Belediye İşçisi İken KVKK'ya Üye Atanan Davacının OHAL Kararnamesi İle Atılması Hukuka Uygun Bulundu
Danıştay 5. Dairesi, Cizre Belediye Başkanlığı bünyesinde işçi olarak çalışmakta iken Kişisel Verileri Koruma Kurumu'na üye olarak seçilen davacının işçi statüsünde iken işlediği terör suçu nedeniyle 692 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkartılmasını hukuka uygun buldu. Daire, davacının kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihi itibarıyla bulunduğu göreve yönelik olarak kamu görevinden çıkarıldığına hükmetti.

İlk derece davayı reddetti, istinaf bu kararı onadı
Davacının, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama suçunu işlediği gerekçesiyle Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 24/02/2011 tarih ve E:2009/217, K:2011/73 sayılı kararıyla hapis cezası ile cezalandırıldığı ve anılan hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve anılan kararın kesinleştiği, davacının PKK/KCK silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatı sabit olduğundan, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı: Atılma listesinde işçi gözüktüğümden yok hükmündedir
Cizre Belediye Başkanlığı'ndaki görevinden 26/12/2016 tarihinde istifa ettiği, KHK'nın yayımlandığı tarihte kadrosundan zaten ayrılmış olduğu, bu sebeple kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlem yok hükmünde olduğu, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının bulunmadığı, PKK/KCK terör örgütü ile herhangi bir ilişkisinin olmadığı ileri sürmüştür.
Danıştay: İşlem hukuka uygundur
Davacı tarafından Ankara 12. Noterliğinin 26/10/2016 tarih ve 20178 yevmiye numaralı istifaname ile Cizre Belediye Başkanlığı bünyesindeki görevinden istifa ettiği ve istifasına ilişkin yasal prosedürün 30/12/2016 tarihinde sonuçlanarak idare tarafından kabul edildiği ancak söz konusu istifanın İl Olağanüstü Hal Bürosuna bildirilmediği, bu nedenle davacının kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin KHK ekli listesinde işçi olarak göründüğü ve söz konusu kamu görevinden çıkarma işleminin Kişisel Verileri Koruma Kurumu'na da bildirilmediği görülmüş olup, ilgili KHK'nın yayım tarihi itibariyle hangi görevde ise o görevine yönelik kamu görevinden çıkarıldığının anlaşılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
T.C.
DANIŞTAY
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2022/15412
Karar No: 2023/9652
İSTEMİN KONUSU:
Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdare Dava Dairesinin 30/09/2022 tarih ve E:2020/18264, K:2022/4379 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava Konusu İstem:
692 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 19/06/2018 tarih ve 2018/20770 sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Ankara 22. İdare Mahkemesinin 17/07/2020 tarih ve E:2018/5125, K:2020/2873 sayılı kararında; davacının, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama suçunu işlediği gerekçesiyle Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 24/02/2011 tarih ve E:2009/217, K:2011/73 sayılı kararıyla hapis cezası ile cezalandırıldığı ve anılan hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve anılan kararın kesinleştiği, davacının PKK/KCK silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatı sabit olduğundan, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti:
Davacının istinaf başvurusunda bulunması üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdare Dava Dairesinin 30/09/2022 tarih ve E:2020/18264, K:2022/4379; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
İstinaf başvurusunun reddi yolunda verilen Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu, Cizre Belediye Başkanlığı'ndaki görevinden 26/12/2016 tarihinde istifa ettiği, KHK'nın yayımlandığı tarihte kadrosundan zaten ayrılmış olduğu, bu sebeple kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlem yok hükmünde olduğu, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının bulunmadığı, PKK/KCK terör örgütü ile herhangi bir ilişkisinin olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeyerek işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Diğer yandan, davacı vekili tarafından dava dosyasına sunulan temyiz dilekçesinde; davacının Cizre Belediye Başkanlığı bünyesinde sürdürmekte olduğu görevinden 26/12/20216 tarihinde istifa ettiği ve istifasına ilişkin yasal prosedürün 30/12/2016 tarihinde sonuçlanarak idare tarafından kabul edildiği, TBMM'de 04/01/2017 tarihinde yapılan oylama neticesinde Kişisel Verileri Koruma Kurumu'na üye olarak seçildiği ve anılan kurumda 12/01/2017 tarihinde resmi göreve başladığı, bu nedenle de 14/07/2017 tarih ve 30124 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 692 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listede sanki Cizre Belediye Başkanlığı bünyesinde çalışan bir işçiymiş gibi ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılmasının şekil bakımından hukuka aykırı olduğu ve yok hükmünde olduğu belirtilmekte ise de; dava dosyasının incelenmesinden, davacı tarafından Ankara 12. Noterliğinin 26/10/2016 tarih ve 20178 yevmiye numaralı istifaname ile Cizre Belediye Başkanlığı bünyesindeki görevinden istifa ettiği ve istifasına ilişkin yasal prosedürün 30/12/2016 tarihinde sonuçlanarak idare tarafından kabul edildiği ancak söz konusu istifanın İl Olağanüstü Hal Bürosuna bildirilmediği, bu nedenle davacının kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin KHK ekli listesinde işçi olarak göründüğü ve söz konusu kamu görevinden çıkarma işleminin Kişisel Verileri Koruma Kurumu'na da bildirilmediği görülmüş olup, ilgili KHK'nın yayım tarihi itibariyle hangi görevde ise o görevine yönelik kamu görevinden çıkarıldığının anlaşılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu nedenlerle, davacının Kanun Hükmünde Kararname eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılmasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdare Dava Dairesinin 30/09/2022 tarih ve E:2020/18264, K:2022/4379 sayılı
kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Kullanılmayan 133,00 TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Ankara
Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Ankara 22. İdare Mahkemesine gönderilmesine, 21/06/2023 tarihinde, oyçokluğuyla, kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY
692 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin 19/06/2018 tarih ve 2018/20770 sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen Ankara 22. İdare Mahkemesinin 17/07/2020 tarih ve E:2018/5125, K:2020/2873 sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdare Dava Dairesinin 30/09/2022 tarih ve E:2020/18264, K:2022/4379 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Cizre Belediye Başkanlığı bünyesinde sürdürmekte olduğu görevinden 26/12/20216 tarihinde istifa ettiği ve istifasına ilişkin yasal prosedürün 30/12/2016 tarihinde sonuçlanarak idare tarafından kabul edildiği, TBMM'de 04/01/2017 tarihinde yapılan oylama neticesinde Kişisel Verileri Koruma Kurumu'na üye olarak seçildiği ve anılan kurumda resmi göreve başladığı,14/07/2017 tarih ve 30124 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 692 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listede ise sanki Cizre Belediye Başkanlığı bünyesinde çalışan bir işçiymiş gibi ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarıldığı görülmektedir.
Bu durumda, davacının KHK ekli listede ismine yer verilmek suretiyle Cizre Belediye Başkanlığı bünyesindeki kamu görevinden çıkarılmasından çok önce ilgili görevinden istifa etmek suretiyle ayrıldığı ve KHK'nın yayım tarihi olan 14/07/2017 tarihinde ise Kişisel Verileri Koruma Kurumunda üye olarak görev yaptığı anlaşıldığından, artık Cizre Belediye Başkanlığında çalışmayan birisi hakkında sanki söz konusu kurumda çalışıyormuş gibi KHK eki listesinde ismi belirtilerek kamu görevinden çıkarılmasına yönelik tedbirin uygulanamayacağından ve kişinin mevcut durumuna uygun olan yeni bir işlemin tesis edilmesi gerektiğinden, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluğun kararına katılmıyorum.