Günümüzde borçlanma yapmak emekliliğe ne derece katkı sağlar?

Memurlar, borçlanma kapsamında olan sürelerini isterlerse tamamını, isterlerse kısmi olarak yapabilirler. Bugün için EYT Kanunu çıktıktan sonra zorunlu olmadıkça borçlanma yapılmasının fayda sağlamayacağını değerlendirebiliriz.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 27 Nisan 2024 00:10, Son Güncelleme : 24 Nisan 2024 09:26
Günümüzde borçlanma yapmak emekliliğe ne derece katkı sağlar?

Detaylar/Değerlendirmeler:
5434 ve 5510 sayılı Kanununa göre, borçlanma yapılabilecek 12 hizmet süresi türü bulunmaktadır. Borçlanma demek Sosyal Güvenlik Kurumundan hizmet satın almak suretiyle hizmet süresini tamamlamak demektir. EYT Kanunu öncesinde de 8 Eylül 1999 tarihinden önce çalışmaya başlamış olanlardan yine bu tarihten önce borçlanma kapsamında olan sürelerini borçlanarak yaş açısından avantajlı duruma gelmeyi sağlayan bir durum olarak görülmektedir.

5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde borçlanma kapsamında olan süreler aşağıda belirtilmiştir.

  • Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalı kadının, üç defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla borçlanılacak sürelerde uzun vadeli sigorta kolları açısından sigortalı sayılmaması ve çocuğunun yaşaması şartlarıyla talepte bulunulan süreleri,
  • Er veya erbaş olarak silah altında veya yedek subay okulunda geçen süreler.
  • Memurların, personel mevzuatına göre aylıksız izin süreler.
  • Sigortalı olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık öğrenim süreleri.
  • Sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların normal staj süreleri.
  • Sigortalı iken herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında geçen süreler.
  • Grev ve lokavtta geçen süreler.
  • Hekimlerin fahri asistanlıkta geçen süreler.
  • Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin, istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden ay başına kadar açıkta geçirdikleri süreler.
  • 4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalıların, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik süreler.
  • Sigortalı olmaksızın, 8/4/1929 tarihli ve 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanuna göre yurt dışına gönderilen ve öğrenimini başarıyla tamamlayarak yurda dönenlerden yükümlü bulunduğu mecburi hizmet süresini tamamlamış olanların, yurt dışında resmi öğrenci olarak geçirmiş oldukları öğrenim sürelerinin 18 yaşının tamamlanmasından sonraki döneme ait olan kısmı.
  • Ayrıca, yurtdışında geçen çalışma süreleri 3201 sayılı Kanuna göre borçlanılabilmektedir.

Borçlanılacak süreler bunlardan ibaret olup, bunun dışında bir borçlanma yapılması bulunmamaktadır.
Borçlanmaya ilişkin tutarların hesaplanmasında 5434'e tabi olanlar için 5434 sayılı Kanunda yer alan hükümler, 5510'a tabi olanlar için de 5510 sayılı Kanunda yer alan hükümlere göre işlemler yapılmaktadır.

Sonuç değerlendirmemiz;
Bugün için borçlanma kapsamında olan sürelerin borçlanılması sadece hizmet süresini daha önce tamamlamaya katkı sağlar. Dolayısıyla EYT kapsamında olan yani 8 Eylül 1999 öncesi göreve başlamış olanlar için yaş şartının kaldırılmış olması bugün için de bu kapsama girenlerin genel olarak 25 yıl hizmetlerini de tamamlamış olmaları nedeniyle "Borçlanmanın Tercih Edilmemesi" daha ağırlıklı düşünce olmaktadır.
Borçlanmayı tercih edeceklerin ise, genel olarak 8 Eylül 1999 öncesi yine çalışmaya başlamış olup da borçlanma ile birlikte 20 veya 25 yılını bir an önce tamamlayıp emekli olma düşüncesinde olanların olabileceğini değerlendirmekteyiz.
İkinci olarak da, 8 Eylül 1999 tarihinden sonra göreve girmiş olanlardan kadın ve erkek 25 yılını bir an önce tamamlayıp, daha sonra da kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını zorunlu çalışmadan beklemeyi tercih edeceklerin olabileceğini değerlendirmekteyiz.
Sonuçta, borçlanma tutarlarının yüksek olması ve günümüzde belirttiğimiz durumlardan başka çok önemli bir avantaj sağlamaması nedeniyle borçlanma yapılmasının zorunluluk olmadığı sürece tercih edilecek bir yöntem olmadığını değerlendirmekteyiz.
Ayrıca, gerek 5434 sayılı Kanunda gerekse 5510 sayılı Kanunda borçlanma kapsamında olan sürelerin tamamının borçlanması şeklinde zorlayıcı veya bağlayıcı hüküm bulunmamaktadır. Burada kişilerin talebine bırakılmış bir düzenleme mevcuttur. Kişiler kendi yapacakları hesaplamalar sonucunda veya çalıştıkları kurumlardan alacakları bilgilere göre askerlik, aylıksız izin vb. gibi sürelerinin tamamını değil de işlerine yarayacak kadar olan sürelerini borçlanabilirler.


Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber