Hayat Boyu Öğrenme Kurumlarında emekli öğretmenlere öncelik tanınmaması hukuka uygun bulundu
Danıştay 2. Dairesi, 12/06/2021 tarih ve 31509 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin bazı maddelerine açılan davayı sonuçlandırdı. Düzenlemelerin hukuka uygun olduğuna karar vererek iptal istemini reddetti.

Emekli öğretmenlere önceli tanınmaması
Her ne kadar, davacı tarafından, Kurum'un işlevlerinde bir değişikliğe gidilmediği
halde, dava konusu değişiklikle emekli öğretmenlere öncelik tanınmamasının,
Hayat Boyu Öğrenme Kurumlarında görev yapan emekli öğretmenlerin mağduriyetini
artırarak, eşitsizliğe neden olduğu; diğer taraftan, 439 sayılı Kanun'da öğretmenlere
verilen önceliğin dikkate alınmadığı ileri sürülmekte ise de; dava konusu Yönetmelik
değişikliği sonrasında, emekli öğretmenlerin, ihtiyaç doğması halinde Yönetmelik
ekinde yer alan Ücretli Usta Öğretici Başvuru Değerlendirme Formu'nda belirtilen
puan üstünlüğüne göre oluşturulacak sıralamaya göre atanmasının öngörülmüş olması
nedeniyle, söz konusu düzenlemenin, emekli öğretmenlerin de ders ücreti karşılığında
usta öğretici olarak görevlendirilmelerine engel olacak nitelikte olmadığı;
öte yandan, yukarıda alıntısına yer verilen ve dava konusu Yönetmeliğin üst
normu olan yasal mevzuatta, emekli öğretmenlerin Hayat Boyu Öğrenim Kurumlarında
usta öğretici olarak görevlendirilmelerinde öncelik hakkının bulunduğu yolunda
herhangi bir hüküm bulunmadığı görüldüğünden, idarenin Yönetmelikle düzenleme
yapma yetkisi kapsamında gerçekleştirilen iptal istemine konu değişiklikte,
dayanağı olan üst hukuk normlarına ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna
ulaşılmaktadır.
Bazı öğretmenlerin çalışma sürelerinin 30 iş saati olarak düzenlenmesi
Bu bağlamda; dava konusu Yönetmelik değişikliğiyle Olgunlaşma Enstitülerinin
öğrencisi/ kursiyeri bulunmayan araştırma, tasarım ve üretim ve tanıtım ve pazarlama
bölümlerinde görevli öğretmenlerin çalışma sürelerinin, bir iş saati 60 dakika
olmak üzere haftalık 30 iş saati olarak düzenlenmesinin, hizmetin özelliği ve
niteliği gözönüne alınmak suretiyle belirlendiği görülmektedir.
Her ne kadar davacı tarafından; aynı kurumda görevli diğer öğretmenlerle farklı
çalışma koşullarına tabi olamayacakları, üst hukuk normlarıyla çelişen dava
konusu hükmün eşitlik ilkesini ihlal ettiği ileri sürülmekte ise de; görev yaptıkları
eğitim kurumunda öğrencisi/kursiyeri bulunan ve bulunmayan bölümlerde görev
yapan öğretmenlerin çalışma alanları ve çalışma koşullarının birbirinden farklı
olduğu; öğrenci veyahut kursiyerlerle birlikte gerçekleştirilecek eğitim etkinliklerinin
bir saatinin 40 dakika olarak belirlenmesinin, öğrenci/kursiyer ve eğitici bağlantısının
kesintiye uğramamasını zorunlu kılan görevin doğal özelliğinden kaynaklandığı,
günlük eğitim etkinliklerinde ders saatinin 40 dakika olarak hesaplanmasının
hizmetin özelliği ve niteliği gözönüne alınmak suretiyle belirlendiği; dolayısıyla,
her iki öğretmen gurubunun günlük ve haftalık çalışma saatlerinin belirlenmesi
sırasında, gerek kendi aralarında, gerekse birbirleri arasında farklı şekilde
düzenleme yapılmasında eşitlik ilkesine aykırı bir husus bulunmadığı sonucuna
ulaşılmaktadır.
T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2021/8151
Karar No : 2023/2456
DAVANIN KONUSU:
Davacı Sendika tarafından,
12/06/2021 tarih ve 31509 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı
Hayat Boyu Öğrenme Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin;
2. maddesinde yer alan, "26 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendi
yürürlükten kaldırılmıştır" ibaresinin,
8. maddesinde yer alan, "46 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan
'ilkokul' ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır." ibaresinin,
13. maddesiyle 66. maddeye eklenen dördüncü fıkrada yer alan, "çalışma
süreleri bir iş saati 60 dakika olmak üzere haftalık 30 iş saatidir." ibaresinin,
iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI:
Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Kurumları Yönetmeliği ile yürürlükten
kaldırılmış olan Milli Eğitim Bakanlığı Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği'nin
asli amacının eğitim ve öğretim faaliyetleri olduğu, bu kurumlarda görev yapan
yönetici ve öğretmenlerin görev, yetki ve sorumluluklarının, Milli Eğitim Bakanlığı
Temel Eğitim Genel Müdürlüğüne, Ortaöğretim Genel Müdürlüğüne, Mesleki ve Teknik
Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı okul ve kurumlarda görev yapan yönetici ve öğretmenlerle
örtüştüğü, işlevlerinde bir değişikliğe gidilmediği halde, dava konusu Yönetmelik
değişikliğinin, Hayat Boyu Öğrenme Kurumlarında görev yapan personelin mağduriyetini
arttırdığı, diğer Bakanlık birimlerine bağlı okul ve kurumlarda görev yapanlarla
kıyaslandığında eşitsizliğe neden olunduğu; Yönetmeliğin 26. maddesinde yapılan
değişiklikle emekli olan öğretmenlerin görevlendirilmesinde öncelik tanınmamasının,
439 sayılı Kanun'da yer alan ders ücreti karşılığı görevlendirmede öğretmenlere
öncelik veren düzenlemeye ve Anayasa'nın 128. maddesine aykırı olduğu; Yönetmeliğin
46. maddesindeki "ilkokul" ibaresinin madde metninden çıkartılmasının, özellikle
kadın nüfus açısından fırsat eşitliğine, eğitim plan ve politikalarına aykırı
olduğu ve Yönetmeliğin genel amacı ile de bağdaşmadığı, toplumun bir kesiminin
dışlandığı, yapılan düzenlemenin Anayasa'nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine
aykırı olduğu; Olgunlaşma Enstitülerinde öğrencisi veyahut kursiyeri bulunmayan
araştırma, tasarım ve üretim, tanıtım ve pazarlama bölümlerinde görev yapan
öğretmenlerin çalışma saatlerine ilişkin Yönetmeliğin 66. maddesinde yapılan
değişiklik ile 40 dakikalık ders süresinin, geçerli herhangi bir dayanak gösterilmeden
iş saati olarak 60 dakikaya yükseltilerek, haftalık 30 iş saati ile sınırlandırılmasının,
Olgunlaşma Enstitüsü öğretmenlerinin çalışma sürelerini uzattığı ve bununla
ters orantılı olarak ek ders saatleri ile buna bağlı olarak ek ders ücretini
azalttığından, hizmet gereklerine ve kamu yararına aykırı olduğu; mevcut düzenlemelerde
ders saatinin 40 dakika olarak yer aldığı, 16/12/2006 tarih ve 26378 sayılı
Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin
Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar'ın 5. ve 10. maddelerinde, haftada
40 dakikadan oluşan 20 ders saati ve 15 ders saati de ek ders görevi verilmesinin
öngörüldüğü; dolayısıyla, dava konusu değişiklik nedeniyle haftada (ders ve
ek ders dahil) toplam 400 dakika fazla çalışma yapılmasına karşın, (20+10) 30
iş saati ders görevi yapılmak suretiyle en fazla 10 saat ek ders ücreti alınabileceğinden,
ders süresinin arttırılarak, ders sayısının azaltılmış olmasının, anılan Karar'a
ve Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
DAVALI İDARENİN SAVUNMASI: Öğrencisi veya kursiyeri bulunmayan araştırma, tasarım ve üretim ve tanıtım ve pazarlama bölümlerinde görevli öğretmenlerin eğitim ve öğretim görevini değil, geleneksel kültürümüzü, sanatımızı ve unutulmaya yüz tutmuş sanatları yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla faaliyet yürüttükleri, Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar'ın 10. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, Olgunlaşma Enstitülerinde öğrenci bulunmayan araştırma, tasarım, tanıtım ve pazarlama bölümlerinde görevli öğretmenlere ders yılı süresince haftada 15 saatlik çalışma ders niteliğinde yönetim görevi sayılarak, fiilen çalışma karşılığında ek ders ücreti ödeneceğinin düzenlendiği; dolayısıyla, ödenecek ek ders ücreti yönünden herhangi bir kaybın bulunmadığı, Olgunlaşma Enstitülerinde görev yapan ve öğrencisi bulunmayan söz konusu branşlarda haftalık çalışma süresinin genel olarak 40 saat olduğu, yapılan değişiklikle, günlük çalışma süresinin 6 iş saati olmak üzere 30 saat olarak belirlendiği, öğrencisi bulunmayan branşlardan benzer durumdaki rehberlik ve psikoloji öğretmenlerinin de çalışma saatlerinin kendi mevzuatlarında aynı şekilde belirlenmiş olduğu, eğitmekle görevli olduğu öğrencisi bulunmayan branşların, öğrencisi bulunan branşlardan farklı çalışma saatlerine tabi olmasında, 657 sayılı Kanun'un 89. maddesine aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK H KİMİ DÜŞÜNCESİ:
İptali istenilen Yönetmelik düzenlemelerinde, üst hukuk normları olan 222 sayılı
İlköğretim ve Eğitim Kanunu, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 2841 sayılı
Zorunlu İlköğrenim Çağı Dışında Kalmış Okuma-Yazma Bilmeyen Vatandaşların, Okur
- Yazar Duruma Getirilmesi veya Bunlara İlkokul Düzeyinde Eğitim - Öğretim Yaptırılması
Hakkında Kanun, 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu, 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname ile 10/07/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ne
ve hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı görüldüğünden,
davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI DÜŞÜNCESİ:
Dava, davacı Sendika tarafından, 11/04/2018 tarih ve
30388 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı
Hayat Boyu Öğrenme Kurumları Yönetmeliği'nde değişiklik yapan ve 12/06/2021
tarih ve 31509 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin; 2. maddesindeki
"26 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendi yürürlükten kaldırılmış"
ibaresinin, 8. maddesindeki "46 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan
'ilkokul' ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır." ibaresinin, 13. maddesiyle
66. maddeye eklenen dördüncü fıkrasındaki "çalışma süreleri bir iş saati
60 dakika olmak üzere haftalık 30 iş saatidir." ibaresinin iptali istemiyle
açılmıştır.
Anayasa'nın 124. maddesinde (Değişik: 16/4/2017-6771/16 md.), Cumhurbaşkanı,
bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların
ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara
aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabileceği hüküm altına alınmıştır.
11/04/2018 tarih ve 30388 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren
Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Kurumları Yönetmeliği'nin "Dayanak"
başlıklı 2. maddesinde, "(1) Bu Yönetmelik, 5/1/1961 tarihli ve 222 sayılı
İlköğretim ve Eğitim Kanunu, 14/6/1973 tarihli ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel
Kanunu, 16/6/1983 tarihli ve 2841 sayılı Zorunlu İlköğrenim Çağı Dışında Kalmış
Okuma-Yazma Bilmeyen Vatandaşların, Okur-Yazar Duruma Getirilmesi veya Bunlara
İlkokul Düzeyinde EğitimÖğretim Yaptırılması Hakkında Kanun, 5/6/1986 tarihli
ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu, 30/5/1997 tarihli ve 573 sayılı Özel Eğitim
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 25/8/2011 tarihli ve 652 sayılı Milli
Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye
dayanılarak hazırlanmıştır." hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, anılan Yönetmelikte değişiklik yapan ve 12/06/2021 tarih ve 31509
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 2. maddesinde,
"Aynı Yönetmeliğin 26 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendi yürürlükten
kaldırılmış, aynı maddenin yedinci fıkrası, dokuzuncu fıkrasının (a) ve (c)
bentleri ile on üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, dokuzuncu fıkrasının
(ç) bendi yürürlükten kaldırılmış ve aynı maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
..." hükmü, 8. maddesinde de, "Aynı Yönetmeliğin 46 ncı maddesinin
birinci fıkrasında yer alan "ilkokul" ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır."
hükmü, 13. maddesinde ise, "Aynı Yönetmeliğin 66 ncı maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir. "(4) Olgunlaşma enstitülerinin öğrencisi/kursiyeri bulunmayan
araştırma, tasarım ve üretim ve tanıtım ve pazarlama bölümlerinde görevli öğretmenlerin
çalışma süreleri bir iş saati 60 dakika olmak üzere haftalık 30 iş saatidir."
hükmü yer almıştır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri çerçevesinde, kamu hizmetinin eksiksiz ve
düzenli yürütülmesinden sorumlu olan idarece; mevzuatın öngördüğü şekilde hizmetin
gerekleri esas alınarak, "Milli Eğitim Bakanlığına bağlı hayat boyu öğrenme
kurumlarının kuruluş, görev, yönetim, eğitim, öğretim ve işleyişi hakkındaki
yöntem ve ilkeler" ile "çalışma hayatının geliştirilmesine yönelik
olarak gençlerin istihdamını teşvik etmek ve eğitimli genç işsiz oranını azaltmak"
amacına uygun gerekli düzenleme yapmak suretiyle hizmetin etkin ve verimli bir
şekilde yürütülmesini temin etme amacına yönelik olarak yapılan 11/04/2018 tarih
ve 30388 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı
Hayat Boyu Öğrenme Kurumları Yönetmeliği'nde değişiklik yapan ve 12/06/2021
tarih ve 31509 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin uyuşmazlığa konu
2, 8. ve 13. maddeleriyle yapılan düzenlemelerin, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim
Kanunu, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 2841 sayılı Zorunlu İlköğrenim
Çağı Dışında Kalmış Okuma-Yazma Bilmeyen Vatandaşların, Okur-Yazar Duruma Getirilmesi
veya Bunlara İlkokul Düzeyinde EğitimÖğretim Yaptırılması Hakkında Kanun, 3308
sayılı Mesleki Eğitim Kanunu, 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında KHK ile 652 sayılı
Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK hükümlerine aykırılık
teşkil etmediği, dolayısıyla üst hukuk normlarına uygun olduğu anlaşıldığından,
iptali istenilen söz konusu düzenlemelerde, hak ve adelet ilkeleri ile hukuka,
kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten
ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ:
Eski adı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü olan Hayat Boyu Öğrenme Genel
Müdürlüğünce eğitim öğretim çağını geçirmiş yetişkinlere yönelik eğitim ve öğretim
faaliyetlerinin yanında, öğrencilere yönelik olmayan araştırma, tasarım ve üretim
programları uygulanmakta olup, Kurum, Halk Eğitimi Merkezleri, Olgunlaşma Enstitüleri
ile Açık Öğretim Okullarından oluşmaktadır.
Kurumun tabi olduğu Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Kurumları Yönetmeliği'nde,
12/06/2021 tarih ve 31509 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı
Hayat Boyu Öğrenme Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'le
değişikliğe gidilerek; anılan Yönetmeliğin "Usta Öğreticilerin Görevlendirilmesi,
Görev ve Sorumlulukları" başlıklı Dördüncü Bölümünde yer alan "Ders
ücreti karşılığı görevlendirme" başlıklı 26. maddesi,
"(1) Kurs açılacak alanda, kurumda ve kurumun bulunduğu eğitim bölgesinde
yeterli sayıda öğretmen ve kadrolu usta öğretici bulunmaması durumunda ihtiyaç,
ders ücreti karşılığı görev yapacak istekliler arasından karşılanır.
(2) İhtiyaç halinde ders ücreti karşılığı görevlendirmeler, resmi kurumlardan
veya ilan yoluyla yapılır.
(3) Ders ücreti karşılığı görevlendirmeler, aşağıda belirtilen öncelik sırasına
göre yapılır:
a) Örgün eğitim ve hayat boyu öğrenme kurumlarındaki öğretmenler ve kadrolu
usta öğreticiler.
b) Emekli öğretmenler.
c) Yükseköğretim kurumlarında görevli öğretim üyesi ile öğretim görevlileri.
ç) Resmi kurumlarda çalışanlardan ihtiyaç duyulan alanda lisans mezunu kişiler.
4) Üçüncü fıkrada sayılanlardan görevlendirme yapılamaması durumunda ilan yoluyla
ücretli usta öğretici görevlendirmesi yapılır." şeklindeyken, anılan Yönetmeliğin
2. maddesiyle emekli öğretmenlere ilişkin üçüncü fıkranın (b) bendi madde metninden
çıkartılmış;
"Olgunlaşma Enstitüsü Programlarına Kayıt Kabul ve Değerlendirme"
başlıklı Sekizinci Bölümünde yer alan "Kayıt Kabul Esasları" başlıklı
46. maddesi,
"(1) Olgunlaşma enstitülerine, zorunlu öğrenim çağı dışında bulunanlardan
ilkokul, ilköğretim okulu, ortaokul veya imam hatip ortaokulunu tamamlayanlar
ile 13 yaşını dolduranlardan açıköğretim liselerine devam edenler kayıt yaptırabilirler.
Mesleki ortaöğretim programlarını tamamlayamayanlar ile Bakanlıkça belirlenecek
alan/dallarda ortaöğretim programı mezunları tamamlama eğitimine alınır."
şeklindeyken, Yönetmeliğin 8. maddesiyle "ilkokul" ibaresi madde metninden
çıkartılmış;
"Çalışma Süreleri, Ders Saatleri, Haftalık Dağılımı ve Planları" başlıklı
Onuncu Bölümünde yer alan "Kurumlarda Çalışma Süreleri" başlıklı 66.
maddesi,
"(1) Kurumlar, eğitim öğretim etkinliklerini hafta sonları da dahil olmak
üzere yıl boyu devam edecek şekilde planlar. Kurum müdürlüklerince, öğretmenlerin
mesleki çalışmaları, kutlanacak veya anılacak belirli gün, haftalar ve tatil
zamanları, Bakanlıkça/il milli eğitim müdürlüğünce hazırlanan çalışma takvimine
göre uygulanır.
(2) Kurumlarda görevlendirilen ücretli usta öğreticilerin haftalık çalışma süresi
en fazla 40 saattir. Kursların hangi gün ve saatte yapılacağı, kurs yeri, kursiyerlerin
durumları ve uygulanacak program dikkate alınarak belirlenir.
(3) Günlük çalışma süresi, mesai saatleri içinde ve dışında kursiyerlerin durumuna,
bölgenin özellik ve ihtiyaçlarına göre belirlenir. Faaliyetler, gerektiğinde
hafta sonu ve tatil günlerinde de devam eder. Müdür yardımcısı, öğretmen ve
usta öğreticilerin günlük çalışma programları buna göre düzenlenir ve uygulanır."
şeklindeyken, söz konusu maddeye,
"(4) Olgunlaşma enstitülerinin öğrencisi/kursiyeri bulunmayan araştırma,
tasarım ve üretim ve tanıtım ve pazarlama bölümlerinde görevli öğretmenlerin
çalışma süreleri bir iş saati 60 dakika olmak üzere haftalık 30 iş saatidir."
şeklinde dördüncü fıkra eklenmiş; bu şekilde, öğrencisi/kursiyeri bulunmayan
öğretmenlerin çalışma süresi öğrencisi / kursiyeri bulunan öğretmenlerden farklılaştırılmıştır.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava, 12/06/2021 tarih ve 31509 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim
Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına
Dair Yönetmeliğin 2. maddesinde yer alan, "26 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının
(b) bendi yürürlükten kaldırılmıştır." ibaresinin iptali istemi yönünden
incelendiğinde;
Normlar hiyerarşisine göre düzenleyici işlem niteliğinde olan Yönetmeliklerin, üst normu olan kanunlara aykırı düzenlemeler içeremeyecekleri ve bu normlarda yer alan düzenlemeleri aşar nitelikte kural getiremeyecekleri idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Yukarıda aktarılan yasal mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden, Türk milli eğitim sisteminin, örgün eğitim ve yaygın eğitim olmak üzere iki ana bölüme ayrıldığı, yaygın eğitimin, örgün eğitim yanında veya dışında düzenlenen eğitim faaliyetlerinin tümünü kapsadığı, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında uzman ve usta öğreticilerin geçici veya sürekli olarak görevlendirilebileceği, öğretim tür ve seviyelerine göre, uzman ve usta öğreticilerin seçimlerinde aranacak şartlar ile görev ve yetkilerinin yönetmeliklerle düzenlenebilmesi amacıyla davalı idareye yetki verildiği görülmektedir.
Uyuşmazlıkta, yukarıda belirtilen yetkiye dayanılarak hazırlanan ve 11/04/2018 tarih ve 30388 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Kurumları Yönetmeliği'nin, usta öğreticilerin görevlendirilmesi ile görev ve sorumluluklarına ilişkin Dördüncü Bölümünde yer alan, "Ders ücreti karşılığı görevlendirme" başlıklı 26. maddesinde, kurs açılması planlanan alanda, kurumda ve kurumun bulunduğu eğitim bölgesinde yeterli sayıda öğretmen ve kadrolu usta öğretici bulunmaması durumunda, öğretmen ihtiyacının ders ücreti karşılığı görev yapacak istekliler arasından karşılanacağı kuralına yer verildikten sonra, maddenin üçüncü fıkrasında, görevlendirmelerin, örgün eğitim ve hayat boyu öğrenme kurumlarındaki öğretmenler ve kadrolu usta öğreticiler, emekli öğretmenler, yükseköğretim kurumlarında görevli öğretim üyesi ile öğretim görevlileri ve resmi kurumlarda çalışanlardan ihtiyaç duyulan alanda lisans mezunu kişiler şeklindeki öncelik sıralamasına göre yapılacağı, belirtilen şekilde görevlendirme yapılamaması halinde ise, ilan yoluyla ücretli usta öğretici görevlendirmesi yapılacağı düzenlenmişken; dava konusu Yönetmeliğin 2. maddesiyle, emekli öğretmenlerin ikinci sıradaki önceliklerinin kaldırıldığı; diğer taraftan, aynı maddenin onüçüncü fıkrasının ise, ihtiyacın karşılanamaması durumunda, emekli kişilerin Yönetmelik ekindeki 2 sayılı Ücretli Usta Öğretici Başvuru Değerlendirme Formunda yer alan puanlamaya göre sıralanmak suretiyle usta öğretici olarak görevlendirilecekleri şeklinde değiştirildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, davacı tarafından, Kurum'un işlevlerinde bir değişikliğe gidilmediği halde, dava konusu değişiklikle emekli öğretmenlere öncelik tanınmamasının, Hayat Boyu Öğrenme Kurumlarında görev yapan emekli öğretmenlerin mağduriyetini artırarak, eşitsizliğe neden olduğu; diğer taraftan, 439 sayılı Kanun'da öğretmenlere verilen önceliğin dikkate alınmadığı ileri sürülmekte ise de; dava konusu Yönetmelik değişikliği sonrasında, emekli öğretmenlerin, ihtiyaç doğması halinde Yönetmelik ekinde yer alan Ücretli Usta Öğretici Başvuru Değerlendirme Formu'nda belirtilen puan üstünlüğüne göre oluşturulacak sıralamaya göre atanmasının öngörülmüş olması nedeniyle, söz konusu düzenlemenin, emekli öğretmenlerin de ders ücreti karşılığında usta öğretici olarak görevlendirilmelerine engel olacak nitelikte olmadığı; öte yandan, yukarıda alıntısına yer verilen ve dava konusu Yönetmeliğin üst normu olan yasal mevzuatta, emekli öğretmenlerin Hayat Boyu Öğrenim Kurumlarında usta öğretici olarak görevlendirilmelerinde öncelik hakkının bulunduğu yolunda herhangi bir hüküm bulunmadığı görüldüğünden, idarenin Yönetmelikle düzenleme yapma yetkisi kapsamında gerçekleştirilen iptal istemine konu değişiklikte, dayanağı olan üst hukuk normlarına ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Dava, dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinde yer alan, "46 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan 'ilkokul' ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır." ibaresi yönünden yapılan incelendiğinde;
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun orta öğretimden yararlanma hakkını düzenleyen 27. maddesinde, ilk öğretimini tamamlayan ve orta öğretime girmeye hak kazanan öğrencilerin mesleki ve teknik orta öğretim imkanlarından faydalanma hakkına sahip oldukları, Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 4. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde, ilk öğretim kurumlarının; resmi ve özel ilkokul ve ortaokul ile eğitim, öğretim, yönetim ve bütçe ile ilgili iş ve işlemleri Din Öğretimi Genel Müdürlüğünce yürütülen imam-hatip ortaokulunu ifade ettiği belirtilmiş, Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 4. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde ise, ortaöğretim kurumu, ortaokul veya imam-hatip ortaokulundan sonra dört yıllık eğitim ve öğretim veren, resmi ve özel örgün eğitim okul ve kurumlar olarak tanımlanmış, dava konusu Yönetmeliğin 29. maddesinde ise, olgunlaşma enstitülerinde verilen eğitim ve öğretimin, mesleki ve teknik ortaöğretim programı uygulanmak suretiyle gerçekleştirileceği belirtilmiştir.
Öğrenim çağı dışına çıkmış olması nedeniyle ortaöğretime devam etme imkanı bulunmayan ilkokul mezunları, ilkokul ve ortaokuldan oluşan ilköğretim eğitimini tamamlamış sayılmayacaklarından, doğrudan orta öğretim eğitimi veren öğretim kurumlarında eğitime başlamalarına imkan bulunmadığı görüldüğünden, mesleki ve teknik ortaöğretim programı uygulamak suretiyle eğitim vermesi öngörülen Olgunlaşma Enstitülerine ortaokul eğitimini tamamlamaksızın doğrudan kayıt olmalarının mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu durumda, Olgunlaşma Enstitülerine kayıt-kabul ve değerlendirme koşullarının düzenlendiği dava konusu maddenin birinci fıkrasında yer alan "ilkokul" ibaresinin madde metninden çıkartılmasına ilişkin değişiklikte hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu Yönetmeliğin 13. maddesiyle 66. maddeye eklenen dördüncü fıkrada yer alan, "çalışma süreleri bir iş saati 60 dakika olmak üzere haftalık 30 iş saatidir." ibaresi yönünden yapılan incelemede;
Yukarıda metnine yer verilen mevzuatta Devlet memurlarının çalışma sürelerinin tüm kamu personeli açısından tek bir esasa bağlanmadığı, kurumların veya görülen hizmetin özelliklerine göre farklı çalışma esası ve sürelerinin belirlenebileceğinin ilke olarak kabul edildiği görülmektedir.
Kültürel değerlerimizi, özellikle geleneksel sanatlarımızı ve giyim kültürümüzü araştıran, asıllarını koruyarak yeni ürünler hazırlayan, arşivleyen ve gelecek kuşaklara aktaran, bunların ulusal ve uluslararası alanlarda tanıtılmasını sağlayan, teknolojik gelişmelere paralel olarak sektörde yer alacak nitelikli elemanlar yetiştiren, eğitim ve öğretimin yanı sıra araştırma, tasarım, üretim, tanıtım ve pazarlama süreçlerinin tümünü gerçekleştirme amacıyla faaliyet gösteren Olgunlaşma Enstitülerinin, belirtilen amaç doğrultusunda öğrenci veyahut kursiyerlere yönelik gerçekleştirilen eğitim öğretim faaliyetinin yanı sıra, doğrudan öğrenci ve kursiyerlere yönelik eğitim ve öğretim faaliyeti gerçekleştirmeksizin, Enstitünün amaçları doğrultusunda araştırma, tasarım ve üretim, tanıtım ve pazarlama bölümlerinde görevli öğretmenler aracılığıyla faaliyette bulundukları, yukarıda belirtilen ilke doğrultusunda, davalı idarece, Olgunlaşma Enstitülerinin araştırma, tasarım ve üretim, tanıtım ve pazarlama bölümlerinin özellikleri dikkate alınmak suretiyle çalışma sürelerine yönelik temel kuralların belirlenmesi yoluna gidildiği anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda; dava konusu Yönetmelik değişikliğiyle Olgunlaşma Enstitülerinin öğrencisi/kursiyeri bulunmayan araştırma, tasarım ve üretim ve tanıtım ve pazarlama bölümlerinde görevli öğretmenlerin çalışma sürelerinin, bir iş saati 60 dakika olmak üzere haftalık 30 iş saati olarak düzenlenmesinin, hizmetin özelliği ve niteliği gözönüne alınmak suretiyle belirlendiği görülmektedir.
Her ne kadar davacı tarafından; aynı kurumda görevli diğer öğretmenlerle farklı çalışma koşullarına tabi olamayacakları, üst hukuk normlarıyla çelişen dava konusu hükmün eşitlik ilkesini ihlal ettiği ileri sürülmekte ise de; görev yaptıkları eğitim kurumunda öğrencisi/kursiyeri bulunan ve bulunmayan bölümlerde görev yapan öğretmenlerin çalışma alanları ve çalışma koşullarının birbirinden farklı olduğu; öğrenci veyahut kursiyerlerle birlikte gerçekleştirilecek eğitim etkinliklerinin bir saatinin 40 dakika olarak belirlenmesinin, öğrenci/kursiyer ve eğitici bağlantısının kesintiye uğramamasını zorunlu kılan görevin doğal özelliğinden kaynaklandığı, günlük eğitim etkinliklerinde ders saatinin 40 dakika olarak hesaplanmasının hizmetin özelliği ve niteliği gözönüne alınmak suretiyle belirlendiği; dolayısıyla, her iki öğretmen gurubunun günlük ve haftalık çalışma saatlerinin belirlenmesi sırasında, gerek kendi aralarında, gerekse birbirleri arasında farklı şekilde düzenleme yapılmasında eşitlik ilkesine aykırı bir husus bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Nitekim; Anayasa Mahkemesi kararlarında da; Anayasa'da kurala bağlanan eşitlik ilkesinin eylemli eşitlik değil, hukuksal eşitlik olduğu, aynı hukuki durumda olanların aynı, farklı hukuki durumda olanların farklı kurallara bağlı tutulmasının eşitlik ilkesini ihlal etmeyeceği ifade edilmiştir.
Bu durumda, Kanun hükümleriyle verilen yetki ve görev uyarınca düzenlenen dava konusu Yönetmelik hükmünde, dayanağı olan üst hukuk normlarına, kamu yararı ve hizmet gerekleri ile hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam .-TL yargılama giderinin davacı üzerinde
bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca
takdir edilen .-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya
iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava
Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 04/05/2023 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.