Yerel veya atalık tohum konusunda aldatılıyor muyuz?

Dünya ve ülkemiz uzun yıllardır endüstriyel tohumlardan elde edilen ürünlerle doyuyorsa yerel tohum veya atalık tohumun gündemden düşürülmemesinin anlamı nedir? Yerel tohum ve atalık tohum ile ilgili açıklamalarda "mış" gibi mi yapılıyor? Çiftçi veya üretici dönümünden 500-600 kg aldığı tohum yerine, dönümünden 100-150 kg alabileceği atalık tohumunu tercih eder mi? 85 milyonu doyuracak miktarda atalık tohum veya yerel tohum sağlanabilir mi?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 12 Ekim 2021 00:04, Son Güncelleme : 11 Ekim 2021 17:34
Yerel veya atalık tohum konusunda aldatılıyor muyuz?

Yerel tohum veya Atalık tohum mu? Endüstriyel tohum mu?

Yerel tohum ya da atalık tohum, geçmişten beri kullanılan, doğal haliyle bugünlere gelen ve yıllar önceki haliyle kalmış tohumlardır. Çoğunlukla varlığını sürdürdüğü bölgenin iklim ve toprak şartlarına adapte olmuştur. Mevsiminin dışında yetiştirilmesi güçtür. Besleyiciliğinin yüksek olduğu iddia edilse de bu her zaman ve her ürün için doğru değildir. Genellikle verimi düşüktür. Bu nedenle de üretici ve çiftçi uzun yıllardır bu tohumu ticari amaçlı olarak tercih etmemektedir.

Üreticiler ve çiftçiler yaygın olarak endüstriyel tohumu tercih etmektedirler. Endüstriyel tohumun verimi yüksek, değerleri, içeriği ve soy kütüğü bellidir. Dünya uzun yıllardır endüstriyel tohumlardan elde edilen ürünlerle doymaktadır. Zengin ve gelişmiş ülkeler 50 yıldan fazla zamandır, ülkemiz ise en az 25 yıldır endüstriyel tohumlardan elde edilen ürünlerle doymaktadır.

Dünya nüfusunun hızlı bir şekilde artması, insanların beslenme sorununu öne çıkarmış, tarımda teknolojinin ve bitki ıslah imkanlarının gelişmesi ile endüstriyel tohum açlığa çare olarak öne çıkmıştır. Bundan geri dönüş yoktur. Zira yerel veya atalık tohum piyasadan çekilmiş, kullanımı %1'lere düşmüş, sadece ıslah materyali olarak tohum gen bankalarında ve çok az sayıdaki bazı çiftçilerde muhafaza edilir olmuştur.

Atalık Tohumla üretimi artırmak mümkün mü?

Son dönemlerde yerel tohum veya atalık tohumun gündeme getirilmesi ve bu alanda projeler yapılması zorlama bir yaklaşımdır. Çünkü hiçbir çiftçi veya üretici, dekara 500-600kg aldığı endüstriyel tohumu bırakıp, dekara 100-150kg aldığı atalık tohumu tercih etmez. Zaten gerek dünya tarımının ve gerekse ülkemiz tarımının gittiği yön bu değildir. Bir şekilde tüm ülkede endüstriyel tohumu bırakıp atalık tohumla üretim yapmaya kalksak, böyle bir varsayımla yola çıksak, üretim miktarımız en iyimser yaklaşımla 15-20 kat düşecektir. Bu şartlarda 85 milyonu doyurmamız ihtimal dışıdır.

Atalık veya Yerel tohum Endüstriyel tohumdan daha mı besleyici?

Ayrıca atalık veya yerel tohumun besleyicilik yönünden de çok üstün olduğunun sık sık gündem edilmesi abartıdır. Besleyicilik ve lezzet tek başına genetik yapıyla ilgili değildir. Ürünlerde besleyicilik ve lezzeti etkileyen en önemli faktörlerin başında yetiştirme yöntemleri gelmektedir. Atalık tohum mevsiminin dışında yetişmediği için, mevsiminde yetiştirilen her ürün gibi lezzetli gelmektedir. Bunun yanında atalık tohumla üretim yapanlar kendi ihtiyaçları kadar ürettikleri, ticari düşünmedikleri için fazla gübre ve kimyasal kullanmazlar. Bu nedenle de daha lezzetli ve besleyici olduğu söylenebilir. Ancak aynı şartlarda yetiştirilen endüstriyel tohumlardan elde edilen ürünlerinde benzer besleyiciliği ve lezzeti yakalaması mümkündür. Buna ek olarak, belki %1'lik bir pazar imkanı olan, atalık veya yerel tohum ürünlerinin fiyatlarının emsallerine göre kat kat fazla olması da ayrı bir aldatmacadır. Çünkü hemen her pazarda karşılaşılan yerel veya atalık tohum ürünlerinin "organik" adı altında arz edilen ürünlerin elde edileceği kadar atalık tohumun varlığı tartışmalıdır.

Endüstriyel tohum da Yerel tohumda kendi mecrasında değerlendirilmeli, çözüme yönelik gündem edilmeli

Hasılı, atalık tohum veya yerel tohum her şeye rağmen kendi mecrasında ele alınmalıdır. Ülkemizde her popüler olan gibi, anında kirletilmeye, kullanılmaya, istismara maruz bırakılması gibi bir noktaya taşınmamalıdır. Ama maalesef bu noktaya taşınmıştır.

Atalık veya yerel tohumun tek avantajı ıslah materyali olarak kullanılmasındadır. Bunun dışındaki her yaklaşım fantezidir.

Hiçbir çiftçi veya üretici dönümünden 500-600 kg aldığı yerde dönümünden 100-150 kg alabileceği atalık tohumunu kullanmaz/kullanmamaktadır. Kaldı ki, hala gerçek manada iddia edildiği kadar atalık tohumun varlığını sürdürdüğü de tartışma konusudur.

Tohumun tamamen endüstrileştiği, hızlı nüfus artışı ile insanları doyurmanın zorlaştığı, her geçen gün verimin artmasına yönelik beklentilerin arttığı, toprakların verimsizleştiği, su sorunun ciddi boyuta ulaştığı dönemde, dönümden 100 kg verim elde edilen atalık veya yerel tohumlukların kullanılması tarımı geriye itmektir.

Tarımın bir kanadının hala, popüler bir gündem haline gelen, atalık veya yerel tohum konusu ile, mecrasının dışına taşacak şekilde meşgul olması asıl görevlerinin ötesinde bir oyalanmaya sebebiyet vermektedir.

Tarımın asıl sorunları bu kadar konuşulmadı

Atalık tohum veya yerel tohumun bu haliyle gündemleri meşgul etmesi yerine var olan (eğer hala kaldı ise) yerel tohumların ıslah ve çeşit geliştirme materyali olarak kullanılması konusunda yoğunlaşılması ülke tarımına daha fazla fayda sağlayacaktır. Eğer verimi düşük, lezzetliliği ve besleyiciliği spekülatif olan ve bu nedenle de daha maliyetli olan yerel tohumdan elde edilen ürünlerden "almak istiyorum" diyenler varsa elbette ki bununda çözümü vardır. Bunun için tek sorumluluk maliyetini ve risklerini yüklenmektir! Aksi takdirde 85 milyonu doyuracak nitelikte atalık tohum veya yerel tohum mevcut olmadığı gibi, üreticilerin kullanımı için, kullanabileceği kadar çoğaltılması da mümkün değildir. Yerel veya atalık tohum fantezisi devam ettirilmek isteniyorsa tarım teşkilatının her birimini her seferinde telaşla ayağa kaldırmak yerine herhangi bir tarım kurumuna bağlı bir şube veya birim kurulabilir ve bu konu da o birime havale edilir. Böylece her seferinde teşkilatın tamamı meşgul edilmemiş olur. Yerel tohum her gündeme geldiğinde birçok kurum asli görevinin önüne bu konuyu geçirmemiş olur. Çünkü bu konunun muhabbeti ve reklamı keyifli ancak gerçek tarımın sorunlarını perdeleyici özelliği ayyuka çıkmış durumdadır.

M. Murat GÜN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber