Haşim Kılıç hakkında bile bile yalan yazdılar

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 24 Haziran 2008 07:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İP'in açıklamaları 'Ankara kulisi'ne terfi etti

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ı yıpratmak için yapılan haberler, bazı gazetelerin sayfalarından eksik olmuyor.

Aydınlık Dergisi ve İşçi Partisi (İP) kaynaklı bu haberlerden birini de dün Milliyet Gazetesi yaptı. Geçtiğimiz hafta İstanbul'da bir basın açıklaması yapan İP yöneticileri, Haşim Kılıç'ın İBDA-C üyesi olduğunu iddia etmişlerdi. Milliyet, İP'nin bu basın açıklamasını, "Haşim Kılıç'ın başını ağrıtan iddia" başlığıyla Ankara kulisi diye okuyucusuna duyurdu. Milliyet, konuyu, kulislerde konuşuluyormuş gibi verdi. "1970'li yıllarda İBDA-C'nin yayın organı olan Gölge Dergisi'nin Ankara temsilcisi Haşim Kılıç'tı" şeklinde asılsız açıklamalar yapan İP yöneticileri, ısrarla H. Kılıç'ın Haşim Kılıç olduğunu iddia ediyor. Bu iddianın ortaya atıldığı ilk günlerde, H.Kılıç'ın Hüsnü Kılıç adında bir kişi olduğu ortaya çıkmıştı. 20 yıllık bir geçmişi olan İBDA-C örgütüne 38 yıl önce çıkan bir dergiyi örnek gösterip konuyu saptırarak duyuran İP ve Aydınlık Dergisi, Haşim Kılıç'ın yalan haberle ilgili açıklamalarını ise göz ardı etti. Milliyet Gazetesi'nin konuyu Ankara kulisi diye vermesi ise kafaları karıştırdı.


Milliyet dünkü nüshasında yer alan iddia sonrasında bugün bir kez daha konuya yer verdi.

Fikrat BİLA'nın yazısı

Haşim Kılıç: Dava için yıpratmaya çalışıyorlar

?Yıpratma kampanyası'

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'la dün bu iddiaları konuştum. Kılıç, sorularımı yanıtlarken, iddiaların asılsız olduğunu ve bu yöndeki yayınların, AKP'nin kapatılması davasıyla ilgili olarak yapıldığını vurguladı. Kılıç, sorularıma şu yanıtları verdi:

* Geçmişte İBDA-C'nin yayın organı Gölge dergisinin Ankara temsilciliğini yaptığınız iddiaları ısrarla yazılıyor. Yalanlama yaptınız ama yeni iddialar ve tanıklar ortaya çıkıyor. Bunları nasıl karşılıyorsunuz?

- Önce şunu söyleyeyim, bu iddialar ve yayınlar kapatma davasıyla ilgili olarak yapılıyor. Amaçları beni yıpratmak. Ben iddiaların asılsız olduğunu açıkladım. Ayrıca bu iddia yeni de değil. Ben 1991 yılında Anayasa Mahkemesi'ne üye seçildiğim zaman da Hürriyet gazetesinde küçük bir haber olarak yine gündeme gelmişti. Ben o zaman bir tekzip göndermiştim, konu da kapanmıştı. Ama şimdi yine aynı iddialar gündeme getiriliyor. Zamanlamaya bakarsanız bu yayınların dava nedeniyle beni yıpratmaya yönelik bir kampanya olduğu zaten anlaşılıyor.

?O tarihte Sayıştay'daydım'

* İddialar, Eskişehir'de öğrenci olduğunuz dönemde İBDA-C mensuplarıyla tanıştığınıza, örgüt lideri Salih Mirzabeyoğlu'yla tanışıklığınız olduğuna ve Ankara'da Gölge dergisinin temsilciliğini üstlendiğinize dayanıyor. İddia edilen tarihlerde siz ne yapıyordunuz?

- Tarihlere baktığınızda da iddiaların asılsız olduğu anlaşılıyor. Ben Eskişehir'de okulu 1972 yılında bitirdim. Bir yıl kadar sınavlara hazırlandım. 1973 yılı sonunda Sayıştay Denetçi Yardımcılığı sınavına girdim ve kazandım. 1974 yılı başlarında da Sayıştay'daki görevime başladım. Sayıştay mensupları Hâkim ve Savcılar Kanunu'na tabi oldukları için, herhangi bir derneğe üye olmaları, paralı veya parasız bir dergide çalışmaları, amatör olsa bile başka bir iş yapmaları, başka bir işle meşgul olmaları kanunen mümkün değildir. Yasaktır. Benim hem Sayıştay meslek mensubu olup hem de bir derginin Ankara temsilcisi olmam mümkün değil. Bu uydurma bir iddiadır.

Ben 1991 yılına kadar Sayıştay denetçisi olarak görev yaptım. 1991 yılında Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildim. 18 yıldır kamuoyunun önündeyim. Bu sürenin 8 yılı başkan vekilliğinde geçti. Ben kamuoyunun önünde biriyim. Bu tür işlerle bir ilgim olabilir mi? Sayıştay denetçisi, Anayasa Mahkemesi üyesinin böyle radikal gruplarla işi olabilir mi? Kaldı ki, geçmişte böyle bir iş yapmış olsam -ki Sayıştay denetçisi olarak mümkün değildir- çıkar söylerim. Ben bu yapıda biriyim. Ama böyle bir şey yok.

?Haşim Kılıç değil, Hüsnü Kılıç'

* Gölge dergisinin bazı nüshalarında Ankara Temsilcisi olarak Haşim Kılıç ve H. Kılıç isimlerinin bulunduğu kupürler yayımlandı?

- Bir isim karışıklığı yaratılıyor. O kişi televizyona çıktı. O benim, dedi. Hüsnü Kılıç isimli biri. Kanal D bu kişiyle röportaj yaptı. Bu konuya açıklık getirdi. İddia edilen kişinin kendisi olduğunu söyledi. Ben de yayınlara hemen müdahale etmiş ve yalanlamıştım. Buna rağmen iddiaları sürdürmelerinin beni yıpratmak için yürütülen bir kampanya olduğu açık.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber