SGK Müdür Yardımcısının zorunlu yer değişikliği hukuka uygun bulundu
Danıştay 2. Dairesi, Sosyal Güvenlik Merkezinde Sosyal Güvenlik Merkezi Müdür Yardımcısı olarak görev yapan davacı tarafından Zorunlu yer değiştirme işlemleri kapsamında başka bir ile atanmasını hukuka uygun buldu.

Danıştay idari düzenlemeyi de hukuka uygun buldu
Buna göre; 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 29. maddesinin 2. fıkrası uyarınca Bakan onayı ile ataması yapılan sosyal güvenlik il müdürü dışındaki taşra teşkilatı yönetici personelinin, il ve sosyal güvenlik merkezi müdürlükleri bünyesinde belli bir süreden fazla çalışamayacaklarını kurala bağlayan ve bu suretle yasal mevzuatın öngördüğü şekilde hizmet gereklerini esas alarak, görevde verimliliği artırma ve personelin yurdun değişik hizmet bölgeleri ve alanlarında görev yapmalarını sağlamayı amaçlayan, bu kapsamda sosyal güvenlik müdür yardımcılarının zorunlu yer değiştirmeye tabi tutulmasına ilişkin dava konusu düzenlemede kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan; yetki, görev ve sorumlulukları farklı olan merkez teşkilatı personeli ile taşra teşkilatının daha ast düzeydeki diğer personelinin, üst hukuk normları ile idareye tanınan takdir yetkisi çerçevesinde, uygulama kapsamı dışında bırakılmasında da hukuka aykırılık görülmemiştir.
Eğitime devam etme mazeret olarak kabul görmedi
Davacı tarafından, Anayasa'nın 42. maddesinin emredici hükmüyle güvence altına alınan ve resen dikkate alınması gereken eğitim ve öğretim hakkına ilişkin mazereti bulunmasına karşın, dava konusu Yönetmelik'te sayılan mazeret halleri arasında eğitim durumu bulunmadığından dava konusu naklen atama işleminin tesis edildiği iddia edilmişse de; Anayasa Mahkemesinin 20/02/2014 günlü, Başvuru No: 2012/606 sayılı Bireysel başvuru kararında, özetle; Anayasa'da yer alan eğitim ve öğrenim hakkının, kamu otoritelerine bireyin eğitim ve öğrenim almasını engellememe negatif ödevini yüklemekle birlikte, bütün bireylere her alanda eğitim ve öğrenim sağlaması şeklinde pozitif bir ödev yüklemediği, eğitim hakkının korunması gerekçesiyle idareden, atamaya ilişkin bütün işlemlerde personelin eğitim mazeretlerini kayıtsız şartsız karşılamasının beklenmesinin, idarenin üstlendiği kamu hizmetinin yürütülmesini imkansız hale getireceği; idarenin naklen atanma taleplerinin reddine dair kararları sonucunda başvurucunun eğitimine devam edememesinin, eğitim hakkını dolaylı olarak etkilediği ve bu durumun doğrudan bir müdahale olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesine yer verdiği de dikkate alınarak davacının söz konusu iddiasına itibar edilmemiştir.
T.C.
DANIŞTAY
İKİNCİ DAİRE
Esas No: 2024/2695
Karar No: 2024/6273
DAVANIN KONUSU:
. Sosyal Güvenlik Merkezinde Sosyal Güvenlik Merkezi Müdür Yardımcısı olarak görev yapan davacı tarafından;
1- Zorunlu yer değiştirme işlemleri kapsamında. Sosyal Güvenlik Merkezine aynı unvanla atanmasına ilişkin 24/05/2022 günlü, 863 sayılı işlemin,
2- Söz konusu işlemin dayanağı olan ve 27/06/2012 günlü, 28336 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Personeli Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 6. maddesindeki "Sosyal Güvenlik Merkezi Müdür Yardımcısı" ibaresinin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI:
Davacı tarafından; dava konusu işlemlerde, sosyal güvenlik merkezi müdür yardımcısı kadrosunun zorunlu yer değiştirmeye tabi olmasına sebebiyet veren durum ve gerekçelere yer verilmediği,
Zorunlu yer değiştirmenin, ilgili mevzuatın düzenlendiği ve yürürlüğe konulduğu zamanın şartları için bir gereklilik olmasına karşın; günümüzde üstün bir kamu yararı bulunması ve zorunlu atamaya tabi kadroda görev yapan personelin vereceği hizmetin eşit ve adil bir şekilde ancak bu sayede kesintisiz olarak sağlanabilmesi halinde uygulanması gerektiği,
Kurum İdari Kurulu Görüşme Raporlarında, zorunlu yer değiştirme uygulamasının gerekçelerinin; uygulamanın diğer kurumlarda da olması ve taşra yöneticilerinin uzun süre aynı yerde görev yapmalarının sakıncalı bulunması olduğunun belirtildiği,
Cezaların şahsiliği ve suçsuzluk karinesi yönünden değerlendirildiğinde; görev yaptığı bölgede olumsuz ilişkiler içerisine giren kamu görevlileri hakkında yasal mevzuatın gerektirdiği işlemlerin yapılması mümkünken; davalı idarenin, yasal mevzuatın kendisine tanıdığı yetkileri amacı dışında kullanarak, zorunlu yer değiştirme adı altında genel önleyici disiplin işlemi ve disiplin cezası yerine geçer nitelikte zorunlu yer değiştirme işlemleri gerçekleştirdiği,
657 sayılı Kanun'un 76. maddesi ile idareye tanınan çok geniş yetkiler hak ve hürriyetlere doğrudan etki edecek nitelikte olduğundan, zorunlu yer değiştirmeye tabi kadroların kanunla belirlenmesi gerektiği,
Davalı idare tarafından, yer değiştirme zorunluluğu bakımından merkez ve taşra yöneticileri arasında ayrımcılık yapıldığı, yerel etkilerin merkez teşkilatı personeli için de söz konusu olduğu; bununla birlikte, siyasi ve idari makamlarla doğrudan muhatap olma durumları bulunan merkez teşkilatı yöneticilerinin siyasi ve idari yönden etki altında kalma durumlarının da bulunduğu,
Taşra teşkilatı yapılanmasının en üstünde yer alan sosyal güvenlik il müdürlerinin, en üst amir konumunda olmalarına karşın, merkez teşkilatı yöneticileri gibi zorunlu yer değiştirme uygulamasından muaf tutulmalarının çelişki olduğu; davalı idare tarafından, sosyal güvenlik il müdürlerinin siyası iradenin takdiri ile uygulamadan muaf tutulduklarının belirtildiği,
Keza, denetledikleri kişi ve kuruluşlarla etkileşim içerisinde olmaları zorunlu olan sosyal güvenlik denetmenleri; dış görev olarak ifa edilen haciz işlemlerinde tüm yetkiye ve takdir hakkına sahip olan icra memurları ile geçici olması gerektiği halde adeta kazanılmış hak gibi devam eden, zorunlu atamaya tabi personelin en uzun süreli hizmet bölgesindeki süresinden daha fazla bir süre aynı bölgede vekaleten veya imza yetkisi ile fiili olarak merkez müdür yardımcısı, merkez müdürü ve il müdür yardımcısı olarak görevine devam eden müdür yardımcısı kadrosunun astı olan kadrolarda bulunan personelin de zorunlu yer değiştirme uygulamasından muaf tutulduğu,
Sosyal güvenlik merkezi müdürlüğü ve şube müdürlüğü için görevde yükselme sınavına girme hakkı tanınan şef kadrosu dahil 37 kadrodan sadece sosyal güvenlik merkezi müdür yardımcısı kadrosunun zorunlu yer değiştirme uygulamasına tabi tutulduğu, uygulamada şef kadrosunun müdür ve müdür yardımcısı kadrolarından daha fonksiyonel bir konumda olduğu dikkate alındığında uygulamanın keyfi olduğunun anlaşıldığı,
Bu bağlamda; davalı idarenin zorunlu yer değiştirme uygulamasının hiçbir geçerli gerekçesinin bulunmadığı, zorunlu yer değiştirme işlemlerinin hem kamuya hem de personele ek yükler getirdiği ve uygulamanın kamu zararına yol açtığı,
Anayasa'nın 42. maddesinin emredici hükmüyle güvence altına alınan eğitim ve öğretim hakkına ilişkin mazereti bulunmasına karşın, Yönetmelik'te sayılan mazeret halleri arasında eğitim durumu olmadığından, görev yeri olan İstanbul ilinden 1250 km. uzaklıktaki Şanlıurfa iline talebi olmadığı halde atandığı, yüksek lisans eğitiminin bu nedenle kesintiye uğradığı,
