Bakan Tekin'den LGS eleştirilerine tepki

Milli Eğitim Bakanı (MEB) Yusuf Tekin, "'LGS'den pis koku geliyor' diyorlar, o koku CHP'li belediyelerin rüşvetle yargılandıkları sürecin içerisinden geliyor" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 15 Temmuz 2025 13:25, Son Güncelleme : 15 Temmuz 2025 13:59
Bakan Tekin'den LGS eleştirilerine tepki

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla MEB Şura Salonu'nda düzenlenen "Zaferin Adı Türkiye Özel Çocuklar Sergisi"ni ziyaret etti.

Bilim ve Sanat Merkezlerindeki ve özel eğitime ihtiyacı olan öğrenciler tarafından yapılan ve 74 eserden oluşan sergiyi gezen Tekin, eserleri tek tek inceleyerek bilgi aldı.

Ankara Bilim ve Sanat Merkezi öğrencileri tarafından müzik dinletisinin de sunulduğu sergide Tekin, öğrencileri tebrik etti.

Ziyaretin ardından değerlendirmelerde bulunan Tekin, Bakanlık olarak ana görevlerinden birinin ülkenin birliğine, beraberliğine, demokrasisine ve bağımsızlığına sahip çıkacak kuşaklar yetiştirmek olduğunu söyledi.

Türkiye'de demokrasinin olağan işleyişini olumsuz etkileyen olaylara karşı vatandaşların ve çocukların vereceği tepkileri, sahip çıkmaları gerekliliğini kendilerine hatırlatmak üzere müfredatın içerisine bu tür hususları koyduklarını belirten Tekin, "Çünkü biz, çocuklarımızın ve gençlerimizin bu ülkenin, coğrafyanın, milletin ürettiği, yarattığı medeniyete sahip çıkacak bireyler olsun, bireyler olarak yetişsinler istiyoruz. Demokrasimizi güçlendirsinler istiyoruz. Bağımsızlığımıza, bayrağımıza sahip çıksınlar istiyoruz." diye konuştu.

15 Temmuz'un da bu anlamda çocukların bilmesi gereken bir konu olduğunu vurgulayan Tekin, şunları kaydetti:

"Türkiye 27 Mayıs ile başlayan, 28 Şubat 1997 ile devam eden süreç içerisinde yaklaşık 10 yıllık periyotlarla demokrasiyi, olağan demokratik işleyişi antidemokratik, vesayetçi mekanizmaların ürettiği kesintilerle yaşadığımız bir dönem oldu. 10'ar yıllık periyotlarla demokrasimiz kesintiye uğradı.

Yani bu ülkenin bağımsızlığını, bu ülkenin demokrasisinin güçlenmesini istemeyenler, bu ülkenin milli birlik ve beraberliğinden rahatsız olan kişiler 10'ar yıllık periyotlarla farklı üniformalarla, farklı görüntülerle müdahale ettiler ve demokrasimizi kesintiye uğrattılar.

Bu, 27 Mayıs'ta bir askeri darbe şeklinde oldu. 12 Mart'ta bir muhtıra şeklinde oldu. 12 Eylül'de ordu hiyerarşisi içerisinde yürüyen bir darbe şeklinde oldu. 28 Şubat'ta ise bambaşka bir veçheyle oldu.

Kağıt üzerine baktığımızda 28 Şubat sürecinde FETÖ örgütünün elebaşının verdiği röportajları hatırlarsanız şunu söylemişti, 'Okullarımızın ve dershanelerimizin anahtarlarını 28 Şubat iradesine teslim etmeye hazırız'. Bunun Türkçesi şu; 'biz 28 Şubat darbesini beraber yaptık. 28 Şubat darbesi birlikte organize ettiğimiz, arkamızdaki uluslararası güçlerle beraber organize ettiğimiz bir yapıdır.' Bunun anlamı budur.

Görüntünün dışında sayısal verilere baktığımızda da 28 Şubat'tan sonra FETÖ'nün okul ve dershane sayısı aritmetik değil, geometrik bir biçimde artmıştır. İnanılmaz derecede hem öğrenci sayısı hem derslik sayısı hem okul sayısı itibarıyla artmıştır. Nihayetinde uzun bir hazırlık döneminden sonra 15 Temmuz günü böyle bir hain kalkışmaya giriştiler."

Darbeler tarihinde ilk defa milletin siyasal parti, ideoloji, etnik, dini aidiyet, yaşlı ve genç olmak üzere hiç ayrım gözetmeksizin sokağa inildiğini belirten Tekin, milletin demokrasisine ve milli birliğine sahip çıktığını dile getirdi.

"Rüşvetle yargılandıkları bütün bu sürecin içerisinde pis koku oradan geliyordur"

Bakan Tekin, değerlendirmelerin ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin, 11 Temmuz'da sonuçları açıklanan merkezi sınavda 719 öğrencinin tam puan almasına ilişkin sorusu üzerine Tekin, Bakanlığın bütün işlerini kamuoyunda kendi siyasal çıkarlarını önceleyerek, eleştiri, dedikodu ve iftira yapanlardan bağımsız bir biçimde iş ve işlemlerini yürüttüğünü aktardı.

LGS dahil olmak üzere bütün sınavları bu perspektifte yürüttüklerini, hukuk devleti ilkesine, öğrenci ve öğretmelerin emeklerine saygı ilkesine azami saygı duymaya özen gösterdiklerini söyleyen Tekin, buna engel olacak her şeyi engellemeye çalıştıklarını bildirdi.

Bir yıllık hazırlık sürecinin ardından öğrencilerin sınava girdiğini aktaran Tekin, şöyle devam etti:

"Sınavın yapıldığı gün sınavın bitiminden itibaren konuşulan hususlarla ilgili açıklamalar yaptık. Mesela ilk söylenen şey, 'sınavın soruları sızdırıldı'. Saat 10.45'te tamamlanan bir sınavın sorularının saat 11.57'de, emniyet kayıtlarında da öyle, saat 11.57'de sosyal medyada paylaşılmış olması. Şimdi bir insanın saat 11.57'de paylaşılan soruların 'sınavın güvenliğine sekte vuruyor, güvenliğini tehlike altına atıyor' demesi için biraz ya akli melekelerinin yerinde olmaması lazım ya da manipülatif bir eylem içerisinde olması gerekir.

Bununla ilgili gerekli açıklamalarımızı yaptık. Sonrasında da hem bu konuda herhangi bir ihmali olan varsa onların tespit edilmesi için hem de sınav güvenliği ile ilgili bir sıkıntı varsa bunun tespit edilmesi için müfettişlerimiz anında incelemelerini yaptılar. Anlatıyoruz, bunu söylüyoruz. Çok özür diliyorum. Geri zekalıya anlatır gibi tane tane anlatıyoruz. Ama yetinmiyorlar, hala devam ediyorlar."

CHP'ye katılan Muharrem İnce'nin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamaları da eleştiren Bakan Tekin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şimdi diyorlar ki 'LGS'den pis koku geliyor'. Ben bunu söyleyen kişiye şunu söylüyorum, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi'nden çıksın. Çünkü pis koku varsa eğer Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin ülkenin, milletin, vatandaşın parasını çarçur ettiği, rüşvetle yargılandıkları bütün bu sürecin içerisinde pis koku oradan geliyordur. O yüzden Cumhuriyet Halk Partisinin dışına çıksınlar, pis kokudan kurtulacaklar.

Şimdi o kadar saçma sapan argümanlar söylüyorlar ki mesela diyor ki 'Ben etrafımda bir iki kişiye sordum, sınav çok zor geçti dediler ama 719 tane birinci çıktı'. Peki, ben de diyorum ki biz yıl içerisinde sürekli okullarımızda 'çocuklar, bakın bütün sorular ders kitaplarınızdan çıkacak. Dolayısıyla ders kitaplarınıza odaklanın. Bütün sorular öğretmenlerimizin size anlattıklarından çıkacak.

Dolayısıyla öğretmenlerimizi can kulağıyla dinleyin. Başka materyale ihtiyacınız olmayacak' dedik. Sınavda eğer 719 birinci varsa ve sizin söylediğiniz gibi bu olağan dışı bir durumsa, bu bizim söylediğimiz çocuklarımızın okul içerisine odaklanmaları, okul dışında, öğretmenleri dışında başka bir şeyden fayda ummamalarından kaynaklanıyordur o zaman."

Bu konuda eleştirilerde bulunanların öğretmenlere teşekkür etmesi gerektiğini dile getiren Tekin, "Öğretmenlerimize teşekkür etmeleri gerekirken bütün öğretmenlerimizi zan altında bırakıyorlar. Bu kadar sığ bir bakış açısı olamaz. Mesela hiç utanmadan diyor, diyor ki, 'bir ilden 300 tane birinci var'. Nereden çıkartıyorsunuz bunları? Şu an konuştuğumuz şey henüz ilkokuldan, ortaokuldan yeni mezun olan çocuklarımız. Bu çocukların akıllarına bu tür şaibeler sokmanızın, bu çocukların zihinlerini bulandırmanın bir anlamı yok. Kendi siyasi çıkarlarınız için, kendi siyasi hatalarınızı, defolarınızı, günahlarınızı, suçlarınızı örtmek için böyle laflar etmenize gerek yok." sözlerini sarf etti.

"Sınavın güvenliğine en küçük şaibe düşürecek bir olay olsaydı eğer, gereğini yapardık"

Tekin, CHP'den sınava yönelik gelen diğer eleştirilere ilişkin olarak şu değerlendirmede bulundu:

"Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi cenahından gelen açıklamalar, içinde bulundukları pis ve tartışmalı ortamdan, baklava kutularının şaibesinden kurtulmak için manipülasyonu, tartışmayı başka bir yere kaydıracaklardı. Saygı duyuyorum, bunu da yapabilirsiniz ama bunu sabi sübyan dediğimiz çocuklar üzerinden yapmayın. Bu çok sizi de ahlaki olarak zor duruma düşüren bir durum.

Biz en küçük bir şikayeti ve eleştiriyi bile Bakanlıkta komisyonlarımızı kurarak incelettiriyoruz ve araştırıyoruz. Sınavın güvenliğine en küçük bir şaibe düşürecek bir olay olsaydı eğer, biz gereğini zaten yapardık. Bakın çocuklarımızın bütün sınav ve başarı namusu bize emanet. Bu emanete sahip çıkmak için 1 milyon 200 bin kişilik bir orduyla gece gündüz çalışıyoruz."

"Bir yığılmanın olduğunu tespit etmedik, öyle bir şey yok"

Bakan Tekin, bir gazetecinin, eğitim uzmanlarının sınavın yüzdelik dilimlerine baktıklarında öğrenciler arasında öbekleşmeler gördüklerini, bu nedenle LGS'nin geldiği nokta itibarıyla bir sıralama sınavı olma kabiliyetini kaybettiği yönünde değerlendirmelerde bulunduklarını aktararak, 719 birincinin en yüksek puanla alan ilk 8 okulun toplam kontenjanından fazla olmasına ilişkin sorusu üzerine, hiçbir sınavda, sınavın birincisi diye bir açıklama yapmadıklarını söyledi.

Bakanlık bünyesinde Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü birimi olduğunu hatırlatan Tekin, bu birimin sınava ilişkin tüm süreci ve verileri değerlendirmek üzere çalıştıklarını belirtti.

Yusuf Tekin, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Orada o kadar uzman arkadaş çalışıp bunu tespit edemedi ama ne okuduğunu, nereden mezun olduğunu bilmediğimiz, ne kadar istatistik bildiğinden hiçbir bilgimiz olmayan bir kişi bunu kendine ulaşan veyahut da kendince elde ettiği veriler üzerinden bir analiz yaparak böyle bir sonuca ulaşıyor. Bunların hepsi boş. Hiçbir sınavda sizin söylediğiniz gibi, sınavdaki soruları tam yapan öğrencilerin tamamı o 8 okulu tercih etmediler.

Kimisi memleketindeki bir okulu tercih etti, kimisi akrabalarının yanındaki başka bir ildeki okulu tercih etti. Dolayısıyla orada da bir sıkıntı olacağını zannetmiyorum. Çocuklarımız zaten böyle bir tercih yapacaklar ve o tercihe göre de yerleşmiş olacaklar. Öyle bir yığılmanın olduğunu biz tespit etmedik, öyle bir şey yok.

Bugün 2018'den itibaren üst dilimdeki öğrencilerin oranlarını aldım. Hem PISA skorları açısından, hem bizim yaptığımız ABİDE değerlendirme, hem de LGS açısından baktığımda, hepsinde yaklaşık yüzde 6'lık bir öğrenci, tamamında aynı. Böyle baktığımızda aslında bir anomali durumu da yok. Bütün bunlar dediğim gibi, içinde bulunduğumuz siyasi ortamı manipüle etmeye yönelik çalışmalar."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber