Bir idari işlemin kendiliğinden öğrenilmesi halinde dava açma süresi ne zaman başlar?
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, İdari işlemin niteliğinin ve hukuki sonuçlarının davacılar tarafından bütünüyle kendiliğinden öğrenildiği bazı davalarda, bilgi edinmenin (ıttılanın) yazılı bildirimin sonuçlarını doğuracağı ve dava açma süresine başlangıç alınacağını belirtti

Dava konusu olay
Konutların Turizm Amaçlı Kiralanması Faaliyetlerinin Düzenlenmesine İlişkin Yönetmelik'in 5. maddesinin 4. fıkrasının 1. Cümlesi ve Muğla Valiliği tarafından düzenlenen Turizm Amaçlı Kiralanan Konut İzin Belgesinin iptali istenilmiş
Uyuşmazlıkta davacı, söz konusu izin belgesinin dava dışı şahsa verildiğini 11/06/2024 tarihinde öğrendiğini ileri sürmekte olup, bakılan davayı ise 07/08/2024 tarihinde açmıştır. Söz konusu izin belgesini başka bir tarihte öğrendiğini ortaya koyabilecek bir bilgi veya belgenin dosyada yer almadığı görülmekte olup davalı idarece bunun aksini ortaya koyabilecek bir itiraz da ileri sürülmemiştir.
Danıştay Dairesi ise süre aşımından davayı reddetmiştir.
Bilgi edinme (ıttıla) nedir?
2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinde; sürelerin idari uyuşmazlıklarda yazılı
bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı; ilanı gereken düzenleyici
işlemlerde dava açma süresinin ilan tarihini izleyen günden başlayacağı, ancak
bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, uygulama işlemine dayanak teşkil
eden düzenleyici işlem için öngörülen dava açma süresi geçmiş olsa dahi, düzenleyici
işlem veya uygulama işlemi yahut her ikisi aleyhine birden dava açabileceği
düzenlenmiştir.
İdari işlemin niteliğinin ve hukuki sonuçlarının davacı tarafından bütünüyle
kendiliğinden öğrenildiği bazı davalarda ise, bilgi edinmenin (ıttılanın)
yazılı bildirimin sonuçlarını doğuracağı ve dava açma süresine başlangıç alınacağı
Danıştay içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Ancak, bilgi edinmenin (ıttılanın) idari dava açma süresine başlangıç alınacağı
şeklindeki genel bir kabul, Anayasa'nın 125. maddesi ve 2577 sayılı Kanun'la
bağdaşmadığından, bu istisnai durumun oluştuğu kabul edilerek bilgi edinmenin
dava açma süresine başlangıç alınması, idari işlemin niteliği ve doğurduğu hukuki
sonuç itibarıyla davacılar tarafından öğrenildiğinin kanıtlanması koşuluna bağlı
olup bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği de açılan idari davada idari yargı
merciince karara bağlanacaktır.
İDDK: Dava süresindedir
Her ne kadar, temyize konu Daire kararında davacının kendisi hakkında bir uygulama
işlemi bulunmadığı, bu nedenle dava açma süresinin dava konusu Yönetmeliğin
Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten itibaren başlayacağı belirtilmişse de;
2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 4. fıkrasında düzenleyici işlemin uygulanması
üzerine ilgililerin dava açabileceği belirtildiğinden, söz konusu hükümdeki
"ilgililer" kavramından uygulama işleminden menfaati etkilenen
kişilerin anlaşılması gerektiği dikkate alındığında, Kanun'un anılan maddesinin
uygulanabilmesi için mutlaka uygulama işleminin davacının hakkında tesis edilmesi
gerektiği gibi bir sonuca varılamamaktadır.
Bu çerçevede uyuşmazlıkta, davacının dava konusu uygulama işlemini öğrendiğini
belirttiği tarihin bilgi edinme (ıttıla) tarihi olarak kabul edilerek dava açma
süresinin bu tarihten itibaren hesaplanması gerekmektedir.
Bu durumda, uygulama işleminin davacı tarafından 11/06/2024 tarihinde öğrenildiğinin
beyan edildiği, aksinin ortaya konulamadığı gibi dosyada bu yönde bir bilgi
ve belgenin de bulunmadığı dikkate alındığında, 07/08/2024 tarihinde açılan
davanın süresinde olduğunun kabulü gerektiğinden, davanın süre aşımı nedeniyle
reddi yolunda verilen temyize konu Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2025/105
Karar No: 2025/671
İSTEMİN KONUSU:
Danıştay Dördüncü Dairesinin 02/10/2024 tarih ve E:2024/2802, K:2024/5325 sayılı
kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
28/12/2023 tarih ve 32413 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01/01/2024 tarihinde
yürürlüğe giren Konutların Turizm Amaçlı Kiralanması Faaliyetlerinin Düzenlenmesine
İlişkin Yönetmelik'in 5. maddesinin 4. fıkrasının 1. cümlesinde yer alan "Yüksek
nitelikli konutlar ile (Ek ibare:RG-26/7/2024-32613) devre mülk hakkı kurulan
konutlar ve müstakil konutlar için yapılan başvurularda ikinci fıkranın (d)
bendindeki oybirliğiyle alınacak kararın sunulması ve Kanunun 3 üncü maddesinin
dördüncü fıkrasındaki yüzde yirmi beş şartı aranmaz." ibaresinin ve Muğla
Valiliği tarafından düzenlenen ... sayılı Turizm Amaçlı Kiralanan Konut İzin
Belgesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti:
Danıştay Dördüncü Dairesinin 02/10/2024 tarih ve E:2024/2802, K:2024/5325 sayılı
kararıyla;
2577 sayılı Kanun'un 7. maddesi uyarınca düzenleyici işlemin ilanı üzerine altmış
gün içinde dava açılabileceği gibi, düzenleyici işlemin uygulanması üzerine
de, uygulama işleminin tebliğ tarihinden itibaren yine altmış gün içinde düzenleyici
işleme veya düzenleyici işlemle birlikte uygulama işlemine karşı dava açılabileceği,
bu şekilde, düzenleyici işlemin ilanı üzerine düzenleyici işleme karşı dava
açmamış bulunan ilgililere, dava konusu edebilecekleri bir uygulama işleminin
varlığına bağlı olarak, düzenleyici işleme karşı da dava açma imkanının sağlanmasının
amaçlandığı,
Anılan Kanun hükmü uyarınca, ilan tarihinden itibaren işlemeye başlayan dava
açma süresi içerisinde idari davaya konu edilmeyen düzenleyici işlemlerin, bu
tarihten sonra davaya konu edilebilmelerinin, söz konusu düzenleyici işleme
dayanılarak, ilgili hakkında uygulama işlemi tesis edilmiş olması, uygulama
işleminin ise, birlikte dava konusu yapıldığı düzenleyici işlemin uygulaması
niteliğinde bulunması ile kesin ve yürütülebilir nitelik taşıması ve uygulama
işleminin tebliğ tarihine göre dava açma süresinin geçmemiş olması halinde mümkün
olduğu,
Bu durumda iptali istenilen dava konusu Yönetmelik düzenlemesine dayanılarak
davacı hakkında tesis edilmiş herhangi bir uygulama işleminin mevcut olmadığı,
davalı idarenin davacının başvurusunun zımnen reddi yolundaki işleminin anılan
düzenlemenin uygulama işlemi niteliğinde olmadığı, düzenleyici işlemin 28/12/2024
tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanmasından itibaren dava açma süresi geçtikten
sonra yapılan başvurunun düzenleyici işlemin ilanı üzerine düzenleyici işleme
karşı dava açmamış bulunan davacı yönünden yeni bir dava açma süresinin başlamasına
imkan tanımayacağı sonucuna varıldığından, 07/08/2024 tarihinde açılan davanın
süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davacı tarafından, turizm amaçlı konut izin belgesi verilen taşınmazla aynı
parselde yer alan 15 taşınmazdan birinde malik olduğu, söz konusu taşınmazın
turizm amaçlı kiralanmasının kendi taşınmazı açısından olumsuz neticelere sebebiyet
verebileceği, bu bakımdan uygulama işleminin iptalini istemekte menfaatinin
bulunduğu, dava açma süresinin uygulama işleminin öğrenildiği tarihten itibaren
hesaplanması gerektiği, davanın süresinde olduğu, dava konusu işlemin Kat Mülkiyeti
Kanunu'na aykırı olduğu belirtilerek temyize konu Daire kararının bozulması
gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI:
Davalı idarelerden Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, Danıştay Dördüncü
Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde
öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı
belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı idarelerden Muğla Valiliği tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Konutların gerçek ve tüzel kişilere, turizm amaçlı kiralanmasına ilişkin usul
ve esasları belirlemek amacıyla hazırlanan 7464 sayılı Konutların Turizm Amacıyla
Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 02/11/2023
tarih ve 32357 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.
Anılan Kanun'un 6. maddesine dayanılarak hazırlanan ve konutların yerli veya
yabancı kişilere tek seferde yüz gün veya yüz günden daha kısa süreyle turizm
amaçlı kiralanmasına, izin belgesi başvurularında uygulanacak işlemlere, konutların
niteliklerine, izin belgesi sahiplerinin uymak zorunda oldukları hükümlere ve
kullanıcı ile izin belgesi sahibinin karşılıklı hak ve yükümlülüklerine ilişkin
hükümleri düzenleyen Turizm Amaçlı Kiralanması Faaliyetlerinin Düzenlenmesine
İlişkin Yönetmelik, 28/12/2023 tarih ve 32413 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak
01/01/2024 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Davacı tarafından, kendisine ait bağımsız bölümün de bulunduğu sitede yer alan
başka bir bağımsız bölüm için Turizm Amaçlı Kiralanan Konut İzin Belgesi düzenlenmiş
olduğunun 11/06/2024 tarihinde öğrenilmesi üzerine aynı gün davalı Bakanlık
iletişim merkezi üzerinden davalı Bakanlığa anılan izin belgesinin Kanuna aykırı
olduğu ve iptalinin gerektiği yolunda başvuru yapılmıştır.
Başvuruya cevap gelmemesi üzerine bu defa Muğla Valiliği İl Kültür ve Turizm
Bakanlığına başvurularak şikayetin devam ettiği ve kendisine yazılı olarak cevap
verilmesi talep edilmiştir.
Davacıya yasal süre içinde cevap verilmemesi üzerine Muğla Valiliği tarafından
düzenlendiği belirtilen 48-3023 sayılı Turizm Amaçlı Kiralanan Konut İzin Belgesinin
ve bu belgenin düzenlenmesinin dayanağı olduğu ileri sürülen 28/12/2023 tarih
ve 32413 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01/01/2024 tarihinde yürürlüğe
giren Konutların Turizm Amaçlı Kiralanması Faaliyetlerinin Düzenlenmesine İlişkin
Yönetmelik'in 5. maddesinin 4.
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "Yüksek nitelikli konutlar ile (Ek
ibare: RG-26/7/2024-32613) devre mülk hakkı kurulan konutlar ve müstakil konutlar
için yapılan başvurularda ikinci fıkranın (d) bendindeki oybirliğiyle alınacak
kararın sunulması ve Kanunun 3 üncü maddesinin dördüncü fıkrasındaki yüzde yirmi
beş şartı aranmaz." ibaresinin iptali istemiyle 07/08/2024 tarihinde temyizen
incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında, "Devlet, işlemlerinde, ilgili
kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek
zorundadır." hükmüne, bu düzenlemenin devamı olarak da 125. maddesinin
üçüncü fıkrasında, "İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı
bildirim tarihinden başlar." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı
7. maddesinde; "1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen
hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde
otuz gündür.
2. Bu süreler;
a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı, ...
Tarihi izleyen günden başlar.
...
4. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden
itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici
işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler.
Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline
engel olmaz." hükmü düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinde; sürelerin idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin
yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde
dava açma süresinin ilan tarihini izleyen günden başlayacağı, ancak bu işlemlerin
uygulanması üzerine ilgililerin, uygulama işlemine dayanak teşkil eden düzenleyici
işlem için öngörülen dava açma süresi geçmiş olsa dahi, düzenleyici işlem veya
uygulama işlemi yahut her ikisi aleyhine birden dava açabileceği düzenlenmiştir.
İdari işlemin niteliğinin ve hukuki sonuçlarının davacı tarafından bütünüyle
kendiliğinden öğrenildiği bazı davalarda ise, bilgi edinmenin (ıttılanın) yazılı
bildirimin sonuçlarını doğuracağı ve dava açma süresine başlangıç alınacağı
Danıştay içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Ancak, bilgi edinmenin (ıttılanın) idari dava açma süresine başlangıç alınacağı
şeklindeki genel bir kabul, Anayasa'nın 125. maddesi ve 2577 sayılı Kanun'la
bağdaşmadığından, bu istisnai durumun oluştuğu kabul edilerek bilgi edinmenin
dava açma süresine başlangıç alınması, idari işlemin niteliği ve doğurduğu hukuki
sonuç itibarıyla davacılar tarafından öğrenildiğinin kanıtlanması koşuluna bağlı
olup bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği de açılan idari davada idari yargı
merciince karara bağlanacaktır.
Olayda, konutların gerçek ve tüzel kişilere, turizm amaçlı kiralanmasına ilişkin
usul ve esasları belirlemek amacıyla hazırlanan Konutların Turizm Amacıyla Kiralanmasına
ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 02/11/2023 tarih ve
32357 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, dava konusu Yönetmeliğin
5. maddesiyle de, söz konusu konutta turizm amaçlı kiralama faaliyeti yürütülmesinin
uygun görüldüğüne ilişkin bağımsız bölümün bulunduğu binada yer alan konut nitelikli
tüm bağımsız bölümlerin kat malikleri tarafından oy birliği ile alınan kararın
noter onaylı örneğinin izin belgesi için yapılan başvurularda ibrazının zorunlu
olduğunun düzenlendiği; ancak aynı Yönetmeliğin dava konusu 5. maddesinin 4.
fıkrasının birinci cümlesinde, yüksek nitelikli konutlar yanında müstakil konutlar
için yapılan başvurularda da kat malikleri tarafından oy birliği ile alınan
kararın aranmayacağının düzenlendiği görülmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından anılan düzenlemelere dayanılarak
kendi bağımsız bölümünün de yer aldığı sitede bulunan bağımsız bölüm için Turizm
Amaçlı Kiralanan Konut İzin Belgesi düzenlenmiş olduğu, Kanundaki konut tanımında
normal konut müstakil konut ayrımı yapılmadan yüksek nitelikli konutlar dışındaki
tüm konutlar için izin belgesi başvurularında kat malikleri tarafından oybirliği
ile alınan kararın ibrazı zorunlu tutulduğu halde iptali istenilen Yönetmelik
hükmü ile müstakil konutların da anılan kararın ibrazından muaf tutulduğu ve
bu düzenlemeye dayanılarak aynı sitede bulunan başka bir bağımsız bölüm için
izin belgesi düzenlendiği, bu düzenlemenin Kanuna aykırı olduğu ve toplu yaşam
alanlarında huzur ve düzeni bozacak nitelikte olduğu ileri sürülerek bakılan
davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta davacı, söz konusu izin belgesinin dava dışı şahsa verildiğini
11/06/2024 tarihinde öğrendiğini ileri sürmekte olup, bakılan davayı ise 07/08/2024
tarihinde açmıştır. Söz konusu izin belgesini başka bir tarihte öğrendiğini
ortaya koyabilecek bir bilgi veya belgenin dosyada yer almadığı görülmekte olup
davalı idarece bunun aksini ortaya koyabilecek bir itiraz da ileri sürülmemiştir.
Her ne kadar, temyize konu Daire kararında davacının kendisi hakkında bir uygulama
işlemi bulunmadığı, bu nedenle dava açma süresinin dava konusu Yönetmeliğin
Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten itibaren başlayacağı belirtilmişse de;
2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 4. fıkrasında düzenleyici işlemin uygulanması
üzerine ilgililerin dava açabileceği belirtildiğinden, söz konusu hükümdeki
"ilgililer" kavramından uygulama işleminden menfaati etkilenen kişilerin
anlaşılması gerektiği dikkate alındığında, Kanun'un anılan maddesinin uygulanabilmesi
için mutlaka uygulama işleminin davacının hakkında tesis edilmesi gerektiği
gibi bir sonuca varılamamaktadır.
Bu çerçevede uyuşmazlıkta, davacının dava konusu uygulama işlemini öğrendiğini
belirttiği tarihin bilgi edinme (ıttıla) tarihi olarak kabul edilerek dava açma
süresinin bu tarihten itibaren hesaplanması gerekmektedir.
Bu durumda, uygulama işleminin davacı tarafından 11/06/2024 tarihinde öğrenildiğinin
beyan edildiği, aksinin ortaya konulamadığı gibi dosyada bu yönde bir bilgi
ve belgenin de bulunmadığı dikkate alındığında, 07/08/2024 tarihinde açılan
davanın süresinde olduğunun kabulü gerektiğinden, davanın süre aşımı nedeniyle
reddi yolunda verilen temyize konu Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin
Danıştay Dördüncü Dairesinin temyize konu 02/10/2024 tarih ve E:2024/2802, K:2024/5325
sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 20/03/2025 tarihinde oybirliği ile karar verildi.