Gazi Erçel: 1 dolar, 1 YTL olmaz

Eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, Türkiye'de 2008 yılında büyümenin yüzde 4 ya da 5, enflasyonun ise yüzde 7 veya yüzde 8 oranlarında gerçekleşeceği tahmininde bulundu.

Erçel, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Akademisi'nce Kocaeli'de düzenlenen seminerin ikinci gününde ''Seçim sonrası Türkiye ekonomisini'' değerlendirdi.

Erçel, 2007 yılının sonlarına yaklaşıldığını ve bu nedenle 2008 yılına bakılması gerektiğini bunu yaparken de dünyada ve Türkiye'de oluşan değişimlerin dikkate alınması gerektiğini söyledi.

Ekonominin ve dünyada oluşan finansal risklerin dışında İran-Irak gerginliğinin de dikkate alınması gerektiğini bildiren Erçel, şöyle konuştu:

''2008 yılında hem Türkiye'deki hem de dünyadaki iç ve dış talep daralmalarından dolayı büyümede de düşme olacaktır, bu kaçınılmaz. Türkiye'de 2008 yılında büyüme yüzde 4-5, enflasyon ise yüzde 7-8 oranlarında olacaktır. Bunun karşılığında diğer göstergelerde 2007 yılındaki gibi olacağını düşünüyorum. 2008 yılında bir kriz beklemiyorum. Fonların Türkiye'ye girişinde azalma olacaktır.''

''1 DOLAR, 1 YTL OLMAZ''-

Doların düşüşüne, Merkez Bankası'nın yapabileceği bir şeyin olmadığını ifade eden Gazi Erçel, ''Dünyada dolar düşüyor. Avro'ya karşı dolarda bir azalma var. Ancak ben 1 doların 1 YTL olacağı inancında değilim'' diye konuştu.

Avro-dolar paritesinin 1.45'lerde gideceğine inandığını belirten Erçel, şunları kaydetti:

''Bu durumda da Türkiye'deki dolar-YTL paritesi de 1.15'ler civarında olacaktır. Bu durum artık bizim elimizde olan bir şey değil, avro-dolar paritesi var. Avro'nun bu derece değer kazanması zaten Avrupa Birliği'nde bir duraksamayı veya ekonomik olarak bir durgunluğu da getirecektir. Bunlar dengelenince 2008 yılının ortasından itibaren dolar-YTL ilişkisi 1.25'ler de veya 1.30'larda, Avro-dolar ilişkisi de 1.35'lerde olacaktır.

Hükümetin döviz kurlarında bu aşamada yapabileceği bir şey yok. Eskiden yapacağı şeyler vardı. Eskiden Türk Lirası'nın bu kadar değer kazanmaması için Merkez Bankası'nın biraz daha aktif politika uygulaması gerekiyordu. Ancak, IMF ile yapılan anlaşmalar buna izin vermedi. IMF özellikle tam dalgalı kuru benimsediği için hükümet ve Merkez Bankası da onu benimsedi. Burada esas sorun IMF'nin ikna edilmesiydi. IMF ikna edilip, daha radikal önlemler alınabilseydi Türk Lirası çok değerli vaziyette bulunmayacaktı.''