Aşure Günü'nün Mucizeleri

Aşure günü nedir? Ve bu günde neler olmuştur?

  1. Aşure günü nedir? Ve bu günde neler olmuştur?

    Aşure günü nedir? Ve bu günde neler olmuştur?

  2. "Şehrullahi'l-Muharrem" olarak meşhur olan, yani "Allah'ın ayı Muharrem" olarak bilinen Muharrem ayı, İlâhî bereket ve feyzin, Rabbanî ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır.

    "Şehrullahi'l-Muharrem" olarak meşhur olan, yani "Allah'ın ayı Muharrem" olarak bilinen Muharrem ayı, İlâhî bereket ve feyzin, Rabbanî ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır.

  3. Allah'ın ayı, günü ve yılı olmaz, ancak bu ay, Allah'ın rahmetine mazhariyet adına önemli bir fırsat olduğu için Allah Resûlü tarafından bu şekilde ifade edilmiştir.

    Allah'ın ayı, günü ve yılı olmaz, ancak bu ay, Allah'ın rahmetine mazhariyet adına önemli bir fırsat olduğu için Allah Resûlü tarafından bu şekilde ifade edilmiştir.

  4. Muharrem ayının onuncu günü olan "Aşûre günü" de, çok önemli ve bereketli bir gündür. Bugünde Cenâb-ı Hak on peygamberine on çeşit ikramda bulunmuş ve kudsiyetini artırmıştır. Aşûre Günü'nü başta oruç olmak üzere ibadet ü taatle zînetlendirmek gerekir.

    Muharrem ayının onuncu günü olan "Aşûre günü" de, çok önemli ve bereketli bir gündür. Bugünde Cenâb-ı Hak on peygamberine on çeşit ikramda bulunmuş ve kudsiyetini artırmıştır. Aşûre Günü'nü başta oruç olmak üzere ibadet ü taatle zînetlendirmek gerekir.

  5. Bugüne "Aşûre" denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu günü olmasındandır. Büyük fıkıh âlimi Ebu'l-leys Semerandî, Aşûre isminin hikmeti olarak, o günde Cenâb-ı Hakk'ın on peygamberine on değişik ikram ve ihsanını zikreder.

    Bugüne "Aşûre" denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu günü olmasındandır. Büyük fıkıh âlimi Ebu'l-leys Semerandî, Aşûre isminin hikmeti olarak, o günde Cenâb-ı Hakk'ın on peygamberine on değişik ikram ve ihsanını zikreder.

  6. Bugüne "Âşura" denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk geldiği içindir.

    Bugüne "Âşura" denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk geldiği içindir.

  7. Hadis kitaplarında geçtiğine göre ise, bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir.

    Hadis kitaplarında geçtiğine göre ise, bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir.

  8. Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir:

    Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir:

  9. 1. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.

    1. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.

  10. 2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir.

    2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir.

  11. 3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur.

    3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur.

  12. 4. Hz. Âdem'in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir.

    4. Hz. Âdem'in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir.

  13. 5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır.

    5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır.

  14. 6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.

    6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.

  15. 7. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir.

    7. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir.

  16. 8. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.

    8. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.

  17. 9. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.

    9. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.

  18. 10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.

    10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.

  19. İşte böylesine mânalı ve kudsî hâdiselerin yaşandığı bu mübarek gün ve gece, asr-ı saadetten bu yana oruç ve infak gibi ibadetlerle değerlendirilmiştir. Allah dostları, Nebiler Serveri'nin müjdeli hadislerine ittibaen bugünlerde ibadet için daha çok zaman ayırmışlar, başka günlere nisbetle daha fazla hayır hasenatta bulunmuşlardır.

    İşte böylesine mânalı ve kudsî hâdiselerin yaşandığı bu mübarek gün ve gece, asr-ı saadetten bu yana oruç ve infak gibi ibadetlerle değerlendirilmiştir. Allah dostları, Nebiler Serveri'nin müjdeli hadislerine ittibaen bugünlerde ibadet için daha çok zaman ayırmışlar, başka günlere nisbetle daha fazla hayır hasenatta bulunmuşlardır.

  20. Aşûre Gününde ilk akla gelen ibadet, oruç tutmaktır. Muharrem ayı ve Aşûre Günü, Ehl-i Kitap olan Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da mukaddes sayılırdı. Nitekim İki Cihan Güneşi (sallallahu aleyhi vesellem) Medine'ye hicret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını öğrendi.

    Aşûre Gününde ilk akla gelen ibadet, oruç tutmaktır. Muharrem ayı ve Aşûre Günü, Ehl-i Kitap olan Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da mukaddes sayılırdı. Nitekim İki Cihan Güneşi (sallallahu aleyhi vesellem) Medine'ye hicret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını öğrendi.

  21. <p>"Bu ne orucudur?" diye sordu.</p>    Yahudiler, "Bugün Allah'ın Musa'yı düşmanlarından kurtardığı Firavun'u boğdurduğu gündür. Hz. Musa (as) şükür olarak bugün oruç tutmuştur." dediler.    <p>Bunun üzerine Allah Resûlü, "Biz, Musa'nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz" buyurdu ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da emretti.</p>

    "Bu ne orucudur?" diye sordu.

    Yahudiler, "Bugün Allah'ın Musa'yı düşmanlarından kurtardığı Firavun'u boğdurduğu gündür. Hz. Musa (as) şükür olarak bugün oruç tutmuştur." dediler.

    Bunun üzerine Allah Resûlü, "Biz, Musa'nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz" buyurdu ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da emretti.

  22. <p>Yine Tirmizi'de geçen bir hadis-i şerifte Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:</p>    "Aşûre Günü'nde tutulan orucun Allah katında, o günden önceki bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum." Bunun yanı sıra; "Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur" hadis-i şerifi ise, bu günlerde tutulan orucun faziletini ifade etmektedir.

    Yine Tirmizi'de geçen bir hadis-i şerifte Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:

    "Aşûre Günü'nde tutulan orucun Allah katında, o günden önceki bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum." Bunun yanı sıra; "Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur" hadis-i şerifi ise, bu günlerde tutulan orucun faziletini ifade etmektedir.

  23. Ancak Efendimiz, sadece o gün oruç tutmak yerine önceki ve sonraki bir günde de oruçlu olmayı tavsiye buyurmuştur. Bu mânâdaki bir hadisi İbni Abbas rivayet etmektedir. Bu sebeple en doğrusu, Aşûre Günü'nü ortalayarak, bir gün önce ve bir gün sonra oruç tutmaktır.

    Ancak Efendimiz, sadece o gün oruç tutmak yerine önceki ve sonraki bir günde de oruçlu olmayı tavsiye buyurmuştur. Bu mânâdaki bir hadisi İbni Abbas rivayet etmektedir. Bu sebeple en doğrusu, Aşûre Günü'nü ortalayarak, bir gün önce ve bir gün sonra oruç tutmaktır.

  24. Muharrem ayının onuncu gününde meydana gelen yürek yakan, müessif bir hadise vardır. Nebiler Sultanı'nın mübarek torunları Hz. Hüseyin Efendimiz ve temizlerden temiz, şerefli aile efradı Kerbela'da Emevi Sultanı zalim Yezid tarafından günlerce aç ve susuz bırakılmış ve ardından şehit edilmiştir. Bu günlerde oruç tutarken onların açlık ve susuzluklarını düşünmek ve şefaatlerine nail olmak ümidiyle onlara dua etmek Hz. Muhammed'e ümmet olmanın, Hz. Ali'ye ve ehl-i beyte bağlılığın gereğidir.

    Muharrem ayının onuncu gününde meydana gelen yürek yakan, müessif bir hadise vardır. Nebiler Sultanı'nın mübarek torunları Hz. Hüseyin Efendimiz ve temizlerden temiz, şerefli aile efradı Kerbela'da Emevi Sultanı zalim Yezid tarafından günlerce aç ve susuz bırakılmış ve ardından şehit edilmiştir. Bu günlerde oruç tutarken onların açlık ve susuzluklarını düşünmek ve şefaatlerine nail olmak ümidiyle onlara dua etmek Hz. Muhammed'e ümmet olmanın, Hz. Ali'ye ve ehl-i beyte bağlılığın gereğidir.

  25. <p><b>Hz. Nuh'un aşı aşûre</b></p>    Allah Resûlü (sallallahu aleyhi vesellem) Aşûre Gününde Müslümanların aile efradına ve komşularına her zamankinden daha çok ikramda bulunmasını tavsiye etmişlerdir. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulur: "Her kim Aşûre Gününde ailesine ve yakınlarına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder."

    Hz. Nuh'un aşı aşûre

    Allah Resûlü (sallallahu aleyhi vesellem) Aşûre Gününde Müslümanların aile efradına ve komşularına her zamankinden daha çok ikramda bulunmasını tavsiye etmişlerdir. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulur: "Her kim Aşûre Gününde ailesine ve yakınlarına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder."

  26. Ancak Aşûre günü infaka teşvik eden bu hadislere rağmen o günde hububat karışımı aş (aşûre) pişirmeye dair sahih hadislere rastlanmamaktadır. Bununla birlikte, Müslüman Türklerin dînî geleneğinde önemli bir yer tutan aşûre, aynı zamanda Muharremin onuncu günü başlamak üzere, daha sonraki günlerde de özel merasimle pişirilip dağıtılan tatlının adıdır. Başta komşuluk ilişkileri olmak üzere pek çok alanda sosyal kaynaşmaya vesile olan ve " aşûre günü infakta bulunun" hadisine uygun bir tarz olan bu uygulamanın teşvik edilmesinde ve yaygınlaşmasında tarifsiz faydalar var.

    Ancak Aşûre günü infaka teşvik eden bu hadislere rağmen o günde hububat karışımı aş (aşûre) pişirmeye dair sahih hadislere rastlanmamaktadır. Bununla birlikte, Müslüman Türklerin dînî geleneğinde önemli bir yer tutan aşûre, aynı zamanda Muharremin onuncu günü başlamak üzere, daha sonraki günlerde de özel merasimle pişirilip dağıtılan tatlının adıdır. Başta komşuluk ilişkileri olmak üzere pek çok alanda sosyal kaynaşmaya vesile olan ve " aşûre günü infakta bulunun" hadisine uygun bir tarz olan bu uygulamanın teşvik edilmesinde ve yaygınlaşmasında tarifsiz faydalar var.

  27. Hz. Nuh'un, gemisinde kalan erzakların tamamını kazana katıp pişirmesinden ortaya çıktığı rivayet edilen aşûre aşı, Osmanlılar döneminde sarayda da pişirilmiş, "aşûre testisi" adı verilen özel kaplarla da saray dairelerine ve halka birkaç gün süreyle dağıtılmıştır.

    Hz. Nuh'un, gemisinde kalan erzakların tamamını kazana katıp pişirmesinden ortaya çıktığı rivayet edilen aşûre aşı, Osmanlılar döneminde sarayda da pişirilmiş, "aşûre testisi" adı verilen özel kaplarla da saray dairelerine ve halka birkaç gün süreyle dağıtılmıştır.

  28. <p><b>Hicri Yılbaşı Kutlanır mı?</b></p>    Muharrem ayı, 12 ay ve 355 gün olan kameri yılın ilk ayıdır. Adından da anlaşılacağı üzere, kameri yılda -güneşin değil- ayın hareketleri esas alınmaktadır. Hicri tarih, Efendimiz ve ashabının Mekke'den Medine'ye hicreti ile başlar. Hicretin takvim başlangıcı olarak kabul edilmesi Hz. Ömer devrinde olmuştur. O zamana kadar Araplar, düzenli bir tarih belirleme sistemine sahip değillerdi. Fil vakası gibi önemli olayları kıstas olarak benimsemişlerdi. Hz. Ömer devrinde, hicretin gerçekleştiği yıl (Miladi 622) takvim başlangıcı olarak, Muharrem ayı da bu takvimin ilk ayı olarak kabul edildi.

    Hicri Yılbaşı Kutlanır mı?

    Muharrem ayı, 12 ay ve 355 gün olan kameri yılın ilk ayıdır. Adından da anlaşılacağı üzere, kameri yılda -güneşin değil- ayın hareketleri esas alınmaktadır. Hicri tarih, Efendimiz ve ashabının Mekke'den Medine'ye hicreti ile başlar. Hicretin takvim başlangıcı olarak kabul edilmesi Hz. Ömer devrinde olmuştur. O zamana kadar Araplar, düzenli bir tarih belirleme sistemine sahip değillerdi. Fil vakası gibi önemli olayları kıstas olarak benimsemişlerdi. Hz. Ömer devrinde, hicretin gerçekleştiği yıl (Miladi 622) takvim başlangıcı olarak, Muharrem ayı da bu takvimin ilk ayı olarak kabul edildi.

  29. Miladi takvimin yılbaşı olan ocak ayının ilk gününde bütün dünyada yılbaşı kutlamaları yapılıyor. Bir kısım Müslümanlar da o kutlamalara nisbet eder gibi, hicri yılbaşını kutlama gayreti içine giriyorlar. Tasvip etmediğimiz bir uygulamaya tepki gösterelim derken, benzer bir yanlışın içine girmek Müslüman firasetiyle uyuşmuyor. Her konuda rehberimiz olan Nebiler Serveri'nin hayat-ı seniyyelerinde herhangi bir şeyin yıldönümünü ya da çocuklarının ve torunlarının doğum gününü vs. kutladığına dair bir rivayete rastlamak mümkün değil. Hicri takvim zaten Hz. Ömer döneminde kabul edilmiştir. Ne Hz. Ömer Efendimiz ne de daha sonra gelen Hulefa-i Raşidîn Efendilerimiz hicri yılbaşıyla alakalı herhangi bir kutlama ya da tebrikte bulunmuşlardır. Dolayısıyla ne miladi ne de hicri yılbaşının kutlanması İslamî bir uygulama değildir.

    Miladi takvimin yılbaşı olan ocak ayının ilk gününde bütün dünyada yılbaşı kutlamaları yapılıyor. Bir kısım Müslümanlar da o kutlamalara nisbet eder gibi, hicri yılbaşını kutlama gayreti içine giriyorlar. Tasvip etmediğimiz bir uygulamaya tepki gösterelim derken, benzer bir yanlışın içine girmek Müslüman firasetiyle uyuşmuyor. Her konuda rehberimiz olan Nebiler Serveri'nin hayat-ı seniyyelerinde herhangi bir şeyin yıldönümünü ya da çocuklarının ve torunlarının doğum gününü vs. kutladığına dair bir rivayete rastlamak mümkün değil. Hicri takvim zaten Hz. Ömer döneminde kabul edilmiştir. Ne Hz. Ömer Efendimiz ne de daha sonra gelen Hulefa-i Raşidîn Efendilerimiz hicri yılbaşıyla alakalı herhangi bir kutlama ya da tebrikte bulunmuşlardır. Dolayısıyla ne miladi ne de hicri yılbaşının kutlanması İslamî bir uygulama değildir.

  30. <p><b>İşte en güzel Aşure tarifi!</b></p>  <p><b>MALZEMELER</b></p>  2 su bardağı dövme buğday  <br>Yarım su bardağı kuru fasulye</br>  Yarım su bardağı nohut  <br>50 gr.kuş üzümü</br>  50 gr.izmir üzümü  <br>2-3 adet kuru incir</br>  1 çay bardağı dut pekmezi  <br>4-5 adet kuru kayısı (islimsiz,kayısı çiri)</br>  Yarım portakal kabuğu  <br>Yarım ayva</br>  7-8 adet karanfil  <br>1adet 10 cm. kadar çubuk tarçın</br>  1 adet elma  <br>Bir çay kaşığı tuz (tepeli olmasın,silmeden biraz fazla olsun)</br>  Damak tadınıza göre şeker

    İşte en güzel Aşure tarifi!

    MALZEMELER

    2 su bardağı dövme buğday
    Yarım su bardağı kuru fasulye
    Yarım su bardağı nohut
    50 gr.kuş üzümü
    50 gr.izmir üzümü
    2-3 adet kuru incir
    1 çay bardağı dut pekmezi
    4-5 adet kuru kayısı (islimsiz,kayısı çiri)
    Yarım portakal kabuğu
    Yarım ayva
    7-8 adet karanfil
    1adet 10 cm. kadar çubuk tarçın
    1 adet elma
    Bir çay kaşığı tuz (tepeli olmasın,silmeden biraz fazla olsun)
    Damak tadınıza göre şeker

  31. <p><b>SÜSLEMEK İÇİN</b></p>  fındık  <br>ceviz</br>  fıstık  <br>nar</br>

    SÜSLEMEK İÇİN

    fındık
    ceviz
    fıstık
    nar

  32. <p><b>HAZIRLANIŞI</b></p>  Akşamdan ıslağa koyduğunuz dövme,fasulye ve nohutu sabah suyunu süzerek düdüklü tencereye alın. Bir elmanın üzerine karanfilleri batırıp aşurenin içine atın. Üzerine bir karışa yakın çıkacak kadar su ekleyin Kaynamaya başladıktan sonra kefini alıp,ağzını kapatın. En az bir buçuk saat altı kısık olarak pişirin Buğdayın iyice açılması lazım.Yoksa suyu özlü olmaz. Üzümleri bir cezveye alıp üzerine sıcak su koyun ve 5 dakika kadar kaynatın.Bu sayede kirli suyunu verecek ve aşureyi mat bir renge dönüştürmeyecek. Bundan sonraki aşamada aşure sık sık karıştırılacak.Aksi halde hemencecik dip tutacaktır. Üzümleri tencereye,Portakal kabuklarıyla beraber ekleyip,beş dakika daha pişirin. Şimdi küçük doğradığınız ayva,incir ve kayısıyı ekleyin. Bir çay bardağı kadar pekmezi şekeri ve çubuk tarçını bu esnada ilave edin. Şekeri azar azar katın.Miktarı damak tadınıza göre ayarlayın. 5 dakikada bu şekilde kaynadıktan sonra altını kapatın. İster sıcak ister soğuk,dilediğiniz gibi süsleyip servis yapın.

    HAZIRLANIŞI

    Akşamdan ıslağa koyduğunuz dövme,fasulye ve nohutu sabah suyunu süzerek düdüklü tencereye alın. Bir elmanın üzerine karanfilleri batırıp aşurenin içine atın. Üzerine bir karışa yakın çıkacak kadar su ekleyin Kaynamaya başladıktan sonra kefini alıp,ağzını kapatın. En az bir buçuk saat altı kısık olarak pişirin Buğdayın iyice açılması lazım.Yoksa suyu özlü olmaz. Üzümleri bir cezveye alıp üzerine sıcak su koyun ve 5 dakika kadar kaynatın.Bu sayede kirli suyunu verecek ve aşureyi mat bir renge dönüştürmeyecek. Bundan sonraki aşamada aşure sık sık karıştırılacak.Aksi halde hemencecik dip tutacaktır. Üzümleri tencereye,Portakal kabuklarıyla beraber ekleyip,beş dakika daha pişirin. Şimdi küçük doğradığınız ayva,incir ve kayısıyı ekleyin. Bir çay bardağı kadar pekmezi şekeri ve çubuk tarçını bu esnada ilave edin. Şekeri azar azar katın.Miktarı damak tadınıza göre ayarlayın. 5 dakikada bu şekilde kaynadıktan sonra altını kapatın. İster sıcak ister soğuk,dilediğiniz gibi süsleyip servis yapın.