İsrail'in katlettiği 6 yaşındaki Hind'in çaresiz anları film oldu
Gazze'de 6 yaşındaki Filistinli Hind Receb'in İsrail saldırılında katledildiği trajik hikayesini anlatıldığı "The Voice of Hind Rajab (Hind Receb'in Sesi)" filminin oyuncusu Motaz Malhees, "Oyunculuk benim silahım. Ancak bu silah kimseyi öldürmüyor. Filmdeki bütün sahneler benim için çok zordu. Ancak setin ilk gününde Hind'in ve diğerlerinin gerçek sesini dinlerken birileri kalbimi bıçaklıyor gibi hissettim " dedi.
İsrail, 29 Ocak tarihinde Gazze Şeridi'nde gerçekleştirdiği katliamlar ve işgal nedeniyle kentte güvenli alan kalmayınca sığınacak yer bulabilmek için yola çıkan bir aracı vurmuş, otomobildeki 4 kişi hayatını kaybetmişti. Kurşunların hedefi olan araçta hayatta kalan 6 yaşındaki Hind ile birlikte 15 yaşındaki Leyan Hamade adlı kız çocukları yardım için Filistin Kızılayını aramıştı. Kız çocukları yardım isterken Leyan Hamade'nin sesi kesilmiş, Leyan'ın da ölümünden sonra ise silahlı saldırıya uğrayan araçta yalnızca 6 yaşındaki Hind kalmıştı. 6 yaşındaki çocuk arabada, akrabalarının cansız bedenleri arasında İsrail güçlerinden saklanmıştı. Hind 3 saat boyunca telefonda konuştuğu ekiplere kendisini kurtarmaları için yalvarmıştı. Küçük Hind ile dayısı, eşi ve 3 çocuğunun cansız bedenlerine 12 günün ardından 10 Şubat'ta İsrail güçlerinin bölgeden çekilmesi sonrasında ulaşılmıştı. İsrail saldırısında katledilen 6 yaşındaki Hind adlı kız çocuğunun çaresiz anları ise Tunuslu yönetmen Kaouther Ben Hania tarafından "The Voice of Hind Rajab (Hind Receb'in Sesi)" filminde anlatıldı. TRT tarafından bu yıl 16'ncısı düzenlenen Uluslararası TRT Belgesel Ödülleri'nde 'Filistin' seçkisinin açılış filmi 'Hind Receb'in Sesi' oldu.
"Oyunculuk benim silahım"
Türkiye Gazetesi Kültür Sanat Editörü Murat Öztekin'in haberine göre; 'Hind Receb'in Sesi' oyuncusu Motaz Malhees, yürekleri burkan ve birçok filmde ses getiren film üzerine konuştu. Filistin Cenin'de doğan Motaz Malhees, "Bir yandan işgal ve baskılara maruz kalıyor, diğer yandan top oynuyorduk. Çocukken bir tankın ne yapacağını tam anlamıyorduk. Ta ki mahallede bir arkadaş öldürülene kadar. Emir öldürülünce 12 yaşındaki bir çocuk olmama rağmen onun hikayesini bir tiyatro oyunuyla anlatmak istedim. Oynadığım ilk oyun buydu. Daha sonra okuldan ayrılıp Filistin'deki 'Özgürlük Tiyatrosu'na katıldım. Profesyonel oyunculuğu orada öğrendim. Oyunculuk benim silahım. Ancak bu silah kimseyi öldürmüyor. Hikayeleri dünyaya anlatarak gezegenimizi daha iyi bir yer haline getirmenin bir aracı bu" diye konuştu.
"Bir çocuk kurtarılmak için ağlıyordu"
6 yaşındaki Hind Receb'in son anlarında yaşadıklarını anlatan Motaz Malhees, "Hind Receb'in internete düşen iki dakikalık ses kaydını dinledikten sonra oturup ağlamıştım. Bir çocuk kurtarılmak için ağlıyordu. Filistin Kızılayı'ndaki insanlar onun için ellerinden geleni yaptılar ama 12 gün sonra aracı binlerce merminin isabet ettiği arabada bulundu. Öldüğünü öğrendiğimde yer yarılsa da beni yutsa dedim. Önce Hind hakkında bir tiyatro oyunu yapmayı düşündüm ama kısa bir zaman sonra bu film için teklif geldi. Hind'in başına gelen aşina olduğumuz bir şey. Ancak bu rol için yine de ciddi araştırmalar yaptık. Canlandırdığım Filistin Kızılayı elemanı Omar Alkam'la görüşüp o güne dair her detayı öğrendim" ifadelerini kullandı.
"24 dakika ayakta alkışlandı"
Venedik Film Festivali'nde filmin 24 dakika boyunca ayakta alkışlandığını belirten Malhees, "Filmdeki bütün sahneler benim için çok zordu. Ancak setin ilk gününde Hind'in ve diğerlerinin gerçek sesini dinlerken birileri kalbimi bıçaklıyor gibi hissettim. Filmde oynarken bazen panikledim bazen de ağladım. Güçlü bir film ortaya çıkardığımızı biliyordum ama doğrusu bu kadar reaksiyon alacağını düşünmüyordum. Benim için en büyük sürpriz ise eserin jüri ödülü aldığı Venedik Film Festivali'nde 24 dakika ayakta alkışlanmasıydı. Bu sinema tarihindeki en uzun süreydi. İnsanlar ayakta alkışlarken aynı zamanda ağlıyorlardı. Yüzlerine baktığımda Hind'in acısını yüreklerinde hissettiklerini görebiliyordum. Sinemanın bir şeyleri değiştirebileceğini görebiliyoruz. Bunun en büyük örneği İspanya'dır. Elbette birçok şey var ama sinema da buda rol oynuyor" ifadelerini kullandı.
"ABD'de filmi dağıtmakta zorluk yaşıyoruz"
Filmin Filistin'de yaşananları açıkça anlatması üzerine filmi Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) dağıtmakta zorlandıklarını vurgulayan Malhees, "ABD'de filmi dağıtmakta zorluk yaşıyoruz. Çünkü Filistin'de ne olduğunu açıkça anlatıyor. Her zaman böyle filmler aleyhine kampanyalar yürütülüyor ve bu çok üzücü bir şey. Ancak Avrupa'da çok iyi karşılandık. Mesela İtalya'da filmi çeyrek milyon insan seyretti. Gelecekte ne olacağını bilmiyorum. Ancak olmasını istediğim ise elbette hürriyet, eşitlik ve çocuklarımız için emniyet. Yani yaşamak istiyoruz" diye konuştu.
"Çocuklar hayatın tadını çıkarmalı ve onların çocuk kalmalarına izin verilmeli"
Filmin bir diğer oyuncusu Saja Kilani ise, "Bunun bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. Yönetmene bana, bu şansı verdiği için çok teşekkür ediyorum. Bu hikayeyi anlatmak gurur verici ama aynı zamanda çelişkili şeyler hissettiriyor. Ancak Gazze'de devam eden durum göze alındığında yapılan şey önemliydi. Bir sanatçı ve oyuncu olarak yapabileceğim şey buydu. Hiçbir çocuk hayatta kalmak için yalvarmayı hak etmiyor. Hiçbir çocuk böyle bir duruma düşmemeli. Çocuklar hayatın tadını çıkarmalı ve onların çocuk kalmalarına izin verilmeli. Bu kadar küçük yaşta olgunlaşmak zorunda kalacak bir duruma düşmemeliler. Umarım dünya bunu anlar. Ben ise her zaman umutluyum. Umutlu olmak zorundayız" dedi.