Bankalardan kart tasarısına 5 itiraz

Haber Giriş : 25 Şubat 2005 12:11, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Kredi kartına sınırlamalar getirilmesine ilişkin çalışmalara, farklı kesimlerden farklı tepkiler geliyor. Bankacılar, kayıtdışı ekonomiyi canlandıracağı görüşünde. 5 itiraz noktaları var.

6BDDK kredi kartlarına ilişkin yapılmasını istediği düzenlemeyi açıkladı. Tepkiler peşpeşe gelmeye başladı.

Bankacılar, kredi kartlarına limitin kayıt dışı ekonomiyi artıracağını, bazı hukukçular da kamu yararına sınırlama yapılabileceğini savundu.

Kredi Kartları Yasa Tasarısı'ndaki bazı maddeler bankaları rahatsız etti. Bankacılar, Kredi Kayıt Bürosu ile zaten sistemi takip ettiklerini belirterek limit ve kart vermede sınır istemiyor.

Kredi Kartları Yasa Taslağı'nda limit ve kartların kullanımı ile ilgili gelen sınırlamalar yeni bir tartışma başlattı. Bankacılar, tasarıyı "fazla müdahaleci" bulurken özellikle limit konusunda getirilen sınırlamaların kanun ile yapılmasının ileride sorunlar doğurabileceği öne sürülüyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu( BDDK) tarafından tartışmaya açılan Kredi Kartları Yasa Tasarısı'na yönelik bir başka eleştiri de tasarının adeta "tüketimi frenleme gibi bir görev üstlendiği" yönünde. Yasanın limit ve kart sayısına sınırlama getirmesi, "acaba bankalar limitleri, kart sahiplerinin risklerini kontrol edemiyor mu?" sorularını akıllara getiriyor. Hızla büyüyen bir pazar olan kredi kartlarının sayısı 26 milyon civarında. Ancak bir kişide birden fazla kart bulunduğu için kart sahibi sayısı yaklaşık 12.5 milyon civarında dolaşıyor. Kredi kartı veren bankalar ise bu 12.5 milyon kişiyi günü gününe on-line ortamda izleme imkanına sahip. Yani bir kişiye limit verirken, o kişinin diğer kredi kartlarını, kart limitlerini, ödeme alışkanlıklarını biliyorlar. KKB verilerine göre problemli müşteri sayısı 35 bin dolayında. Bankalar bir tuş ile 50 milyon hesabın 5 yıl içinde kapanmış olanlarının bile durumunu görme imkanına sahipler. Yine aynı hesapları 3 yıl geriye doğru günü gününe inceleme olanakları var. Geçen yıl yapılan toplam sorgulama sayısı da 18 milyon gibi ciddi bir rakam. Bu da bankaların limit verdikleri müşterileri aslında ne kadar düzenli olarak kontrol ettiklerinin bir işareti olarak yorumlanıyor.

'DEVLET KARIŞIR'

Bankacıların itiraz ettikleri bir başka konu da kişiler ile yapılan sözleşme serbestilerinin önüne engel konulduğu yönünde. Ancak Avukat Ali Saydı, kredi kartlarının tüketimi körükleme fonksiyonu nedeniyle fazla önemsendiğini belirterek, "Kriz döneminde çok fazla kredi kartı borçlusu oldu. Şimdi azaldı ancak kart kullanımı bizde çok bilinçli yapılmıyor. Bu nedenle devlet bilinçsiz tüketimi frenleme gibi bir görev üstlenmiş görünüyor. Üstelik devlet kirada olduğu gibi kamu yararı olduğunda sözleşmelere kısıt getirebilir" diyor.

İşte bankaların itiraz ettikleri noktalar...

1- TASLAKTA kredi kartı asgari tutarının ödenmemesi ile ilgili düzenlemede borcun 3 dönem üst üste ödenmemesi veya 1 yılda 4 kez ödenmesi durumunda kart hamillerinin bütün kartlarının iptal edilip 2 yıl süre ile kart alamamasına yönelik düzenleme öngörülüyor. Bankacılar, her bankanın farklı risk yönetimi uyguladığını belirterek, kararın kendilerine bırakılmasını istiyor.

2- KART limitlerinin kart hamilinin belgelendirilen gelirlerinin 3 katı ile sınırlandırılmasına da bankaların itirazı var. Bunun kişilerin diğer sabit, finansal varlıkları ve demografik özelliklerinin göz ardı edilmesine neden olacağı öne sürülüyor.

3- KAYIP çalıntı kartların bildiriminden önceki sürede yapılan harcamaların sadece 150 YTL'sinden kart hamili sorumlu tutuluyor. Bankacılara göre bu kötü niyetli kullanımı teşvik edebilir, risk çok yükseleceği için de prim maliyetleri artabilir.

4- FAİZDE hesaplamaların sadece kalan bakiyeye göre yapılmasına da bankaların itirazı var. Burada itiraz noktası bankaların gelirlerinin azalacağı ve bunun sonucunda da kartlı ödeme sistemlerine yapılacak yatırımların olumsuz etkilenebileceği yönünde.

5- KART numarası bildirmek suretiyle üye işyerlerinden telefon, elektronik ortamda sipariş formu ya da iletişim araçları yoluyla yapılan işlemlerden doğacak anlaşmazlıklarda ispat yükü üye işyerine aittir deniliyor. Bankacılar bunun uluslararası kart kuruluşlarının koymuş olduğu kuralları ile çeliştiğini ve ileriki dönemde bu kuruluşlarla ihtilaf yaşanmasına neden olabileceğini öne sürüyor.

Sabah


 

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber