Modern Çağın Sağlık Tehlikeleri: 13 Önemli Uyarı
Günlük hayatın koşuşturması içinde teknolojinin sunduğu olanaklardan yararlanırken, modern yaşamın beraberinde getirdiği sağlık risklerine de maruz kalıyoruz. Uzmanlara göre, çoğumuz düzenli sağlık kontrollerini ihmal ediyor ve sağlık sorunlarını ciddiye almadan doktora başvuruyoruz. Peki, modern çağın sağlık tehlikeleri nelerdir ve bu konuda nelere dikkat etmeliyiz? İşte uzmanlardan gelen 13 önemli uyarı ve öneri...
 
			Günlük işlerimizin telaşında, bir yandan teknolojideki baş döndürücü gelişmelerin nimetlerinden faydalanırken, diğer yandan modern yaşamın olumsuzluklarına maruz kalabiliyoruz. Çoğumuz hasta olmadan doktora gitmiyor, düzenli sağlık kontrollerini de yaptırmıyoruz.
Fonksiyonel Tıp çalışmaları yürüten Acıbadem Fulya Hastanesi Uzmanı Dr. Aynur Ketene, hastalıklara yol açan temel nedenlerin arasında; yaşam tarzı, beslenme, egzersiz, uyku ve toksin maruziyetlerinin önemli bir yer tuttuğunu vurgulayarak "Son yüzyılda beslenmenin değişmesi, hareketsizlik, toksin maruziyetlerinin artması kronik enflamatuar hastalıkların artmasına neden olmuştur" diyor. Dr. Aynur Ketene modern çağda sağlığı etkileyen 13 hatayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
1. Sağlıksız beslenme
  Hazır, katkı maddeli, paketli, sağlıklı liflerden ve yağlardan fakir beslenme 
  vücudun işleyişi için gerekli besin öğelerinin vücuda alınmasını engelleyerek 
  vücudun işleyişini bozuyor. Yapılan bilimsel araştırmalar; uzun süren vitamin- 
  mineral gibi mikrobesinler eksikliğinin ruh-zihin-beden ilişkisini bozarak hastalıkları 
  davet ettiğini gösteriyor. Dr. Aynur Ketene; liften zengin mevsim sebze ve meyvelerin, 
  Omega 3, zeytinyağı gibi sağlıklı yağların, yoğurt, turşu ve sirke gibi fermente 
  gıdaların beslenmeye dahil edilmesinin önemini vurguluyor.
2. Yetersiz su tüketimi
  Vücut sağlığı için gerekli günlük sıvı tüketimi herkes için aynı değil. Kişi 
  kilosunu 30-40 ml ile çarparak günde alması gereken sıvı miktarını hesaplayabilir. 
  Her gün yeterli sıvı alımının sağlanmasına ve bunun çoğunun su ile karşılanmasına 
  özen göstermek çok önemli. Zira yeterli su tüketimi hücrelerin işleyişi ve toksinlerin 
  atılabilmesi için de şart. Şekerli içecekler su yerine geçmeyip aksine vücuda 
  zarar veriyor. 
3. Pet şişeden su içmeyin
  Fonksiyonel Tıp çalışmaları yürüten Dr. Aynur Ketene "Hormon bozucu içeren plastik 
  şişelerden su içilmesi uzun vadede adet düzensizliklerine, erken ergenliğe, 
  erkeklerde jinekomastiye (meme büyümesi) sebep olabileceğinden cam şişeden su 
  içilmeli, plastikten kaçınılmalıdır. Özellikle yaz aylarında sıcak ortamda plastiklerden 
  daha çok xenestrogen salınımı artar. Strech filmlerin sıcak yemeklerin üstüne 
  kapatılmamasına dikkat edilmelidir" diyor.
4. Hareketsiz yaşam
  Yapılan araştırmalar egzersizin; doku oksijenizasyonunu sağlayarak, sinir sistemini 
  desteklediğini, endojen ve endorfin seviyesini olumlu etkileyerek strese ve 
  depresyona karşı koruduğunu, kaslarda enerji üretiminden sorumlu mitokondri 
  sayısını artırdığını gösteriyor. Bu nedenle günlük en az 30-60 dakika tempolu 
  yürümek, haftada 2-3 gün kas çalıştıracak şekilde fitness yapmak ve kas esnekliği 
  için yoga- platesten faydanlanmak önemli. 
5. Aşırı çay-kahve içilmesi
  Çay ve kahveyi günlük bir-iki fincandan fazla tüketmemeye özen gösterin. Aşırı 
  tüketim, kafeinin uyarıcı etkisi nedeniyle stresin artmasına neden olurken, 
  diüretik etki nedeniyle idrara sık çıkılmasına, bu sırada da fazlaca magnezyum 
  atılımına neden oluyor. Bu da bedenin işleyişini olumsuz etkiliyor. 
6. Gün ışığından faydalanmamak
  Gün ışığı vücudumuzda mutluluk ve uykuyu düzenleyen serotonin ve melatonin hormonunun 
  salınımını destekliyor. Öğlen dik ışıkta UVB ışınlarının hakim olduğu saatlerde 
  kısa süreli güneşlenmek D vitamini yapımına katkı sağlıyor. 
7. Stresi yönetememek
  Yapılan bilimsel çalışmalar; aşırı stresin vücudun biyokimyasal ve hormonal 
  işleyişini bozarak kronik hastalık gelişmesine neden olduğunu ortaya koyuyor. 
  Fonksiyonel Tıp çalışmaları yürüten Dr. Aynur Ketene "Stresi yok edemeyiz, üstelik 
  az miktarda ve yönetilebilen stresin faydaları da vardır. Ancak aşırısından 
  kaçınmak, gerekirse stresi yönetmek için uzman desteği almak gereklidir. Stresi 
  yönetmede nefes egzersizleri, doğada yürüyüş, yoga, meditasyon gibi parasempatik 
  sinir sistemini destekleyecek uygulamalar önemli rol oynamaktadır" diyor. 
 8. Yetersiz ve kalitesiz uyku
  Geç saatlere kadar televizyon karşısında uyanık kalmak, gürültülü ve sesli ortamda 
  uyumak melatonin ve büyüme hormonu salınımını olumsuz etkiliyor. Melatonin en 
  güçlü antioksidan hormonu olduğundan kaliteli ve yeterli uykuya çok önem vermek, 
  mutlaka en geç 23.00'da yatakta olmak ve en az 8 saat deliksiz uyumak büyük 
  fayda sağlıyor. 
9 .Toksin maruziyetleri
  Dr. Ketene "Pestisidler, xenoöstrojen denilen hormon bozucular (plastik şişeler, 
  kozmetik ürünler) radyasyon, egzos, hava kirliliği, sigara, alkol, içme sularındaki 
  klor ve ağır metaller, yüzme havuzları toksin kaynakları arasında sayılabilir. 
  Toksinlerden uzaklaşmak için gerekli önlemler alınmalıdır. Detoksifikasyondan 
  sorumlu karaciğer fonksiyonları desteklenmeli, kabızlık önlenmeli, yeterli su 
  tüketimine dikkat edilmeli, temiz havada yürüyüş yapılmalıdır" diyor. 
10. Bağırsak flora sağlığının desteklenmemesi
  Bağırsak flora sağlığı bozuk olduğunda gıdaların sindirim ve emiliminde sorunlar 
  yaşandığını vurgulayan Dr. Ketene sözlerine şöyle devam ediyor: "Hücrelere düzgün 
  çalışabilmesi için yeterli besin ulaştırılamaz. Uzun süreli besin eksiklikleri 
  psikolojik ve fizyolojik sağlık problemlerine yol açar. Bağırsaklar ve beyin 
  enterik sinir sistemi yoluyla sürekli iletişim halindedir. Mutluluk hormonu 
  serotonin de büyük kısmı bağırsaklarda üretilir. Bu nedenle yararlı bağırsak 
  bakterilerimizi desteklemek için lif oranı zengin bol sebze tüketmek, turşu, 
  yoğurt, sirke gibi fermente gıdaları sofralarımızdan eksik etmemek gerekiyor." 
11. Uzun süreli mide koruyucu ilaç kullanmak
  Sık kullanılan ve mide koruyucu olarak adlandırılan ilaçların uzun süreli kullanımı; 
  mide asit düzeyini azaltıp gıdaların sindirim ve emilimini bozarak vücutta mikro 
  ve makrobesin eksikliklerine yol açıyor. Beslenme tarzı düzeltildiğinde ise 
  bu ilaçlara ihtiyaç azalıyor. 
12. Sağlık kontrollerini ihmal etmek
  "Hastalıklar ortaya çıkmadan gerekli önlemleri almak, hastalıkları tedavi etmekten 
  daha kolaydır" diyen Dr. Aynur Ketene, özellikle kadınların yıllık jinekolojik 
  muayene, smear ve meme kontrollerini ihmal etmemeleri gerektiğini vurguluyor. 
13. Sosyal hayattan kopmak
  Dr. Aynur Ketene, özellikle toplumumuzda ilerleyen yaş ile birlikte işitsel 
  sorunlar ve kronik hastalıklar derken sosyal hayattan uzaklaşmanın çok sık görüldüğünü 
  belirterek, anti-sosyal yaşam tarzının psikolojik ve fiziksel sağlığı olumsuz 
  etkilediğini söylüyor. Dr. Ketene "Evrimsel sürece baktığımızda insanoğlu tek 
  başına yaşamamıştır ve sosyal hayattan ayrı kalmayı tolere edemez. Bunun vücutta 
  oluşturacağı kronik stres bedenin biyokimyasal ve hormonal işleyişini bozarak 
  psikosomatik denilen hastalıklara yol açarabilir. Bu nedenle her zaman sosyal 
  hayatın içerisinde olmaya önem vermek psikolojik ve fiziksel sağlığımızı da 
  olumlu etkileyecektir" diyor. 
 
		
 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										