AYM, Zaman gazetesi yazarı Büşra Erdal'ın başvurusunu reddetti

Gerekçeden: Hakimliğin isnat edilen suc icin ongorulen yaptırımın agırlıgını, isin niteligini ve onemini de goz onunde tutarak basvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin olculu oldugu ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacagı sonucuna varmasının keyfi ve temelsiz oldugu soylenemez

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 13 Ağustos 2020 11:21, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
AYM, Zaman gazetesi yazarı Büşra Erdal'ın başvurusunu reddetti

- Anayasa Mahkemesi (AYM), "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) medya yapılanması" davası sanıklarından, kapatılan Zaman gazetesi muhabiri ve köşe yazarı Hanım Büşra Erdal'ın "gözaltı ve tutuklama tedbirlerinin hukuki olmaması, tutukluluğun makul süreyi aşması, tahliye taleplerini inceleyen mahkeme ile hakimliklerin bağımsız ve tarafsız olmadığı" şikayetleriyle yaptığı bireysel başvuruyu kabul edilemez buldu.

Darbe girişiminin ardından tutuklanan ve yargılandığı İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesince, FETÖ'nün medya yapılanması davasında "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan ve hakkındaki karar Yargıtay 16. Ceza Dairesince onanan Erdal, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Erdal, başvurusunda "gozaltına almanın ve tutuklamanın hukuki olmaması, tutuklulugun makul sureyi asması, sorusturma dosyasına erisimin kısıtlanması, tahliye taleplerini ve itirazlarını inceleyen sulh ceza hakimliklerinin ve agır ceza mahkemelerinin bagımsız ve tarafsız olmaması, tutukluluga itiraz ve tahliye taleplerinin kısa surede incelenmemesi, tutukluluk incelemelerinin hakim, mahkeme onune cıkarılmaksızın yapılması nedenleriyle kisi hurriyeti ve guvenligi hakkının, arama kararı nedeniyle ozel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, ise iade edilmeme nedeniyle cesitli hakların, gozaltında avukatla gorusturulmeme ve savunma hakkının kısıtlanması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildigi"ni ileri sürdü.

Yüksek Mahkeme, Hanım Büşra Erdal'ın bireysel başvurusunu kabul edilemez buldu.

- Gerekçeden

Darbe tesebbusu sonrasında, tesebbusle veya FETO ile baglantılı suclara iliskin sorusturmalarda delillerin saglıklı sekilde toplanabilmesi ve sorusturmaların guvenlik icinde yurutulebilmesi icin tutuklama dısındaki koruma tedbirlerinin yetersiz kalmasının soz konusu olabildiği ifade edilen gerekçede, FETÖ'yle bağlantılı kişilerin tesebbus sırasında veya sonrasında ortaya cıkan kargasadan yararlanmak suretiyle kacma imkanının ve bu donemde delillere etki edilmesi ihtimalinin normal zamanda islenen suclara gore cok daha fazla olduğu vurgulandı.

Erdal hakkındaki tutuklama kararının kanuni dayanağının bulunduğuna dikkati çekilen gerekçede, basvurucunun tutuklanmasına karar verilen "silahlı teror orgutune uye olma" sucunun, Turk hukuk sistemi icinde agır cezai yaptırımlar ongorulen suc tipleri arasında yer aldığı, söz konusu suca iliskin kanunda ongorulen cezanın agırlıgının kacma suphesine isaret eden durumlardan biri olduğu belirtildi.

Hakimliğin başvurucunun tutuklanmasına karar verilirken tutuklama nedenini "FETO tarafından darbeye tesebbus edilmesine, ulke icinde olusan ve olusturulmak istenen kaos ortamına ve bu sebeple delillerin yok edilmesi ve kacma ihtimaline" dayandırdığı aktarılan gerekçede, tutuklama kararının verildigi andaki genel kosullar ve somut olayın ozel kosulları ile Istanbul 1. Sulh Ceza Hakimligince verilen kararın icerigi birlikte degerlendirildiginde basvurucu yonunden dayanılan tutuklama nedenlerinin olgusal temellerinin olduguna işaret edildi.

Gerekçede "Hakimliğin, isnat edilen suc icin ongorulen yaptırımın agırlıgını, isin niteligini ve onemini de goz onunde tutarak basvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin olculu oldugu ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacagı sonucuna varmasının keyfi ve temelsiz oldugu soylenemez." tespitine yer verildi.

Anayasa Mahkemesinin gerekçesinde şunlar kaydedildi:

"Kamu makamlarının FETO/PDY'ye yonelik olarak bu yapılanmanın hem kamudaki hem de sivil alandaki etkinligini onlemeye yonelik tedbirler aldıkları donemde basvurucunun sosyal medya hesabından yaptıgı paylasımların ve daha sonra FETO/PDY ile baglantılı olması dolayısıyla kapatılan Zaman ve Yenihayat gazetelerindeki yazılarının bu yapılanmayı ovucu, bu yapılanmanın faaliyetlerini mesru gostermeyi ve yapılanmaya yonelik yurutulen sorusturmaları sonucsuz bırakmayı hedefleyici nitelikte gorulmesinin ve bu hususların basvurucu ile FETO/PDY arasındaki iliskiyi ortaya koyan bir olgu olarak degerlendirilmesinin keyfi oldugu soylenemeyecektir."

Gerekçede basvurucunun tutuklamanın hukuki olmadıgı iddiasına iliskin bir ihlalin bulunmadıgı acık oldugundan basvurunun bu kısmının "acıkca dayanaktan yoksun olması" nedeniyle kabul edilemez oldugu bildirildi.

Anayasa Mahkemesinin gerekçesinde Erdal'ın diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması ya da başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilmez bulunduğu belirtildi.

- Tasfiye sürecinin haklılığı yönünde kamuoyu oluşturmaya çalışmıştı

FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik iddianamede, Hanım Büşra Erdal'ın örgut tarafından TSK'nın ust duzey komutanlarının tasfiye edilip örgut mensuplarının yerleştirilmesi surecinde yazdığı yazılarla tasfiye surecinin haklılığı yönunde kamuoyu oluşturmaya çalıştığı kaydedilmişti.

Erdal'ın attığı tweetlerle bu kişilerin ailelerinin tepkisini topladığı bildirilen iddianamede, örgütün yürüttüğü soruşturma ve açtığı davaların, devleti ele geçirme amacı taşıdığı tespit edilip soruşturmalar başlayınca Erdal'ın bu soruşturmaları ''kumpas'' olarak nitelendirip halk nezdinde itibarsızlaştırarak örgut adına faaliyet gösterdiğinin tespit edildiği vurgulanmıştı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber