'Uzun işsizlik sonrasında sadece FETÖ/PDY okulunda iş bulabildim' savunması kabul gördü

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 683 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, kamu görevine iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair işleme karşı açılan davayı karara bağladı, İlgili hakkındaki iltisakla ilişkin delilleri yetersiz buldu.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 08 Kasım 2025 00:10, Son Güncelleme : 28 Ekim 2025 08:00
'Uzun işsizlik sonrasında sadece FETÖ/PDY okulunda iş bulabildim' savunması kabul  gördü

İlk derece mahkemesi iltisak ve irtibata ilişkin yeterli delil görmemiş ve işlemi iptal etmiştir. İstinaf ise bu kararı bozmuştur. Danıştay 5. Dairesi ise bu kararı bozmuştur.

Danıştay 5. Dairesi kararından..

Öte yandan, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında; davacıya ait cep telefonunda FETÖ/PDY mensuplarınca kullanılan "com.kakao.talk" isimli iletişim programı kalıntılarına rastlanılmış olması, davacının FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisakını ortaya bir delil olarak değerlendirilmiş ise de, KakaoTalk programının Uzak Doğu menşeli cep telefonlarında veri tabanına yüklü olarak ülkemize geldiği, bu haliyle davacının cep telefonunda KakaoTalk programı kalıntılarına rastlanılmış olmasının, davacının FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan bir delil olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmıştır.

İstinaf kararında ısrar etmiştir.

Davacının savunması:
Davacı tarafından, FETÖ/PDY terör örgütüyle ilgisinin bulunmadığı, öğrencilik dönemi boyunca FETÖ'ye müzahir yurt ya da evlerde kalmadığı, mezun olduktan sonra 2013-2014 eğitim ve öğretim döneminde iş bulamadığından anılan okulda çalışmaya başladığı; o tarihte bu okulun FETÖ/PDY terör örgütüne müzahir olduğu konusunda bilgisinin olmadığı, burada çalışması dolayısıyla sair gazete ve dergi üyeliklerini gerçekleştirdiği, gerek ailesinde gerekse sosyal çevresinde bu yapının sevilmediği, kendisinin de böyle bir yapıyla anılmak istemediği, yine aynı okul yönetiminin sendika üyeliği, himmet ve burs talepleri ile sohbet toplantılarına katılım hususundaki baskılarına direndiği, Bank Asya hesabını Şehit Fethi Bey İlköğretim Okulu ile sözleşme imzaladığında okul yönetiminin maaş hesabı olarak açtırdığı, terör örgütü liderinin talimatı kapsamında para yatırmadığı, sadece rutin bankacılık işlemleri gerçekleştirdiği, 2014 yılı sonu itibarıyla hesap hareketliliğinin bulunmadığını belirtmiştir.

İDDK ise, "davalı idarece bakılmakta olan dosyada davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplarla iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğuna ilişkin yeterli delil sunulmadığı, sunulan delillerin ise davacının iltisakı veya irtibatını ortaya koyacak yeterlilikte ve nitelikte olmadığı, ayrıca dosya kapsamında davacının iltisakını ve/veya irtibatını ortaya koyan nitelikte herhangi bir bilgi ve belgenin de bulunmadığı anlaşıldığı" gerekçesi ile ısrar kararını bozmuştur.

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2024/2923
Karar No: 2025/874

İSTEMİN KONUSU:
... Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
683 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, kamu görevine iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; dava konusu Komisyon kararında, davacının Bank Asya hesabındaki mevduatını 2014 yılından itibaren artırdığı, FETÖ/PDY'ye iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle TMSF'ye devredilen Cihan Medya Dağıtım A.Ş.'ye 09/01/2014-09/12/2014 tarihleri arasında ödeme bilgisinin bulunduğu, örgüte müzahir olduğu gerekçesiyle kapatılan Kimse Yok Mu Derneği'ne para gönderdiği ve 2012-2015 yılları arasında örgüte müzahir okulda çalışma kaydı bulunduğu tespitine yer verilse de, ... Ağır Ceza Mahkemesinin... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile davacının ekonomik nedenlerle örgütle iltisaklı okulda çalıştığı, Bank Asya'daki hesap hareketlerinin çalıştığı kurumdan dolayı açılmış maaş hesabı olduğunun, hesap hareketlerinin ise rutin bankacılık faaliyetine ilişkin olduğunun belirtildiği ve örgütün yayın organına bir yıl süreyle abone olmasının da örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceği gerekçesi ile hakkında beraat kararı verildiği, Mahkemelerince davacının örgüte müzahir Kimse Yok Mu Derneğine para gönderip göndermediğinin tespiti amacıyla 25/09/2019 tarihli ara kararı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığından bilgi ve belge istendiği, verilen cevabi yazılarda davacının 09/06/2014 tarihinde Bank Asya aracılığıyla 1 (bir) kez olmak üzere para gönderdiği ve "null" yazılı olduğundan tutarının tespit edilemediğinin bildirildiği belirtilmiş ve bu durumda, FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibata gerekçe yapılabilecek delillere yönelik açıklamalar, dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile UYAP kayıtlarının birlikte incelenmesi neticesinde, davacının kamu görevine girmeden önce 2012-2015 yılları arasında örgütle iltisaklı okulda çalışmasının ekonomik nedenlere dayandığı, Bank Asya hesabının çalıştığı okul nedeniyle maaş hesabı olarak açıldığı ve rutin bankacılık işlemleri dışında örgüt liderinin talimatı doğrultusunda para artışının tespit edilemediği, öte yandan başka deliller olmaksızın tek başına Cihan Medya ödeme bilgisinin ve Kimse Yok Mu Derneğine 1 (bir) kere para göndermiş olmasının FETÖ/PDY ile irtibat için yeterli görülemeyeceği, davacının örgütle irtibat veya iltisakını gösterecek başkaca bir bilgi ve belgenin de dosyaya sunulmadığı anlaşıldığından, belirtilen hususların davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisakını veya irtibatını ortaya koyacak düzeyde bulunduğunun kabulünün ölçüsüz ve hakkaniyete aykırı olduğu değerlendirilerek, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile en az iltisak veya irtibat derecesinde bağının olmadığı ve dava konusu Komisyon kararında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
... Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesinin... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; davacının Bank Asya'da açmış olduğu hesabın bakiyesi 31/12/2013 tarihinde 155,25-TL iken, örgüt liderinin talimatından sonraki süreçte; mezkur hesaba 12/04/2014 tarihinde 600,00-TL, 19/03/2015 tarihinde 800,00-TL, 15/04/2015 tarihinde 1.000,00-TL para yatırdığı ve aynı hesaba muhtelif tarihlerde farklı tutarlarda para girişi olduğu, ayrıca 14/03/2014 tarihinde 2.000,00-TL tutarlı 31 günlük, 02/06/2014 tarihinde 500,00-TL tutarlı 31 günlük, 18/11/2014 tarihinde 1.923,63-TL tutarlı 31 günlük katılım hesapları açtığı, dolayısıyla anılan Banka'ya finansal destek/yardım sağladığı sonucuna ulaşıldığı; ayrıca davacının FETÖ/PDY ile irtibatı nedeniyle kapatılan Özel Burç Meltem Ortaokulunda 08/09/2012-20/06/2013, Özel Şehit Fethi Bey Ortaokulunda 05/08/2013-31/01/2015 tarihleri arasında çalışma kaydının bulunduğu; FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan Kimse Yok Mu Derneğine 09/06/2014 tarihinde para gönderdiği; FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle TMSF'ye devredilen Cihan Medya Dağıtım A.Ş.'ye 09/01/2014-09/12/2014 tarihleri arasında ödeme bilgisinin bulunduğu; davacının ceza yargılamasındaki 20/09/2016 tarihli ifadesinde, "Sızıntı, Zaman, Aksiyon ve Bugün gazete ve dergilerine 2013-2014 yılları arasında aboneliğim vardı..." şeklinde ikrarda bulunduğu; yine ceza yargılamasında davacıdan ele geçirilen dijital materyaller ile ilgili düzenlenen 14/02/2019 tarihli inceleme raporuna göre, davacıya ait ... Marka ... IMEİ numaralı cep telefonunda FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca kullanılan "com.kakao.talk" isimli iletişim programı kalıntılarının bulunduğunun görüldüğü belirtilmiş ve bu durumda, davacı hakkında yukarıda aktarılan tespitler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının çeşitli yol ve yöntemlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğu anlaşıldığından, dava konusu Komisyon kararında hukuka aykırılık, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek İdare Mahkemesi kararı kaldırılmış ve davanın reddine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti:
Danıştay Beşinci Dairesinin 26/10/2023 tarih ve E:2020/6662, K:2023/14919 sayılı kararıyla; davacının Bank Asya hesabı ile ilgili olarak ceza yargılamasındaki bilirkişi raporu ile Bölge İdare Mahkemesi ara kararı gereği dosyaya giren TMSF'nin düzenlediği Bank Asya hesap dökümlerinin incelenmesinden, maaş hesabı dışında FETÖ/PDY terör örgütüne yardım ve destek kapsamında değerlendirilebilecek hesap hareketinin bulunmadığı; FETÖ/PDY terör örgütüne müzahir eğitim kurumlarındaki çalışma kaydı ile Bank Asya hesabının birbiriyle sebep-sonuç ilişkisi barındırdığı, söz konusu çalışma kaydının örgütsel saikle yapıldığına ilişkin tespit bulunmadığı ve davacının FETÖ/PDY ile bağlantısı bulunduğunu gösteren başka bir delille desteklenmediği; yine örgüte müzahir eğitim kurumlarındaki çalışma kaydı ile örgüte müzahir gazete-dergi aboneliğinin ve Cihan Medya Dağıtım A.Ş. ödemesinin birbiriyle sebep-sonuç ilişkisi barındırdığı, söz konusu gazete-dergi aboneliği ile Cihan Medya Dağıtım A.Ş. ödemesinin örgüte yardım amacıyla ve örgütsel saikle yapıldığına ilişkin tespit bulunmadığı ve davacının FETÖ/PDY ile bağlantısı bulunduğunu gösteren başka bir delille desteklenmediği anlaşıldığından, Bank Asya hesabına, örgüte müzahir kurumlarda çalışma kaydına, örgüte müzahir gazete-dergi aboneliğine ve Cihan Medya Dağıtım A.Ş. ödemesine ilişkin tespitlerin davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan deliller olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varıldığı,
Öte yandan, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında; davacıya ait cep telefonunda FETÖ/PDY mensuplarınca kullanılan "com.kakao.talk" isimli iletişim programı kalıntılarına rastlanılmış olması, davacının FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisakını ortaya bir delil olarak değerlendirilmiş ise de, KakaoTalk programının Uzak Doğu menşeli cep telefonlarında veri tabanına yüklü olarak ülkemize geldiği, bu haliyle davacının cep telefonunda KakaoTalk programı kalıntılarına rastlanılmış olmasının, davacının FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan bir delil olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varıldığı,
Ayrıca, Bölge İdare Mahkemesi kararında, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan Kimse Yok Mu Derneğine 09/06/2014 tarihinde SMS ile para gönderdiği hususu da davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat veya iltisakını ortaya koyan bir delil olarak kabul edilmiş ise de, bu husus İdare Mahkemesince ara kararı ile araştırılmış ve ara kararına verilen cevaplara göre davacının Kimse Yok Mu Derneği'ne (1) kez para gönderdiği ve gönderilen tutar üzerinde "null" yazılı olduğu, dolayısıyla tutarın tespit edilemediği, gönderilen paranın insani duygularla bağış amacı dışında örgüte mali destek sağlamak amacıyla yapıldığına dair dava dosyasında herhangi bir somut tespit bulunmadığı ve bu hususun davacının FETÖ/PDY ile bağlantısı bulunduğuna ilişkin başkaca somut bilgi ve belge ile desteklenmediği anlaşıldığından, davacının FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan delil olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varıldığı,
Bu durumda, yukarıda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine ilişkin temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararında ise hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti:
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; idare Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davacı tarafından, FETÖ/PDY terör örgütüyle ilgisinin bulunmadığı, öğrencilik dönemi boyunca FETÖ'ye müzahir yurt ya da evlerde kalmadığı, mezun olduktan sonra 2013-2014 eğitim ve öğretim döneminde iş bulamadığından anılan okulda çalışmaya başladığı; o tarihte bu okulun FETÖ/PDY terör örgütüne müzahir olduğu konusunda bilgisinin olmadığı, burada çalışması dolayısıyla sair gazete ve dergi üyeliklerini gerçekleştirdiği, gerek ailesinde gerekse sosyal çevresinde bu yapının sevilmediği, kendisinin de böyle bir yapıyla anılmak istemediği, yine aynı okul yönetiminin sendika üyeliği, himmet ve burs talepleri ile sohbet toplantılarına katılım hususundaki baskılarına direndiği, Bank Asya hesabını Şehit Fethi Bey İlköğretim Okulu ile sözleşme imzaladığında okul yönetiminin maaş hesabı olarak açtırdığı, terör örgütü liderinin talimatı kapsamında para yatırmadığı, sadece rutin bankacılık işlemleri gerçekleştirdiği, 2014 yılı sonu itibarıyla hesap hareketliliğinin bulunmadığı belirtilerek hukuka aykırı ısrar kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davalı idare tarafından, ısrar kararının hukuka ve usule uygun bulunduğu, davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin reddi ile ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY ve İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye'de 15 Temmuz 2016 gecesi, kendilerini "Yurtta Sulh Konseyi" olarak isimlendiren bir grup Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu tarafından, demokratik biçimde halk tarafından göreve getirilen Türkiye Büyük Millet Meclisini (TBMM), Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Cumhurbaşkanı'nı devirmek ve anayasal düzeni ortadan kaldırmak amacıyla darbe teşebbüsünde bulunulmuş, bu teşebbüs Türk Milleti tarafından akamete uğratılmıştır.
Anayasa'nın olay tarihinde yürürlükte bulunan 118. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından 20/07/2016 tarihli toplantıda yapılan değerlendirmede, darbe teşebbüsünün TSK içindeki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensupları tarafından başlatıldığı, bu örgütün kuruluş aşamasından itibaren etkisi altına aldığı eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, medya kuruluşları, ticari kuruluşlar ve kamu görevlileri aracılığıyla Milleti ve Devleti kontrol altında tutmayı amaçladığı belirtilmiştir.
MGK'nın anılan toplantısında "demokrasinin, hukuk devleti ilkesinin, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla" Hükümete olağanüstü hal ilan edilmesi tavsiyesinde bulunulması hususu kararlaştırılmıştır. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu 20/07/2016 tarihinde, ülke genelinde 21/07/2016 Perşembe günü saat 01.00'den itibaren geçerli olmak üzere doksan gün süreyle olağanüstü hal ilan edilmesine karar vermiştir. Anılan karar 21/07/2016 tarih ve 29777 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve aynı gün TBMM tarafından onaylanmıştır.
23/01/2017 tarih ve 29957 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 683 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin ''Kamu personeline ilişkin tedbirler'' başlıklı 1. maddesinde, ''(1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti (Anayasa Mahkemesinin 09/11/2022 tarih ve E:2018/80, K:2022/136 sayılı kararıyla, 7085 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 1. maddesinin 1. fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "...üyeliği, mensubiyeti veya..." ibaresinin iptaline karar verilmiştir.) veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan Ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.'' hükmüne yer verilmiştir.
Davacı, İçişleri Bakanlığı bünyesinde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapmakta iken, 683 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılmış, kamu görevine iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yaptığı başvuru ... tarih ve ... sayılı işlem ile reddedilmiştir.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davayı açmıştır.
Diğer yandan, davacının, ceza yargılaması sonucunda ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmiş ve anılan beraat kararının 21/03/2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
683 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca terör örgütlerine veya MGK'ca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kamu görevlilerinin, "meslekten veya kamu görevinden çıkarılmasına" ilişkin kararlar, adli suç veya disiplin suçu işlenmesi karşılığında uygulanan yaptırımlardan farklı olarak terör örgütleri ile milli güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapıların kamu kurum ve kuruluşlarındaki varlığını ortadan kaldırmayı amaçlayan "olağanüstü tedbir" niteliğindedir.
AİHM, "demokratik bir devletin, memurlarından anayasal prensiplere sadakat göstermesini isteme hakkı bulunduğunu" belirtmektedir (Sidabras ve Dziautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 52; Volkmer/Almanya (k.k.), B. No: 39799/98, 22/11/2001; Petersen/Almanya, B. No: 39793/98, 22/11/2001). AİHM'e göre "kamu çalışanlarının devlete sadık kalmaları genel yararı korumakla ve güvence altına almakla yükümlü devlet otoriteleri ile çalışmalarının doğasında bulunan bir şarttır." (Sidabras ve Dziautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 57; Zickus/Litvanya, B. No: 26652/02, 07/04/2009, § 28).
Terör örgütleri ile milli güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapılara iltisak veya bunlarla irtibat, kamu görevlilerinin devlete sadakat yükümlülüğünü yitirildiğini ortaya koyan ve bahse konu olağanüstü tedbirin uygulanmasını gerektiren hallerdir.
Anayasa Mahkemesi 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ''kavuşan, bitişen, birleşen'', irtibatlı kavramını ise ''bağlantılı'' olarak tanımlamıştır. Bu kavramlar ile kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hal ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterli olacaktır.
Davalı idare tarafından dosyaya sunulan davacıya ilişkin bilgi ve belgelere gelince;
Dava konusu Komisyon kararında; davacının Bank Asya'da bulunan hesabındaki mevduatını 2014 yılından itibaren artırdığı, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle TMSF'ye devredilen Cihan Medya Dağıtım A.Ş.'ye 09/01/2014-09/12/2014 tarihleri arasında ödeme bilgisinin bulunduğu, Örgüte müzahir olduğu gerekçesiyle kapatılan Kimse Yok Mu Derneği'ne para gönderdiği ve 2012-2015 yılları arasında örgüte müzahir okulda çalışma kaydı bulunduğu tespitine yer verilmiştir.
Bu hususlara ilişkin olarak davacının beyanlarında özetle; üniversite eğitimini tamamladıktan sonra kamuya ait okulda bir yıl boyunca sözleşmeli olarak çalışabildiği, sözleşmesinin bitimiyle birlikte uzun süre işsizlik yaşadığı, yaşadığı işsizlik nedeniyle birçok özel eğitim kurumuna CV bıraktığı ve Şehit Fethi Bey Ortaokulu'ndan kendisine geri dönüş yapıldığı, anılan okulda kendisinin yoğun KPSS hazırlığına rağmen kamuya atanabilecek başarı puanı elde edememesinin yarattığı motivasyon kaybı ve FETÖ/PDY'nin o süreçte terör örgütü olarak bilinmemesi sebebiyle çalışmaya başladığı, okul yönetiminin maaş hesabı talebi ve yönlendirmesi doğrultusunda Bank Asya hesabını açtığı, hesap hareketlerinin sadece okul tarafından yatırılan maaş ve ek ders ücretinden kaynaklandığı, örgüt liderinin talimatı kapsamında hesaba para yatırmadığı, 2014 yılı itibarıyla anılan hesapta para hareketinin bulunmadığı, çalıştığı okul yönetimi tarafından gazete ve dergi aboneliği için baskıya maruz kalması neticesinde 2013 yılının Ağustos ayında Zaman Gazetesinde bir yıllık abonelik oluşturduğu ve bir yıllık sürenin dolması sonrasında aboneliğini yenilemediği, Cihan Medya Dağıtım A.Ş.'ye yapılan ödemenin söz konusu abonelikten kaynaklandığı ileri sürülmüştür.
Davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde verilen ve kesinleşen ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı beraat kararında, "... Sanığın 2012-2014 yılları arasında örgütle irtibatlı ve iltisaklı Dalaman Özel Burç Meltem Koleji ve Fethiye Özel Şehit Fethi Bey Okulu'nda çalıştığı belirlenmiş ise de; sanığın ekonomik nedenlerle söz konusu kurumlarda çalışmasının suç unsuru olarak değerlendirilemeyeceği, sanığın söz konusu şirketler bünyesinde örgütsel faaliyetlere katıldığına veya bu şirkette çalışmasının örgütsel bir talimat uyarınca gerçekleştiğine dair dosya içerisinde hiçbir bilgi, belge bulunmadığı,

Sanığın Zaman Gazetesi, Sızıntı ve Aksiyon Dergileri abonesi olduğuna ilişkin sadece kendi beyanı olduğu, aksi kanıtlanamayan savunmalarına göre aboneliğinin sadece bir yıl sürdüğü ve herhangi bir talimatla gerçekleştirilmediği bu nedenle söz konusu eylemin suç unsuru olarak değerlendirilemeyeceği,

Kovuşturma aşamasında mahkememizce temin edilen bilirkişi raporu ile sanığın Bank Asya hesap hareketleri incelendiğinde; 27/08/2013 tarihinde söz konusu bankada açtırdığı hesabına, 2013 yılı Ekim-Aralık ayları boyunca üç seferde toplam 5.865,51 TL 'maaş' adı altında para yattığı, 2014 yılı boyunca on iki seferde 'maaş' adı altında toplam 22.709,63 TL para yattığı, 14/03/2014 tarihinde 2.000 TL, 02/06/2014 tarihinde 500 TL ve 18/11/2014 tarihinde ise 1.923,63 TL tutarlarında üç farklı katılım hesabı açtığı, katılım hesabının 23/01/2015 tarihinde vadesinden önce kapatılarak tasfiye edildiği, 2015 yılı Ocak ve Şubat aylarında iki seferde toplam 3.569,43 TL 'maaş ödemesi' adı altında para yattığı, bunların yanı sıra 8.123,38 TL EFT ve ATM'den nakit yatırma şeklinde para girişi olduğu, ancak bu tutarların tamamının kredi kartı ödemesi, otomatik fatura ödemesi ve ATM'den nakit çekim işlemlerinde kullanıldığı, dolayısıyla sanığın Bank Asya'da hesap açtırma ve devamındaki hesap hareketlerinin sanığın söz konusu hesabın maaş hesabı olduğu ve bu nedenle aktif olarak kullandığı yönündeki savunmalarıyla uyumlu olup,söz konusu işlemlerin örgütsel bir talimat uyarınca gerçekleştirildiğine dair dosya içerisinde hiçbir bilgi, belge bulunmadığı ve örgütle iltisaklı bankadaki olağan bankacılık işlemlerinin suç unsuru olarak değerlendirilemeyeceği,

Mahkememiz huzurunda yeminli beyanlarına başvurulan tanıklar Ö.D., A.A.A., C.B, D.Y., H.Y., İ.G., K.T., M.A.G., N.Ö., O.E., O.Ü., Ö.G., R.K., S.Ü. ve Ş.G.'nin, sanığın Fetö/PDY silahlı terör örgütü mensubiyetine ilişkin herhangi bir beyanları olmadığı, sanığın örgüte ait kurumlarda ekonomik nedenlerle mecburen kısa süre çalıştığı yönünde birbirleriyle ve sanık savunmasıyla uyumlu ve tutarlı beyanlarda bulundukları,...." yolunda tespitlerde bulunulmuştur.

Yukarıda aktarılan tespitler ile davacının beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacının Bank Asya hesabı ile ilgili olarak ceza yargılamasındaki bilirkişi raporu ile Bölge İdare Mahkemesi ara kararı gereği dosyaya giren TMSF'nin düzenlediği Bank Asya hesap dökümlerinin incelenmesinden, maaş hesabı dışında FETÖ/PDY terör örgütüne yardım ve destek kapsamında değerlendirilebilecek hesap hareketinin bulunmadığı; FETÖ/PDY terör örgütüne müzahir eğitim kurumlarındaki çalışma kaydı ile Bank Asya hesabının birbiriyle sebep-sonuç ilişkisi barındırdığı, söz konusu çalışma kaydının örgütsel saikle yapıldığına ilişkin tespit bulunmadığı ve davacının FETÖ/PDY ile bağlantısı bulunduğunu gösteren başka bir delille desteklenmediği; yine örgüte müzahir eğitim kurumlarındaki çalışma kaydı ile örgüte müzahir gazete-dergi aboneliğinin ve Cihan Medya Dağıtım A.Ş. ödemesinin birbiriyle sebep-sonuç ilişkisi barındırdığı, söz konusu gazete-dergi aboneliği ile Cihan Medya Dağıtım A.Ş. ödemesinin örgüte yardım amacıyla ve örgütsel saikle yapıldığına ilişkin tespit bulunmadığı ve davacının FETÖ/PDY ile bağlantısı bulunduğunu gösteren başka bir delille desteklenmediği anlaşıldığından, Bank Asya hesabına, örgüte müzahir kurumlarda çalışma kaydına, örgüte müzahir gazete-dergi aboneliğine ve Cihan Medya Dağıtım A.Ş. ödemesine ilişkin tespitlerin davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan deliller olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.

Öte yandan, davacıya ait cep telefonunda FETÖ/PDY mensuplarınca kullanılan "com.kakao.talk" isimli iletişim programı kalıntılarına rastlanılmış ise de, KakaoTalk programının Uzak Doğu menşeli cep telefonlarında veri tabanına yüklü olarak ülkemize geldiği, bu haliyle davacının cep telefonunda KakaoTalk programı kalıntılarına rastlanılmış olması dolayısıyla FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle irtibatlı ve iltisaklı olduğunun kabulü mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca, davacının Kimse Yok Mu Derneği'ne 09/06/2014 tarihinde SMS ile para gönderdiği, ancak anılan yardımların insani duygular dışında örgüte mali destek sağlamak amacıyla yapıldığına dair dava dosyasında herhangi bir somut tespit bulunmadığı göz önünde bulundurulduğunda, anılan hususun davacının iltisakı veya irtibatını ortaya koyacak yeterlilikte ve nitelikte bir delil olmadığı sonucuna varılmaktadır.

Dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile yukarıda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı idarece bakılmakta olan dosyada davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplarla iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğuna ilişkin yeterli delil sunulmadığı, sunulan delillerin ise davacının iltisakı veya irtibatını ortaya koyacak yeterlilikte ve nitelikte olmadığı, ayrıca dosya kapsamında davacının iltisakını ve/veya irtibatını ortaya koyan nitelikte herhangi bir bilgi ve belgenin de bulunmadığı anlaşıldığından, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, temyize konu Bölge İdare Mahkemesinin ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki ... İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulü, kararın kaldırılması, davanın reddi yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 21/04/2025 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X-Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının, usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber