Sendika yöneticileri istifa etmeden aday olabilir mi?

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 29 Eylül 2013 00:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Tarkan Zengin

Sendika Uzmanı

Yaklaşan Belediye seçimleri nedeni ile adaylık düşünen sendika yöneticileri, adaylık sürecinden sonra sendika yöneticiliği görevine dönüp dönemeyeceklerine ilişkin bir tereddüt yaşamaktadırlar. Özellikle memur sendikaları yöneticilerinin 2011 Genel Seçimlerinde Milletvekili adaylığı için istifa etmelerinin zorunlu hale gelmesi, Mart 2014’de yapılacak Belediye seçimlerde aday olmayı düşünen sendika yöneticilerini düşündürmektedir. Acaba 2010’da yapılan yasa değişikliğiyle seçimlerde aday olmak için istifa etme şartı halen geçerli midir? Üç yıl içinde hem 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu hem de 2821 sayılı Sendikalar Kanunu (yasanın yeni hali 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu olmuştur) değişmiştir. Bu yasaların her ikisinde de genel ve yerel seçimlere girecek sendika yöneticilerini ilgilendiren değişiklikler yapılmıştır. Öncelikle belirtelim ki işçi sendikalarında yöneticilik yapanların genel ve mahalli idare seçimlerinde aday olmaları için sendika görevlerinden ayrılmalarına gerek olmadığına dair hem yasal dayanaklar vardı hem de içtihat oluşmuştu. Ancak memur sendikalarında 2011 seçimlerinde aday olacakların sendikal görevlerini bırakmaları gerektiğine dair bir durumun ortaya çıkması, işçi sendikalarında da tartışmalara neden oldu.

8 Nisan 2010’da 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu (MSK)’nın 18. maddesi, “Hakimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri, kamu kurumu ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, aday olmak isteyen belediye başkanları ve subaylar ile astsubaylar, aday olmak isteyen siyasi partilerin il ve ilçe yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi üyeleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar, kamu bankaları ile üst birliklerin ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanlar genel ve ara seçimlerin başlangıcından bir ay önce seçimin yenilenmesine karar verilmesi halinde yenileme kararının ilanından başlayarak yedi gün içinde görevlerinden ayrılma isteğinde bulunmadıkça adaylıklarını koyamazlar ve aday gösterilemezler.” şeklinde değiştirilmiştir. Yapılan değişiklikle “görevlerinden ayrılma isteğinde bulunmadıkça adaylıklarını koyamazlar ve aday gösterilemezler” grubuna sendikalar dahil edilmiştir. Sendikaların ilave edilmesi, memur sendikaları yöneticilerini etkilemenin yanı sıra adaylıktan sonra görevlerine dönebilen işçi sendikaları yöneticileri konusunda da yeni bir tartışma başlatmıştır. (Değişiklik 8 Nisan 2010 tarihinde 5980/29 md. olarak yapılmıştır)

Nitekim 2010’da ilgili yasal düzenleme yapıldıktan sonra 2011’de Devlet Personel Başkanlığı (DPB) bu konudaki görüşünü açıklamıştır. DPB’nın 1028 sayılı görüşünde özetle “gerek mahalli gerekse genel seçimlerde aday olmak isteyen sendika yönetim ve denetim kurullarında görevli yöneticilerin bu görevlerinden ayrılma isteğinde bulunmadıkça milletvekili olabilme imkanı bulunmamaktadır” demişti. Kanımızca o dönem içinde yanlış olan bu karar eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi sendika yöneticilerinin seçilme yetkisini de ellerinden alıyordu.

4 Nisan 2012’de 4688 sayılı yasada yapılan değişiklik ile 7 Kasım 2012’de 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu sözleşme Kanunu’nda yapılan değişiklikler bu yanlış uygulamayı ortadan kaldırmıştır.

4688 sayılı eski yasanın 18 inci maddesinin altıncı fıkrası olan "Mahalli ve genel seçimlerde aday olanların, sendika ve konfederasyonun organlarındaki görevleri adaylık süresince askıda kalır. Seçilmeleri halinde görevleri son bulur" hükmü yeni 4688’den çıkarılmıştır. (Mülga altıncı fıkra: 4/4/2012-6289/13 md.) Fıkranın çıkarılmış olması hükmün ortadan kalkması anlamına gelmemektedir. Zira aynı yasanın 43 üncü maddesinde “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 2821 sayılı Sendikalar Kanunu, 2908 sayılı Dernekler Kanunu, 743 sayılı Türk Medeni Kanunu ile sendika ve konfederasyonlarda görev alacaklar hakkında kamu görevlilerinin tabi oldukları personel kanunlarının ilgili hükümleri uygulanır” denmektedir (4688/43 md.). 4688 sayılı yasada genel ve yerel seçimlerle ilgili hüküm olmadığı için 6356 sayılı yeni kanuna bakacağız. Yeni kanunun 9 uncu maddesinin 6 ıncı fıkrasında “Kuruluş ve şube yönetim, denetleme ve disiplin kurulu üyelerinin görevleri, milletvekili veya belediye başkanı seçilmeleri halinde kendiliğinden son bulur” şeklinde düzenleme yapılmıştır. İlgili fıkranın mevhumu muhalifinden “Kuruluş ve şube yönetim, denetleme ve disiplin kurulu üyelerinin görevleri, milletvekili veya belediye başkanı seçilmemeleri halinde devam eder” diyebiliriz. Bu fıkra sendika yöneticilerinin görevlerinin yalnızca milletvekili veya belediye başkanı seçilmeleri halinde son bulacağını söylediğine göre, aday adayı ya da aday olanların sendika yöneticiliği görevlerine devam edeceklerini anlamak gerekir.

Ayrıca kural olarak genel kanun olan Milletvekili Seçim Kanunu, özel kanun olan 6356 sayılı kanunun herhangi bir hükmünü zımnen ilga edemez. Kaldı ki özel kanunlarda (4688, 6356) yapılan değişiklikler 2012’de yapılmış, genel kanunda (2839) değişiklik ise 2010’da yapılmıştır. Sonuç olarak sendika yöneticileri açısından özel kanun sayılan 4688’de genel ve yerel seçimlerle ilgili husus olmadığından, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu sözleşme kanununa gidildiğinde, sendika yöneticilerinin yerel ve genel seçimlerde aday adaylığı ya da adaylık için istifa etmelerine gerek olmadığı görülecektir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber