Ömer Çelik: CHP ve Özel'de ciddi bir siyasi navigasyon problemi var
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Gerçekten Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminde ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı'nda ciddi bir siyasi navigasyon problemi var. Yani neyi, nereye söyleyeceği konusunda gerçekten büyük bir kafa karışıklığı var" dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı'na ilişkin, parti genel merkezinde açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Suriye'ye ilişkin açıklamalarını anımsatan Çelik, iki liderin de "Terörsüz Türkiye" süreci için en vurgulu, en etkili ve en net açıklamaları yaptıklarını söyledi.
Burada öncülük yapanın, en samimi ve net açıklamaları ortaya koyanın Cumhur İttifakı olduğunun altını çizen Çelik, "Burada biz, Terörsüz Türkiye sürecinin ve terörsüz bölge sürecinin hedeflerine ulaşmasını nasıl arzuluyorsak, terörsüz bölge sürecinin ve Terörsüz Türkiye sürecinin birtakım sabotajlarla engellenmeye, ertelenmeye ya da manipüle edilmeye dönük herhangi bir durumla karşı karşıya kaldığımızda da ona da o kadar karşıyız." ifadelerini kullandı.
Çelik, bu sabotajlar ve bu hareketlilik görüldüğü için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Kılıç kınından çıkarsa kaleme ve kelama yer kalmaz." dediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Yine bugün Sayın Bahçeli, 'silah bırakıp da merkezi hükümete katılmayan, yani Şam hükümetiyle yapılan anlaşmaya uymayan bir SDG'nin aslında siyonist planın parçası olacağını ve ihanet içerisinde olduğunu' ifade etti. Bütün bunlar ne için ifade ediliyor? Bütün bunların Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge sürecini sabote etmeye dönük olduğunu görüyoruz, bir. İkincisi, Suriye'yi kaosa sürüklemek isteyenlerin siyasetiyle iç içe birtakım adımlar olduğunu görüyoruz, iki. Üç, Türkiye açısından birinci dereceden milli güvenlik tehdidi olarak görüyoruz."
Siyasi partilerin desteği, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın devlet kurumlarına verdiği talimat ve TBMM'nin kurulan komisyonla devreye girmesinin, bu meselenin ne kadar çok boyutlu ve entegre bir şekilde hedeflerine ulaştırılması için çalışıldığını gösterdiğine işaret eden Çelik, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatıyla sahadaki hareketliliği de gördüklerini dile getirdi.
- "Alt yazısında bir terör devletçiği arayışı olduğunu görürüz"
Doğru olanın, TBMM çalışırken terör örgütü PKK'nın kendisini feshedecek aşamaların kesintisiz devam etmesi olduğunu ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kesintisiz olarak devam etmeyip de işte burada bahsedildiği gibi ademimerkeziyet ya da Şam'la yapılan anlaşmaya uymama gibi yaklaşımlar söz konusu olduğunda, biz bunun, bu ademimerkeziyet gibisinden bir kavram kullanılarak söylenilen şeyin alt yazısında bir terör devletçiği arayışı olduğunu görürüz. Daha önce de gördük, şimdi de net bir şekilde görüyoruz. Dolayısıyla burada onların söylediği, Kürtlerin kazanımı için değildir. Sayın Bahçeli'nin ve Sayın Cumhurbaşkanı'mızın söylediği, bölgedeki Türklerin, Türkmenlerin kazanımı içindir. Bölgedeki Arapların kazanımı içindir. Bölgedeki kardeş halkların kazanımı içindir. Bölgedeki bütün mezhep gruplarının, hepsinin kardeşlik içerisinde yaşaması içindir. Burada gerçekten doğru irade, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ve Sayın Bahçeli'nin söylediklerinin istikametinde oluşan iradedir."
- "Hekimlikle hiçbir şekilde bağdaştırılamayacak bir yaklaşım"
Çelik, Konya'da bir doktorun, kadın bir hastayı kıyafeti yüzünden muayene etmemesinin hiçbir şekilde kabul edilmeyeceğini ve son derece yanlış bir yaklaşım olduğunu vurguladı.
Hekimler ve sağlık personeliyle gurur duyduklarını belirten Çelik, "Hele de bir kadını teşhircilikle suçlamak son derece münasebetsiz, uygunsuz, insanlık sanatı olarak hekimlikle hiçbir şekilde bağdaştırılamayacak bir yaklaşımdır. Bir hekim, bir hastaya baktığı zaman onun cinsiyetini görmez, kılık kıyafetini görmez, ne giydiğini görmez, etnik ya da mezhebi aidiyetinin ne olduğunu görmez, zengin ya da fakir olup olmadığını görmez. O yaklaşım tabii ki yanlıştır. Bu tip tekil örnekleri, hekimlik sanatının, Türk hekimlerinin bir parçası olarak görmemek lazım." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Sinop'ta füze testleriyle ilgili açıklamalarına dair değerlendirilmesi sorulan Çelik, şunları kaydetti:
"Sayın Özgür Özel, Sinop'taki açıklamasıyla daha önce benim yaptığım bir açıklamayı teyit ediyor. Gerçekten Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminde ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı'nda ciddi bir siyasi navigasyon problemi var. Yani neyi, nereye söyleyeceği konusunda gerçekten büyük bir kafa karışıklığı var. Savunma sanayi ile uğraşıyordu. Kahve içenleri birbirinden ayrıştırmaya çalıştı, kahve içenlerle uğraştı. Bazı kitabevlerini hedef aldı, kitap okuyanlarla uğraştı. Şimdi uğraşacak kimse bulmamış, Sinop'taki balıklarla uğraşıyor. Yani en azından balıkları bir rahat bıraksın. Balıkları taciz etmesin. Yani Sinop'taki balıkların gideceği bir mahkeme olsa, herhalde giderler ve Özgür Özel'den yüksek bir tazminat alırlar 'bizi bir rahat bırak, huzurumuzu bozma' diye. Tam tersine veriler gösteriyor ki hem oradaki savunma sanayi ile ilgili yapılan yatırımlardan, gelişmelerden Sinop'taki vatandaşlarımız çok memnun hem de Sinop'ta su ürünleri şimdiye kadar 5 kat artmış. Bu fikirleri Sayın Özel'e kimler verir, neden verir, ne yapar, ne eder? Gerçekten bu bir muamma. Hani mutfakta biri var diyeceğim, ortada mutfak yok. Mutfakta biri var demeye de mecal yok. En azından balıkları rahat bıraksın."
Emlak vergisiyle ilgili vatandaşların mağdur edilmeyeceği makul formül üzerinde çalışıldığını dile getiren Çelik, "Vatandaşlarımızın hassasiyetlerini dinliyoruz, duyuyoruz, bize gönderdikleri mesajların farkındayız. Ekonomik program çerçevesinde en makul formülün bulunması için gayret ediliyor." dedi.