Buna göre; sosyal güvenlik merkezi müdür yardımcısı kadrosunun görev tanımı ve icra ettiği görevin niteliği gereği zorunluluk arz etmeyen, fiili durumla çelişkili, eşitlik ilkesine ters düşen, muhatap personelin ve kamunun zararına sebebiyet veren zorunlu yer değiştirme uygulamasının iptaline karar verilmesi gerektiği,
Öte yandan, 2575, 2576 ve 2577 sayılı Kanunlar'ın Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
DAVALI İDARENİN SAVUNMASI:
Davalı idare tarafından; Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik'in 5. maddesinde, hizmet bölgelerini ve zorunlu yer değiştirmeye tabi personeli belirleme hususunda kamu kurum ve kuruluşlarına yetki verildiği, bu bağlamda, diğer kamu kurum ve kuruluşları gibi davalı idare tarafından da zorunlu atamaya tabi kadrolar ile zorunlu hizmet bölgelerinin belirlendiği,
Sosyal güvenlik merkezi müdür yardımcısı kadrosunun 2010 yılında ihdas edilmesinin ardından, bu kadronun 2012 yılında yapılan değişiklikle zorunlu yer değişikliğine tabi personel kapsamına dahil edildiği,
Dava konusu düzenleme ile sosyal güvenlik denetmeni kadrosunun zorunlu yer değiştirmeye tabi personel kapsamından çıkarılarak, sadece yönetici personelin kapsamda bırakıldığı,
Sosyal Güvenlik Kurumu Taşra Teşkilatı Kuruluş ve Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in 4. maddesinde, taşra teşkilatının; sosyal güvenlik il müdürlükleri ile il müdürlüklerine bağlı sosyal güvenlik merkezlerinden oluşacağının; 6. maddesinde ise, sosyal güvenlik merkezlerinin idari işlemler açısından; sosyal güvenlik merkezi, sağlık sosyal güvenlik merkezi, mali hizmetler sosyal güvenlik merkezi ile rehberlik sosyal güvenlik merkezi olarak dört kategoriye ayrıldığının düzenlendiği,
Kurum kadro cetvellerinde sosyal güvenlik merkezi müdürü ve sosyal güvenlik merkezi müdür yardımcısı kadro unvanlarından başka mali hizmetler sosyal güvenlik merkezi müdürü/müdür yardımcısı, sağlık sosyal güvenlik merkezi müdürü/müdür yardımcısı adıyla farklı kadrolar ihdas edilmediği; söz konusu personelin aldıkları eğitim ve hizmetlerine duyulan ihtiyaç çerçevesinde mali hizmetler ve sağlık sosyal güvenlik merkezlerinde görevlendirildikleri,
Dava konusu düzenlemenin üst hukuk normlarına uygun olduğu; düzenleme ile coğrafi bölge esası, ihtiyaca göre istihdam ve personelin birimler arasında dengeli dağılımı gibi ilkelerin uygulanmasının hedeflendiği,
Davacının, 2014 yılında sosyal güvenlik merkezi müdür yardımcısı olarak atanmak üzere iştirak ettiği görevde yükselme sınavı sonucunda İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü emrine atandığı; Covid-19 salgını nedeniyle ertelenen ve 29/04/2022 tarihinde yeniden başlatılan 2021 yılı zorunlu yer değişikliği işlemleri sürecinde tercihte bulunmaması üzerine, 1. Hizmet Bölgesindeki İstanbul ilinde hizmet süresini doldurduğu dikkate alınarak, dava konusu bireysel işlemle Sosyal Güvenlik Kurumu Personeli Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 11. maddesi uyarınca resen Şanlıurfa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü emrine atanarak Onbir Nisan Sosyal Güvenlik Merkezinde görevlendirildiği; zorunlu atamaya tabi personel olmak/her hizmet bölgesinde belirli sürelerle çalışmak için görevde yükselme sınavına kendi iradesiyle girdiği göz önüne alındığında uygulamaya itirazının yerinde ve tutarlı olmadığı,
Dava konusu bireysel işlem ve dayanağı düzenleyici işlem hukuka uygun olduğundan, davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:
Davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.
DANIŞTAY SAVCISI DÜŞÜNCESİ:
Dava, İstanbul Kurtköy Sosyal Güvenlik Merkezinde Sosyal Güvenlik Merkezi Müdür Yardımcısı olarak görev yapan davacı tarafından; zorunlu yer değiştirme işlemleri kapsamında Şanlıurfa Onbir Nisan Sosyal Güvenlik Merkezine aynı unvanla atanmasına ilişkin... tarihli ve... sayılı işlemin, söz konusu işlemin dayanağı olan ve 27/06/2012 tarihli ve 28336 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Personeli Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 6. maddesindeki "Sosyal Güvenlik Merkezi Müdür Yardımcısı" ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, sosyal güvenlik merkezi müdür yardımcısı kadrosunun 2010 yılında ihdas edilmesinin ardından, bu kadronun 2012 yılında yapılan değişiklikle zorunlu yer değişikliğine tabi personel kapsamına dahil edildiği, davacının, 2014 yılında sosyal güvenlik merkezi müdür yardımcısı olarak atanmak üzere katıldığı görevde yükselme sınavı sonucunda İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü emrine atandığı; Covid-19 salgını nedeniyle ertelenen ve 29/04/2022 tarihinde yeniden başlatılan 2021 yılı zorunlu yer değişikliği işlemleri sürecinde tercihte bulunmadığı, 1. Hizmet Bölgesindeki İstanbul ilinde hizmet süresini doldurduğu dikkate alınarak, dava konusu bireysel işlemle Sosyal Güvenlik Kurumu Personeli Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 11. maddesi uyarınca re'sen Şanlıurfa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü emrine atanarak Onbir Nisan Sosyal Güvenlik Merkezine görevlendirilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Anayasa'nın dava konusu düzenleyici işlemin yürürlüğe konulduğu tarihteki haliyle 124. maddesinde; "Başbakanlık, bakanlık ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartı ile, yönetmelikler çıkarabilirler." hükmüne, dava konusu düzenleyici işlem tarihinde yürürlükte olan 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun "Kadrolar ve atama" başlıklı 29. maddesinin 2. fıkrasında, "Başkan, Başkan Yardımcısı, Genel Müdür, Rehberlik ve Teftiş Başkanı, Strateji Geliştirme Başkanı, Genel Müdür Yardımcısı, Aktüerya ve Fon Yönetimi Daire Başkanı ve I. Hukuk Müşaviri kadrolarına müşterek kararname, diğer Daire Başkanı, Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Merkezi Başkanı ve Yardımcısı ile Sosyal Güvenlik İl Müdürü kadrolarına Başkanın önerisi üzerine Bakan onayı, bunların dışında kalan Kurum kadrolarına ise Başkan onayı ile atama yapılır."; "Yönetmelik ve tebliğler" başlıklı 41. maddesinin 1. fıkrasında; "Başkanlık merkez ve taşra teşkilatının görev ve yetkileri, çalışma usül ve esasları ile Kurum personelinin işe alınma, atanma, yükselme, yer değiştirme, görev, yetki ve sorumlulukları Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikler ile düzenlenir." hükmüne yer verilmiştir.
5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun "Kadrolar ve atama" başlıklı 29. maddesi ve 41. maddesi, 09/07/2018 tarih ve 30473 (3.Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 88. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
15/07/2018 tarihli ve 30479 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4 no'lu Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin "Taşra teşkilatı" başlıklı 427. maddesinde; "(1) Başkanlığın taşra teşkilatı; her ilde kurulan sosyal güvenlik il müdürlükleri ile sosyal güvenlik il müdürlüklerine bağlı olarak kurulacak sosyal güvenlik merkezlerinden oluşur. (2) İl ve ilçelerde nüfus, sigortalı ve genel sağlık sigortalı sayısı, işyeri sayısı, işlem yoğunluğu ve belirlenecek diğer kriterler doğrultusunda yeteri kadar sosyal güvenlik merkezi kurulabilir veya kaldırılabilir. (3) Sosyal güvenlik il müdürlükleri ve sosyal güvenlik merkezleri, ikinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun olarak teşkilatlanma usul ve esasları yönetmelikle belirlenmek üzere idari iş ve işlemler açısından dört kategoriye ayrılabilir." hükmüne yer verilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Yer Değiştirme Suretiyle Atanma" başlıklı 72. maddesinde; "Kurumlarda yer değiştirme suretiyle atanmalar; hizmetlerin gereklerine, özelliklerine, Türkiye'nin ekonomik, sosyal, kültürel ve ulaşım şartları yönünden benzerlik ve yakınlık gösteren iller gruplandırılarak tespit edilen bölgeler arasında adil ve dengeli bir sistem içinde yapılır." hükmüne, Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına Dair Yönetmelik'in "Hizmet Bölgeleri ve Bölgelerdeki Zorunlu Çalışma Süreleri" başlıklı 5. maddesinin 3. fıkrasında; "Zorunlu yer değiştirmeye tabi personel ve en az iki yıl olmak üzere hizmet bölgelerindeki zorunlu çalışma süreleri, bölgelerin özellikleri, teşkilat yapısı, hizmetin ülkenin her yerine etkin olarak götürülebilmesi ve diğer hizmet gerekleri göz önünde bulundurulmak suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarınca tespit edilir."; "Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarda Gözönünde Bulundurulacak Hususlar" başlıklı 9. maddesinde; "Yer değiştirme suretiyle atanmalar, Devlet Memurlarının dengeli bir şekilde dağılımını sağlamak için öğrenimi, uzmanlığı, iş tecrübesi, mesleki bilgisi gibi özellikleri ile boş kadro durumu gözönünde bulundurularak kurumlarınca hazırlanan bir plan dahilinde yapılır." hükmüne, Sosyal Güvenlik Kurumu Personeli Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin, "Amaç" başlıklı 1. maddesinde; "(1) Bu Yönetmeliğin amacı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı merkez ve taşra teşkilatında görev yapan personelin hizmet gerekleri esas alınarak atama ve yer değiştirme işlemlerine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir." hükmüne, dava konusu edilen "Zorunlu yer değiştirmeye tabi personel" başlıklı 6. maddesinde; "Sosyal Güvenlik İl Müdür Yardımcısı, Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürü ve Sosyal Güvenlik Merkezi Müdür Yardımcısı kadrolarında görev yapan personel zorunlu yer değiştirme suretiyle atamaya tabidir." hükmüne, "Başvuru ve yer değiştirme suretiyle atama dönemleri" başlıklı 11. maddesinin 1. fıkrasında; "Hizmet bölgesinde zorunlu çalışma süresini tamamlamış olanlar atanma talebinde bulunabilirler. Zorunlu yer değiştirmeye tabi personelin talepte bulunmaması ya da puanının yetmemesi nedeniyle tercihlerine yerleşememesi halleri bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasına engel teşkiletmez. Bunların atamaları Başkanlıkça resen yapılır." hükmüne yer verilmiş, Sosyal Güvenlik Kurumu Taşra Teşkilatı Kuruluş ve Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in "Taşra teşkilatı" başlıklı 4. maddesinde; "Başkanlığın taşra teşkilatı; her ilde kurulan sosyal güvenlik il müdürlüğü ile il müdürlüğüne bağlı sosyal güvenlik merkezlerinden oluşur." hükümleri yer almış; taşra teşkilatının yöneticileri olan il müdürünün görev, yetki ve sorumluluğu 35. maddesinde; il müdür yardımcısının görev, yetki ve sorumluluğu 36. maddesinde; merkez müdürünün görev, yetki ve sorumluluğu 37. maddesinde; merkez müdür yardımcısının görev, yetki ve sorumluluğu 38. maddesinde düzenlenmiştir.
I- Dava konusu düzenleyici işlemin iptali istemi yönünden yapılan incelemede;
T. C. Anayasası, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun amir hükümleri ve 4 no'lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 427. maddeleri uyarınca; kamu hizmetinin etkin ve verimli şekilde yürütülebilmesi için gerekli önlemleri almakla; bu kapsamda, memurların naklen atamalarını kurala bağlamak, buna göre planlar yaparak kanunlara uygun genel düzenleyici işlemler ihdas etmekle yükümlü olan davalı idarenin; kamu hizmetinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak, personelin bir hizmet bölgesinde uzun süre görev yapmasının, gerek personel gerekse hizmet yönünden ortaya çıkarabileceği olumsuzlukları gidermek ve yine personelin, ekonomik, kültürel ve coğrafi koşulları bakımından farklı yurt bölgelerinde hizmet yapmalarını sağlamak gibi amaçlarla hizmet bölgeleri ile bu bölgelerde en fazla çalışılabilecek süreleri belirleyebileceği açıktır.
Buna göre; Bakan onayı ile ataması yapılan sosyal güvenlik il müdürü dışındaki taşra teşkilatı yönetici personelinin, il ve sosyal güvenlik merkezi müdürlükleri bünyesinde belli bir süreden fazla çalışamayacaklarını kurala bağlayan ve bu suretle yasal mevzuatın öngördüğü şekilde hizmet gereklerini esas alarak, görevde verimliliği artırma ve personelin yurdun değişik hizmet bölgeleri ve alanlarında görev yapmalarını sağlamayı amaçlayan dava konusu düzenlemede kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmamaktadır,
Öte yandan; yetki, görev ve sorumlulukları farklı olan merkez teşkilatı personeli ile taşra teşkilatının daha ast düzeydeki diğer personelinin, üst hukuk normları ile idareye tanınan takdir yetkisi çerçevesinde, uygulama kapsamı dışında bırakılmasında da hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
II- Davacının Şanlıurfa Onbir Nisan Sosyal Güvenlik Merkezine aynı unvanla atanmasına ilişkin... tarihli ve ... sayılı işlemin iptali istemi yönünden yapılan incelemede;
Davacı tarafından, Anayasa'nın 42. maddesinin emredici hükmüyle güvence altına alınan ve resen dikkate alınması gereken eğitim ve öğretim hakkına ilişkin mazereti bulunmasına karşın, bu mazereti dikkate alınmadan dava konusu naklen atama işleminin tesis edildiğiileri sürülmüş ise de;
Anayasa'da yer alan eğitim ve öğrenim hakkı, kamu otoritelerine bireyin eğitim ve öğrenim almasını engellememe negatif ödevini yüklemekle birlikte, bütün bireylere her alanda eğitim ve öğrenim sağlaması şeklinde pozitif bir ödev yüklememektedir. Bu doğrultuda Devletin, yükseköğrenim görmek isteyen herkese, bunu sağlama şeklinde pozitif bir ödevi de bulunmamaktadır (Anayasa Mahkemesi, Bireysel B. No:2012/1334,17/09/2013 tarihli karar).
''Kişinin kamu görevlisi olması, kendisine sağladığı bir takım ayrıcalıklar ve avantajların yanında, bir takım külfet ve sorumluluklara katlanmayı ve diğer kişilerin tabi olmadığı bir takım sınırlamalara tabi olmayı gerektirmektedir. Kişi, kamu görevine kendi isteği ile girmekle, bu statünün gerektirdiği ayrıcalıklardan yararlanmayı ve külfetlere katlanmayı kabul etmiş sayılmakta olup, kamu hizmetinin kendine has özellikleri, bu avantaj ve sınırlamaları zorunlu kılmaktadır.
Bazı kamu görevlilerinin, hizmetin niteliği gereği belirli aralıklarla başka yerlere atanmaları; bazılarının ise başka yer veya kurumlara atanmamaları zorunlu olabilir. Bu konuda idareye, belirli bir takdir alanı tanınması makul karşılanmalıdır. Kişilerin bir takım mazeretler çerçevesinde başka yere atanma konusunda talep hakları var ise de atamaya ilişkin mazeretlerini değerlendirip karara bağlayacak olan idarenin, kendi mevzuatı çerçevesinde, ifa edilen kamu hizmetinin gerekleri, insan kaynaklarının verimli kullanılması, teşkilat yapısının elverişliliği ve benzeri faktörleri dikkate alması kaçınılmazdır. Zira, kamu hizmetinin sağlıklı ve kesintisiz bir şekilde yerine getirilmesi için gerekli tedbirleri almak, ilgili idarenin öncelikli görevi ve sorumluluğudur.
Eğitim hakkının korunması gerekçesiyle idareden, atamaya ilişkin bütün işlemlerde, personelin eğitim mazeretlerini kayıtsız şartsız karşılamasının beklenmesi, idarenin üstlendiği kamu hizmetinin yürütülmesini imkansız hale getirecektir. Ayrıca, düzenleniş şekli itibarıyla eğitim hakkının kapsamının, kamu görevlisinin devam etmek istediği bir eğitim programının, atanma veya atanmama taleplerinde mazeret olarak dikkate alınması ve atanma talebinin eğitim mazereti doğrultusunda yerine getirilmesi gibi pozitif yükümlülükler içerecek kadar geniş olduğu sonucuna ulaşılması mümkün değildir.'' (Anayasa Mahkemesi, Bireysel B. No :2012/606, 20/02/2014 tarihli karar)
Anayasa Mahkemesinin yukarıda açıklanan kararlarında, idarenin naklen atanma taleplerinin reddine dair kararları sonucunda başvurucunun eğitimine devam edememesinin, eğitim hakkını dolaylı olarak etkilediği ve bu durumun, doğrudan bir müdahale olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesine yer verdiği de dikkate alınarak, davacının, söz konusu iddiasına itibar edilmemiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle hukuka uygun olduğu sonucuna ulaşılan dava konusu düzenleyici işlem uyarınca, herhangi bir atama tercihinde bulunmayan davacının, ilgili mevzuat hükmü doğrultusunda, resen, naklen atanmasına ilişkin olarak tesis edilen dava konusu bireysel işlemde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; duruşma için belirlenen 18/12/2024 günü davacının ve davalı idareyi temsilen Av. ...'ın geldiği görülerek, Danıştay Savcısı ...'un hazır bulunduğu halde açık duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan taraflara usulüne göre söz verilip dinlendikten ve Savcının düşüncesi alındıktan sonra duruşmaya son verilerek uyuşmazlığın esasına geçildi, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davacının ikinci kez yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin, dosyadaki bilgi ve belgeler incelendikten sonra; davacı tarafından 2575, 2576 ve 2577 sayılı Kanunlar'ın Anayasa'ya aykırılığı ileri sürülmüş ise de; Anayasa'nın 152. maddesinin 1. fıkrasında; bir davaya bakmakta olan mahkemenin, uygulanacak kanun hükümlerini Anayasa'ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, kanun hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabileceğinin düzenlendiği dikkate alındığında, uyuşmazlıkta doğrudan uygulanma imkanı bulunmayan düzenlemelere ilişkin davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek, gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
Maddi Olay:
.Sosyal Güvenlik Merkezinde Sosyal Güvenlik Merkezi Müdür Yardımcısı olarak görev yapan davacı tarafından; zorunlu yer değiştirme işlemleri kapsamında, ... günlü, ... sayılı işlemle .Sosyal Güvenlik Merkezine aynı unvanla atanması üzerine, anılan işlemle söz konusu işlemin dayanağı olan ve 27/06/2012 günlü, 28336 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Personeli Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 6. maddesindeki "Sosyal Güvenlik Merkezi Müdür Yardımcısı" ibaresinin iptali istenilmektedir.
İlgili Mevzuat:
Anayasa'nın dava konusu düzenleyici işlem tarihindeki haliyle 124. maddesinde; "Başbakanlık, bakanlık ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartı ile, yönetmelikler çıkarabilirler.",
Dava konusu düzenleyici işlem tarihinde yürürlükte olan 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun "Kadrolar ve atama" başlıklı 29. maddesinin 2. fıkrasında, "Başkan, Başkan Yardımcısı, Genel Müdür, Rehberlik ve Teftiş Başkanı, Strateji Geliştirme Başkanı, Genel Müdür Yardımcısı, Aktüerya ve Fon Yönetimi Daire Başkanı ve I. Hukuk Müşaviri kadrolarına müşterek kararname, diğer Daire Başkanı, Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Merkezi Başkanı ve Yardımcısı ile Sosyal Güvenlik İl Müdürü kadrolarına Başkanın önerisi üzerine Bakan onayı, bunların dışında kalan Kurum kadrolarına ise Başkan onayı ile atama yapılır."; "Yönetmelik ve tebliğler" başlıklı 41. maddesinin 1. fıkrasında; "Başkanlık merkez ve taşra teşkilatının görev ve yetkileri, çalışma usül ve esasları ile Kurum personelinin işe alınma, atanma, yükselme, yer değiştirme, görev, yetki ve sorumlulukları Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikler ile düzenlenir.";
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Yer Değiştirme Suretiyle Atanma" başlıklı 72. maddesinde; "Kurumlarda yer değiştirme suretiyle atanmalar; hizmetlerin gereklerine, özelliklerine, Türkiye'nin ekonomik, sosyal, kültürel ve ulaşım şartları yönünden benzerlik ve yakınlık gösteren iller gruplandırılarak tespit edilen bölgeler arasında adil ve dengeli bir sistem içinde yapılır." ;
Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına Dair Yönetmelik'in "Hizmet Bölgeleri ve Bölgelerdeki Zorunlu Çalışma Süreleri" başlıklı 5. maddesinin 3. fıkrasında; "Zorunlu yer değiştirmeye tabi personel ve en az iki yıl olmak üzere hizmet bölgelerindeki zorunlu çalışma süreleri, bölgelerin özellikleri, teşkilat yapısı, hizmetin ülkenin her yerine etkin olarak götürülebilmesi ve diğer hizmet gerekleri göz önünde bulundurulmak suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarınca tespit edilir."; "Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarda Gözönünde Bulundurulacak Hususlar" başlıklı 9. maddesinde; "Yer değiştirme suretiyle atanmalar, Devlet Memurlarının dengeli bir şekilde dağılımını sağlamak için öğrenimi, uzmanlığı, iş tecrübesi, mesleki bilgisi gibi özellikleri ile boş kadro durumu gözönünde bulundurularak kurumlarınca hazırlanan bir plan dahilinde yapılır.";
Sosyal Güvenlik Kurumu Personeli Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin, dava konusu edilen "Zorunlu yer değiştirmeye tabi personel" başlıklı 6. maddesinde; "Sosyal Güvenlik İl Müdür Yardımcısı, Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürü ve Sosyal Güvenlik Merkezi Müdür Yardımcısı kadrolarında görev yapan personel zorunlu yer değiştirme suretiyle atamaya tabidir."; "Başvuru ve yer değiştirme suretiyle atama dönemleri" başlıklı 11. maddesinin 1. fıkrasında; "Hizmet bölgesinde zorunlu çalışma süresini tamamlamış olanlar atanma talebinde bulunabilirler. Zorunlu yer değiştirmeye tabi personelin talepte bulunmaması ya da puanının yetmemesi nedeniyle tercihlerine yerleşememesi halleri bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasına engel teşkiletmez. Bunların atamaları Başkanlıkça resen yapılır.";
Sosyal Güvenlik Kurumu Taşra Teşkilatı Kuruluş ve Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in "Taşra teşkilatı" başlıklı 4. maddesinde, "Başkanlığın taşra teşkilatı; her ilde kurulan sosyal güvenlik il müdürlüğü ile il müdürlüğüne bağlı sosyal güvenlik merkezlerinden oluşur." hükümleri yer almış; taşra teşkilatının yöneticileri olan il müdürünün görev, yetki ve sorumluluğu 35. maddesinde; il müdür yardımcısının görev, yetki ve sorumluluğu 36. maddesinde; merkez müdürünün görev, yetki ve sorumluluğu 37. maddesinde; merkez müdür yardımcısının görev, yetki ve sorumluluğu 38. maddesinde düzenlenmiştir.
Hukuki Değerlendirme:
I- Dava konusu düzenleyici işlemin iptali istemi bakımından;
T. C. Anayasası, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun amir hükümleri uyarınca; kamu hizmetinin etkin ve verimli şekilde yürütülebilmesi için gerekli önlemleri almakla; bu kapsamda, memurların naklen atamalarını kurala bağlamak, buna göre planlar yaparak kanunlara uygun genel düzenleyici işlemler ihdas etmekle yükümlü olan davalı idarenin; kamu hizmetinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak, personelin bir hizmet bölgesinde uzun süre görev yapmasının, gerek personel gerekse hizmet yönünden ortaya çıkarabileceği olumsuzlukları gidermek ve yine personelin, ekonomik, kültürel ve coğrafi koşulları bakımından farklı yurt bölgelerinde hizmet yapmalarını sağlamak gibi amaçlarla hizmet bölgeleri ile bu bölgelerde en fazla çalışılabilecek süreleri belirleyebileceği açıktır.
Buna göre; 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 29. maddesinin 2. fıkrası uyarınca Bakan onayı ile ataması yapılan sosyal güvenlik il müdürü dışındaki taşra teşkilatı yönetici personelinin, il ve sosyal güvenlik merkezi müdürlükleri bünyesinde belli bir süreden fazla çalışamayacaklarını kurala bağlayan ve bu suretle yasal mevzuatın öngördüğü şekilde hizmet gereklerini esas alarak, görevde verimliliği artırma ve personelin yurdun değişik hizmet bölgeleri ve alanlarında görev yapmalarını sağlamayı amaçlayan, bu kapsamda sosyal güvenlik müdür yardımcılarının zorunlu yer değiştirmeye tabi tutulmasına ilişkin dava konusu düzenlemede kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan; yetki, görev ve sorumlulukları farklı olan merkez teşkilatı personeli ile taşra teşkilatının daha ast düzeydeki diğer personelinin, üst hukuk normları ile idareye tanınan takdir yetkisi çerçevesinde, uygulama kapsamı dışında bırakılmasında da hukuka aykırılık görülmemiştir.
II- Davacının Şanlıurfa Onbir Nisan Sosyal Güvenlik Merkezine aynı unvanla atanmasına ilişkin ... günlü, ... sayılı işlemin iptali istemi yönünden;
Yukarıda belirtilen gerekçelerle hukuka uygun olduğu sonucuna ulaşılan dava konusu düzenleyici işlem uyarınca, herhangi bir atama tercihinde bulunmayan davacının, ilgili mevzuat hükmü doğrultusunda resen, naklen atanmasına ilişkin olarak tesis edilen dava konusu bireysel işlemde de hukuka aykırılık görülmemiştir.
Diğer taraftan; davacı tarafından, Anayasa'nın 42. maddesinin emredici hükmüyle güvence altına alınan ve resen dikkate alınması gereken eğitim ve öğretim hakkına ilişkin mazereti bulunmasına karşın, dava konusu Yönetmelik'te sayılan mazeret halleri arasında eğitim durumu bulunmadığından dava konusu naklen atama işleminin tesis edildiği iddia edilmişse de; Anayasa Mahkemesinin 20/02/2014 günlü, Başvuru No: 2012/606 sayılı Bireysel başvuru kararında, özetle; Anayasa'da yer alan eğitim ve öğrenim hakkının, kamu otoritelerine bireyin eğitim ve öğrenim almasını engellememe negatif ödevini yüklemekle birlikte, bütün bireylere her alanda eğitim ve öğrenim sağlaması şeklinde pozitif bir ödev yüklemediği, eğitim hakkının korunması gerekçesiyle idareden, atamaya ilişkin bütün işlemlerde personelin eğitim mazeretlerini kayıtsız şartsız karşılamasının beklenmesinin, idarenin üstlendiği kamu hizmetinin yürütülmesini imkansız hale getireceği; idarenin naklen atanma taleplerinin reddine dair kararları sonucunda başvurucunun eğitimine devam edememesinin, eğitim hakkını dolaylı olarak etkilediği ve bu durumun doğrudan bir müdahale olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesine yer verdiği de dikkate alınarak davacının söz konusu iddiasına itibar edilmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. İstanbul Kurtköy Sosyal Güvenlik Merkezinde Sosyal Güvenlik Merkezi Müdür Yardımcısı olarak görev yapan davacının, zorunlu yer değiştirme işlemleri kapsamında Şanlıurfa Onbir Nisan Sosyal Güvenlik Merkezine aynı unvanla atanmasına ilişkin ... günlü, ... sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan ve 27/06/2012 günlü, 28336 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Personeli Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 6. maddesindeki "Sosyal Güvenlik Merkezi Müdür Yardımcısı" ibaresinin iptali istemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Aşağıda dökümü yapılan... TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına; ikinci kez yapılan yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmediğinden, kullanılmayan ...TL yürütmenin durdurulması harcı ile artan posta ücretinin davacıya iadesine,
3. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen ...TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 18/12/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.