle ilgili ihmal ve sorumluluğu olduğunu tespit ettiği Kızılay ve Sağlık Bakanlığı hakkında da çarpıcı tespitlerde bulundu. Y.T.O'nun kısacık hayatını altüst eden ve AİHM'ye uzanan hikâyesi şöyle gelişti: İzmir'de Behçet Uz Çocuk Hastanesi'nde 6 Mayıs 1996'da prematüre olarak dünyaya gelen Y.T.O'da göbek ve kasık fıtığı tespit edildi. 17 Haziran'da taburcu edilene kadar çok sayıda kan nakli yapılan Y.T.O'nun dört ay sonra HIV kaptığı anlaşıldı. Aile tam dokuz yıl, dört ay ve 17 gün sürecek bir hukuk mücadelesi başlatarak, çok sayıda mahkemede ceza ve tazminat davaları açtı. Soruşturmalarda HIV taşıyan kanın verilme nedeninin hastalığı belirleyen testin çok pahalı olduğu için yapılmaması olduğu ortaya çıktı. Aile, 1999'da Kızılay'dan 55 bin lira, Sağlık Bakanlığı'ndan 2008'de 159 bin liralık tazminat kazandı. İki kurumun ömür boyu tedavi masraflarını üstlenme sözlerine rağmen mahkeme kararlarının hemen ardından aileye verilen yeşil kart geri alındı. Aylık 6 bin 800 euroya (yaklaşık 14 bin TL) yaklaşan ilaç ve tedavi masrafları ailenin sırtına bindi. İlkokul çağına gelen Y.T.O'ya bir darbe de çocuklarının kendisiyle aynı sınıfta okumasına karşı çıkan ailelerden geldi. Sıkıntılarla sağlığını yitiren baba N. O. çalışamaz, ilaç ve tedavi masraflarını da karşılayamaz hale geldi. Y.T.O. halen kekemelik nedeniyle her hafta psikoterapi görüyor.

9 YILLIK DAVA 'İHLAL'

AİHM, Türk mahkemelerinin tazminat kararlarının yeterli olmaktan çok uzak olduğunu belirterek, saptanan miktarların küçük çocuğun ancak bir yıllık tedavi ve ilaç masrafını karşılayabileceğini vurguladı. Mahkemelerin duyarlı yaklaşarak, Kızılay ve Sağlık Bakanlığı'nın sorumluluğunu tespit ettiğini vurgulayan AİHM, küçük çocuğun ömür boyu tedavi ve ilaç masraflarının karşılanması gerektiğine de dikkat çekti. AİHM, Bakanlık aleyhine açılan sorumluluk davasının 9 yıl 4 ay ve 17 gün sürmesinin 'ihlal' oluşturduğuna dikkat çekti. AİHM, mahkemeye giden aileden yeşil kartın geri alınmasını da çarpıcı olarak nitelendirerek, tazminat miktarlarını oy birliğiyle onayladı.


Prof. Dr. Süheyl Donay (Ceza Hukukçusu): Kan verilen ve virüs bulaştırılan bir çocukla ilgili bir davanın bu kadar uzun sürmesi, adil yargılamanın ihlalidir. Karar çok doğrudur. Türkiye'de yargılama önündeki en büyük engel, hâkim-savcı sayısının azlığı, kalem ve kâtip sayısının azlığıdır. Bazı adliyelerde 1 kâtip 3 mahkemeye hizmet veriyor. Hâkimler celse aralarını da uzatmak zorunda kalıyor.

Ergin Cinmen (Avukat): Türkiye'deki hâkim ve savcı açığı en büyük sorun. Özellikle, özel yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri, savcı ve hâkim açığı nedeniyle iki celse arasını oldukça uzatıyor ve bu nedenle süre çok uzuyor. Savcılar da soruşturmayı gerektiği gibi yapamıyor.

Av. Kazım Kolcuoğlu (Eski İstanbul Barosu Başkanı): Türkiye'de buna benzer birçok dava var ve birçoğu AİHM'de görülmeye devam ediliyor. Birçoğunda da Türkiye mahkûm olacak. Mahkemelerin iş yükünün fazlalığı davaları uzatıyor. En az 25 bin hâkim ve savcıya ihtiyaç var. Fiziki şartlar iyileştirilmeli. Bürokratik yapılanmayı çalışır hale getiremezseniz, sonuç bu olur.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber