Eşin başörtüsü 657'de var mı?

Haber Giriş : 17 Mart 2006 07:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Erdem Başçı'nın Merkez Bankası Başkanlığı'na Sezer'in sıcak bakmadığı iddialarına Erdoğan'dan cevap:

Eşi başörtülü olanların, bu makamlara hakkı yok mu?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün İstanbul'da ?Birinci Ortadoğu Yaşlanma Kongresi?nin açılışına katıldı Grand Cevahir Otel'de düzenlenen kongrede yaptığı konuşmanın ardından ayaküstü sohbet etme imkânı bulduğumuz Erdoğan'a gündemdeki konuları sorduk.

İşte otelden ayrılırken yaptığımız ?ayaküstü röportaj?da Başbakan'ın söyledikleri...

- Sayın Başbakan gündemin en sıcak konusu şüphesiz Merkez Bankası'na yeni başkan atanması konusu. Erdem Başçı'nın eşinin başörtülü olması meselesi tartışılıyor. Bu konu da yine bir başörtüsü krizine mi dönüşecek?

Şimdi bakın... Hem ?Başörtüsünü sürekli olarak siyasi iktidar gündeme getiriyor' diyorlar, sonra bu ifadeyi kullandığımda da yine hemen, ?Bak yine medyaya çattı' diyorlar. Ben gazetelere baktım bu (dün) sabah ve gördüm ki yine medyanın gündeminde bu var.

- Peki öyle değil mi? Konunun başörtüsü mevzuuyla bir bağlantısı, ilgisi yok mu yani?

Şimdi bir defa Sayın Cumhurbaşkanı'na hangi ismin arz edildiğini medya bilmiyor.

- Erdem Başçı değil mi?

Bakın bu bilinmiyor. O veya başkası. Bu önemli değil. Fakat bu ülkede eşi başörtülü olanlar bu makamlara gelemez mi? Gelemez mi?.. Yani buna mani bir hal midir bu? 657'nin içerisinde bu da mı var? Veya bu ülkede eşi başörtülü olanların yaşam hakkı, bu makamlara gelme hakkı yok mu? Bu ayırımcılık değil mi? Bakın şunu çok açık söylüyorum. Bundan dolayı (eşinin başörtüsünden); ehliyeti, liyakati, kabiliyeti olanlara bu yolları kapatanları tarih affetmez. Affetmeyecektir. Çünkü bu tamamen, geçmişte nasıl bir ?siyah-beyaz ayırımcılığı? yapılmışsa, bu da maalesef bizim ülkemizde ?başörtülü -başı açık ayırımcılığı? yapmanın daniskasıdır ve bu çağdışıdır. Bunu kabul etmek mümkün değil.

HEPSİ KENDİ ALANINDA PIRLANTA

- Bu bir kriter olamaz diyorsunuz yani...

Biz burada ehliyete bakarız, liyakate bakarız, kabiliyete bakarız; dürüst müdür, güvenilir midir, emin midir, buna bakarız. Bundan önceki Merkez Bankası başkanımız sürecini doldurdu. Biz göreve geldik, Sayın Serdengeçti ile çalışma dönemini geçirdik. Şimdi bu dönemden sonra tabii ki bir değişim gerekiyor. Bu değişimin kararını verdik ve farklı bir ismi şu anda iki de boşalan başkan yardımcılıklarına uygun gördüğümüz isimlerle birlikte teklif ettik. Bizim bu teklif ettiğimiz isim ve diğer iki yardımcı olarak önerdiğimiz arkadaşlarımızın her biri de pırlanta, her biri de kaliteli, alanlarında kendilerini ispat etmiş, dünyayı gayet iyi tanıyan, gayet iyi yetişmiş, dinamik, dürüst arkadaşlar. Böyle inandık ve güvendik. Aramızda müzakeremizi, istişaremizi yaptık, araştırmalarımızı yaptık, güvenlik soruşturması sürecinden de geçti ve ondan sonra da Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettik. Bir hükümet, bunun, bu kararın yarın halka hesabını verecekse, şüphesiz ki, bu kadar önemli bir makama da, bu hesabı verebilecek, orayı taşıyacak insanları getirmek durumundadır. Bunu başaramazsanız, yarın bunun hesabını millete vereceksiniz, kolay değil... Buraların halini gördük; nasıl aldık, nerelere geldik hepsi ortada. Onun için de şimdi orayı yürütecek olan arkadaşlarımızın da, şüphesiz ki, o vasıfta, o nitelikte, dünyayı çok iyi bilen, çok iyi tanıyan arkadaşlar olması lazım. Ama daha isimler açıklanmadan bakıyorum ki bazı gazetelerde, yok işte ?Üçünün de eşinin başı örtülü', yok ?şöyle', yok ?bunlar böyle', yok işte ?Ali Babacan'ın okul arkadaşı...' Olabilir. Okul arkadaşı olması, öyle bir yere gelmesine mani mi?.. Benim şimdi bir okul arkadaşım varsa, ben onu herhangi bir yere göreve getiremeyecek miyim? Buna mani bir hal mi var? Yani başkaları bunu yaptığı zaman oluyor, farklı siyasi anlayışlarda bu oluyor ama bizde böyle bir şey olduğu zaman ?Hayır olamaz' diyorlar.

ALTERNATİF İSİM VERİLMEDİ

- Tartışma ve söylentiler Köşk'ten henüz onay ya da herhangi bir açıklama gelmemiş olmasından mı kaynaklanıyor?

Daha dün (önceki gün) verildi... Sayın bakanımız kendilerine, üç isimle ilgili geniş teferruatlı bilgileri sundu.

- Ali Babacan alternatifli bir listeyle çıkmadı mı Köşk'e? Yani bu isim olmazsa, şu olabilir gibi, yedek isimlerle gidilmedi mi Cumhurbaşkanı'na?

Hayır asla öyle bir şey yok.

- Öyle olduğu yönünde haberler var...

Hayır. Bir defa Bakanlar Kurulu bir isim kararlaştırdı. Bakın, iki de yardımcı ismi sunuldu. Ama yardımcıların kararını Bakanlar Kurulu almaz. O da yanlış yazıldı, onu da bilmiyorlar. Sadece başkanın kararını Bakanlar Kurulu alır. Diğer ikisinin, yani yardımcıların isimleri, bakan ve başbakanın Sayın Cumhurbaşkanı'na teklifiyledir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın onaylaması halinde başkan yardımcısı olarak göreve başlarlar.

Nevruz bayramdır saptırılmasına izin vermeyiz

- Efendim, Nevruz yaklaşıyor. İstihbarat raporları, PKK'nın Nevruz'da provokatif eylemler yapma ihtimalinden bahsediyor. Son durum ve sizin konuya bakışınız nedir?

Konuyla ilgili olarak bildiğiniz gibi dün (önceki gün) Terörle Mücadele Yüksek Kurulumuz Abdullah Bey'in başkanlığında toplandı. Tabii orada bir dizi tedbirler konuşuldu ve alındı. Bizim aslında bahar şenlikleri olarak kabul ettiğimiz, bizim tarihimizden gelen, kültürümüz içerisinde çok önemli yeri olan Nevruz şenliklerini, maalesef bu tür bir ideolojik etkinlikler dizisine çevirmek hoş değil. Bütün vatandaşlarımız, milletimiz, aslında Nevruz'u bahara girişin güzellikleri olarak, barışın simgesi olarak görüyor. Hatta hatta Türklerin tarihine baktığımızda da, o tarihin içerisinden gelen bir değer Nevruz. Bu bayramı bu şekilde kutlamak, şenlendirmek gerekirken, bunu korkuya, bir ürküntüye çevirmek hoş bir şey değil. Dolayısıyla güvenlik güçlerimiz bu noktada alınması gereken bütün tedbirleri alacaktır. Biz böyle bir şeye tabii fırsat veremeyiz. Biz diyoruz ki, bunları ideolojik etkinliklere çevirmek isteyenlere milletimiz de prim vermesin.

ART NİYETE TAVİZ YOK

- Demokratik Toplum Hareketi'nin Nevruz etkinlikleri var biliyorsunuz. Barzani ve Talabani'yi de Türkiye'ye çağırdıklarını açıkladılar. Sizce DTH'nin Nevruz'a yaklaşımı nasıl değerlendirilmeli?

Tabii bir siyasi parti olarak bu tür etkinlikler yapabilir. Ama bir siyasi parti olarak bu tür etkinlikleri yaparken; o kabullenilemeyecek, fiili eyleme dönüşecek bir duruma neden olurlarsa, bu tabii bir defa onlar için isabetli bir adım olmaz.

Demokratik süreç içerisinde, özgürlükler kapsamı içerisinde, şüphesiz ki bütün siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin düşündüklerine, bu tür güzel günleri, o güzelliğe uygun olarak kutlamalarına kimse bir şey demez. Tam aksine hükümetimiz, güvenlik güçlerimiz onlara, bu etkinliklerini sağlıklı bir şekilde yapma zeminini hazırlar. Ama eğer farklı, art niyetli yollara gitmeyi düşünürlerse, buna da taviz vermeyiz.

Yaşlı hissetmiyorum ama saçım dökülüyor

- Meclis'te Vücut Analiz Cihazı'na çıktınız ve 52 yaşınızda olmanıza rağmen cihaz, biyolojik yaşınızın 57 olduğu sonucunu verdi. Makine doğru mu söylüyor sizce de?

Cihaz gerek kaslar, gerek yağlanma noktasındaki verilere, endekslere bakarak, ?hangi yaş grubunda değerler ne olmalı' şeklinde bir hesaplama yapıyor. Buna göre de o yaşta (57) olması gereken ölçütlere bu yaşta (52) gelmişiz. Onun için biraz sporu arttırmam gerekiyor.

- Peki siz kaç yaşında gibi hissediyorsunuz?

Öyle hissediyorum ki, benim yaş grubumun altındakilerden daha fazla performans ortaya koyuyorum. Bunun gerek harcadığım mesai, gerekse trafiğimle de ortada olduğunu düşünüyorum. Öyle hissediyorum ki, benim yaş grubumun altındakilerden daha fazla performans ortaya koyuyorum. Fakat oradaki çıkan neticeleri de tabii ki ihmal etmemem gerekiyor. Ben de şimdi antrenmanlarımı biraz daha yoğunlaştırdım, tempoyu bu noktada arttırdım. Zaten spor yapıyorum ama şimdi dozu biraz daha yükselttim.

MESAİNİN GETİRİSİ DE GÖTÜRÜSÜ DE VAR

- Abdullah Gül'e de bir keresinde, saçlarının hızla ağardığını söyleyip nedenini sormuştuk. Kendisi de ?Saçlarımdaki beyazlar bana başbakanlık koltuğunda oturduğum günlerin hediyesi? demişti. Siz de başbakan olduğunuz günden itibaren daha hızlı yaşlandığınızı düşünüyor musunuz?

Bunun tabii (Başbakanlık mesaisinin) getirisi de var, götürüsü de... Yani sizi dinamik de tutuyor bu tempo aslında. Getirisi bu. Fakat mesela benim de saçlarımda ciddi dökülmeler oldu.

- Temponuz ve görevinizin getirdiği stres saçlarınızın dökülmesine neden oldu yani...

Stres var tabii. Aslında benim babamın da saçları dökülmüştü. Büyük ağabeyim öyle. Küçük ağabeyim, rahmetli oldu, Onun da öyleydi. Çocuklarımın ikisinde de maalesef, üstelik daha bu yaşta ciddi manada saç dökülmesi var.

bugün

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber