Karantinadakilere 'WhatsApp grubu kurun' önerisi

Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Özcan Uzun: Karantina kendini korumanın yanında topluma hizmet sunma tarzında bir fedakarlık ve milli görevdir. Özellikle karantinadaki kişiler için sosyal medyada bir profesyonel destek grubu kurun. 'Karantinadayız ama hep birlikteyiz, beraberiz.' mesajını yayın.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 04 Nisan 2020 11:17, Son Güncelleme : 04 Nisan 2020 11:19
Karantinadakilere 'WhatsApp grubu kurun' önerisi

- Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Öğretim Üyesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Özcan Uzun, karantinanın insanın kendisini korumasının yanında topluma hizmet sunmak için fedakarlık ve milli görev olduğunu belirterek, "Özellikle karantinadaki kişiler için sosyal medyada bir profesyonel destek grubu kurun. 'Karantinadayız ama hep birlikteyiz, beraberiz.' mesajını yayın. Aynı şeyleri yaşayan diğer insanlarla konuşmak güçlenme duygusu sağlayabilir." dedi.

Prof. Dr. Uzun, AA muhabirine, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ne zaman biteceğinin veya hayatın ne zaman normale dönüleceğinin bilinmediğini, hastalıktan ziyade insanlardaki belirsizliğe tahammülsüzlüğün kaygıyı tetiklediğini anlattı.

Bilgiler gerçeklere dayanıyorsa güven verici olabileceğine işaret eden Özcan, çelişkili ve abartılı mesajların kontrol merkezinin dağılmasına ve kontrol duygusunun zayıflamasına neden olduğunun altını çizdi.

Özcan, bilgi eksikliği ya da aşırı-abartılı bilgi yüklemenin, belirsizliği tetikleyebileceğine ve belirsizliğin de uygunsuz tepkilerle sonuçlanabileceğine dikkati çekti.

Özellikle sosyal medyanın kullanımına bakıldığında, insanların salgın hakkında çelişkili, abartılı, yanlış birçok bilgiye maruz kaldığının görüldüğünü, konu hakkında paylaşılan görseller ve yazılan yazıların yüksek düzeyde korku ve endişe figürleri taşıdığını ve rahatsızlıkların artmasına sebep olduğunu belirten Özcan, öte yandan spekülasyonlarla koronavirüse bazı ilaçların iyi geldiğine dair paylaşımların bilinçsiz kullanıma yol açtığını ve sonuçlarının ölümcül olabildiğini vurguladı.

- Haber bombardımanı uygunsuz tepkilere yol açıyor

Kontrol duygusunu kaybeden insanların uygunsuz tepkiler gösterdiklerini aktaran Özcan, şöyle konuştu:

"Uygunsuz tepkiler, 'hafife alma (unrealistic optimism)' veya 'abartma' tarzında olabilir. Hafife alma tepkisi, risklerin yetkililer tarafından abartıldığı veya salgının 'kader' olarak kabul edilmesi gerektiği şeklinde ortaya çıkabiliyor. Bu tepkiler, kişilerin otoritelerin koruyucu tedbir önerilerini takip etmemelerine sebep olabilir. Korku, tehdide normal, gerekli evrimsel bir cevaptır. Sonuçta canlıları güvende tutmak için tasarlanmış sistemin bir parçasıdır. Ama bu sistem bazen uygunsuz-aşırı (abartma) tepkilere yol açabiliyor. Bunun sonucunda gıda, temizlik malzemesi istifleme, abartılı dezenfektan kullanma, bulaşma korkusu ile tam bir toplumsal izolasyon görülebiliyor. Bu durum kendi içerisinde çelişkilidir; bir yandan güvende olma duygusu sağlarken, diğer yandan hem bireyde hem de toplumda felaket algısının artmasına, panik hissine sebep oluyor. Aşırı tedbirler ruhsal ve fiziksel sağlıksız sonuçlara yol açabiliyor; abartmadan uzmanların tanımladığı korunma yönergelerine uymak yeterli olacaktır."

Prof. Dr. Özcan, doğru, yeterli, tutarlı ve açık bilgilendirmenin uygunsuz tepkileri önleyebileceğini, bu amaçla sadece yetkililerin ve konunun uzmanlarının belli aralıklarla ortak yayın şeklinde bilgi paylaşımlarının yararlı olabileceğini belirtti.

- "Karantinaya uymak sosyal sorumluluktur"

Yurt dışından gelen vatandaşların karantinaya alınmasına değinen Özcan, bazı insanların karantina önlemine uymadığı, görevlileri yanılttığı, hatta kaçtığının görüldüğünü, oysa karantina tedbirlerine iyi uyan Çin, Güney Kore, Almanya gibi ülkelerde salgının şiddetinde azalma olduğunun bildirildiğini aktardı.

Karantinada zaman geçirmenin ciddi ruhsal etkilere yol açabildiğine işaret eden Özcan, şu değerlendirmede bulundu:

"Karantina, insanlara durum üzerinde hiçbir kontrolleri olmadığını hissettirir. Karantinaya alınan insanlarda anksiyete, depresyon, öfke, sinirlilik, damgalanma korkusu, madde-alkol kullanımında artış ve travma sonrası stres bozukluğu dahil olmak üzere psikiyatrik tablolar gelişebiliyor. Evlerde veya hastanede sosyal olarak tecrit edilmiş olmak paradoksal olarak insanları birbirine yakınlaştırabilir. Zira karantina kendini korumanın yanında topluma hizmet sunma tarzında bir fedakarlık ve milli görevdir."

- "Mümkün olduğunca aktif olun"

Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Özcan, karantinada olanlara şu tavsiyelerde bulundu:

"Topluma hizmet sunduğunuzu unutmayın. Başkalarının hastalanma olasılığını azaltmaya yardımcı oluyorsunuz. Fedakar eyleminiz yoluyla sosyal sorumluluk gösteriyorsunuz. Mümkün olduğunca aktif olun. Etkinlikler oluşturun; fiziksel egzersiz, gevşeme egzersizleri, kişisel hijyen, düzenli zamanlarda yemek gibi. Bu, belirsizliğe karşı öngörülebilirlik kazandırır, istikrar ve güvenlik sağlar. Sosyal temas önemli bir faaliyettir. Sosyal medya sohbet etmenizi ve başkalarını görmenizi sağlar. Bu sosyal temas, karantina sırasında özellikle önem kazanıyor. Endişe verici düşüncelerin kontrolünü elinize alın. Oyalanma kargaşayı azaltır. Filmler veya diziler izleyin, bulmacalar çözün. Endişenizi de erteleyebilirsiniz. Endişelenebileceğiniz belirli bir süre (10-20 dakika) yer açın. Bu zamanın dışında endişeler ortaya çıktığında, kendinize şöyle diyebilirsiniz; 'Bu endişe zamanımda düşünülecek bir şey, şimdi değil.' Bu yeterince sık tekrarlanırsa, bu düşünce süreci otomatik hale gelir. Gelişmelerden haberiniz olsun. Güvenilir bir kaynaktan günde birkaç kez güncelleme yeterlidir. Mümkünse, özellikle karantinadaki kişiler için sosyal medyada bir profesyonel destek grubu kurun. 'Karantinadayız ama hep birlikteyiz, beraberiz.' mesajını yayın. Aynı şeyleri yaşayan diğer insanlarla konuşmak güçlenme duygusu sağlayabilir."

- Salgın korkusu ve kaygısını 5 adımda yönetin

Prof. Dr. Özcan, koronavirüs salgının yarattığı korkuyu ve kaygıyı yönetebilmek için ise şu önerileri sıraladı:

- Gerçekleri öğrenin. Abartmayın ama salgının ciddiyetini inkar da etmeyin. Gerçeklerin genellikle bulanık veya abartılı aktarıldığı sansasyonel haberleri dikkate almayın. Resmi yetkililerin aldığı önlemler, verdiği bilgiler yeterli ve açıktır. Bu önerilere uymak, uygulamak sizi koruyacaktır. Konunun uzmanları dışındaki kimselerin düşüncelerini önemsemeyin.

- Küresel değil, yerel düşünün. Ülkemizde neler olduğuna, kendinizi ve komşularınızı sağlıklı ve güvenli tutmak için neler yapabileceğinize odaklanın. Bir topluluk duygusu travmatik durumlardan geçmek için çok önemlidir, çocuklarda ve yetişkinlerde esneklik sağlar.

- Rahatsız edici medya kapsamını izlemek veya dinlemek için harcadığınız zamanı azaltarak endişelerinizi sınırlayın. Hayatınızda olumlu olan ve üzerinde kontrol sahibi olduğunuz şeylere odaklanmayı unutmayın.

- Sağlıklı kalın. Ellerinizi sabun veya el dezenfektanı ile sık sık yıkayın. Kesinlikle hapşırdıktan sonra yüzünüze veya bir kişiye dokunmadan önce yıkamak gibi hijyenik alışkanlıkları benimseyin. Gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmaktan kaçının. Hasta olanlarla temastan kaçının ve mutlaka evde kalın. Kalabalık yerlerden uzak durun.

- İyi beslenin ve en az sekiz saat gece uykusu uyuyun. Sonuç olarak; dikkatli ve ihtiyati tedbirler esastır. Ancak endişe ve panik hali bu deneyimin bir parçası olmak zorunda değildir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber