İDDK, Yargıtay tetkik hakimi raporlarının gizli olması kuralını hukuka uygun buldu

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 29/08/1983 tarih ve 18150 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 1. fıkrasının ve 100. maddesinin 2. cümlesinin iptali istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemi hukuka uygun buldu.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 12 Ekim 2025 00:10, Son Güncelleme : 28 Ekim 2025 14:49
İDDK, Yargıtay tetkik hakimi raporlarının gizli olması kuralını hukuka uygun buldu

Davacı ne talep etmiştir

Davacı tarafından, Yargıtay tetkik hakimi raporlarının gizlilik kapsamında olmasının, hukuk sistemimizdeki temel prensip ve uygulamalara aykırı olduğu, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, Yargıtay heyetinin müzakere sırasındaki notlarının değil, müzakereden önce düzenlenen ve müzakere konularını belirten tetkik hakimi raporlarının istenildiği, gerek müzakereden önce düzenlenmesi gerekse tetkik hakiminin kararda oy kullanmaması nedeniyle tetkik hakimi raporunun taraflara verilmesinin, Yargıtay heyetinin gizliliği ile bağdaşmayan bir yönünün bulunmadığı ileri sürülmüştür.

Danıştay 10. Daire: Düzenleme hukuka uygundur

Bu durumda, dayanağı Kanun hükmüne uygun olarak heyet görüşmelerine katılabileceklere ve bu görüşmelerin gizliliğine yönelik düzenleme içeren Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 1. fıkrasında hukuka aykırılık bulunmadığı;

Yönetmelik'in 100. maddesinin 2. cümlesinde ise, dosyayı tetkik için görevlendirilenlerin, Yargıtay Cumhuriyet başsavcı yardımcılarının rapor ve tebliğnameleri veya taleplerinin içerdiği hususlar hakkında bilgi verilemeyeceği kuralının yer aldığı; dava dosyalarının sunumu ile görevli olan tetkik hakimlerince düzenlenen raporların da bir bütün olan müzakere sürecine dahil olduğu ve Kanun'un 39. maddesi gereğince görüşmelerin gizliliği kuralı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği;

Bu durumda, dayanağı Kanun hükmüne uygun olarak görüşmelerin gizliliğine yönelik düzenleme içeren Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 100. maddesinin 2. cümlesinde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Yargıtay tetkik hakimlerinin ihmali sadece bu raporlarla mı ispatlanabilir?

Yargıtay üyelerinin ve tetkik hakimlerinin ihmali iddiasının ispatı için yegane delilin tetkik hakimi raporları olduğu ve dava konusu düzenlemeler ile bu raporlara erişime engel olunmak suretiyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği ileri sürülmüş ise de; Yargıtay Daire ve Kurullarınca verilen kararlarda uyuşmazlığın konusu, kapsamı, uygulanacak mevzuat ve yorumu ile mevzuatın maddi olaya uygulanmasına yönelik bütün hususların gerekçeli karar hakkı bağlamında yer aldığı, dolayısıyla yargı mensuplarının ihmali veya ihlali iddiasının ileri sürülebilmesi için yargı kararının tek başına yeterli delil niteliği taşıdığı, kaldı ki bu kararlara karşı hukuki denetim mekanizmalarının (kanun yolları, bireysel başvuru, AİHM) da açık olduğu dikkate alındığında, anılan iddiaya itibar edilmemiştir.

İDDK, Danıştay 10. Dairesi kararını onamıştır.

T.C.

D A N I Ş T A Y

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2024/2804

Karar No : 2025/1048

İSTEMİN KONUSU:

Danıştay Onuncu Dairesinin 19/03/2023 tarih ve E:2020/1008, K:2024/939 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem:

29/08/1983 tarih ve 18150 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 1. fıkrasının ve 100. maddesinin 2. cümlesinin iptali istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Yargıtay Birinci Başkanlığının 24/10/2019 tarih ve 4369 sayılı işleminin ve Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 1. fıkrasının, 100. maddesinin 2. cümlesinin ve 116. maddesinin iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 19/03/2023 tarih ve E:2020/1008, K:2024/939 sayılı kararıyla; Davacı şirket vekili tarafından Yargıtay .... Hukuk Dairesi Başkanlığına yapılan 28/06/2017 tarihli başvuru ile Yargıtay .... Hukuk Dairesinde ... esas sayılı dosyada görülmekte olan davadaki usüli taleplere temel teşkil edeceği belirtilerek Avukatlık Kanunu'nun 2. maddesinin 3. fıkrası ve Bilgi Edinme Kanunu hükümleri çerçevesinde; 2008, 2013 ve 2014 takvim yılları içinde Dairelerinde kaç Yargıtay üyesi ve kaç tetkik hakiminin görev yaptığı, Daire üyelerinin kaç heyet halinde çalıştığı; aynı yıl içinde Dairede bir önceki yıldan devreden iş sayısının ve yıl içinde gelen iş sayısının ne kadar olduğu, yıl içinde ne kadar iş sonuçlandırıldığı, geriye ne kadar iş kaldığı ve aynı takvim yılı içinde resmi çalışma günü sayısının ne kadar olduğu hususlarında bilgi verilmesinin istenildiği;

Yargıtay .... Hukuk Dairesi Başkanlığının 28/06/2017 tarihli cevabi yazısı ile başvuru belgelerinin Yargıtay ... Başkanlığına gönderildiği, Avukatlık Kanunu ve Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde soruların yanıtlanmasının mümkün olmadığının belirtildiği;

Bu başvuruya bir cevap verilmemesi üzerine 25/09/2019 tarihinde Yargıtay .... Hukuk Dairesi Başkanlığına yeni bir başvuru yapıldığı, ayrıca aynı gün Yargıtay ... Başkanlığına ve Hakimler ve Savcılar Kuruluna da başvuru yapıldığı; Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğinin ... tarih ve 644/... sayılı yazısı ile başvuruya yönelik hususların Kurulun görev ve yetkileri arasında bulunmadığından istem hakkında işlem yapılamadığı, Yargıtayın ilgili birimine başvuru yapılması gerektiğinin belirtildiği;

Yargıtay ... Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı işlemi ile Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 12. maddesi ve Yargıtay Kanunu'nun 39. maddesi gereğince bilgi verilmesine yasal olanak bulunmadığının ifade edildiği;

Davacı şirket vekili tarafından bu kez Yargıtay Büyük Genel Kuruluna yapılan 14/10/2019 tarihli başvuru ile Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 1. fıkrasının ve 100. maddesinin 2. cümlesinin iptalinin istenildiği;

Yargıtay ... Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı dava konusu işlemi ile söz konusu başvurunun, Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 116. maddesinde düzenlenen usüle uygun bulunmadığından, yapılacak bir işlem olmadığı belirtilmek suretiyle reddedildiği;

Bu işlemin kendisine 31/10/2019 tarihinde tebliğ edildiğini ifade eden davacı şirket vekili tarafından 23/12/2019 tarihinde kayda giren dilekçe ile bakılan davanın açıldığı;

Davacı şirketçe yapılan başvuru içeriği ve bu başvuru üzerine tesis edilen işlem uyarınca davacının bakılan davayı açma hususunda menfaatinin bulunduğu ve davalı idarenin ehliyet itirazının yerinde görülmediği;

Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 1. fıkrasının, 100. maddesinin 2. cümlesinin ve 116. maddesi bakımından dava açma süresini canlandıran Yargıtay ... Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı işleminin davacı şirkete 31/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve bunun üzerine 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca altmış günlük dava açma süresi içinde 23/12/2019 tarihinde bakılan davanın açıldığı dikkate alındığında, davalı idarenin süre itirazının da yerinde görülmediği;

08/02/1983 tarih ve 17953 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun "Tetkik Hakimlerinin görevleri" başlıklı 26. maddesi, "Genel esaslar" başlıklı 39. maddesi, "Dairelerin çalışması" başlıklı 40. maddesi, "Yargıtay İç Yönetmeliği" başlıklı 57. maddesi, 29/08/1983 tarih ve 18150 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yargıtay İç Yönetmeliği'nin; "Görüşmelerin gizliliği" başlıklı 12. maddesi, "Tetkik hakimlerinin görevleri" başlıklı 58. maddesi, "Büro personeli ile ilgili yasaklar" başlıklı 100. maddesi ve "Yargıtay İç Yönetmeliği'nin değiştirilmesi" başlıklı 116. maddesine yer verilerek;

Dava Konusu Yönetmelik'in 12. maddesinin 1. fıkrasının ve 100. maddesinin 2. cümlesi yönünden;

Anayasa'nın 124. maddesi uyarınca, idari teşkilat yapısı içinde yer alan Bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, görev alanlarına ilişkin olarak ve yönetmelik, yönerge, tebliğ, genelge ve talimat gibi çeşitli adlar altında düzenleme yapabildikleri;

Bu düzenlemeler arasında uyulması gereken "normlar hiyerarşisi" kuramına göre, hukuk düzeninin, farklı kademede yer alan Anayasa, kanun, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerden oluşan birçok normu içerdiği ve her norm geçerliliğini bir üst basamakta yer alan normdan aldığı;

Normlar hiyerarşisine göre kanundan sonra gelen yönetmelik, genelge, tebliğ, talimat gibi düzenlemelerin; ancak kanunda verilmiş olan hakkın kullanılmasının açıklanması ile ilgili olacağı, bu metinlerde kanun ile verilmiş olan hakkı genişletici veya daraltıcı mahiyette hükümlere yer verilemeyeceğinin hukukun genel ilkelerinden olduğu;

Yargıtay Kanunu'nun 26. maddesinde, tetkik hakimlerinin kurul ve daire başkanlarının kendilerine verecekleri dosya ve evrakı, süresinde inceleyerek bir rapor düzenleyeceği, kararlara ve yapılacak işlere ilişkin düşüncelerini rapora yazıp kurullara açıklamakla yetinecekleri; 39. maddesinde, Yargıtay daireleri ile kurullarının, oylamaya katılacakların tümünün hazır bulunması veya bu Kanun'la belli edilen çoğunluğun meydana gelmesi halinde toplanacağı ve görüşmelerin gizli olacağı; 40. maddesinde de Dairelerin bir başkan ve dört üyenin katılımıyla oluşan heyetler halinde çalışacağı, heyetlerin işi müzakere edeceği ve müzakerelerin gizli cereyan edeceğinin kural altına alındığı;

Yönetmelik'in 12. maddesinin dava konusu 1. fıkrasında da, kurullarda görüşmelerin gizli olacağı, görüşmelerde başkan, üyeler ve görevli tetkik hakimleri dışında kimsenin bulunamayacağı ve özel hükümlerin saklı olduğunun kurala bağlandığı;

Bu durumda, dayanağı Kanun hükmüne uygun olarak heyet görüşmelerine katılabileceklere ve bu görüşmelerin gizliliğine yönelik düzenleme içeren Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 1. fıkrasında hukuka aykırılık bulunmadığı;

Yönetmelik'in 100. maddesinin 2. cümlesinde ise, dosyayı tetkik için görevlendirilenlerin, Yargıtay Cumhuriyet başsavcı yardımcılarının rapor ve tebliğnameleri veya taleplerinin içerdiği hususlar hakkında bilgi verilemeyeceği kuralının yer aldığı; dava dosyalarının sunumu ile görevli olan tetkik hakimlerince düzenlenen raporların da bir bütün olan müzakere sürecine dahil olduğu ve Kanun'un 39. maddesi gereğince görüşmelerin gizliliği kuralı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği;

Bu durumda, dayanağı Kanun hükmüne uygun olarak görüşmelerin gizliliğine yönelik düzenleme içeren Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 100. maddesinin 2. cümlesinde de hukuka aykırılık bulunmadığı;

Her ne kadar davacı tarafından, Yargıtay üyelerinin ve tetkik hakimlerinin ihmali iddiasının ispatı için yegane delilin tetkik hakimi raporları olduğu ve dava konusu düzenlemeler ile bu raporlara erişime engel olunmak suretiyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği ileri sürülmüş ise de; Yargıtay Daire ve Kurullarınca verilen kararlarda uyuşmazlığın konusu, kapsamı, uygulanacak mevzuat ve yorumu ile mevzuatın maddi olaya uygulanmasına yönelik bütün hususların gerekçeli karar hakkı bağlamında yer aldığı, dolayısıyla yargı mensuplarının ihmali veya ihlali iddiasının ileri sürülebilmesi için yargı kararının tek başına yeterli delil niteliği taşıdığı, kaldı ki bu kararlara karşı hukuki denetim mekanizmalarının (kanun yolları, bireysel başvuru, AİHM) da açık olduğu dikkate alındığında, anılan iddiaya itibar edilmediği;

Dava Konusu Yönetmelik'in 116. maddesi yönünden;

Yönetmelik'in 116. maddesinde, Yargıtay İç Yönetmeliği'nin değiştirilmesini, Birinci Başkanlık Kurulu, hukuk ve ceza genel kurulları ile daire kurulları ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının, değişiklik istedikleri konular hakkındaki değişiklik metinlerini gerekçeleriyle birlikte Birinci Başkanlığa bildirmek suretiyle isteyebileceği, Birinci Başkanın bu isteği Büyük Genel Kurulun toplanacağı gün ve saati belirterek en az on beş gün önce bütün üyelere duyuracağı, Büyük Genel Kurulun, Yönetmelik'in kabulünde izlediği usül ile değişiklik isteğini görüşüp karara bağlayacağı, değişikliğin Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe gireceği kuralının yer aldığı;

Anılan maddede, Yönetmelik'in değiştirilmesini hangi makamların isteyebileceği ve bu süreçte nasıl bir usül izleneceğinin düzenlendiği;

Öncelikle, 2797 sayılı Kanun uyarınca İç Yönetmeliği düzenlemeye yetkili olan davalı idarenin, bu Yönetmelik'te değişiklik yapmaya da yetki ve usülde paralellik ilkesi gereği Büyük Genel Kurul aracılığıyla yetkili olduğunda kuşku bulunmadığı;

Diğer taraftan, dava konusu İç Yönetmelik'in "Yargıtay ... Başkanı, ... başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili, tetkik hakimleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Başyardımcısı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı yardımcıları ile personelin Yargıtay Kanunu'nda gösterilmeyen ve bu Kanun'a aykırı düşmeyen görev ve yetkilerini, çalışma usüllerini, seçimlerin yöntemini, tutulacak defterleri ve basılı kağıtların kullanılış şeklini düzenlemek ve Yargıtay'ın iç düzenini ve Yargıtay Kanunu'nun uygulanmasını sağlamak" amacıyla hazırlandığı, dolayısıyla genel itibarıyla Yargıtayda yürütülen yargısal faaliyetlerin yürütümü ile yargı mensuplarının görev ve yetkileri, çalışma usülleri hakkında kurallar içerdiği dikkate alındığında; İç Yönetmelik'in 116. maddesinde sayılan kurullar ve kişiler dışında talepte bulunan kişi ve kurumların değişiklik istemlerinin doğrudan değişiklik yapmaya yetkili makam olan Büyük Genel Kurula iletilmesine müsaade etmeyen düzenlemede hukuka aykırılık görülmediği; daha açık bir anlatımla, dava konusu düzenlemede, İç Yönetmelik'e yönelik değişiklik taleplerinin, İç Yönetmelik'in düzenlediği alan da dikkate alınarak, bu alan ile doğrudan ilgisi ve bilgisi olan kurul ve kişiler tarafından re'sen ya da dışarıdan iletilen taleplerin bu kurul ve kişiler tarafından incelenerek ciddiyet ve gereklilik değerlendirmesi yapılması suretiyle ilgili makama (Büyük Genel Kurula) intikal ettirilmesi, böylelikle anılan makamın ciddiyetsiz ve gereksiz talepler ile meşgul edilmemesi amaçlandığı, bu haliyle düzenlemede hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı bir yön görülmediği;

Yargıtay ... Başkanlığı işlemi yönünden;

Davacı şirket vekili tarafından, Yargıtay Büyük Genel Kuruluna yapılan 14/10/2019 tarihli başvuru ile Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 1. fıkrasının ve 100. maddesinin 2. cümlesinin iptalinin istenildiği, Yargıtay ... Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı dava konusu işlemi ile söz konusu başvurunun Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 116. maddesinde düzenlenen usüle uygun bulunmadığı, yapılacak bir işlem olmadığı belirtilmek suretiyle reddedildiği, bunun üzerine bakılan davanın açıldığı;

Davacının, İç Yönetmelik'in bazı maddelerinin değiştirilmesi talepli başvurusunu doğrudan Yargıtay Büyük Genel Kuruluna yapmasının, İç Yönetmelik'in yukarıda aktarılan gerekçeyle hukuka uygun bulunan 116. maddesinde öngörülen usüle aykırı olduğu;

Her ne kadar, talep hakkında karar alma yetkisi, 116. maddede sayılan, dışarıdan gelen talepleri inceleyerek Büyük Genel Kurula iletilmesi gerekip gerekmediğini değerlendirecek kurul ve kişilere ait olduğundan, davacının başvurusunun bu kurul ya da kişilerden birisine intikal ettirilerek bu mercilerce bir karar verilmesinin sağlanması gerekmekte idiyse de, davacının değiştirilmesini istediği Yönetmelik maddeleri yukarıda aktarılan gerekçelerle dayanağı Kanun'a uygun bulunduğundan, dava konusu işlemde bu nedenle ve sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından; Yargıtay tetkik hakimi raporlarının gizlilik kapsamında olmasının, hukuk sistemimizdeki temel prensip ve uygulamalara aykırı olduğu, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, Yargıtay heyetinin müzakere sırasındaki notlarının değil, müzakereden önce düzenlenen ve müzakere konularını belirten tetkik hakimi raporlarının istenildiği, gerek müzakereden önce düzenlenmesi gerekse tetkik hakiminin kararda oy kullanmaması nedeniyle tetkik hakimi raporunun taraflara verilmesinin, Yargıtay heyetinin gizliliği ile bağdaşmayan bir yönünün bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun olan Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Davacı şirket vekili tarafından Yargıtay .... Hukuk Dairesi Başkanlığına yapılan ... tarihli başvuru ile Yargıtay .... Hukuk Dairesinde... esas sayılı dosyada görülmekte olan davadaki usüli taleplere temel teşkil edecek olduğu belirtilerek Avukatlık Kanunu'nun 2. maddesinin 3. fıkrası ve Bilgi Edinme Kanunu hükümleri çerçevesinde; 2008, 2013 ve 2014 takvim yılları içinde Dairelerinde kaç Yargıtay üyesi ve kaç tetkik hakiminin görev yaptığı, Daire üyelerinin kaç heyet halinde çalıştığı; aynı yıl içinde Dairede bir önceki yıldan devreden iş sayısının, yıl içinde gelen iş sayısının ne kadar olduğu, yıl içinde ne kadar iş sonuçlandırıldığı, geriye ne kadar iş kaldığı; aynı takvim yılı içinde resmi çalışma günü sayısının ne kadar olduğu hususlarında bilgi verilmesi istenilmiştir.

Yargıtay ... Hukuk Dairesi Başkanlığının 28/06/2017 tarihli cevabi yazısı ile başvuru belgelerinin Yargıtay ... Başkanlığına gönderildiği, Avukatlık Kanunu ve Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde soruların yanıtlanmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir.

Bu başvuruya bir cevap verilmemesi üzerine 25/09/2019 tarihinde Yargıtay .... Hukuk Dairesi Başkanlığına yeni bir başvuru yapılmıştır. Ayrıca aynı gün Yargıtay Birinci Başkanlığına ve Hakimler ve Savcılar Kuruluna da başvuru yapılmıştır.

Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğinin ... tarih ve ... sayılı yazısı ile başvuruya yönelik hususların Kurulun görev ve yetkileri arasında bulunmadığından istem hakkında işlem yapılamadığı, Yargıtayın ilgili birimine başvuru yapılması gerektiği belirtilmiştir.

Yargıtay ... Başkanlığının... tarih ve ... sayılı işlemi ile Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 12. maddesi ve Yargıtay Kanunu'nun 39. maddesi gereğince bilgi verilmesine yasal olanak bulunmadığı ifade edilmiştir.

Davacı şirket vekili tarafından bu kez Yargıtay Büyük Genel Kuruluna yapılan 14/10/2019 tarihli başvuru ile Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 1. fıkrasının ve 100. maddesinin 2. cümlesinin iptali istenilmiştir.

Yargıtay ... Başkanlığının... tarih ve ... sayılı dava konusu işlemi ile söz konusu başvuru, Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 116. maddesinde düzenlenen usüle uygun bulunmadığından, yapılacak bir işlem olmadığı belirtilmek suretiyle reddedilmiştir.

Bu işlemin kendisine 31/10/2019 tarihinde tebliğ edildiğini ifade eden davacı şirket vekili tarafından 23/12/2019 tarihinde kayda giren dilekçe ile 29/08/1983 tarih ve 18150 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 1. fıkrasının ve 100. maddesinin 2. cümlesinin iptal edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Yargıtay ... Başkanlığının... tarih ve ... sayılı işleminin ve bu işlemin dayanağı olduğu belirtilen Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 1. fıkrasının, 100. maddesinin 2. cümlesinin ve 116. maddesinin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 26. maddesinde; "Tetkik hakimleri kurul ve daire başkanlarının kendilerine verecekleri dosya ve evrakı, süresinde inceleyerek bir rapor düzenlerler. Kararlara ve yapılacak işlere ilişkin düşüncelerini rapora yazıp kurullara açıklamakla yetinirler. Birinci Başkan, kurul ve daire başkanlarının verecekleri diğer görevleri yerine getirirler." hükmü ile tetkik hakimlerinin görevleri düzenlenmiş, "Genel esaslar" başlıklı 39. maddesinde; "Yargıtay daireleri ile kurulları oylamaya katılacakların tümünün hazır bulunması veya bu Kanunla belli edilen çoğunluğun meydana gelmesi halinde toplanır. Görüşmeler gizli olur. Daire ve kurullarda kararlar çoğunlukla verilir. Özel hükümler saklıdır.(...)" hükmü, "Dairelerin çalışması" başlıklı 40. maddesinde; "Daireler heyet halinde çalışır, heyet bir başkan ve dört üyenin katılmasıyla toplanır. Üye sayısının yeterli olması halinde birden fazla heyet oluşturulabilir. Bu durumda, oluşturulan diğer heyetlere, heyette yer alan en kıdemli üye başkanlık eder. Heyetler işi müzakere eder ve salt çoğunlukla karar verirler. Müzakereler gizli cereyan eder.(...). Yukarıdaki fıkralar, özel hükümler saklı kalmak üzere Hukuk ve Ceza Genel Kurulları çalışmalarında da uygulanır." hükmü, Yargıtay İç Yönetmeliği" başlıklı 57. maddesinde; "Yargıtaydaki kurulların, üyelerin, tetkik hakimleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı yardımcıları ile diğer personelin görev ve yetkileri, çalışma usulleri, seçimlerin yöntemi, tutulacak defterler, kullanılacak basılı kağıtlar ile bu Kanunun uygulanmasına ilişkin diğer hususlar Yargıtay Büyük Genel Kurulunun oy çoğunluğuyla kabul edeceği İç Yönetmelikle düzenlenir." hükmü getirilmiştir.

Anılan Kanun hükümleri dayanak alınmak suretiyle Yargıtay İç Yönetmeliği yayımlanmış, 1. maddesinde; "bu Yönetmeliğin Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili, tetkik hakimleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Başyardımcısı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı yardımcıları ile personelin Yargıtay Kanunu'nda gösterilmeyen ve bu Kanuna aykırı düşmeyen görev ve yetkilerini, çalışma usullerini, seçimlerin yöntemini, tutulacak defterleri ve basılı kağıtların kullanılış şeklini düzenlemek ve Yargıtay'ın İç düzenini ve Yargıtay Kanunu'nun uygulanmasını sağlamak amacıyla hazırlandığı belirtilmiş, "Görüşmelerin Gizliliği" başlıklı 12. maddesinin birinci fıkrasında; "Kurullarda görüşmeler gizlidir. Görüşmelerde başkan, üyeler ve görevli tetkik hakimleri dışında kimse bulunamaz. Özel hükümler saklıdır." kuralı; "Büro Personeli İle İlgili Yasaklar" başlıklı 100. maddesinde; "Genel kurullar, daireler ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bürolarında dosyaların geçirdiği işlemler ve kararlar hakkında hiç bir açıklama yapılamaz. Dosyayı tetkik için görevlendirilenlerin, Yargıtay Cumhuriyet başsavcı yardımcılarının rapor ve tebliğnameleri veya taleplerinin içerdiği hususlar hakkında bilgi verilemez." kuralı; "Yargıtay İç Yönetmeliğinin Değiştirilmesi" başlıklı 116. maddesinde de; "Yargıtay İç Yönetmeliğinin değiştirilmesini, Birinci Başkanlık Kurulu, hukuk ve ceza genel kurulları ile daire kurulları ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, değişiklik istedikleri konular hakkındaki değişiklik metinlerini gerekçeleriyle birlikte Birinci Başkanlığa bildirmek suretiyle isteyebilirler. Birinci Başkan bu isteği Büyük Genel Kurulun toplanacağı gün ve saati belirterek en az onbeş gün önce bütün üyelere duyurur. Büyük Genel Kurul, iç Yönetmeliğin kabulünde izlediği usul ile değişiklik isteğini görüşür ve karara bağlar. Değişiklik Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girer." kuralı yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yargıtay Kanunu'nun 57. maddesinde yer alan, Yargıtaydaki kurulların, üyelerin, tetkik hakimleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı yardımcıları ile diğer personelin görev ve yetkileri, çalışma usülleri, seçimlerin yöntemi, tutulacak defterler, kullanılacak basılı kağıtlar ile bu Kanun'un uygulanmasına ilişkin diğer hususların iç yönetmelik ile düzenleneceği hükmü gereğince anılan madde dayanak alınarak dava konusu Yönetmelik'in çıkartıldığı görülmektedir.

2797 sayılı Kanun'un Yargıtayın çalışma usulüne ilişkin 39. ve 40. maddelerinde "görüşmelerin ve müzakerelerin gizliliği" ilkesi benimsenmiştir. Dava konusu Yönetmelik düzenlemelerinden 12. maddesinin birinci fıkrası ile 100. maddesinin 2. cümlesinde ise, söz konusu kanuni ilkeye uygun olarak, kurullarda görüşmelerin gizli olduğu, görüşmelerde başkan, üyeler ve görevli tetkik hakimleri dışında kimsenin bulunamayacağı ve dosyayı tetkik için görevlendirilenlerin, Yargıtay Cumhuriyet başsavcı yardımcılarının rapor ve tebliğnameleri veya taleplerinin içerdiği hususlar hakkında bilgi verilemeyeceği düzenlenmiştir.

Diğer yandan, 2797 sayılı Kanun'un, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun; Birinci Başkan, birinci başkanvekilleri, daire başkanları, üyeler ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekilinden oluşacağına ilişkin 8. maddesi; Yargıtay İç Yönetmeliği'ni yapmayı ve gerektiğinde değiştirmeyi Yargıtay Büyük Genel Kurulunun görevi olarak belirleyen 16. maddesi ile Yargıtaydaki kurulların görev ve yetkileri, çalışma usulleri, seçimlerin yöntemi hususlarında Yargıtay Büyük Genel Kurulunun oy çoğunluğuyla kabul edeceği İç Yönetmelikle düzenleneceğine yönelik 57. maddesi birlikte değerlendirildiğinde; "Yargıtay İç Yönetmeliğinin değiştirilmesini, Birinci Başkanlık Kurulunun, hukuk ve ceza genel kurulları ile daire kurullarının ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının, değişiklik istedikleri konular hakkındaki değişiklik metinlerini gerekçeleriyle birlikte Birinci Başkanlığa bildirmek suretiyle isteyebilecekleri ve Birinci Başkanın bu isteği Büyük Genel Kurulun toplanacağı gün ve saati belirterek en az onbeş gün önce bütün üyelere duyuracağı, Büyük Genel Kurulun, iç Yönetmeliğin kabulünde izlediği usul ile değişiklik isteğini görüşeceği ve karara bağlayacağı, değişikliğin Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe gireceği" yönündeki "Yargıtay İç Yönetmeliğinin Değiştirilmesi" başlıklı 116. maddesinin, dayanağı Kanun hükümlerinin uygulanmasına yönelik olduğu anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, yargılama faaliyeti ile ilgili olan ve yargılama sürecine ilişkin Kanun ile belirlenen esasları açıklayan ve detaylandıran, dayanağı olan Kanun'a aykırı hükümler içermeyen dava konusu Yönetmelik düzenlemelerinde ve söz konusu düzenlemelerin iptali istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık görülmediğinden, davanın reddi yolundaki Daire kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2. Davanın reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 19/03/2023 tarih ve E:2020/1008, K:2024/939 sayılı kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,

3. Kesin olarak, 14/05/2025 tarihinde, esasta oybirliği gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin dördüncü fıkrasında; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri belirtilmiştir.

Uyuşmazlıkta, davacının, 29/08/1983 tarih ve 18150 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 12. maddesinin birinci fıkrasının ve 100. maddesinin değiştirilmesi talebiyle 14/10/2019 tarihli dilekçeyle yaptığı başvuru, davalı idarece anılan Yönetmeliğin 116. maddesi gerekçe gösterilerek 24/10/2019 tarih ve 4369 sayılı işlemle reddedilmiştir.

Dava, Yargıtay ... Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı işleminin ve Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 12. maddesinin birinci fıkrasının, 100. maddesinin 2. cümlesinin ve 116. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.

Davacının 14/10/2019 tarihli başvurusunun reddine ilişkin 24/10/2019 tarihli işlemin dava konusu Yönetmeliğin 12. maddesinin birinci fıkrasının ve 100. maddesinin uygulanmasına yönelik bir işlem niteliği taşımaması ve davacının talebinin anılan Yönetmeliğin dava konusu 116. maddesi uyarınca reddedilmesi nedeniyle, 116. madde yönünden bir uygulama işleminin varlığından söz etmek mümkün iken 12. maddenin birinci fıkrası ve 100. maddenin 2. cümlesi yönünden bir uygulama işleminin bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, 29/08/1983 tarihinde yürürlüğe giren Yönetmeliğin 12. maddesinin birinci fıkrasının, 100. maddesinin 2. cümlesinin ve 116. maddesinin iptali istemiyle 23/12/2019 tarihinde açılan davada, Yönetmeliğin 12. maddesinin birinci fıkrası ile 100. maddesinin 2. cümlesi yönünden, 2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinin dördüncü fıkrası gereği davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenle, temyize konu Daire kararının, Yönetmeliğin 12. maddesinin birinci fıkrası ile 100. maddesinin 2. cümlesi yönünden davanın reddine ilişkin kısmının belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği görüşüyle kararın bu kısmına gerekçe yönünden katılmıyorum.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber