Katar milyonlarca dolar vermişti ama alınan Patriot'lar İsrail'i görmedi
İsrail'in Katar'da Hamas heyetine düzenlediği saldırı, milyarlarca dolar ödenerek alınan Amerikan yapımı Patriot sistemlerinin devreye girmemesi nedeniyle büyük tartışma yarattı. Uzmanlar, bu durumun ABD menşeli savunma sistemlerinin sınırlılıklarını gösterdiğini, yerli ve bağımsız hava savunma çözümlerinin hayati önem taşıdığını belirtiyor.

İsrail'in Şart"
Patriot sistemleri neden devreye girmedi?
Katar'ın envanterinde bulunan Patriot hava savunma sistemlerinin, saldırı sırasında hiçbir şekilde faaliyete geçmemesi sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Hamas yetkililerinin vurulması, "ABD üretimi sistemlerin müttefik ülkelere karşı kullanılamadığı" tartışmalarını beraberinde getirdi. Uzmanlar, Patriotların dost ve müttefik unsurlara karşı devreye girmeyecek şekilde kısıtlandığını, sistemin kontrol mekanizmalarının da büyük ölçüde ABD'nin elinde bulunduğunu vurguluyor.
Bu nedenle İsrail uçaklarının düzenlediği saldırıda Katar'ın hava savunma şemsiyesi işlevsiz kaldı. Ortadoğu ülkelerinin ABD menşeli hava savunma sistemlerine güvenmesinin stratejik bir zaafiyet oluşturduğu görüşü güçlendi.
"Hava gücü üstünlüğü belirleyici"
Savunma analisti Arda Mevlütoğlu, AA'ya yaptığı değerlendirmede saldırının
askeri açıdan da incelenmeye değer bir vaka olduğunu belirtti. İsrail'in F-15I,
F-16I ve F-35I uçaklarının yanı sıra yakıt tankerleri ve elektronik harp unsurlarıyla
menzilini genişlettiğine işaret eden Mevlütoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
"Yaşananlar, yalnızca füze ve radar sistemleriyle değil; muharip uçaklar, erken
ihbar sistemleri ve elektronik harp unsurlarıyla desteklenen bütünleşik bir
hava savunma mimarisinin gerekliliğini gösteriyor."
Mevlütoğlu ayrıca, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda da güçlü hava savunma sistemlerine sahip Rusya'nın birçok stratejik tesisinin vurulduğunu hatırlatarak, "Tek başına füze ve radar yetmez, 7/24 çalışan tümleşik bir hava savunma yapısı gerekir" dedi.
Yerli sistemlerin önemi
Uzmanlara göre, Patriot benzeri yabancı menşeli hava savunma sistemleri dış politik bağımlılık içeriyor ve kriz anlarında sınırlı işlev görüyor. Katar örneğinde olduğu gibi, ABD'nin müttefiki İsrail'den gelen saldırılara karşı bu sistemlerin devreye girmemesi, Ortadoğu ülkeleri için büyük bir stratejik boşluk oluşturuyor.
Türkiye'nin geliştirdiği Hisar, Siper ve Çelik Kubbe benzeri yerli sistemler, yalnızca füze savunmasıyla değil; radar, elektronik istihbarat ve muharip unsurlarla bütünleşik bir yapının parçası olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, "Bağımsız hava savunma kabiliyeti olmayan ülkeler, ulusal güvenliklerini tam anlamıyla koruyamaz" görüşünde birleşiyor.