Soner Can Tufanoğlu: Adil bir dünya mücadelesini sürdüreceğiz
Bayındır Memur-Sen Genel Başkanı Soner Can Tufanoğlu, "5. Büyük Türkiye Buluşması"nda yaptığı konuşmada hem sendikal kazanımları özetledi hem de küresel adaletsizliklere dikkat çekti. Tufanoğlu, "Emek mücadelesini salt ücret mücadelesi olarak kavrayanlar bizi anlayamaz" diyerek, sendikalarının adil bir dünya mücadelesini de sürdüreceğini vurguladı.

Bayındır MemurSen Genel Başkanı Soner Can Tufanoğlu'nun "5. Büyük Türkiye Buluşması"nda yaptığı konuşma şu şekilde;
Şair, mütefekkir ve aksiyon adamı Akif İnan. "Örgütlü toplum güçlü toplumdur. Örgütsüz toplum ise güdülen toplumdur." diyor
Emek mücadelesinde değerleriyle özne olmak, gütmemek, güdülmemek için,
23 yıl önce hak ve hakikatin temsilcileri olarak yola çıkan,
Emek mücadelesine itibar, ekmek mücadelesine mevzi kazandıran,
Türkiye'nin medeniyet ruhuyla yeniden buluşması için ter akıtan,
Zalime karşı mazlumun sesi, nefesi olan,
Adil bir dünya için emeğin dayanışmasına inanan,
Teşkilatımızın liderlerini, uç beylerini hürmetle, muhabbetle selamlıyor,
5. Büyük Türkiye Buluşmamıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
Haklıyı güçlü kılmak için geliyoruz dediğimizde, haklının yanında durarak bizleri
yalnız bırakmayan,
Bu kutlu dava içi büyük ideallerimiz var dediğimizde bizlere inanan
Sendikamızın geleceğini birlikte inşa edeceğiz dediğimizde koyduğumuz hedeflere
ulaşmak için var gücüyle çalışan,
Sendikamıza çağ atlatmak için birlikte yeni zirvelere dediğimizde bizlere büyük
destek veren,
Tam 11 yıldır yürüdüğümüz bu yolda büyük fedakarlıklar yaparak bizlere güç veren,
gönül veren siz değerli kardeşlerime yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.
Bugüne gelmemizde desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen, bugünkü Türkiye Buluşmamızda da bizi yalnız bırakmayan Memur-Sen Genel Başkanımız Ali Yalçın'a saygılarımı sunuyor, teşekkür ediyorum.
Memur-Sen'imizin kurucu genel başkanı Kudüs şairi, Mehmet Akif İnan ağabeyimize rahmet diliyor, Bayındır Memur-Sen'imizin kurucu genel başkanı Abdülhadi Karasapan başta olmak üzere bu yolculukta alın teri döken herkese şükranlarımı sunuyorum.
Görevi başındayken rahmeti rahmana kavuşmuş genel başkan yardımcımız Zekeriya Ceyhan'a, Şube başkanlarımız Zekeriya Çelik ve Elvan Yalçın'a, burada adını zikredemediğim hayatını kaybetmiş tüm kardeşlerimize Yüce Rabbimden rahmet diliyorum.
Değerli Genel Başkanım,
Kıymetli dava arkadaşlarım,
İnsanlık olarak bir yol ayrımının arifesindeyiz.
Ya emperyalizme, kapitalizme boyun eğip insanlığa veda edeceğiz
Ya da direnecek, adil bir dünyayı hep birlikte kuracağız.
Çünkü emperyalizmin, kapitalizmin ve siyonizmin kurduğu tek dünyacı düzen,
İnsanlığı savaşlarla, katliamlarla, soykırımlarla yok ediyor.
Açlıkla, fakirlikle yok ediyor.
Kültürel soykırım yaparak yok ediyor.
Hakikate savaş açarak yok ediyor.
Dünyanın bütün serveti bir avuç siyonistin, kapitalistin elinde toplanmış durumda.
Bütün dijital platformlar bunların tekelinde.
Parayı da, ahlakı da, kültürü de, inancı da bunlar kontrol ediyor.
Gazze'de on binlerce kardeşimizi katleden bunlar.
Bakın, Gazze sağlık bakanlığı verilerine göre bugüne kadar cesedine ulaşılmış
Gazzeli şehitlerimizin sayısı 70 binden fazla.
BM Özel Raportörü "Gazze'deki gerçek ölü sayısı 680 bin olabilir"
diyor.
Bu vahşete sebep olanlar, Gazze'de soykırım uygulayan katiller
Utanmadan barış kahramanı gibi davranıyorlar.
Ama onların bir hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı var.
İşte 2,5 milyon insana her türlü vahşeti reva gören Siyonist katiller
Dünyanın en ölümcül silahlarıyla saldırdıkları Gazze'nin kahramanları karşısında
amaçlarına ulaşamadılar.
Gazze bize gösterdi ki imanın, samimiyetin karşısında hiçbir güç direnemez.
Gazze; insanlığın yüz yıllardır özlemini çektiği kahramanlık hikayesinin yazıldığı
yerdir. Siyonizmin, kapitalizmin ve emperyalizmin diz çöktüğü topraklardır Gazze.
Bizler Memur-Sen ve Bayındır Memur-Sen olarak,
Her zaman Gazzeli kardeşlerimizin yanında durduk,
Mücadelesine eylemlerimizle, mitinglerimizle, boykotla omuz verdik,
Siyonizme karşı direnişin ve haysiyetin sesi olmaya gayret ettik.
Rahmetli Erbakan Hocamızın ifadesiyle "Filistin bizim için coğrafi değil,
imani bir meseledir."
Bizim için zulme karşı direnen Gazzeli kardeşlerimiz insanlığın haysiyeti, Müslümanların
şerefidir.
Kudüs işgalden kurtuluncaya dek,
Filistin özgür oluncaya dek,
Siyonizme karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.
Ben buradan, bu kürsüden Gazze'nin yiğit evlatlarını, kahramanlarını, aziz
şehitlerini bütün kalbimle selamlıyor,
"Yaşasın nehirden denize özgür Filistin" diyorum.
YAŞASIN GAZZE'NİN ONURLU DİRENİŞİ!
YAŞASIN KÜRESEL İNTİFADA!
Biz, Filistin'den Doğu Türkistan'a, Arakan'dan Keşmir'e, Afganistan'dan Irak'a,
Bosna'dan Çeçenistan'a, Suriye'den Libya'ya bütün İslam dünyasını kan gölüne
çeviren emperyalizme karşı Dünya Beşten, Emek Sermayeden Büyüktür diye haykırmaya
devam edeceğiz.
Coğrafyaların tarumar edildiği, milyonların açlığa ve yoksulluğa mahkum edildiği,
Aileye karşı savaş açıldığı, gençliğin ifsat edildiği,
Kültürlerin, medeniyetlerin soykırıma uğratıldığı bir dünyada
Bizler medeniyetimizi, geleneğimizi, kültürümüzü ve inancımızı savunmaya devam
edeceğiz.
Çünkü bizler büyük bir medeniyetin hamilleriyiz.
Çünkü biz adanmışlar hareketiyiz.
Çünkü bizim için;
"Adanmak şahsi bir mesele değil şahsiyet meselesidir..."
İbn Haldun diyor ki "Kalplerimiz ayrı ise akıllarımızı kimse birleştiremez."
Kalplerimizi, akıllarımızı, gücümüzü birleştirdik,
Büyük ve Güçlü Türkiye için, adil bir dünya için, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimiz
için yola çıktık.
Bu yolda tefrikayı hiçbir zaman içimize sokmadık, sokmayız.
Ayrı gayrı bilmedik.
Biz hep Yunus Emre'nin ifadesiyle;
"Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz." dedik.
Değerli yol arkadaşlarım,
Biz bir yandan adil ücret için mücadele ederken bir yandan da insan diyoruz,
insanlık diyoruz, mazlumlarla dayanışma diyoruz.
Bu yüzden özlük haklarımız için kavga verirken diğer yandan demokratikleşme
için mücadele ediyoruz.
Biz, her platformda haklarımız için ter dökerken
Şubat'ın yasaklarına karşı meydanlara çıktık, özgürlüklerimizi geri kazandık.
Gezi kalkışmasında faiz lobisine, 6-8 Ekim ve çukur olaylarında terör lobisine
karşı milletimizin, devletimizin yanında saf tuttuk.
15 Temmuz'da göğsümüzü kurşunlara siper ettik, şehitler verdik.
Vesayete, darbelere karşı millet iradesi için her şeyimizi ortaya koyduk.
Pandemide, yangınlarda, sel felaketlerinde, depremlerde yaptığımız yardımlarla,
mağdurlara ve afetzedelere destek olduk.
6 Şubat'ta yaşadığımız Asrın Felaketinde Arama Kurtarma ekiplerimizle afetin
ilk saatlerinde onlarca vatandaşımızın kurtarılmasına vesile olduk,
Memur-Sen olarak Suriye'de mazlum ve mağdur kardeşlerimiz için İdlib Mehmet
Akif İnan Mahallesi projesini hayata geçirdik.
300 kişi kapasiteli Bayındır Memur-Sen Necmettin Erbakan Camii'nin inşasını
üstlendik.
Bizi anlamayanlar diyorlar ki
"Siz bir sendikasınız, ne işiniz var Filistin'le, Doğu Türkistan'la,
"Ne derdiniz var emperyalizmle, siyonizmle, kapitalizmle,
Size mi düştü LGBT ile uğraşmak, size mi düştü Aileye sahip çıkmak,
Darbeden sana ne, sen memurun maaşına bak"
Bakın, bir medeniyet tasavvuru olmayanlar bizi anlayamaz.
Dünyayı okuyamayanlar, büyük resmi göremeyenler bizi anlayamaz.
Emek mücadelesini salt ücret mücadelesi olarak kavrayanlar bizi anlayamaz.
Bizi ancak sahici dertleri olanlar anlar,
Biz ancak hayatı bütüncül kavrayanlar anlar,
Bizi ancak hasbiler anlar,
Hesabiler bizi anlayamaz.
Peki, biz bütün bunları ne için yaptık?
Üyemiz için, ülkemiz için, milletimiz ve insanlık için yaptık.
Biz bu istikamette yürümeye devam edeceğiz.
Kıymetli Kardeşlerim
23 yıl önce, Bayındır Memur-Sen olarak ideolojik sendikacılığın surlarında
mukaddes bir gedik açtık
Yola çıktığımızda bazıları bizi yok saydılar, "sizden sendikacı olmaz"
dediler.
Sezai Karakoç "Seni yok sayacaklar, sen daha çok var olacaksın" demişti.
Biz de, onlar bizi yok saydıkça çalıştık, büyüdük, tarih yazdık.
23 yıldır;
Yusuf Has Hacib'in ifadesiyle emeği aziz bilerek hareket ediyor,
Asıl olanın emek ve emekçi olduğunu haykırıyoruz.
2014 yılında yönetimi devraldığımız gün ortaya koyduğumuz "istişare",
"şeffaflık" ve "adalet" ilkelerine bağlı olarak mücadelemizi
sürdürüyoruz.
O gün yeni yönetimimizle yola çıktığımızda;
11.000 civarında üyemiz vardı.
Bugün 22 bin üyeyi aştık, hizmet kolumuzdaki sendikalı memurların yüzde 60'ını
üye yaptık.
Hiç şubemiz yoktu. Daha kurumsal ve daha güçlü bir teşkilat yapısı için şubeleşme
sürecini başlattık ve bugün 20 şubeye ulaştık.
Gayrimenkul olarak Ankara Necatibey'de iki apartman dairemiz, iki aracımız
vardı.
Bugün Memur-Sen Genel Merkez binasında mülkü bize ait hizmet binamızı satın
aldık.
Ayrıca Türkiye'nin farklı yerlerinde mülkü sendikamıza ait gayrimenkul yatırımlarımız
oldu.
300 üyeyi geçen İl ve Şube Başkanlıklarımıza ve Genel Merkezimize 29 araç alımı
gerçekleştirdik.
Göreve gelmeden önce Ankara'ya Bayındır Memur-Sen Oteli hayalimiz vardı,
Göreve gelince hayalimizi gerçeğe dönüştürdük.
Böylece, bugünün parasıyla 10 milyon TL olan sendikamızın özkaynaklarını 350 milyon TL'ye çıkardık.
Akademik düzeyde, bilimsel çalışmalarla sorunlarımızı ortaya koymak, çözüm
önerileri geliştirmek için Bayındır Akademi'yi kurduk.
Yaptığımız saha araştırmaları, kitaplar ve odak analizlerle sadece sorunu gösteren
değil çözümü de üreten bir emek hareketi haline geldik.
Sendikamızın iktisadi işletmesi olan MESYET'i etkin ve güçlü bir yapıya kavuşturduk.
Hizmet alanımızda faaliyet gösteren işçilerimizin hem mesleki yeterlilik hem
de iş sağlığı güvenliği alanında belgelendirilmesini sağladık.
MESYET'İ 60.000 belgelendirme ile kendi alanında ülkemizin ilk üç kuruluşundan
biri haline getirdik.
Buradan elde ettiğimiz gelirlerle mali yapımızı daha da güçlendirdik.
İl temsilciliklerimizin ve şube başkanlıklarımızın mali yapısını güçlendirmek
için geri dönüşüm avanslarını %50'ye çıkarttık.
İl ve Şube Başkanlarımıza huzur hakkı ödemesini başlattık.
Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarına hazırlanan üyelerimize destek
için ücretsiz online eğitim imkanı sunduk.
Yine üyelerimize hukuki anlamda destek olabilmek için sendikamız bünyesinde
hukuk müşavirliği kurduk.
Kadınların çalışma hayatındaki sorunlarını çözmek, sendikalı kadın sayısını artırmak, sendikalı kadın olgusunu sendikacı kadın olgusuna dönüştürmek için Kadınlar Komisyonumuzu kurduk ve illerde teşkilatlanmasını sağladık.
En önemli hizmetlerimizden birisi de üyelerimizi uygun fiyata daire sahibi
yapmak için kurduğumuz Ankara Bayındır Yapı Kooperatifi.
Atılan iftiralara, algı operasyonlarına rağmen tesis ettiğimiz güven ve itibar
sayesinde, 3 yıl önce 1606 üyeyle kurduğumuz arsa kooperatifimiz için önemli
bir eşiği aştık. Yakın tarihte yüklenici firma ile kat karşılığı sözleşme imzaladık.
Geldiğimiz noktada üyelerimiz güncel değerlerle 250 bin TL ödeyerek yaklaşık
4 milyon TL değerindeki daireye hak sahipliği elde etmiş, sendikamız öncülüğünde
önemli bir kazanım sağlamıştır.
Konjonktürel zorluklara rağmen büyük işler başardık,
Hayallerin ötesinde neticeler aldık.
Bu gurur Bayındır Memur-Sen'in. Bu gurur hepimizin!
Özellikle vurgulamak isterim ki;
Geçtiğimiz 11 yılda elde ettiğimiz bütün kazanımların, bütün başarıların altında
siz değerli yol arkadaşlarımın imzası var, emeği var, alın teri var.
Tabiri caizse boyumuzu aşan bu işlere imza atarken, en büyük dayanağımız hiç
kuşkusuz teşkilatımızdır, birlik ve beraberliğimizdir.
İnşallah bundan sonra da aynı azim ve inançla, sizlerden aldığımız güçle, çıtayı
daha yukarıya koyacağız, daha da büyük işlere imza atacağız.
Hepinize yürekten teşekkür ediyor, bu güzel teşkilat için güçlü bir alkış istiyorum.
Kıymetli Dava Arkadaşlarım
Hepinizin yakından takip ettiği 8. Dönem Toplu Sözleşmeyi geride bıraktık.
Toplu pazarlık süreci boyunca duruşumuz, gayretimiz, süreç yönetimimiz taraflı
tarafsız herkesin takdirini topladı.
Talep toplamadan, teklif hazırlamaya,
Pazarlık boyunca eylemlerden basın açıklamalarına,
İş bırakmadan miting ve yürüyüşe,
Kullandığımız söylemden, medya-sosyal medya çalışmalarına varıncaya kadar
Haklarımızı en güçlü şekilde savunduk,
Sesimizi tüm Türkiye'ye duyurduk.
Ama ne yazıkki kamu işvereni büyük bir yanlışa imza atarak haklı taleplerimize
gözlerini ve kulaklarını kapattı.
Kamuda aynı işi yapan fakat statüsü farklı olan çalışanlar arasında adaletsizlik
oluşturarak iş barışını bozdu.
Kamu işvereninin bu adaletsiz tutumuna karşı Hakem'e başvurmayarak toplu sözleşme
sistemindeki çarpıklığı protesto ettik,
Toplu sözleşme tarihinde ilk kez hakeme kamu işvereni başvurmak zorunda kaldı.
Süreci siyasallaştıranların Hakeme üye göndermeyin baskılarına karşı
Tutanakla kayıt altına aldığımız 58 kazanımı korumak, süreci belirsizliğe terk
etmemek için Hakem'e üye gönderdik ve 65'e çıkardığımız kazanımlarımızı karar
altına alır almaz heyeti terk ettik.
Gösterdiğimiz dik duruşla adeta tarih yazdık.
Hem kazanımlar elde ettik hem de kamu işverenini ve hakemi gerçeklerle yüzleştirdik.
Bu süreçte ortaya koyduğunuz irade, kararlılık ve coşku için hepinize yürekten
teşekkür ediyorum.
Değerli Yol Arkadaşlarım;
Peki biz çalışanlarımıza kazanım elde etmek için mücadele ederken,
Hak, emek, adalet diye haykırırken rakiplerimiz neler yaptı?
Toplu sözleşme boyunca kamu işverenine tek bir cümle kurmadıkları gibi Memur-sen
ile uğraştılar.
Diğer yandan da hakemde kamu işvereniyle işbirliği içine girdiler.
Biz bunları zaten tanıyorduk, o süreçte bütün Türkiye de tanımış oldu.
Kronik emek hırsızları bizim kazanımlarımızı kendi kazanımıymış gibi gösterme
arsızlığını da hala sürdürüyor.
Ama bunlar nafile uğraşlar, boş işler.
Eskilerin dediği gibi "Yel kayadan bir şey götürmez"
Bunlara ne desek boş..
Çünkü kalpleri kararmışlara bir şey anlatamazsınız.
Dilleri zehirlenmişlerin hakikati söylemesini bekleyemezsiniz.
Ne yaparlarsa yapsınlar,
Hangi yalanı söylerlerse söylesinler,
Ne erimelerini durdurabilecekler,
Ne de bizim ilerleyişimizi.
Biz istikamet üzere yürümeyi, milletimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz.
Kamu görevlileri için çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz.
Emeğimizin karşılığını alana, kamuda statüler arasında ücret adaleti sağlanana
kadar,
Her platformda mücadele etmeye, eylem yapmaya devam edeceğiz.
Kıymetli kardeşlerim;
Bugüne kadar 8 kez toplu sözleşme masasına oturduk, bunların 4'ü mutabakatla
4'ü uyuşmazlıkla sonuçlandı.
Toplu sözleşme masasının çarpıklığına, hakem heyetinin adaletsiz dağılımına
ve 4688 sayılı sendikalar kanununun tüm eksikliklerine rağmen, çalışanlarımız
için önemli kazanımlar imza attık.
- Hizmet kolumuzdaki tüm çalışanlar için giyim yardımı kazanımı elde ettik.
- Hizmet kolumuzdaki çalışanlarımız için fazla mesai ödemelerini hayata geçirdik.
- Hizmet kolumuzdaki kamu görevlilerine ilave araç kullanımları halinde ödeme
yapılmasını sağladık.
- AFAD çalışanlarına risk tazminatı verilmesini sağladık.
- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı çalışanlarına denetim tazminatı
kazanımı elde ettik.
- Karayolları çalışanlarına kar tazminatı verilmesini sağladık.
- Tapu ve Kadastro çalışanlarımızın hayali olan, çalışanlara döner sermayeden
pay verilmesini hükme bağladık.
- AFAD ve Karayolları çalışanlarına yemek yardımı elde ettik.
- Milli Emlak ve Kadastro çalışanlarına tazminat ödenmesini hayata geçirdik.
- İller Bankası çalışanlarımızın kanayan yarası olan kontrollük ve sigorta gelirlerinin
çalışanlara ödenmesi için katkıda bulunduk.
Bu kazanımları nasıl elde ettiysek, çözülemez denilen sorunları nasıl çözdüysek,
Önümüzde duran diğer sorunları çözecek olan da yine biziz.
Elbette her istediğimizi alamamış olabiliriz ama bilinmeli ki her kazanımımızda
emeğimiz, alın terimiz ve mücadelemiz vardır.
Kıymetli kardeşlerim,
Toplu Sözleşmeyi geride bıraktık, şimdi yeni bir mücadele zamanı.
Kazanımlarımızın mürekkebi kurumadan, biz, yeni kazanımlar için kolları sıvadık,
çalışmaya başladık.
4688 sayılı sendika yasamızın değişmesi için Memur-Sen olarak ciddi çalışmalar
yaptık, yapmaya devam ediyoruz.
Grev ve dayanışma aidatının olduğu,
Örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırıldığı,
Adaletli bir hakem sisteminin tesis edildiği,
Pazarlık süresinin uzatıldığı, kapsamın genişletildiği, tutanak sisteminin geliştirildiği,
ILO normlarında bir mevzuata kavuşuncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz.
Mühendislik Meslek Kanunu çıkarılmasını da,
1. dereceye 3600 verilmesini de,
Vergi diliminin yüzde 15'e sabitlenmesini de,
Ve diğer bütün sorunlarımızın çözülmesini de inşallah hep birlikte sağlayacağız.
Biz 50 bin hizmet kolu çalışanımızın, 4 milyonu aşan kamu görevlisinin, 2 buçuk
milyon memur emeklisinin emanetini taşıyoruz,
Yükümüzün ağırlığının, mesuliyetimiz büyüklüğünün idrakindeyiz.
Çözüm bekleyen sorunların da, çözümü bizden bekleyen milyonların da farkındayız.
Bunun için durmak, beklemek, oyalanmak gibi lüksümüz yok.
Çalışmak, çok çalışmak, daha çok çalışmak zorundayız.
Niceliğimizi artırmak, cesametimizi büyütmek, kapasitemizi artırmak zorundayız.
Boş işlerle, tartışmalarla, zamanımızı heba edemeyiz.
Bu mücadelede her bir kişi, her bir üye önemlidir.
Bir söz vardır: "Bir çivinin düşmesi, bir nalı eksik bırakır. Bir nalın
eksikliği, bir atı kaybettirir. Bir atın düşmesi, bir komutanı yıkar. Ve bir
komutanın kaybı da bir savaşı kaybettirir."
Biz bunun bilincinde bir teşkilatız.
Üyemizden ve teşkilatımızdan aldığımız güçle,
23 yıllık birikim ve tecrübeyle
Örgütlü gücümüz, yürekli teşkilatımızla geleceğe yürümeye, umudu büyütmeye,
hayalleri gerçeğe dönüştürmeye devam edeceğiz.
Daha güçlü bir Bayındır Memur-Sen için,
15 Mayıs 2026 tarihine kadar üye sayısında hedefimiz olan 25 bine ulaşmak için
Ziyaret etmediğimiz, elini sıkmadığımız, derdini dinlemediğimiz çalışanımız
kalmayana kadar sahada ter akıtacağınıza yürekten inanıyorum.
İş yeri temsilcisinden il temsilcisine, şube yönetiminden üyeye Bir makinenin
dişlileri gibi uyum içinde çalışacağınıza güvenim tam.
Şimdi bu güzel teşkilatın kararlılığını ve coşkusunu herkes görsün diye hepinizi ayağa kalkmaya, yumrukları havaya kaldırmaya davet ediyor ve soruyorum:
MASADA VE SAHADA DAHA GÜÇLÜ BİR BAYINDIR MEMUR-SEN İÇİN MÜCADELEYİ BÜYÜTECEK
MİYİZ?
EMEĞİN HAKKI, EMEKÇİNİN HAYSİYETİ İÇİN SORUMLULUĞUMUZU EKSİKSİZ YERİNE GETİRECEK
MİYİZ?
MİLLET İÇİN, ÜMMET İÇİN, İNSANLIK İÇİN DAHA ÇOK ÇALIŞACAK MIYIZ?
Eyvallah.. İyi ki varsınız, İyi ki beraberiz, İyi ki hep birlikte Bayındır Memur-Sen'liyiz.
Adanmışlık, fedakarlık ve muhabbetle yol alan erdemliler hareketinin
Liderlerini, uçbeylerini, neferlerini hürmetle muhabbetle selamlıyor,
Hak, Emek, Adalet Mücadelesinin Örgütlü Gücü,
Kamu Çalışanlarının Güçlü Sesi Bayındır Memur-Sen'imizin 5. Büyük Türkiye Buluşmasının
hayırlara vesile olmasını diliyor,
Hepinizi Yüce Rabbime emanet ediyorum, Sağ olun, var olun.