'Mülakatı kaldıracağız sözü verdiler, verdikleri sözü unuttular'

Zekeriya ELTİMUR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11 Nisan 2023 tarihinde katıldığı AK Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Aday Tanıtım Toplantısı'nda "Kamuda mülakatları kaldıracağız" demiş ve konuya ilişkin "Kamuya işe alımları, görevin getirdiği zorunluluklar dışında mülakatı kaldırarak, gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız" ifadelerini kullanmıştı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, katıldığı bir programda mülakatın kaldırılmayacağını ancak içeriğinin değişeceğini belirterek, "Mülakatları, mülakat gibi yapmaya karar verdik" açıklamasında bulunmuştu.

Bakanlık mülakatlar konusunda uygulayacağı sisteme ilişkin ise: Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmen atamalarındaki mülakat sisteminin uygulanacağı ve buna göre öğretmen adayları jüri üyelerini, jüri de adayları mülakat günü öğreneceği; Mülakat sürecinin kamera kaydına alınacağı yeni sistemde, adaylar mülakatın son beş dakikasında verdiği cevapları kağıda yazıp, altına da imza atacağı; Olası itirazlarda üst kurul, değerlendirmesini bu veriler ışığında yapacağı ifade edildi.

Erdoğan'dan 'mülakat' açıklaması: Böyle bir söz verdiysem yeni bir yol haritası çizeriz

Daha sonra Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler (BM) 78'inci Genel Kurulu'na katılmak üzere gittiği ABD'nin New York kentinde medya temsilcilerine yaptığı açıklamalarda, "Kamuda mülakat kalkıyor mu?" sorusuna, "Ben seçim vaatlerim içinde böyle bir söz verdiysem, bunu Milli Eğitim Bakanımla, İçişleri Bakanımla görüşmek suretiyle, yeni bir yol haritasıyla ilerletiriz" açıklamasında bulundu.

Mülakata ilişkin tartışmalar uzun süredir kamuoyunda devam ediyor. Genç Eğitim Sendikası Genel Başkanı Aras Ali Altıntaş devam eden bu konuda sorularımızı yanıtladı.

Mülakat konusunda Genç Eğitim Sendikası olarak "mülakatın hukuka aykırı olduğunu" gerekçe göstererek Milli Eğitim Bakanlığı'na yaptığınız davada son durum nedir?

"Öncelikle mülakat konusunda sahada yani mevcut elli iki semt arasında ilk idari mahkemesinin idare mahkemesine dava açan sendikacı biziz. Davayı Milli Eğitim Bakanlığı'nı açtık. Ama onun öncesinde zaten mülakattan önceki süreçte de işte seçim öncesi Cumhurbaşkanının vermiş olduğu bir söz vardı. Kamuda mülakat kaldıracağız diye. Hem o söz yerde kalmış oldu. Son günlerde Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba bizi destekler nitelikte kendisi mülakatlarla ilgili bir açıklama yaptı. Ama tabii idare mahkemesinin vereceği karar da bizim için önemlidir. Yürütmeyi durdurmayı istedik çünkü. Eğer davayı alabilirsek mülakatı öğretmeler için en azından gündemden kaldırmış olacağız. En büyük çabamız budur. Onun dışında sosyal medya üzerinden etkinlikler yapıyoruz mülakata karşı. Sohbet odalarında binlerce öğretmenle bir araya geliyoruz. Onlarla yol haritası belirledik. Yakın zamanda sendika olarak da sahaya ineceğiz. Ki bunun öncesinde de zaten sendika olarak yüz bin atama talebiyle sahaya inmiştik. İki defa indik. Yakın zamanda Milli Eğitim bakanının bir açıklaması oldu. Altmış sekiz bin öğretmen açığı var diye, ama altmış sekiz binin kaçını alacaklar? İşte planlama nasıl olacak? Bunların hiçbiri belli değil. Bir an önce netleşmesi için uğraşıyoruz. Bu atamanın da mülakatsız yapılması için tek derdimiz bu. "

Bakan Tekin'den yeni mülakat açıklaması

Bakan Tekin, Erzurum'da 15 Temmuz Milli İrade Salonu'nda düzenlenen Atatürk Üniversitesi 2023-2024 Akademik Yılı Açılış Töreni'nde mülakatla ilgili söylediklerinin çok tartışıldığına işaret ederek, "Aslında söylediğim şey buydu, biz, istihdam ettiğimiz çocuklarımızın, gençlerimizin bizim müfredatımızı bilmesini ve onu nasıl çocuklara vereceğini bilmesini istiyoruz. Bundan daha doğal hakkımız yok, alanı zaten siz öğretiyorsunuz ama biz de öğretmenden ne öğretmesi gerektiğini ve nasıl öğretmesi gerektiğini istemek durumundayız." ifadelerini kullandı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

"Bu insanlar zaten bu işin eğitimini almışlar, Öğretmenlerimizin dört yıllık lisans eğitimlerini tamamlamış. Üstüne üstlük. O da yetmemiş KPSS sınavından başarılı olmuş. Şimdi doksan beş puanlı bir adamı şu an ben bu çocuğumu emanet edemem deyip otuz puanla elersen burada bir hakkaniyet söz konusu olamaz. Artı zaten mülakat bizim toplumda, Mülakat eşittir torpildir. Herkes ne kadar objektif yapmaya çalışırsa çalışsınlar. Ne kadar yapılırsa yapılsın 45 dakika kamera kaydı olacak vesaire. Komisyonlar yapacak. 10 ilde yapılacağı söyleniyor şimdilik. Hiçbir komisyonun başında Bakan Yusuf Tekin'in kendisi olmayacak. Kendisi seçmeyecek. O komisyondaki adamları kim belirleyecek? Onlar neye göre bu öğretmenleri seçecek? Hani buradaki kriter ne olacak? Burada yine torpil olup olmamasını nasıl engelleyeceğiz mesela? Bir de velev ki 30 bin atama yapıyor. Üç katı aday çağrılacak. 90 bin aday. 90 bin aday 45 dakikadan mülakata alırsanız eğer; bunun sonuçlanması haftalar değil aylar sürer bunun bir de değerlendirme süreci var yani. 45 dakika bu da şey demek oluyor. Atamaların en az altı ay ileriye atılması.
Yani bu sorun birçok sorunu aslında beraberinde getiriyor. Mülakat ortadan kalkar yine KPSS puanı baz alınırsa oradan herhangi bir problem kalmayacak. İnsanlar hakkaniyetli bir şekilde kendi mesleklerini yapmış olacak. Zaten Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaptığı atamaların çoğunda adil bir dağılım söz konusu değil. Birçok branş göz ardı ediliyor. Bakan Bey'in son açıklamasında atamalar ihtiyaca göre adil, hakkaniyetli bir atama yapmaya çalışacağız dedi, ama hem adil hem hakkaniyetli olması için asıl mesele mülakatın ortadan kaldırılması. Mülakatlar konusunda Cumhurbaşkanımız kendisi de söyledi bunu. Madem böyle bir sözümüz bu. Tabii ki yeniden değerlendireceğiz dedi ama Bakan Tekin inatla müsteşarlık döneminden kalma hayalidir muhtemelen. Bana öyle geliyor çünkü, o hayalini gerçekleştirmeye çalışıyor. Mülakat konusu biraz İzzetinefis meselesi haline getirdi kendisi. Hani biraz inatlaştı. Hem bürokrasiyle hem siyaset de inatlaştı şu an."

Yakın bir tarihte düzenleyeceğiz bir faaliyet var mı?

"24 Kasım Öğretmenler Günü'ne yetiştirmeye çalıştığımız bir projemiz var. Milli Eğitim'de beyaz gömlek dayatması başladı. Hatta bazı il müdürleri kendi hadlerini aşarak önlüğün boyuna bile karışır hale geldiler. Şu kadar uzunlukta giymeli diye. Bu olay Bakan Bey her ne kadar zorlama yok isteğe bağlı olacak dese de bazı il müdürleri resmi yazılar yazarak önlüğü zorunlu kılmaya çalışıyorlar. Yirmi dört Kasım'da kara önlükle biz bunu protesto edeceğiz. Biz yirmi dört Kasım'da bir ikramiye, bir maaş ikramiye isterken onlar önlükle bal çalıyorlar. Biz de kara önlükle bunu protesto edeceğiz. "

Çok kısa sürede sahaya inerek eylem yapılacaklarını mevcut diğer sendikaların bu konuda herhangi bir faaliyet göstermediklerini vurgulayan Altındaş: Yani sahada öğretmenini düşünen yok. Bakan Bey böyle dediyse böyledir. Modunda ilerleyen bir anlayış var. Ki zaten mevcut sendikaların yaptığı benim gözümde sendikacılık değil. Sendikacılık öyle bir şey değil. Toplu sözleşme masasından elli küsur kazanımla geldiklerini iddia ediyorlar ama ben bir tane de kazanım göremedim. Öğretmenle, çalışanın lehine ve mülakata karşı ağızlarında tek bir cümle çıktığını görmedim" dedi.

Son olarak iki aylık bir sendika olmalarına rağmen kongreye yeter sayısını bulduklarını ifade eden Altındaş: Otuz sekiz ilde de teşkilatlanmamız tamamlandı ve devamlı ediyor. Bir de bizim bi mottomuz var. Bu mottoyla yola çıkınca insanlar da biraz böyle teveccüh gösterdiler. Mevcuttaki hiçbir sendikaya güvenmeyen sendikasız öğretmen sayısı %32 yani bu da 320-350 bin civarında bir sayıya tekabül ediyor. 1 Milyon üç yüz çalışanı düşünürsek. Bizim tek bir söylemimiz var, biz bir siyasetsiz sendikacılık yapıyoruz "açıklamalarında bulundu.

Türk Eğitim-Sen'den mülakata sert tepki... 'Mülakat adaletin katilidir'