İDDK: İmamken şoför kadrosuna geçenler de imam gibi atılabilir
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, imam hatip olarak görev yapmakta iken şoför kadrosuna geçen davacının Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan "Atanmalarında dini öğrenim şartı esas alınan unvanlarda; itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklinde ortak bir nitelik taşımak" şartını kaybettiğinden bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 98. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin işlemi hukuka uygun buldu.

İlk derece mahkemesi: İşlem hukuka aykırıdır
Davacının yardımcı hizmetler sınıfındaki şoför görevini ifa ettiği esnada üzerine atılı bulunan ve soruşturma konusu olan eyleminin, daha sonra devam ettiği Din Hizmetleri Sınıfındaki görevi kapsamında görülmek suretiyle anılan Yönetmelikte düzenlenen ortak nitelik şartını kaybettiği yönünde değerlendirilemeyeceği, yürütmekte olduğu (şoför) kamu göreviyle, bir başka ifadeyle mesleki faaliyetiyle (Cami imam hatipliği) ilgisinin olmadığı, dolayısıyla ortak nitelik şartını kaybettiğinden bahisle ağır sonuçlar doğuran bir idari yaptırım niteliğini haiz olan imam hatiplik görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
İDDK: Davacı göreve imam hatip olarak başladığından bu şartı taşıması gerekir
657 sayılı Kanun'un 98. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, "Memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi" halleri, Devlet memurluğunu sonra erdiren sebepler olarak belirtilmiştir. Söz konusu hükümde açıkça görüldüğü üzere, memurluk statüsünün devamlılığı, memurluğa giriş şartlarının her zaman taşınmasına bağlıdır.
Kanun koyucunun, anılan hükümle, memurluğa alınma şartlarından birinin memurluk sırasında kaybedilmesi halini, Devlet memurluğunu sona erdiren bir sebep olarak belirlemesi karşısında; somut olayda, Devlet memuru olarak ilk defa dini öğrenimi esas alan bir alana, bu alana ilişkin şartları haiz olması sebebiyle atanmış bulunan davacının, Devlet memurluğu görevini sürdürdüğü sıradaki bir takım eylemleri nedeniyle, bu alana ilişkin memurluğa alınma şartlarından birini kaybettiğinden bahisle Devlet memurluğunun sona erdirilmesi, 657 sayılı Kanun'un amir hükmü gereğidir. Bu durum, kamu hizmetlerinin gereklilikleriyle uyumlu olup, memuriyet statüsünün sürekliliği ilkesine aykırı değildir. Davacıya isnat edilen eylemler sırasında şoför kadrosunda bulunması hususu, memurluk görevine dini öğrenim şartı esas alınan imam-hatip kadrosuna atanarak başlayan ve dava konusu işlemden önce şoför kadrosundan, tekrar imam-hatip kadrosuna atanan davacı yönünden söz konusu gerekliliğe engel oluşturmadığından, aksi yönde değerlendirme yapılarak verilen Daire kararında hukuki isabet görülmemiştir.
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2023/1105
Karar No: 2024/3099
İSTEMİN KONUSU:
Danıştay Onikinci Dairesinin 15/06/2022 tarih ve E:2021/3723, K:2022/3766 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
... ili ... ilçesi ... Köyü Camiinde imam hatip olarak görev yapan davacı tarafından; 25/10/2011 tarih ve 28095 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan "Atanmalarında dini öğrenim şartı esas alınan unvanlarda; itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklinde ortak bir nitelik taşımak" şartını kaybettiğinden bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 98. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı işleminin ve anılan Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti:
Danıştay Onikinci Dairesinin 15/06/2022 tarih ve E:2021/3723, K:2022/3766 sayılı kararıyla;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. ve 98. maddeleri ile 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 9/2. maddesi hükümleri aktarıldıktan sonra,
Düzenleyici işlem yönünden;
Din görevlisinin toplum nezdindeki yeri ve önemi ile ifa edilen görevin sosyal yapıya etkileri gözetildiğinde, Din Hizmetleri Sınıfında görev yapanların, topluma örnek olacak davranışlar içinde olmalarının bekleniyor olması, örnek kişilik özellikleri sergileme sorumluluğu taşımaları, toplumda kabul gören değerlere ters düşmeyen ve inanç, ibadet, ahlak ve davranış bütünlüğüne uygun bir yaşam tarzına sahip olmalarının yürütülen kamu hizmetinin ayrılmaz parçası olması, inanç, ibadet, ahlak değerlerinin yaşama yansıyan yönlerinde örnek olma görevini yüklenmeleri karşısında, bu hizmet sınıfı için yukarıda sözü edilen ve iptali istenen, "Atanmalarında dini öğrenim şartı esas alınan unvanlarda; itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklinde ortak bir nitelik taşımak." şartının aranmasında, Yönetmeliğin dayanağı ve üst hukuk normu olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na, 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'a, hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı,
Bireysel işlem yönünden;
Davacının yardımcı hizmetler sınıfındaki şoför görevini ifa ettiği esnada üzerine atılı bulunan ve soruşturma konusu olan eyleminin, daha sonra devam ettiği Din Hizmetleri Sınıfındaki görevi kapsamında görülmek suretiyle anılan Yönetmelikte düzenlenen ortak nitelik şartını kaybettiği yönünde değerlendirilemeyeceği, yürütmekte olduğu (şoför) kamu göreviyle, bir başka ifadeyle mesleki faaliyetiyle (Cami imam hatipliği) ilgisinin olmadığı, dolayısıyla ortak nitelik şartını kaybettiğinden bahisle ağır sonuçlar doğuran bir idari yaptırım niteliğini haiz olan imam hatiplik görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle,
Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin "Genel şartlar" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin iptali istemi yönünden davanın reddine, Diyanet İşleri Başkanlığının... tarih ve ... sayılı işleminin iptaline hükmedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, davacının, Başkanlıktaki görevine atanma şartlarından birisi olan Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 5. maddesinin (b) bendinde yer alan "itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklinde ortak bir nitelik taşımak" şartını görevde iken soruşturma raporu ile tespit edilen fiilleri nedeniyle kaybettiği; tesis edilen bireysel işlemin mevzuata, hizmetin gereklerine ve kamunun yararına uygun olduğu; davacının hizmet cetveli incelendiğinde 08/02/1999-31/01/2012 tarihleri arasında imam hatip olarak görev yaptığı, 01/02/2012-19/02/2013 tarihleri arasında şoför olarak görev yaptığı ve nihayetinde 19/02/2013 tarihinden sonra tekrar imam hatip olarak görev yaptığının görüleceği, meslek hayatı boyunca yalnızca 1 sene gibi kısa bir zaman diliminde şoför olarak görev yapan davacının şoförlük görevini ifa ettiği sırada ortak nitelik şartına aykırı birçok eylem gerçekleştirdikten sonra yeniden imam hatiplik görevine dönerek bu görevi ifa etmesinin mümkün olmadığı, zira imam hatip olarak görev yapan bir personelin statü öncesindeki ve statü sırasındaki yaşantısı boyunca ortak nitelik şartına uygun bir hayat sürmesi gerektiği, aksi yönde değerlendirmeyle verilen iptal kararının İslam dininin gereklerine aykırı bir yaşam süren davacının yeniden imam hatip olarak görev yapmasına neden olacağı hususu dikkate alınarak bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davacı tarafından; davalı idarenin temyiz dilekçesini verdikten sonra, Danıştay Onikinci Dairesince davalı idareden talep edilen posta ücretinin, davalı idare tarafından verilen 7 günlük süre içinde yatırmadığından, davalı idarenin temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'ÜN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY:
Davacı, 08/02/1999 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı emrine aday imam-hatip olarak atanmıştır. Farklı yerlerde imam hatip olarak görev yaptıktan sonra, 01/02/2012 tarihinde ... ili, ... İlçe Müftülüğü emrine şoför olarak atanmıştır.
01/02/2012 - 28/02/2013 tarihleri arasında ... İli ... İlçe Müftülüğü'nde şoför olarak görev yapan davacı hakkında, bu dönemde işlediği iddia edilen fiillerden dolayı, Merkez Camii müezzin kayyımı A.E.'nin şikayeti üzerine soruşturma başlatılmıştır.
Davacı, soruşturma devam ederken 28 Şubat 2013 tarihinde ... İli, ... ilçesi, ... Köyü Camiine imam hatip olarak naklen atanmıştır.
Soruşturma sonucunda düzenlenen ... tarih ve ... sayılı soruşturma raporunda özetle; 2012 yılı Ramazan ayında oruç tutmamasını mubah kılacak bir mazereti bulunmamasına rağmen oruç tutmadığını mesai arkadaşlarına defalarca söylemek, Merkez Camii'nin bahçesi, bayanlar tuvaleti ve Müftülüğün altındaki çay ocağında sigara içmek, ayrıca oturduğu mahallede insanların görebileceği şekilde sigara içmek ve yiyip içmek suretiyle, halen yürüttüğü göreve atanma şartlarından biri olan Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan ortak nitelik şartını kaybettiği gerekçesiyle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 98. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca görevine son verilmesi teklif edilmiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Kurulu, 14/01/2014 tarihinde davacının görevine son verilmesine karar vermiştir. Bu karara istinaden, davacının görevinin sona erdirilmesi hususunda ... tarih ve ... sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı oluru alınmıştır.
Bunun üzerine davacı tarafından, temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinin 1. fıkrasının "Özel şartları" düzenleyen (B) bendinin (2) numaralı alt bendinde, "Kurumların özel kanun veya diğer mevzuatında aranan şartları taşımak" kuralına yer verilmiş; 98. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, "Memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi", Devlet memurluğunu sonra erdiren haller arasında sayılmıştır.
633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Personelin nitelikleri" başlıklı 9. maddesinin 2. fıkrasında, "Başkanlık personelinin 657 sayılı Kanunda ve bu Kanunda yer almayan diğer nitelikleri ile atanmalarında dini öğrenim şartı arananlara ilişkin ortak nitelikler yönetmelikle düzenlenir." hükmü yer almaktadır.
Davacının Devlet memuru olarak göreve başladığı tarihte yürürlükte olan (Mülga) 01/03/1993 tarih ve 21511 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Diyanet İşleri Başkanlığı Sınav, Atama ve Nakil Yönetmeliğinin, değişik 11. maddesinde, "Bu Yönetmelik kapsamına giren kadrolara ilk defa atanacaklarda 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 48 inci maddesinin A bendindeki şartlardan başka "itikad, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu" şeklinde ortak bir nitelik ve ayrıca; ... gerekir" hükmü bulunmaktadır.
Dava konusu bireysel işlem tarihinde yürürlükte olan (Mülga) 25/10/2011 tarih ve 28095 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin "Genel şartlar" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde de, "Atanmalarında dini öğrenim şartı esas alınan unvanlarda; itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklinde ortak bir nitelik taşımak." hükmü mevcuttur.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Daire tarafından verilen, bireysel işlemin iptaline ilişkin kararda; davacının yardımcı hizmetler sınıfındaki şoför görevini ifa ettiği esnada üzerine atılı bulunan ve soruşturma konusu olan eyleminin, daha sonra devam ettiği Din Hizmetleri Sınıfındaki görevi kapsamında görülmek suretiyle anılan Yönetmelikte düzenlenen ortak nitelik şartını kaybettiği yönünde değerlendirilemeyeceği, yürütmekte olduğu (şoför) kamu göreviyle, bir başka ifadeyle mesleki faaliyetiyle (Cami imam hatipliği) ilgisinin olmadığı, dolayısıyla ortak nitelik şartını kaybettiğinden bahisle ağır sonuçlar doğuran bir idari yaptırım niteliğini haiz olan imam hatiplik görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmediği gerekçelerine yer verilmiştir.
657 sayılı Kanun'un 98. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, "Memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi" halleri, Devlet memurluğunu sonra erdiren sebepler olarak belirtilmiştir. Söz konusu hükümde açıkça görüldüğü üzere, memurluk statüsünün devamlılığı, memurluğa giriş şartlarının her zaman taşınmasına bağlıdır.
Kanun koyucunun, anılan hükümle, memurluğa alınma şartlarından birinin memurluk sırasında kaybedilmesi halini, Devlet memurluğunu sona erdiren bir sebep olarak belirlemesi karşısında; somut olayda, Devlet memuru olarak ilk defa dini öğrenimi esas alan bir alana, bu alana ilişkin şartları haiz olması sebebiyle atanmış bulunan davacının, Devlet memurluğu görevini sürdürdüğü sıradaki bir takım eylemleri nedeniyle, bu alana ilişkin memurluğa alınma şartlarından birini kaybettiğinden bahisle Devlet memurluğunun sona erdirilmesi, 657 sayılı Kanun'un amir hükmü gereğidir. Bu durum, kamu hizmetlerinin gereklilikleriyle uyumlu olup, memuriyet statüsünün sürekliliği ilkesine aykırı değildir. Davacıya isnat edilen eylemler sırasında şoför kadrosunda bulunması hususu, memurluk görevine dini öğrenim şartı esas alınan imam-hatip kadrosuna atanarak başlayan ve dava konusu işlemden önce şoför kadrosundan, tekrar imam-hatip kadrosuna atanan davacı yönünden söz konusu gerekliliğe engel oluşturmadığından, aksi yönde değerlendirme yapılarak verilen Daire kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda, bireysel işlem bakımından esas yönünden inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere Daire kararının bozulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle, davanın kısmen reddine, kısmen iptale ilişkin Danıştay Onikinci Dairesinin 15/06/2022 tarih ve E:2021/3723, K:2022/3766 sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4.Kesin olarak, 02/12/2024 tarihinde, oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onikinci Dairesinin 15/06/2022 tarih ve E:2021/3723, K:2022/3766 sayılı kararının temyize konu edilen iptale ilişkin kısmının usul ve hukuka aykırılık taşımadığı, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile Daire kararının temyize konu kısmının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.