Hazine Müsteşarlığı dağıtılıyor mu?

Haber Giriş : 04 Ocak 2005 09:34, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Mahfi Eğilmez/Radikal

Basına yansıyan hazırlıklardan yakın gelecekte Hazine Müsteşarlığı diye bir birimin kalmayacağı anlaşılıyor. Bana sorarsanız geçmişte Hazine'nin, Maliye'den ayrılması yanlıştı. Bildiğim kadarıyla da dünyada böyle bir ayrım yok. Bazı ülkelerde Maliye Bakanlığı, bazı ülkelerde Ekonomi Bakanlığı, bazı ülkelerde ise Hazine Bakanlığı adını taşısa da bizdeki Maliye ve Hazine işlevleri aynı bakanlık bünyesinde toplanıyor. Yalnızca ABD'de bütçe idaresi Hazine Bakanlığı'na bağlı değil, doğrudan başkana bağlı.

Bugünkü sistemde bir kamu harcamasının yapılması için Maliye Bakanlığı tahakkuku yapıyor ama bunu harcamaya dönüştürme yetkisi Hazine'de. Yani Maliye 'Para ödenebilir' dediği halde Hazine 'kasamda yeterli nakit yok, şimdilik ödeyemem' diyebiliyor. Şikâyet konusu olan şeylerin başında bu geliyor. Bana sorarsanız asıl sorun burada değil, devletin tüzelkişiliğinin temsilinde ortaya çıkıyor. Devlet, tek bir tüzelkişilik olduğu ve tek tek bakanlıkların tüzelkişiliği olmadığı için devletin bütün gayrimenkulleri tapuda Hazine adına tescil edilir ve kullanacak idareye Maliye Bakanlığı tarafından tahsis edilir. Örneğin Dışişleri Bakanlığı'nın ya da Milli Savunma Bakanlığı'nın oturduğu binalar kendi adlarına değil, Hazine adına tapuda kayıtlıdır ve Maliye Bakanlığı tarafından yönetilir. Yani bu açıdan devletin tüzelkişiliğini Maliye Bakanlığı temsil eder.

Devlette her isteyen bakanlık çıkıp kendi adına borçlanma yapamaz. Devlet adına iç ve dış borçlanmayı yapan veya borçlanmalara garanti veren kurum Hazine'dir. Yani borçlanma açısından devlet tüzelkişiliğini Hazine temsil eder. Bence sorun buradadır. Yani devletin gayrimenkulleri açısından tüzelkişiliği Maliye'nin, buna karşılık devlet borçlanması açısından tüzelkişiliği Hazine'nin temsil etmesi yanlıştır. O nedenle bu iki idare bir arada ve tek bir bakana bağlı olmalıdır. Yani sorun, devlet tüzelkişiliğini iki ayrı kurumun temsil etmesiyle ortaya çıkmakta ve ekonomik olmaktan çok hukuki boyut taşımaktadır.

Basına yansıyanlara bakılırsa Hazine Müsteşarlığı bünyesindeki KİT Genel Müdürlüğü Özelleştirme İdaresi'ne, Yabancı Sermaye ve Teşvik ve Uygulama Genel Müdürlükleri Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na, Banka ve Kambiyo ve Sigortacılık Genel Müdürlükleri de BDDK'ya devredilecekmiş. Bu düzenlemelere hiçbir itirazım yok. Bugün gelinen noktada doğrusu budur. Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü Maliye Bakanlığı'na ve Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü de Dışişleri Bakanlığı'na devredilecekmiş. İşte bu noktada itirazım var. Bana sorarsanız bu iki genel müdürlük birbirinden ayrılamaz. Çünkü her ikisi de devletin tüzelkişiliğinin en önemli parçalarından olan iç ve dış borçlanmayı yürütüyor ve devlet adına garanti veriyorlar. Diyelim ki Milli Eğitim Bakanlığı ilköğretimi geliştirmek için Dünya Bankası'ndan kredi alacak. Bu kredinin koşullarını görüşüp anlaşmayı imzalayan birim Hazine'deki Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü'dür. Deneyim, dış piyasa bilgisi birikimi gibi Hazine'nın yıllardır edindiklerini ihmal etsek bile bu anlaşmayı bir başka bakanlığın yetkilisinin imzalaması devletin tüzelkişiliğinin bölünmesi sorununu devam ettirmiş olacaktır.

Kaldı ki IMF ve Dünya Bankası'nın Ana sözleşmelerinde bu kurumlarla muhatap olmak üzere üye ülkenin iki birimi tanımlanmıştır: Hazine (ya da Maliye Bakanlığı) ve Merkez Bankası. İlki IMF nezdinde üye ülkenin mali ajanı (fiscal agent), ikincisi de saklama kurumu (depository) görevi görür.

Geçmişte yapılan yanlış, devletin tüzelkişiliğinin bölünmesiydi. Yeniden yapılanmaya giderken bu yanlışı tekrarlamaktan kaçınmak gerekir. Eğer düzenleme basına yansıdığı gibi yapılırsa devlet adına tescil edilen gayrimenkullerin yönetimiyle devlet adına yapılacak iç borçlanmanın yetkisi Maliye'de, buna karşılık devlet adına yapılacak dış borçlanmanın ve dış borçlanmalara verilecek garantilerin yetkisi Dışişleri Bakanlığı'nda olacak. Yani devletin tüzelkişiliğinin temsili geçmişte Hazine ile Maliye ayrılırken ortaya çıkan bölünmeden daha da ileri gitmiş olacak ve bu karmaşaya IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlarla ilişkiler de dahil edilmiş olacak.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber