Kalkınma Bakanlığı'nın 2013 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 22 Kasım 2012 14:15, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Kalkınma Bakanlığı'nın 2013 yılı bütçesinin görüşülmesine başlandı.

Bakanlık ile birlikte; Türkiye İstatistik Kurumu, GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ve Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı'nın bütçeleri de görüşülecek.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bakanlığının bütçesi üzerinde sunum yapan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, kalkınma çalışmalarındaki bakış açılarının öncelikle uzun vadeli hedef ve stratejilerin gerçekleştirilmesine yönelik olduğunu belirtti.

OECD ülkelerinde son 30 yılda alt ve üst gelir grupları arasındaki farkın giderek açıldığını anlatan Yılmaz, ''OECD ülkelerinde 1975-2008 döneminde eşitsizlik oranı (Gini katsayısı) ortalama olarak 0,299'dan 0,315'e yükseldi. Türkiye ise eşitsizliği en çok azalan ülkelerin başında gelmektedir. Türkiye'de eşitsizlik oranı aynı dönemde 0,50'lerden 0,39'lara düştü. Son verilere göre ise 2011 yılında bir miktar daha iyileşme kaydedilmiş ve hanehalkı kullanılabilir gelire göre hesaplanan Gini katsayısı 0,383'e geriledi'' diye konuştu.

Son on yılda ekonominin, küresel krizin olumsuz etkilerine rağmen yılda ortalama yüzde 5,34 büyürken, gelir dağılımında da ciddi düzeyde iyileşme elde edildiğini ifade eden Yılmaz, ''2002-2011 döneminde en fazla gelir sahibi yüzde 20'nin toplam gelirden aldığı pay yüzde 50,1-den yüzde 45,2-ye gerilerken, tüm diğer gelir gruplarının payında artış gerçekleşti'' dedi.

Dünya ekonomisindeki gelişmelere de değinen Yılmaz, küresel krizin başlangıcından itibaren yaklaşık 5 yıl geçmesine rağmen, dünya ekonomisinde henüz bir istikrar ortamı sağlanamadığını kaydetti.

Krizin evre değiştirerek devam ettiğine dikkati çeken Yılmaz, ''2012 yılı dünya büyümesini 2011 yılı Eylül ayında yüzde 4 olarak tahmin eden Uluslararası Para Fonu (IMF), 2012 yılı Nisan ayında bu tahminini yüzde 3,5 seviyesine, Ekim ayında ise yüzde 3,3 seviyesine indirdi. 2013 yılı dünya büyüme tahminini de yüzde 4,1-den yüzde 3,6'ya düşürdü'' diye konuştu.

Küresel krizin yoğun olarak yaşandığı 2009 yılı sonrasında Türkiye ekonomisi orta vadeli bir perspektifle, zamanında ve kararlı bir biçimde uygulanan maliye, para ve gelir politikalarıyla 2010 ve 2011 yıllarında yüksek bir büyüme performansı yakaladığını bildiren Yılmaz, ''Bu iki yılda kaydedilen ortalama yüzde 8,8 oranındaki büyümeyle Türkiye dünyada krizden başarıyla çıkan sayılı ülkeler arasında yer aldı'' diye konuştu.

Son bir yılda net mal ve hizmet ihracatının büyümeye katkısının giderek artması sonucunda iç talep yavaşlamasının büyüme üzerindeki olumsuz etkisinin sınırlı kaldığını belirten Yılmaz, ''Ekonomide yurt içi ve dış talep arasında yeniden dengelenme süreci yaşanmıştır. Yılın son çeyreğinde yurt içi talepte öngörülen canlanmayla yılın tamamında GSYH büyümesinin yüzde 3,2 olarak gerçekleşmesi bekleniyor'' dedi.

Türkiye ekonomisinin küresel krizden çıkış sürecinde gösterdiği güçlü performans nedeniyle bir uluslararası kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye'nin kredi notunu ''yatırım yapılabilir'' seviyeye yükselttiğini anımsatan Yılmaz, ''Türkiye'nin makroekonomik başarısı dikkate alındığında bu not artırımı geç kalmış bir değerlendirme olmakla birlikte, uluslararası piyasaların Türkiye ekonomisine olan güvenini bir kez daha göstermiş, ekonomimizin sağlam temeller üzerinde ilerlediğini, dış şoklara karşı dayanıklılığının arttığını teyit etmiştir'' diye konuştu.

Yılmaz, ''2011 yılının aynı dönemine göre; tarım dışı işsizlik oranı 0,6 puan azalarak yüzde 11,3'e, genç nüfusta işsizlik oranı ise 1,4 puan azalarak yüzde 17,2'ye gerilemiştir. İstihdam olanaklarındaki iyileşmenin devam etmesiyle, 2012 yılının tamamında işsizlik oranının yüzde 9'a gerilemesini beklemekteyiz'' dedi.

2012 yılının ilk üç çeyreğinde ithalat azalırken ihracat artış eğiliminin korunduğunu vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:

''İhracatta ülke ve pazar çeşitlenmesine gidilerek AB ülkelerindeki ekonomik sorunlara rağmen başarılı bir performans ortaya konuldu. Bunun sonucunda cari açık önemli miktarda azaldı. 2011 yılında 77 milyar dolar olarak gerçekleşen cari işlemler açığı, 2012 yılı Eylül ayında yıllıklandırılmış olarak 55,8 milyar dolara geriledi. 2012 yılı Ocak-Eylül döneminde dış ticaret açığı, bir önceki yılın aynı dönemine göre, yüzde 23 azaldı. Dış ticaret açığındaki azalma enerji ve altın ticareti hariç tutulduğunda yüzde 32'ye ulaştı. 2011 yılında yüzde 10 olarak gerçekleşen cari işlemler açığının GSYH'ya oranının, OVP'de 2012 yılı sonunda yüzde 7,3'e ineceği tahmin edilmektedir.''

Cevdet Yılmaz, 2012 yılında genel devlet gelirlerinin GSYH'ya oranının sosyal güvenlik prim gelirlerindeki artışa paralel olarak bir önceki yılın yüzde 0,6 puan üzerinde, yüzde 37 olarak gerçekleşmesinin öngörüldüğünü belirterek, faiz giderlerinin 2011 yılı seviyesine yakın gerçekleşmesinin, faiz dışı harcamaların ise özellikle cari giderler ve transferlerdeki artış nedeniyle bir önceki yıla göre yüzde 1,7 puan artmasının beklendiğini söyledi.

Yılmaz, ''GSYH'ya oranla yüzde 0,8 olarak hedeflenen genel devlet açığının, 2012 yılı sonunda, yüzde 1,6 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Ayrıca, GSYH'ya oran olarak, yüzde 1,1 olması programlanan kamu kesimi borçlanma gereğinin yüzde 1,7 olması öngörülmektedir. Öte yandan, faiz giderleri ve özelleştirme gelirleri hariç kamu kesimi fazlasının ise programlanan seviye olan yüzde 1,7-de kalması beklenmektedir'' dedi.

Yılmaz, AB tanımlı genel devlet borç stokunun GSYH'ya oranının 2012 yılında yüzde 36,5 düzeyinde olmasının beklendiğini belirtti.

Küresel ekonomide devam eden belirsizlik ve risklere rağmen 2013-2015 Orta Vadeli Program döneminde, büyüme sürecinin devam ettirilmesi ve aynı süreçte cari açıkta kaydedilen azalma eğiliminin korunmasının hedef alındığını anlatan Yılmaz, 2013 yılında ekonominin yüzde 4 oranında büyümesinin hedeflendiğini, bu büyüme hedefiyle uyumlu olarak işsizlik oranının yüzde 8,9 olmasının öngörüldüğünü kaydetti.

2013 yıl sonu enflasyon tahmininin yüzde 5,3 olarak belirlendiğini hatırlatan Yılmaz, 2013 yılında kamu kesimi borçlanma gereğinin GSYH'ya oranının yüzde 1,5 düzeyine çekilmesi öngörüldüğünü, merkezi yönetim bütçe açığının, GSYH'ya oran olarak gelecek yıl yüzde 2,2'ye gerilemesinin hedeflendiğini söyledi.

Faiz dışı fazlanın 2013 yılında yüzde 0,8 seviyesinde gerçekleşeceğinin öngörüldüğünü belirten Yılmaz, ''AB tanımlı genel yönetim nominal borç stokunun ise bir önceki yıla göre 1,5 puan azalarak yüzde 35 düzeyine gerilemesi beklenmektedir. İhracatın yüzde 5,7 oranında artarak 158 milyar Dolara ulaşması beklenmektedir. Cari işlemler açığının yaklaşık 61 milyar dolar seviyesinde gerçekleşeceği, GSYH'ya oranının ise yüzde 7,1 olacağı tahmin edilmektedir'' dedi.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, 2012 yılında 319 milyar lira olarak gerçekleşeceği tahmin edilen toplam sabit sermaye yatırımlarının 2013 yılında 358,2 milyar liraya, GSYH'ya oran olarak da yüzde 22,8'e ulaşmasının beklendiğini dile getirerek, ''Bunun yüzde 80,9'unun özel kesim tarafından gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. 2013 yılında sabit sermaye yatırımlarındaki reel artışın kamuda yüzde 5,4, özel sektörde yüzde 7,1 toplamda ise yüzde 6,8 olacağı tahmin edilmektedir'' diye konuştu.

Bu yıl 61,8 milyar lira olarak gerçekleşmesi beklenen toplam kamu yatırımlarının GSYH'ya oranın ise yüzde 4,3 olarak gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini bildiren Yılmaz, ''2012 yılı gerçekleşmesine göre sabit fiyatlarla yüzde 5,4 oranında artarak 2013 yılında 68,3 milyar liraya ulaşacak olan toplam kamu yatırımlarının (yatırım işçiliği hariç 63,8 milyar lira) GSYH'ya oranının yüzde 4,3 oranında olacak'' dedi.

2013 yılında, sektörel olarak eğitim, sağlık, teknolojik araştırma, ulaştırma, içme suyu, adalet hizmetleri ile bilgi ve iletişim teknolojilerine yönelik altyapı yatırımlarına öncelik verildiğini kaydeden Yılmaz, ''Proje bazında ise yıl içinde tamamlanacak projelere; GAP, DAP, KOP ve DOKAP kapsamındaki işlere; bölünmüş yol, hızlı tren, metro, havaalanı ve terminal binaları, büyük ölçekli deniz limanı gibi ulaştırma projelerine; içme suyu projelerine, şehir hastaneleri, okul yapımları, yeni kurulan üniversitelerin altyapı ve fiziki mekan ihtiyaçlarına, afetlerle ilgili projelere ödenek tahsisinde öncelik verilmektedir'' diye konuştu.

GAP Eylem Planı ile öncelikle GAP Bölgesi yatırımlarının merkezi bütçe içindeki payının yüzde 7'den yüzde 14'e yükseldiğini belirten Yılmaz, 2007 yılında yüzde 62,2 olan GAP'ın genel nakdi gerçekleşmesi dört yılda yüzde 86'ya ulaştığını söyledi.

Bölgesel kalkınma alanında geliştirilen programlarla da bölgesel gelişmenin sağlanması konusunda doğrudan müdahalelerin devam ettiğini ifade eden Yılmaz, bu kapsamda KÖYDES, SUKAP, SODES ve Cazibe Merkezleri Destekleme Programları'nı uyguladıklarını anlattı.

Bakanlığın 2013 yılı bütçesindeki yeniliklerden birisinin de Sosyal Etkileşim Programı (SEP) olduğunu, bu programın amacının, bölgeler arasındaki sosyal etkileşimi artırmak olduğunu kaydeden Yılmaz, Cazibe Merkezleri Destekleme Programı'nın 2012 yılı uygulaması için 80 milyon lira ödenek tahsis edildiğini, 2013 yılı için ise 84 milyon lira ödenek öngörüldüğünü söyledi.

2006-2011 döneminde kurulan 50 yeni devlet üniversitesine toplam 3,3 milyar lira yatırım ödeneği tahsis edildiğini bildiren Yılmaz, 2013 yılında ise bu rakamın 1,2 milyar liraya yükseltildiğini bildirdi.

Toplam Ar-Ge harcamalarının GSYH'ya oranı 2002 yılında yüzde 0,53 iken 2011 yılında yüzde 0,86 olduğunu belirten Yılmaz, ''Kamu Yatırım Programıyla Ar-Ge'ye ayrılan kamu kaynakları ise, 2002 yılında 114,3 milyon lira iken, 2012 yılında 1,77 milyar liraya yükseltildi. 2013 yılında bu rakamın yaklaşık 1,83 milyar lira olması programlandı'' dedi.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TUİK), kamu için olduğu kadar özel sektör ve STK'lar için de stratejik bir kaynak olduğunu ifade eden Yılmaz, sağlıklı istatistiklerin, demokratik bir ortamda halkın hesap sorma hakkını kullanması açısından da vazgeçilmez önemde olduğunu vurguladı.

2013 yılında TÜİK İnternet sayfasının yenileneceğini kaydeden Yılmaz, TÜİK'in çalışmaları hakkında bilgi verdi.

TÜİK tarafından yürütülen işgücü piyasasına yönelik, istihdam edilenler ve işsizlere ilişkin istatistiklerin temel veri kaynağını oluşturan Hanehalkı İşgücü Araştırması'nın, 2000 yılından beri her ayın ilk haftası referans dönemi alınarak uygulandığını belirten Yılmaz, şöyle konuştu:

''Eurostat'ın bu konudaki tavsiyeleri doğrultusunda 2014 yılından itibaren sürekli ankete geçilecek ve yılın 52 haftasında söz konusu anket uygulanacak. Böylece daha hassas bir ölçüm ve AB ülkeleri ile tam uyum sağlanmış olacak. Ayrıca, işsizlerin iş arama kriterinde kullanılan üç aylık iş arama süresi, yine Eurostat'ın bu konudaki tavsiyeleri dikkate alınarak dört haftaya çekilecek. Bu kapsamda, yeni uygulamanın geçmiş seri ile karşılaştırılabilirliğini sağlamak amacıyla, 2013 yılı boyunca mevcut Hanehalkı İşgücü Anketi ile sürekli anketin pilot uygulaması eş zamanlı yapılacak. İşgücü göstergeleri, sürekli anket uygulaması, son kriterler dikkate alınarak 15 Nisan 2014 tarihinde açıklanmaya başlanacak ve zaman serileri geriye dönük revize edilecek.''

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Kalkınma Bakanlığı'nın 2013 yılı bütçesi üzerinde görüşmeler sürüyor.

AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Abdulkerim Gök, kalkınma ajanslarının şu anda adeta ''yerinde patinaj yaptığını'' ifade etti. Gök, söz konusu ajansların, kendi aralarında, bölgelerinde ne yaptıklarına ilişkin paylaşımlarda bulunması gerektiğine işaret etti.

Bölgeler arası dengesizliğe değinen ve bu konuda maliye politikasının büyük önem arz ettiğini belirten Gök, Türkiye'de 11 ilin vergi gelirinin, 70 ilin temel kamu harcamalarını karşılayacak düzeyde olduğunu söyledi.

CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, Türkiye'nin dünya kalkınma liginde, istenilen yerden çok uzakta bulunduğunu, özellikle son 10 yılda bazı alanlarda ciddi geriye gidişler olduğunu ifade etti. Kalkınmada ana unsurun yatırımlar olduğunu, bu yatırımların da tasarruflarla finanse edildiğini anlatan Ayaydın, ''AKP iktidarında yurt içi tasarruflar dip yapmıştır'' dedi.

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, kurumların bir taraftan özerkleştirildiğini ancak DPT'nin genelleştirilip Bakanlık yapıldığını söyledi.

Gelir dağılımına değinen Günal, ''Rakamlara bakarak gelir dağılımını anlatıyorsunuz ama bütçe hedefleriniz gerçekçi olmaz ise ortada gelir açığı oluyor. Bu da açıkların kapatılması için vergi adaletsizliğine yol açıyor. Dar gelirli vatandaşın bütçesinde önemli pay olan kalemlerde bir anda zam yapılıyor'' diye konuştu.

Kalkınma ajansları ile ilgili eleştiriye katıldığını belirten Günal, ''(Biz ajansları kurduk, genel sekreterlerini atadık, bizim işimiz bitti) diye bakamayız. Onların koordinasyonunu takip etmeliyiz'' dedi.

BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt, Diyarbakır'ın, yıllarca az gelişmişlikten kurtulamadığını, kalkınma sıralamasında bir basamak bile üste çıkmadığını, ancak gerilemenin devam ettiğini söyledi.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde finansal ve banka kredilerine erişmekte ciddi sıkıntılar yaşandığını belirten Kurt, ''Bunun nedeni 30 yıldır yaşanan şiddet ortamı. Bankalarda da ön yargı söz konusu. Buradaki kentleri riskli kent olarak değerlendiriyor. Bankalar kredi verirken bu risk faktörünü göz önünde bulunduruyor. Türkiye'nin batı yakasında istenen teminatın neredeyse 3 katı teminat istiyor. Bu nedenle yerel yatırımcı yatırıma yönelemiyor'' diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, Türkiye'nin krizde hızlı toparlandığını ama çok sert düştüğünü, bunun da yapısal sorunlara işaret ettiğini söyledi.

Hükümet'in enflasyon hedefinin tutmayacağını geçen dönem söylediklerini ve haklı çıktıklarını belirten Sarı, önümüzdeki dönem için enflasyon hedefinin tutmayacağını şimdiden söyleyebileceğini ifade etti. Türkiye ekonomisinin önümüzdeki dönem, potansiyelinin altında büyüyeceğini belirten Sarı, bütçenin, büyüme dostu olarak dizayn edilmesi gerektiğini belirtti.

MHP Manisa Milletvekili Sümer Oral, Türkiye'nin yılda ortalama yüzde 7 civarında ekonomik büyüme hedefi olması gerektiğini kaydederek, ''Bu hedef tesadüfen ortaya konulmadı. Türkiye'nin ihtiyacı olan bir orandır. İşsizlik hala Türkiye'nin bir numaralı sorunudur. Yüzde 7 büyüme olmaz ise ülkemizde sosyal bir takım sıkıntılar başlayabilir'' dedi.

Sümer Oral, Türkiye'nin 2023 hedefinin, AK Parti'den önce dile getirilen bir hedef olduğunu söyledi. AK Parti'nin bu hedefe sahip çıkmasını anlayamadığını belirten Oral, ''11 Aralık 2000 tarihinde, o günün Hükümeti tarafından Meclis'e sunulan bütçede, biz 2023 hedefi ile ilgili sunumumuzu yapmıştık. O zaman AK Parti diye bir parti de yoktu'' dedi.

AK Parti Manisa Milletvekili Recai Berber ise partisinin bu hedefi sahiplenmesinin nedeninin, hedefle ilgili artık somut rakamlar ortaya koymasından kaynaklandığını dile getirdi. Berber, ''Bunun için 'Biz başlattık' dedik. Bunu normal görmek lazım'' diye konuştu.

Yatırım ajanslarına değinen Berber, bu ajansların altyapısının iyi bir şekilde kurulduğunu, ama bazı eksiklerin de olduğunu söyledi. Berber, bu eksiklerin giderilmesi için ve ajansların daha verimli hale getirilmesi için bölgesel koordinasyona ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Bütçe üzerinde görüşmeler devam ediyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber