İDDK, 'yüz kızartıcı ve utanç verici harekette bulunan memurun" niye atıldığına açıklık getirdi

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Diyanet İşleri veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işleme karşı açılan davayı karara bağladı. İDDK bu fiili yapanların neden atıldığına açıklık getirdi.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 31 Ekim 2025 00:10, Son Güncelleme : 27 Ekim 2025 09:39
İDDK, 'yüz kızartıcı ve utanç verici harekette bulunan memurun

İlk derece mahkemesi işlemi iptal etmiş ama bölge idare mahkemesi kararı bozmuştur. Danıştay 12. Dairesi ise istinaf kararını bozmuş ama istinaf kararında ısrar etmiştir.

İDDK ise yüz kızartıcı suç kavramına açıklık getirdi

Yüz kızartıcı suçların neler olduğu, yasaları uygulamakla görevli yargı organlarınca belirlenecektir. Bu değerlendirme yapılırken de verilen disiplin cezasının sebebi, niteliği ve kapsamı göz önüne alınacaktır.

657 sayılı Kanun'un 125/E-g maddesinde, Devlet memurluğundan çıkarma cezası için gereken

eylemin mutlaka ceza hukuku anlamında yüz kızartıcı suç olması gerekmemektedir. Devlet memurluğundan çıkarma için aranan ölçüt; memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı hareketlerde bulunmaktır. Bu bentte belirtilen yüz kızartıcı hareketler kavramı, 657 sayılı Kanun'un 48. maddesinde belirtilen yüz kızartıcı suçlardan daha geniş kapsamlı olduğu gibi yüz kızartıcı hareketlerin sınırı ise memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede olmasıdır.

Bu cezanın amacı kamu hizmetlerinin saygın memur eliyle yürütülmesinin sağlanmasıdır

Ayrıca 657 sayılı Kanun'un 125/E maddesinin (g) alt bendi; kamu görevinin inanılır, güvenilir, itibarlı ajanlar eliyle yürütülmesini amaçlamıştır. Memur sıfatı taşıyan ve kamu hizmetinin personel unsurunu oluşturan kişilere toplumun güven duyması, bireylerin idareye olan güven ve inancını sağlayacak, kamu hizmetinin gerekli saygınlığı yitirmiş personel eliyle yürütülmesi ise bireylerin idareye olan güven duygularının sarsılmasına neden olabilecektir.

Fiili yıllık izinde iken gerçekleştirildiği için atılması hukuka aykırı buldu

Bakılan davada, Diyanet İşleri Başkanlığında genel idari hizmetler sınıfında veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan davacının yıllık izinde olduğu dönemde gerçekleştirdiği disiplin cezasına konu fiilin, 657 sayılı Kanun'un 125/E-g maddesi uyarınca "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareket" olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.

T.C.

D A N I Ş T A Y

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No: 2024/1645

Karar No: 2025/796

İSTEMİN KONUSU:

... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Diyanet İşleri Başkanlığı, ... Daire Başkanlığında veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararı ile kararın onayına ilişkin ... tarih ve E... sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; bakılan davada, ... Genel Merkezinin giriş katındaki lokantada müdür olarak görev yapan T.S. isimli kişinin, ... Din Hizmetleri Müşavirliği ve Ataşeliği'ndeki usulsüzlükler hakkındaki iddialarının incelenmesine yönelik dilekçesi üzerine, Diyanet İşleri Başkanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı tarafından, olayın yerinde incelenmek üzere yurtdışına çıkış izni ve yolluk talebine ilişkin yazısı ile olur alındığı, alınan ek olur ile davacının da dahil edildiği soruşturma sonucunda hazırlanan 17/06/2019 tarihli soruşturma raporunda; davacının ifadesinin alındığı, davacının hakkındaki iddiaları reddettiği, davacıyı ağırlamak üzere Viyana'ya davet eden Sabık Müşavir vekili ...'nin alınan ifadesinde; davacıyı geneleve göndermediği, bu amaçla Viyana'ya davet etmediği, ses kayıtlarında geçen "ful bir bakım yaptır" sözünde kastedilenin genelev olmadığı ve içki içmedikleri yönünde beyanda bulunduğu, dinlenen diğer tanık ifadelerinde de bu yönde bir tespite yer verilmediği, davacının geneleve gittiği yönündeki tek ifadenin T.A'ya ait olduğu, davacıya isnat olunan geneleve gittiği ve lojmanda içki içtiği iddialarının alınan tüm ifadeler ile ortaya konulmadığı belirtilerek, bu durumda, davacıya isnat olunan fiilin açıkça, hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya konulamadığı, dinlenen tanık ifadelerinde de bu hususta yeterli delile ulaşılamadığı, tek bir kişinin beyanı ile isnat olunan fiilin sübuta erdiğinin kabulünün mümkün olmadığı açık olduğundan dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:

... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; soruşturma raporunda; tanık T.A.'nın "dinlettiğiniz ses kayıtlarındaki seslerden biri bana diğeri de ....'ye aittir. Ses kayıtlarında 'şu çocuğu götür, ona bir full bir bakım yaptır' diye bahsettiği kişi de Başkanlıktan misafir olarak getirdiği (davacı) Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü'nde çalışan ...'tur. Full bakımdan kastı da geneleve götürüp, cinsel ilişkiye girmesini sağlamaktır. V.H.'nin emri üzerine ...'u ...Viyana'da Triester Strasse'de bulunan 'FRESH' adlı geneleve götürdüm. .... bana bu iş için hatırladığım kadarıyla 300 Euro vermişti. Bende geneleve giriş için ve ...'un iki ayrı kadınla cinsel ilişkiye girmesi karşılığında 140 Euro ödedim. ... hayat kadınının yanına girdi ve ilişkiye girdi. V.H. dönüşte de nasıl geçtiğini sordu, ...'da 'iki ayrı kadınla ilişkiye girdiğini ve kadınları etkilediğini' anlattı" yönündeki ifadesi ve Whatsapp görüşmelerinde belirtilen 'full bakım yaptırılsın" ifadesi birlikte değerlendirildiğinde davacının ... tarafından geneleve yönledirilerek, T.A. ile birlikte gittiği ve orada hayat kadınlarıyla cinsel ilişkiye girdiğinin sabit olduğu, öte yandan, müşteki T.S. ifadesinde; ... ve ... ile birlikte ... bulunan bir bilardo salonuna gittiklerini, ...'un bardağında bira olduğunu anladığını, ....'nin bardağındaki renkli sıvının ilk etapta ne olduğunu anlamadığını ama içtikten sonra yüzünün rengi kızarınca alkol olduğunun anlaşıldığı, adı geçenin Mart-Nisan aylarında kendisini arayarak "Gel kahve içmeye gidelim, moralim çok bozuk" demesi üzerine T.A.'yı da alarak Shopping City'e gittikleri, ...'nin burada viski kola sipariş ettiği, tepki göstermesine rağmen yine de viski içtiği, Müşavir Vekilinin T.A.'ya viski aldırdığını, boş şişeleri anılan şahsa attırdığını, ... Viyana'dayken de lojmanda içmek için T.A.'ya viski aldırdıklarını ve lojmanda birlikte içtiklerine tanık olduklarını belirttiği hususu da göz önüne alındığında davacının bu eylemlerinin hangi ünvan ve görevde olursa olsun bir Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin gayri ahlaki davranışlar sergilemek suretiyle Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kamu hizmeti gerekleri açısından toplum nazarındaki saygınlığını yitirmesine yol açtığı açık olup, buna göre adı geçenin ifa ettiği görevle bağdaşmayan söz konusu bu eylemlerinin 657 sayılı Kanun'un 125/E-g maddesinde belirtilen "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" fiili kapsamında bulunduğu sonucuna varılarak istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararı kaldırılmış ve dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Onikinci Dairesinin 26/12/2023 tarih ve E:2021/5939, K:2023/7152 sayılı kararıyla; davacının, "memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" kapsamında kabul edilen fiilleri işlediğine ilişkin T.A.'nın ifadesi ve mesaj kayıtları dışında hukuken kabul edilebilir, somut, şüpheden uzak, yeterli delil ortaya konulamadığı gerekçesiyle ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti:

... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, ısrar kararının usule aykırı olduğu ve Danıştay bozma kararında belirtilen hususların karşılanmadığı, iptali istenen işlemin dayanak noktası olan maddi vakıaların soyut ve gerçek dışı olduğu, isnat edilen eylem ile yaptırım arasında adil bir denge olmadığı, çalışma hakkının ihlal edildiği, tanık beyanlarının açıkça çelişkili olduğu ve içerik itibarıyla müvekkile zarar verme saikiyle kurgulandıkları, lehe ifadelerin dikkate alınmadığı, adil yargılanma hakkının, özel hayata saygı hakkının, çalışma hakkının, memurluk teminatının ve Hukuk devleti ilkesinin ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, Devlet memurlarının toplum içerisinde kendilerine duyulan güveni ve saygınlığı olumsuz yönde etkileyecek her tür söylem ve davranıştan uzak durma mecburiyetinde olduğu, davacının eyleminin davacının Başkanlıklarınca yürütülen kamu hizmetindeki istihdam amacı doğrultusunda kendisinden beklenen özen ve dikkat yükümlülüğüyle de örtüşmeyecek niteliği nedeniyle mevzuat hükümleriyle uyumlu olduğu, davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'NIN DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin kabulü ile ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Diyanet İşleri Başkanlığı, ... Daire Başkanlığında veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan davacının, yıllık iznini kullanmak suretiyle yurt dışına çıktığı dönemde, geneleve gittiği ve lojmanda içki içtiğinden bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararı ile bu kararın onaylanmasına ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığının ... tarih ve E... sayılı işleminin tesis edilmesi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" fiili, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında belirtilmiştir. Aynı maddede ayrıca, bu maddede sayılan ve disiplin cezası verilmesini gerektiren fiil ve hallere nitelik ve ağırlıkları itibariyla benzer eylemlerde bulunanlara da aynı neviden disiplin cezaları verilebileceği düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Bakılan uyuşmazlıkta ısrar hususunun, davacı üzerine atılı fiillerin sübut bulup bulmadığına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, ... Genel Merkezinin giriş katındaki lokantada müdür olarak görev yapan T.S. isimli kişinin, ... Din Hizmetleri Müşavirliği ve Ataşeliğindeki usulsüzlükler hakkındaki iddialarını içeren dilekçesi üzerine Diyanet İşleri Başkanlığınca iddiaların incelenmesi amacıyla müfettiş görevlendirildiği, soruşturma sırasında Diyanet İşleri Başkanlığındaki görevinden izin alarak müşavir vekilinin daveti üzerine ... Din Hizmetleri Müşavirliğine giden davacının burada gayri ahlaki davranışlar sergilediğinin tespit edildiğinden bahisle ... tarih ve ... sayılı ek olur alınarak davacının da soruşturma kapsamına dahil edildiği, ... tarih ve ... sayılı soruşturma raporuyla getirilen teklif doğrultusunda, davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" fiilini işlediğinden bahisle, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.

... tarih ve ... sayılı soruşturma raporunda yer alan tanık T.A.'nın somut ve detaylı ifadesi, ifadeyle uyumlu sesli mesaj kayıtları, sesli mesajları doğrulayan ...'nin beyanı dikkate alındığında davacının, dönemin ... Din Hizmetleri Müşavirinin misafiri olarak gittiği Viyana'da para karşılığı cinsel ilişkiye girmek maksadıyla geneleve gittiği hususunun sübut bulduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Bununla birlikte, davacının sübut bulan eyleminin, 657 sayılı Kanun'un 125/E-(g) maddesi kapsamında "memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareket" olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunun tartışılması gerekmektedir. Zira, kamu görevlilerine disiplin cezası verilebilmesi için, disipline aykırı eylem ve işlemlerin sübut bulduğunun tespitinden sonra, sübut bulan eyleme uygun olan disiplin maddesinin uygulanması ve disiplin cezası ile eylemi arasında adil bir denge sağlanması gerekir.

657 sayılı Kanun'un 125/E-(g) maddesi hükmü ile ilgili olarak, 09/05/2014 tarih ve 28995 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 16/01/2014 tarih ve E:2013/110, K:2014/8 sayılı kararında; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(g) maddesinin, Anayasa'ya aykırı olmadığına hükmedilmiş olup, kararın gerekçesinde özetle; dava konusu kuralda belirsiz olduğu ileri sürülen "memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerin" tümünün önceden öngörülmesinin ve tespitinin olanaksız olduğu ve söz konusu hareketlerin tek tek ortaya konulmasının mümkün olmadığı, normun daha kesin ve açık bir düzenlemeye olanak tanımaması nedeniyle kullanıldığı anlaşıldığından, anılan kavramların kullanılmasında belirlilik ilkesine aykırılık bulunmadığı, fıkrada genel bir belirleme yapılmadığı, disiplin cezası gerektiren hareketlerin, memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak derecede yüz kızartıcı ve utanç verici olması gerektiği düzenlenerek çerçevesinin çizildiği, kaldı ki, itiraz konusu kural dayanak alınarak tesis edilen idari işlemlere karşı yargı yolu açık olup belirsiz olduğu ileri sürülen kavramlar ve bu kavramların belirttiği hareketler yargı kararları yoluyla da somutlaştırıldığından, itiraz konusu kuralın Anayasa'nın 2.,38. ve 128. maddelerine aykırı olmadığı vurgulanmıştır. Konuya ilişkin olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 02/07/1996 tarih ve E:1996/3-144, K:1996/171 sayılı kararında, "yüz kızartıcı suç"un, yasalarda tanımlanmadığı ve tek tek sayılmadığı, toplumun yapısına göre zaman zaman değişikliğe uğrayan bu suçların tek tek sayılmasının olanaksız olduğu, "...gibi yüz kızartıcı suçlar" denildiğinde maddede sayılmamış olan diğer yüz kızartıcı suçların neler olduğunun yasaları uygulamakla görevli yargı organlarınca saptanacağı belirtilmiştir.

Buna göre yukarıda aktarılan yüksek yargı organları kararlarında da belirtildiği üzere, yüz kızartıcı suçların neler olduğu, yasaları uygulamakla görevli yargı organlarınca belirlenecektir. Bu değerlendirme yapılırken de verilen disiplin cezasının sebebi, niteliği ve kapsamı göz önüne alınacaktır.

657 sayılı Kanun'un 125/E-g maddesinde, Devlet memurluğundan çıkarma cezası için gereken

eylemin mutlaka ceza hukuku anlamında yüz kızartıcı suç olması gerekmemektedir. Devlet memurluğundan çıkarma için aranan ölçüt; memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı hareketlerde bulunmaktır. Bu bentte belirtilen yüz kızartıcı hareketler kavramı, 657 sayılı Kanun'un 48. maddesinde belirtilen yüz kızartıcı suçlardan daha geniş kapsamlı olduğu gibi yüz kızartıcı hareketlerin sınırı ise memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede olmasıdır.

Ayrıca 657 sayılı Kanun'un 125/E maddesinin (g) alt bendi; kamu görevinin inanılır, güvenilir, itibarlı ajanlar eliyle yürütülmesini amaçlamıştır. Memur sıfatı taşıyan ve kamu hizmetinin personel unsurunu oluşturan kişilere toplumun güven duyması, bireylerin idareye olan güven ve inancını sağlayacak, kamu hizmetinin gerekli saygınlığı yitirmiş personel eliyle yürütülmesi ise bireylerin idareye olan güven duygularının sarsılmasına neden olabilecektir.

Bakılan davada, Diyanet İşleri Başkanlığı ... Daire Başkanlığında genel idari hizmetler sınıfında veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan davacının yıllık izinde olduğu dönemde gerçekleştirdiği disiplin cezasına konu fiilin, 657 sayılı Kanun'un 125/E-g maddesi uyarınca "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareket" olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.

Bu duruma göre, dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yönünde verilen Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;

2. İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulü, kararın kaldırılması, davanın reddi yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 10/04/2025 tarihinde kesin olarak, oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının aynen onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

KARŞI OY

XX- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; davacıya isnat edilen fiilin sübut bulduğu anlaşıldığından ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ısrar kararının onanması ve sübut bulan eyleme uygulanan disiplin hükmü yönünden değerlendirilerek bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Onikinci Dairesine gönderilmesi gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyoruz.


Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber