'Asgari ücrette komisyonun yapısı değişmezse sonuç da değişmez'

2026 asgari ücret görüşmeleri öncesi milyonlarca çalışanı ilgilendiren kritik detaylar: Zam oranı, komisyonun yapısı ve uzmanların dikkat çeken önerileriyle gündem hareketlendi. Komisyonun demokratikleşmesi, şeffaflık ve temsilin genişletilmesi talepleri öne çıkıyor. Doç. Dr. Okan Güray Bülbül, Ocak 2026 için %30 civarında bir artış öngörürken, asıl gündemin "komisyonun demokratikleşmesi" olacağını vurguladı.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 21 Ekim 2025 15:48, Son Güncelleme : 21 Ekim 2025 15:53
'Asgari ücrette komisyonun yapısı değişmezse sonuç da değişmez'

2026 yılı asgari ücreti için hazırlıklar hız kazandı.

Milyonlarca çalışanı doğrudan ilgilendiren bu süreçte, ekonomistler ve iş hukuku uzmanları olası artış senaryolarını değerlendirmeye başladı.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun Aralık ayında başlayacak görüşmeleri öncesinde, zam oranı ve komisyonun yapısına ilişkin tartışmalar yeniden gündeme geldi. Sosyal Güvenlik uzmanı Doç. Dr. Okan Güray Bülbül, olası zamma dair değerlendirmesinde %30 civarında bir artışın en olası senaryo olduğunu, ancak asıl meselenin "komisyonun demokratikleşmesi" olduğunu vurguladı.

Asgari Ücrette Artış Beklentileri

Doç. Dr. Bülbül, 2026'nın ilk yarısında uygulanacak asgari ücret için %30'luk bir artış beklentisini dile getirdi: "Bu oran, mevcut ekonomik politikaların sınırlarını aşmayacak, enflasyonla mücadele hedefleriyle uyumlu bir düzeydir. Ancak bunun üzerinde bir artış, ücretlerin baskılandığı bir dönemde 'enflasyonu tetikler' gerekçesiyle siyasi irade tarafından riskli görülebilir.

Fakat şunu unutmamak gerekir: 10 aydır 22.104 TL ile geçinmeye çalışan milyonlarca insan var. Enflasyonda kalıcı bir düşüş sağlanamadı. Dolayısıyla ücret artışlarını yalnızca fiyat istikrarı açısından değil, yaşam maliyetleri üzerinden de değerlendirmek gerekiyor."

Bülbül, mevcut asgari ücretle temel ihtiyaçların karşılanamadığını belirterek, "Vatandaş tasarruf etmiyor, ay sonunu getirmeye çalışıyor. Böyle bir tabloda yapılacak %30'luk artış, enflasyonu değil ancak nefes almayı sağlar." ifadelerini kullandı.

Enflasyon ve Ücret Artışı

Bülbül, ücret artışının enflasyonu körükleyeceği yönündeki iddialara ise karşı çıktı:

"Asgari ücretin %30 hatta %45 artırılması bile talep enflasyonu yaratmaz. Çünkü bu gelir grubundaki insanlar kazandıkları her kuruşu zorunlu harcamalara ayırıyor. Enflasyonu tetikleyen şey, yüksek gelir grubunun tüketim davranışlarıdır, asgari ücretli değil."

Bülbül'e göre Türkiye ekonomisinde uzun süredir gelir dağılımı bozulmuş durumda ve ücret artışları, üretim ve tüketim dengesine zarar vermez.

Komisyonun Demokratikleşmesi

Doç. Dr. Bülbül'e göre bu yılki görüşmelerin asıl gündemi, zam oranından çok komisyonun yapısının değişip değişmeyeceği olacak.

"Türk-İş Başkanı Ergün Atalay geçtiğimiz Aralık ayında tarihi bir çıkış yaptı ve 'Bu yapı değişmedikçe masaya oturmayacağız' dedi. Hak-İş de benzer bir tavır aldı. Bu tepki, sadece sendikal bir çıkış değil, aynı zamanda bir demokratikleşme çağrısıdır. Çünkü mevcut sistemde işçi tarafı masada oturuyor ama gerçekte söz hakkı yok."

Bülbül, son 7 asgari ücret belirleme sürecinin yalnızca 4'ünün oy birliğiyle sonuçlandığını, kalan 3'ünde işçi tarafının muhalefet ettiğini hatırlatarak şöyle devam etti:

"Bu tablo, komisyonun yalnızca sembolik bir işlev gördüğünü gösteriyor. İşçi tarafı karar süreçlerine etkide bulunamıyor. Üçlü Danışma Kurulu'nun bugün bu gündemle toplanmış olması da bu açıdan önemli. Çünkü asıl mesele, 'komisyon nasıl daha katılımcı hale getirilebilir' sorusuna cevap bulmak."

Kısa Vadede Atılabilecek Reform Adımları

  • Temsilin genişletilmesi: Sadece Türk-İş ve TİSK değil, diğer işçi ve işveren örgütlerinin de masada yer alması.
  • Şeffaflık: Komisyon toplantılarında kullanılan verilerin, hesaplamaların ve tekliflerin kamuoyuyla paylaşılması.
  • Teknokratik liderlik: Komisyonun başında teknik bilgiye dayalı, bağımsız uzmanların bulunması.

"Bu değişiklikler, asgari ücret sürecine hem şeffaflık hem de güven kazandırır. İşçi ve işveren temsilcilerinin eşit söz hakkına sahip olması, yalnızca adil ücret açısından değil, toplumsal huzur açısından da gereklidir."

Geçim Derdi ve Toplumsal Adalet

Son olarak Bülbül, asgari ücret tartışmalarının teknik hesaplamaları aştığını, toplumsal bir adalet meselesine dönüştüğünü söyledi:

"Bugün konuştuğumuz şey sadece bir ücret değil, geçim mücadelesidir. Piyasadaki fiyat artışları, kira ve gıda enflasyonu dikkate alındığında, 22 bin lira bir ailenin asgari yaşam koşullarını karşılamaya yetmiyor. Bu nedenle komisyon yalnızca sayısal değil, sosyal bir karar vermek zorunda."

Zekeriya ELTİMUR

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber