Türkiye yolsuzlukta 10 üzerinden 8 aldı
Dünya Bankası'nın "İş Fırsatları Geliştirme" başlıklı raporunda, Türkiye'deki işsizlik oranının azaltılması ve yeni iş alanlarının geliştirilebilmesi için yolsuzluk sorununun çözülmesi gerektiği belirtildi. Türkiye'ye, 10 puanlık 'yolsuzluk endeksi'nde 8 puan verildi.
Dünya Bankası (DB), Türkiye'de işsizlik oranının azaltılması ve yeni iş sahaları geliştirilebilmesi için yolsuzluk sorununun çözülmesi gerektiğini belirtti. DB, 1 Kasım'da yayınladığı ve Doğu Avrupa ile eski Sovyet ülkelerini kapsayan "İş Fırsatları Geliştirme" başlıklı raporda, Türkiye'ye de yer ayırdı. DB, geçiş ekonomilerinde yolsuzluğun ciddi bir sorun olduğunu ancak Türkiye'nin geçiş ekonomisi olmamasına rağmen aynı sorun ile karşı karşıya olduğunu tespit etti. İncelenen ülkeler arasında en yüksek yolsuzluk oranı ise Azerbaycan, Moldova ve Kazakistan'da, en düşük yolsuzluk oranı ise Slovenya ve Estonya'da bulunuyor.
AB ülkeleri temiz
DB, raporu hazırlarken Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Avrupa Komisyonu,
Avrupa Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile Uluslararası Kalkınma
Departmanı'nın (DFID) görüşlerinden faydalandı. 278 sayfalık raporda, Uluslararası
Şeffeflık Örgütü'nün (Transparency International) 2002 yılında hazırladığı yolsuzluk
endeksi verileri kullanıldı. Endekste ülkelerdeki yolsuzluk oranına göre 1'den
10'a kadar bir puanlama yapıldı. 10 puan en yüksek yolsuzluk oranını temsil
ediyor. Doğu Avrupa ve eski Sovyet ülkelerinde yolsuzluk ortalaması 7.5 düzeyinde
bulunurken, Türkiye endekste 8 puan aldı. Avrupa Birliği (AB) üyesi Merkez ve
Doğu Avrupa ülkeleri en az yolsuzluğun olduğu bölgeler oldu ancak bu ülkelerde
yolsuzluğun AB-15 ülkelerine göre daha yaygın olduğu tespit edildi. Eski Sovyet
ülkelerinin oluşturduğu Bağımsız Devletler Topluluğu ise yolsuzluk sorununun
en yoğun yaşandığı bölgeler oldu. ABD ve AB-15 ülkeleri ise yolsuzluk endeksinde
sıfıra yakın bir puan aldı.
Nüfus istihdamdan hızlı büyüyor
Raporda, Türkiye'nin 1980-2003 yılları arasında istihdam oranının sadece ortalama
yüzde 0.8 oranında büyüdüğü belirtilerek, buna karşın çalışma yaşındaki nüfus
oranındaki artışın ortalama yüzde 2.6 olduğu bildirildi. İş gücüne katılım oranının
ise yüzde 48 oranında düştüğünün ifade edildiği raporda, bu oranın OECD'deki
en düşük oran olduğuna dikkat çekildi. Türkiye'de kadınların işgücüne katılımının
oldukça düşük olduğu ifade edilerek, şu anda çalışma yaşındaki nüfusun yılda
yüzde 2'den daha fazla büyüdüğü ifade edildi. Raporda, 2020 yılında Türkiye'de
21 milyondan daha fazla kişinin çalışma yaşına ulaşacağı belirtilerek, bu grubun
Türkiye için gelecek 10 yılda kritik önem arz ettiği belirtildi. Türkiye iş
pazarının demografik ve ekonomik faktörlerden etkilendiğinin bildirildiği raporda,
"Diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye hızlı demografik geçiş
deneyimi yaşıyor. Bu demografik güçler ekonomik büyüme için potansiyel olsa
da, bunu iş pazarında absorbe etmek için şirket dinamizmi sağlanması ve yeni
iş sahaları geliştirilmesi gerekli" denildi.
Eşit olmayan yatırım iş geliştirmeye engel
Rapora göre, Türkiye'de eşitsiz insan ve fiziksel sermaye yatırımı, hızlı genişlemeyi
ve yeni iş sahaları yaratmayı engelliyor. Kültürel ve kurumsal faktörler özellikle
kadınlar için rolleri değiştiriyor ve bu durum hanehalkı seçimleri ile iş gücü
katılım kararlarını etkiliyor. Rapora göre, Türkiye'de iş pazarına yeni katılımların
yarattığı baskı ise çalışma yaşındaki nüfusun yaşlanması ile azalacak. Eğitim
sistemindeki yeniden yapılanma ise insana olan sermaye yatırımına odaklı olduğu
için, bu durum uluslararası arenada rekabet edebilirliği sağlayacak. Yatırımların
miktarı ve kalitesinin artması ise gelecekte ortaya çıkacak yeni imkanlardan
yararlanmayı sağlayacak. Rapora göre, Türkiye'nin öncelikli olarak iş ortamını
geliştirmesi ve makro ekonomik istikrarı sağlaması gerekiyor. Raporda, Türkiye'deki
işe alma ve işten çıkarma prosedürlerinin katı olduğu belirtilerek, emek üzerindeki
verginin ise çok olduğu vurgulandı.
referans