Tarımcılar sahada olmalı ama hangi imkanlarla hangi şartlarda?

Tarımın işi saha, yani arazi, tarla, bahçe, laboratuvar kısacası tüm üretim alanı ama tarımın %95'i ofiste çalışıyor. Çünkü ülkemizde tarımsal yönetimin yapılanması ofis merkezli, ofiste çalışma merkezli kurgulanmış durumda. Ayrıca arazide çalışma şartlarının ve ücretlerinin de doğru ve gerçekçi bir şekilde düzenlenmemiş olduğu ortada.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 04 Kasım 2021 11:50, Son Güncelleme : 04 Kasım 2021 11:51
Tarımcılar sahada olmalı ama hangi imkanlarla hangi şartlarda?

Tarımda sahada olma modeli kaldı mı?

Geçmişte köy grup teknisyenliği denendi belli başarılar elde edildi ama nedense vaz geçildi. Aslında nedeni belli; çünkü teknisyen yetiştiren okullar kapatıldı. Tarım liseleri kapatılmasa ve köy grup teknisyenliği modeli geliştirilseydi belki kısmen sahada olma söylemi karşılık bulabilirdi. Sonra sözleşmeli Ziraat Mühendisliği devreye sokuldu ama tam bir fiyasko yaşandı. Ve tarımın baş aktörleri teknisyenler ve mühendisler bir nevi sahadan çekildi!

Tarımsal Yapılanma sahada olmaya uygun mu?

Tarımsal işleyişte çiftçiyle, üreticiyle birlikte hareket etmek demek, onun konumuna, çalışma şartlarına ve ortamına yabancı olmamak demektir.

Tarımın tüm aktörleri; çiftçi, üretici, teknik personel, tarım akademisyeni, uzmanı, araştırmacısı, tarımsal sivil oluşumlar ancak saha ve arazi merkezli tarımsal yapılanma ve yönetim anlayışıyla verimli bir çalışma ortaya koyabilirler.

Tarımın işi saha, arazi, tarla, bahçe, laboratuvar kısacası tüm üretim alanı ama tarımın %95'i ofiste çalışıyor. Çünkü ülkemizde tarımsal yönetimin yapılanması ofis merkezli, ofiste çalışma merkezli kurgulanmış durumda, saha ve arazi merkezli değil. Bu yapılanma ve yönetim anlayışıyla sahanın, üretim alanlarının "sahada olacağız" söyleminden pek nasibinin olmadığı da açıkça görülüyor. Önce bu anlayış ve yapılanma şekli değişmelidir!

Çiftçinin sorunları onun yabancı olduğu ortamlarda değil sahada takip edilmelidir. Bunun içinde, "hep birlikte sahada olacağız" söyleminin altı doldurulmalıdır. Tarımsal yapılanma ve yönetim, üretimin yapıldığı zeminlerde faydalı bir ivme kazanabilir.

Akademisyenin ve araştırmacının literatür tarayarak ve yayın yaparak kendini ve çalışmalarını sınırlandırdığı yapılanma şekillerinde, yöneticilerin kalıplaşmış mevzuatla adım attığı ve personelinin ofise/kuruma geliş gidiş saatlerinin hesabını yaptığı işleyişte, çiftçi ortamlarına ancak törenlerde ve açılışlarda uğrandığı süreçlerde, personelin; yöneticisinin memnuniyetini sağlama arzusuyla çalıştığı bir ortamda, tarımsal sivil kuruluşların üreticilerle aidat ve üye kayıtlarında muhatap olduğu şekle dönük yapılanmalarda, tarımsal açıdan verim ve gelecek beklemenin beyhudeliği yanında "sahada olma" söylemini boşa çıkarmaktadır.

Tarımcılar sahada olmalı ama hangi imkanlarla hangi şartlarda?

Tarımsal yönetimde öncelik saha ve üretim alanı merkezli bir yapılanma olmakla birlikte bunun şartlarını, imkanlarını ve aşamalarını doğru ve uygulanabilir bir şekilde düzenlemek gerekmektedir.

Aynı mesai saatleri içinde takım elbise ile şehirden kalkıp kırsalda arazi görevine giden bir personel mesai bitmeden dönmek zorundaysa ne kadar verimli bir çalışma gerçekleştirebilir? Kurumda en yeni ve en konforlu hizmet aracı makam için ayrılmışsa göreve giden personel ne kadar istekli gidecektir? Özellikle geniş katılımlı ve sürekliliği olan arazi çalışmalarında, çalışanlar arasında belli bir hacimsel irilik teşkil edenler çalışma ve araştırma alanı olan araziye, kuruma ait özel araçla giderken diğerlerinin, pandemiye rağmen, mesafesiz bir şekilde eski model servislerle gidip gelmesinin verimli çalışmaya katkısı olabilir mi?

Mevzuata göre ful (her gün) araziye giden bir personel aylık azami 350tl gibi bir ek ücret almaktadır. Bu ücretin komikliği bir tarafa, ayrıca 10 dakikalık bir mesafeye bir saatliğine giden, hatta kurumun bahçesinde birkaç dakika çalışanla gün boyu ve uzun mesafeli arazi çalışmalarında görev alan çalışanın aynı ücreti alması da başka bir trajik durumdur. Bu şartlarda ofiste çalışıyor olmanın cazipliği tarımsal işleyişin belirleyicisi olmaya devam edecektir.

Tarımın kapsam alanı içerisinde bulunan bazı kurumlarda uygulanan ek gelir paylaşımı, döner sermaye ve bitki ıslahı hakkı gibi parasal uygulamalardan kaynaklanan ödeme haksızlığı personelin arazi çalışmalarına ve daha özverili çalışmalarına ilgiyi azaltmaktadır. Bu gibi kurumlara ve birimlere yöneliş hızlanmakta ve tarımın işleyiş ve organizasyonu bazı yetkililerin kaprislerine bırakılmaktadır. Bu tür ek ödemeler ya kaldırılmalı ya da tüm tarım personeline eşit uygulanmalıdır.

Bütün bunlara ek olarak, tarım çalışanlarının yanında olduğunu ve gücünü çalışanlardan aldığını söyleyen, "bana üye ol gerisini merak etme sen" diyen, sendikaların ve tarımsal sivil kuruluşların bir türlü gündemine girmeyen arazi çalışma şartları ve arazi ücretleri ile ek ödemeler gerçekçi ve uygulanabilir bir şekilde düzenlenmediği takdirde, sadece törenlerde ve açılışlarda sahada olunmaya devam edilecek, çalışanlardan mecbur bırakılan, belki, en fazla %5'i arazi işleri ile muhatap olmaya devam edecektir. Bu durum ise, "hep beraber sahada olacağız" söylemiyle bağdaşmamaktadır.

Bu nedenlerle arazi çalışma şartları adilane bir şekilde yeniden düzenlenmeli, arazi ücretleri makul miktara yükseltilmeli, diğer ek ödemelerdeki hukuk hakka uygun tecelli etmelidir. Ve lütfen ilgili ve yetkili sendikalar ve STK'lar, bunları gündemlerine almalıdır. Sayımız çok, yetki bizim diye böbürlenen sendikalar, her fırsatta "devlet önümüzü açmıyor" diyerek ağlayan ve habire çiftçiden para tırtıklayan Tarımsal Sivil Kuruluşlar üstlendikleri sorumlulukları farkında hareket etmelidirler. Gerçi beş yıldızlı otellerde, tarım çalışanlarının hakkını ve hukukunu gündem edenler, oralardan bu durumu nasıl görmektedirler ya da görebilirler mi, bilinmez ama arazide çalışan personelin bunların kadrajına girmekten başka meşru seçeneği yok gibi!

Ayrıca yönetimsel olarak Tarımsal işleyişin yapılanması arazi ve saha endeksli olmak zorundadır. Bu yapılanmada arazide çalışma modeli geliştirmeden, arazide çalışma imkan ve şartlarını doğru oluşturmadan "arazide olacağız" söyleminin gerçekçi olmayacağı da unutulmamalıdır.

M. Murat GÜN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber