Sağlık izninin ertesi yıla aktarılamaması düzenlemesi hukuka uygun bulundu
Danıştay 12. Dairesi, /04/2023 tarih ve 7077 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla 13/04/2023 tarih ve 32162 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulan "İyonlaştırıcı Radyasyon ve Radyonüklit Kullanılarak Sunulan Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönetmelik"in "Sağlık izni" başlıklı 8. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ile dördüncü fıkrasında yer alan "...yıl geçişlerinde üst üste kullanılamaz ve diğer yıla aktarılamaz" ibaresini hukuka uygun buldu.
İznin aktarılması konuluş amacıyla çelişir
Dava konusu Yönetmelik'te, sağlık izninin 3153 sayılı Kanun'un Ek 1. maddesi ile 657 sayılı Kanunun 103. maddesi kapsamında iyonlaştırıcı radyasyon kaynakları ile çalışanlara verilecek izin olarak tanımlandığı, sağlık izninin, hak edildiği zamanda kullanılmayıp yıllık izinde olduğu gibi bir sonraki yıla aktarılmasının iznin kullanım amacı ile çeliştiği, söz konusu izin, çalışanların yıllık izinleri gibi isteğe bağlı olarak kullanabildikleri bir izin olarak değerlendirilemeyeceğinden dava konusu yönetmelikte iznin bir sonraki yıla aktarılmamasına ilişkin yapılan düzenlemenin, iyonlaştırıcı radyasyon kaynağı ile çalışan personelin zaman kaybedilmeksizin dinlendirilmesinin sağlanması suretiyle sağlığının korunması amacıyla getirildiği açık olduğundan, anılan düzenlemelerde hizmetin gereklerine, üst hukuk normlarına ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
Sağlık izni hesaplanırken çalışılmayan sürelerin düşülmesi hukuka uygundur
Sağlık izni, iyonlaştırıcı radyasyon ve radyonüklit kullanılarak oluşabilecek maruziyetler nedeniyle kullanıldığı, sağlık iznine esas süre hesaplanırken ilgili personelin iyonlaştırıcı radyasyon ve radyonüklit kaynaklara maruz kaldığı sürelerin dikkate alındığı, tıbbi görüntüleme hizmetlerinde çalışan personelin takvim yılı içerisinde iyonlaştırıcı radyasyon kaynakları içeren ve içermeyen birimlerde rotasyon yaparak da çalışabildiği göz önüne alındığında, dava konusu Yönetmelik'te sağlık izni hesaplanırken yıllık izin, doğum, ölüm izni, resmi tatiller ve benzeri iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalınmayan sürelerin sağlık izni için belirlenen çalışma sürelerine dahil edilmemesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2023/3008
Karar No: 2025/2739
DAVANIN KONUSU:
12/04/2023 tarih ve 7077 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla 13/04/2023 tarih ve
32162 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulan "İyonlaştırıcı
Radyasyon ve Radyonüklit Kullanılarak Sunulan Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönetmelik"in
"Sağlık izni" başlıklı 8. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi
ile dördüncü fıkrasında yer alan "...yıl geçişlerinde üst üste kullanılamaz
ve diğer yıla aktarılamaz" ibaresinin, beşinci fıkrası ile Yönetmeliğin
ekinde yer alan "Ek-2 Sağlık İzni Tablosu"nun iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI:
İyonlaştırıcı radyasyonun insan sağlığına olumsuz etkileri bilindiğinden, bu
alanda çalışan kişilere, ülkemizde ve Dünya'da öteden beri ek özlük hakları
verildiği, bu alanda uluslararası düzenlemeler yapıldığı ve çalışanların sağlığını
korumaya yönelik çeşitli kararlar alındığı, Ülkemizde, bu alanda temel düzenlemelerin
yer aldığı 3153 sayılı Radiyoloji, Radiyom ve Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi
Müesseseleri Hakkında Kanun'un uygulamasını gösteren kuralların belirlendiği
Radyoloji, Radyom ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Nizamname'nin 25/06/2021
tarih ve 31522 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlükten
kaldırıldığı, anılan Tüzüğün yerine, 26/04/2022 tarih ve 31821 sayılı Resmi
Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren İyonlaştırıcı Radyasyon ve Radyonüklit
Kullanılarak Sunulan Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin yayımlandığı, söz
konusu Yönetmeliğin sağlık izni ile ilgili maddelerinin iptali istemiyle açılan
ve Danıştay Onikinci Dairesinin E:2022/3287 sayılı dosyasında görülen dava devam
ederken, anılan Yönetmeliğin, dava konusu 13/04/2023 tarih ve 32162 sayılı Resmi
Gazete'de yayınlanan aynı isimli Yönetmelik ile yürürlükten kaldırıldığı, Yönetmeliğin
amacının, sağlık hizmeti sunumu kapsamında iyonlaştırıcı radyasyon ve radyonüklit
kullanılarak tetkik, teşhis ve tedavi amaçlı uygulanan radyoloji, nükleer tıp,
radyasyon onkolojisi hizmetleri ile ağız, diş ve çene radyolojisi hizmetlerinin
sunulduğu binaların vasıflarını, iyonlaştırıcı radyasyon kaynağı maruziyetine
karşı hastalar ve çalışan güvenliğine ilişkin usül ve esasları ve iyonlaştırıcı
radyasyon ve radyoaktif maddeyle çalışan personele verilecek sağlık iznini belirlemek
şeklinde ifade edildiği, ancak, anılan Yönetmeliğin, dayanağı kanunlara ve ülkemizin
de kabul ettiği, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 115 sayılı Radyasyondan
Korunma Sözleşmesi'ne aykırı, sağlık hizmet sunumunda hasta yararının gözetilmesi
ve çalışanların sağlığının korunmasına yönelik kuralları ihlal eden düzenlemeler
içerdiği, anılan Yönetmeliğin "Sağlık izni" başlıklı 8. maddesinde
iyonlaştırıcı radyasyon kaynakları ve radyonüklitlerin kullanıldığı denetimli
(kontrollü) alanlarda çalışanlara yıllık izinlerine ilaveten sağlık izni verileceğinin
belirtildiği, sağlık izninin süresine ilişkin olarak ise, bir takvim yılında
denetimli (kontrollü) alanlarda fiilen çalıştığı süreler dikkate alınarak aynı
Yönetmeliğin Ek-2'de yer alan "Sağlık İzin Tablosu"nda belirtilen
çalışma süresine göre belirleneceğinin düzenlendiği, anılan Tablo'da saat bazında
0-1500 saat arasında çalışma süresinin 30 kata bölündüğü ve buna bağlı olarak
1-30 gün sağlık izin süresinin belirlendiği, hizmetleri sırasında radyoaktif
ışınlarla çalışan personelin sağlığının korunması için, çalışma süresinden ilave
dinlenme haklarına kadar bir takım pozitif hakların 3153 sayılı Kanun ile 657
sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda belirlendiği, buna göre, genel olarak sağlık
hizmetlerinde haftalık çalışma süresi 40 saat iken iyonlaştırıcı radyasyonla
teşhis, tedavi ve araştırmanın yapıldığı yerler ile bu tür işlerde çalışanların
haftalık çalışma süresinin 35 saat olduğu, ayrıca, çalışma süresinde radyasyon
doz limitlerinin sürekli ölçüldüğü ve doz limitlerinin aşılması halinde 35 saatin
tamamlanıp tamamlanmadığına bakılmaksızın izin verilerek personelin dinlendirileceği,
diğer yandan, 657 sayılı Kanun'un 103. maddesine göre, hizmetleri sırasında
radyoaktif ışınlarla çalışan personele her yıl yıllık izinlerine ilave olarak
bir aylık sağlık izni verileceği, Kanun ile tanınmış olan bu hakların, türev
düzenleme nitelindeki Yönetmelikle kısıtlanmasının kanunlar hiyerarşisine aykırı
olduğu; Yönetmeliğin 8. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde, sağlık
iznine hak kazanabilmek için iyonlaştırıcı radyasyon kaynakları ve radyonüklitlerin
kullanıldığı denetimli (kontrollü) alanlarda fiilen çalışma süreleriyle orantılanarak
sağlık izni süresinin belirlendiği, Kanun'da ise, bir aya kadar değil, bir aylık
sağlık izni verileceğinin belirtildiği, bu yasal kural karşısında, sağlık izninin
fiili çalışma saatleri ile bağlantı kurularak bir aydan daha az belirlenmesinin
Kanun'a aykırı olduğu; Yönetmeliğin 8. maddesinin dördüncü fıkrasında sağlık
izninin kullanılmasına ilişkin, "...yıl geçişlerinde üst üste kullanılamaz
ve diğer yıla aktarılamaz." şeklinde kısıtlamalar getirildiği, sağlık izninin,
bazı sağlık çalışanlarının maruz kaldığı yüksek risk nedeniyle, yıllık izine
ek olarak dinlenme zamanı verilmesi olduğu, bu niteliğiyle, sağlık izninin Kanun'da
ayrıca belirlenmemiş olan uygulama kurallarının, yıllık iznin tabi olduğu kurallara
göre olması gerektiği, zira sağlık izninin, 657 sayılı Kanun'un "Yıllık
izinlerin kullanılışı" başlıklı 103. maddesinde düzenlendiği, bu düzenlemenin,
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 64. maddesindeki atıf uyarınca, öğretim
elemanları ve yükseköğretim kurumları memurları için de geçerli olduğu, buna
göre, iznin yılı içinde kullanılmaması halinde kamu görevlilerinde iki yıllık
iznin birlikte kullanılmasının mümkün olduğu, hizmet sözleşmesiyle çalışanlarda
ise, iznin ilgili yıl içinde kullandırılmasının ilke olarak zorunlu olmakla
birlikte, herhangi bir sebeple kullanılamayan izinlerin kullanılabileceği zamana
ilişkin bir sınırlama bulunmadığı, biriken izinlerin her zaman kullanılabileceği,
Yönetmelik'te ise, dayanağı yasa kuralına aykırı olarak, iznin kullanılmasına
Yönetmelik ile ilave kısıtlamalar getirildiği, bu niteliğiyle, Yönetmeliğin
8. maddesinin dördüncü fıkrasında sağlık izninin kullanılmasına ilişkin, "...yıl
geçişlerinde üst üste kullanılamaz ve diğer yıla aktarılamaz." hükmünün
hukuka aykırı olduğu, Yönetmeliğin 8. maddesinin beşinci fıkrasında sağlık izninin
hesaplanmasında bazı yasal izinlerin çalışma süresinden sayılmayacağının belirtildiği,
657 sayılı Kanun'un özellikle 64. maddesinin üçüncü fıkrası, 104, 105. maddeleri
ile 4857 sayılı Kanun'un 55. ve devamı maddelerinde yıllık izin, hastalık izni,
doğum, ölüm ve evlilik izinlerinin çalışma süresinden sayılacağının düzenlendiği,
çalışma alanına ilişkin yasal düzenlemelerdeki açık kuralların aksine, yasal
izin haklarının çalışma süresinden sayılmayacağına ilişkin Yönetmelik kuralının,
Yönetmeliğin düzenlenme amacına, türev düzenleme özelliğine ve hukuka aykırı
olduğu belirtilerek, dava konusu düzenlemelerin iptali gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVALI İDARELERİN SAVUNMASI:
Dava konusu düzenlemelerin ihtiyaca bağlı olarak yapıldığı, Kanun'a, hukuka,
üst hukuk normlarına ve hizmet gereklerine tamamıyla uygun olduğu; dava konusu
Yönetmelik ile yürürlükten kaldırılan 26/04/2022 tarihli İyonlaştırıcı Radyasyon
ve Radyonüklit Kullanılarak Sunulan Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin
8. maddesinde düzenlenen sağlık izni kullanımı ile ilgili olarak herhangi bir
değişiklik yapılmadığı, 657 sayılı Kanun'un 103. maddesinin son fıkrasında hizmetleri
sırasında radyoaktif ışınlarla görev yapan personelin kullanacağı sağlık izninin
düzenlendiği, 3153 sayılı Kanun'un 1. maddesinde iyonlaştırıcı radyasyonla teşhis,
tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerler ile bu iş veya işlemlerde çalışan
personelin haftalık çalışma süresinin 35 saat olduğu, doz limitlerinin aşılmaması
için alınması gereken tedbirlerin ile aşıldığı takdirde izinle geçirilecek sürelerin
ve alınacak diğer tedbirlerin Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirleneceğinin
hüküm altına alındığı, 05/07/2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan
ve 26/04/2022 tarihinde 31821 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Radyoloji
Hizmetleri Yönetmeliği"nin 21. maddesi ile yürürlükten kaldırılan Sağlık
Hizmetlerinde İyonlaştırıcı Radyasyon Kaynakları İle Çalışan Personelin Radyasyon
Doz Limitleri ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmeliğin, radyasyon kaynağı ile
teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı kamu ve özel tüm sağlık kurum ve
kuruluşları ile radyasyon kaynaklarıyla çalışan personeli kapsadığı, mezkur
Yönetmeliğin "Personel çalışma esasları ve tedbirler" başlıklı 8.
maddesinin onbirinci fıkrasında yer alan "Radyasyon kaynağı ile çalışan
personelin sağlık izni yılı içerisinde kullandırılır" hükmü doğrultusunda
hem kamu hem özel tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında radyasyon kaynağı ile çalışan
personelin sağlık izninin "yılı içerisinde" kullandırılacağının açıkça
ifade edildiği, buna göre sağlık kuruluşlarında personel planlaması kapsamında
yılın ilk aylarından itibaren bu personelin hizmetlerini ifa ederken iyonlaştırıcı
radyasyon kaynağı cihaz kullanarak çalışıp çalışmadıklarına ve yıl içerisinde
çalıştıkları süreye bakılmaksızın 30 gün sağlık izni kullanıldığı, ayrıca dava
konusu Yönetmelik'ten önceki uygulamalarda personelin iyonlaştırıcı radyasyon
kaynağı cihaz ile çalıştığı sürenin 1 ila 365 gün aralığında kaç gün olduğuna
bakılmaksızın 30 gün sağlık izni kullandığı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Fiili hizmet süresi zammı" başlıklı
40. maddesinde yer alan "Aşağıda belirtileri işyerlerinde ve işlerde 4.
maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında çalışan sigortalıların
prim ödeme gün sayılarına, bu işyerlerinde ve işlerde geçen çalışma sürelerinin
her 360 günü için karşılarında gösterilen gün sayıları, fiili hizmet süresi
zammı olarak eklenir. 360 günden eksik sürelere ait fiili hizmet süresi zammı,
360 gün için eklenen fiili hizmet süresi ile orantılı olarak belirlenir....."
hükmü ile onbirinci fıkrası kapsamında radyoaktif ve radyoiyonizan maddelerle
yapılan işler için doğal ve yapay radyoaktif, radyoiyonizan maddeler ve bütün
diğer korpüsküler emanasyon kaynakları ile yapılan işlerde çalışanlar için fiili
hizmet süresi zammına esas 90 gün süre eklendiği, bu bağlamda söz konusu işlerde
çalışan personele verilecek fiili hizmet süresi zammının 90 güne oranlayarak
takvim yılı içerisinde çalışılan süre ile ilişkili olarak düzenlendiği, radyoloji
hizmetleri dışında iyonlaştırıcı radyasyon kaynakları ile hizmet sunulan Sabit/mobil
röntgen cihazı, Anjiografi cihazı, Sabit/mobil skopi, Floroskoapi. Extracorporeal
Shock Wave Lithotripsy (ESWL) C-kollu röntgen/floroskopi, Endoscopic Retrograde
Cholangio- Pancreatography (ERCP) gibi cihazları kullanarak görevini ifa eden
kardiyoloji, üroloji, gastroenteroloji, ortopedi ve travmatoloji uzman hekimleri
ile bu işlemlerin yapıldığı esnada hazır bulunan diğer personelin sağlık izni
ve fiili hizmet süresi zammı noktasında mağduriyetler yaşadığı, bu alanlar ve
sağlık izninin kullanım şekli ile ilgili mevzuatta kanun maddeleri dışında düzenleyici
ikincil mevzuat bulunmaması nedeniyle gerek kamuda, gerekse özel sektörde sağlık
izni ile ilgili birbirinden farklı ve hem mağduriyete, hem de suistimale neden
olan uygulamalar bulunduğu, ayrıca Bakanlıklarına, bu personele sağlık izninin
kullandırılıp kullandırılamayacağı veya yıl içerisinde belirli zaman dilimlerinde
iyonlaştırıcı radyasyon kaynakları ile hizmet sunmaları nedeniyle radyoloji
birimlerinde görev yapan personelde olduğu gibi bu personele de 30 gün sağlık
izni verilip verilemeyeceği ve fiili hizmet süresi zammından faydalanıp faydalanamayacağı
hususlarında tereddütler yaşandığı yönünde görüş taleplerinin iletildiği, Radyoloji
Hizmetleri Yönetmeliği"nin "Tanımlar ve kısaltmalar" başlıklı
4. maddesinin (s) fıkrasında "Ünite: Radyoloji uzmanı dışındaki uzman hekimin
kendi uzmanlık alanı yetkisindeki iyonlaştırıcı radyasyon kaynağı kullanılarak
tetkik, teşhis ve/veya tedavi işlemlerinin yapıldığı üniteyi ifade eder."
tanımı ve "Cihazların sınıflandırılması" başlıklı 5. maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde; "a) İyonlaştırıcı radyasyon kaynağı içeren cihazlar
şunlardır: 1) Bilgisayarlı tornografi cihazı. 2) Mamografi cihazı. 3) Tomosentez
cihazı.4) Kemik-mineral dansitometresi cihazı. 5) Sabit/mobil röntgen cihazı.
6) Anjiografi cihazı. 7) Sabit/mobil skopi. 8) Floroskopi. 9) Extracorporeal
Shock Wave Lithotripsy (ESWL) C-kollu röntgeri/loroskopi. 10) Endoscopic Retrograde
Cholangio- Pancreatography (ERCP)." düzenlemesinin yer aldığı, bu bağlamda
radyoloji hizmetleri dışında iyonlaştırıcı radyasyon kaynakları ile hizmet sunulan
Sabit/mobil röntgen cihazı, Anjiografi cihazı, Sabit'mobil skopi, Floroskopi.
Extracorporeal Shock Wave Lithotripsy (ESWL) C-kollu röntgen/floroskopi, Endoscopic
Retrograde Cholangio- Pancreatography (ERCP) gibi cihazları kullanarak görevini
ifa eden kardiyoloji, üroloji, gastroenteroloji, ortopedi ve travmatoloji uzmanı
hekimler ile bu işlemlerin yapıldığı esnada hazır bulunan diğer personelin de
iyonlaştırıcı radyasyon kaynağı çalışanı olarak kabul edildiği ve sağlık izninin
kapsamının genişletilerek personel mağduriyetinin önüne geçildiği, 657 sayılı
Kanun'un 2. ve 103. maddesinde yer alan hüküm doğrultusunda "sağlık izni"nin
Cumhurbaşkanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenebileceği, 3153 sayılı
Kanun'un Ek 1. maddesi doğrultusunda Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından
hazırlanan ve 24/03/2000 tarih ve 23999 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak
yürürlüğe giren Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği dikkate alınarak Bakanlıklarına
verilen düzenleme yetkisi ile 26/04/2022 tarih ve 31821 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanan "Radyoloji Hizmetleri Yönetmeliği"nin hazırlandığı, Sağlık
izninin ise; 3153 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile 657 sayılı Kanun'un 2. ve 103.
maddelerine dayanılarak, 5530 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile mülga "İyonlaştırıcı
Radyasyon ve Radyonüklit Kullanılarak Sunuları Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönetmelik"in
"Sağlık izni" başlıklı 8. maddesinde düzenlendiği, ancak Yönetmeliğin
yürürlüğe girmesi ile birlikte sahadan gelen geri bildirimler ve Nükleer Düzenleme
Kurumu ile yürütülen çalışmalar neticesinde her iki Kurumun mevzuatlarında arasında
dil birliği sağlamak ve sahada farklı uygulamalara sebebiyet vermemek için İyonlaştırıcı
Radyasyon ve Radyonüklit Kullanılarak Sunulan Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönetmelik
maddelerinde revizyon yapılarak, 7077 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile yeni
İyonlaştırıcı Radyasyon ve Radyonüklit Kullanılarak Sunulan Sağlık Hizmetleri
Hakkında Yönetmeliğin 13/04/2023 tarih ve 31821 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak
yürürlüğe girdiği, 26/04/2022 tarihli Yönetmelik mülga edilmiş olmakla birlikte
"Sağlık İzni" nin uygulanmasına yönelik hükümlerde değişiklik bulunmadığı,
buna göre hem 26/04/2022 tarihli mülga Yönetmeliğin, hem de 23/04/2023 tarihli
Yönetmelik"in 8. maddesi kapsamında iyonlaştırıcı radyasyon kaynağı ile
çalışanlara verilecek sağlık izinleri; bir takvim yılı içerisinde kontrollü
(denetimli) alanlarda fiilen çalıştığı süreler dikkate alınarak bu Yönetmeliğin
eki EK-2'de yer alan "Sağlık İzni Tablosu"nda belirtilen çalışma süresine
göre belirleneceği, fiili çalışma süresinin hesaplandığı yıl sona erdikten sonra
personelin ardışık yıl içerisinde sağlık iznini kullanacağı, 3153 sayılı Kanun'un
Ek 1. maddesinde belirtilen haftalık 35 saatlik çalışma süresi ve takvim yılı
52 hafta olarak dikkate alındığında, 35 saat x 52 hafta=1840 saat olarak hesaplanması
gerekirken personelin 30 günlük yıllık izin hakkı ve maksimum 30 günlük sağlık
izni hakkı düşülerek 1840 saat yerine 1500 saat üzerinden hesaplama yapıldığı
ve Ek-2'de yer alan "Sağlık İzni Tablosu"nun düzenlendiği, 1500 saat
iyonlaştırıcı radyasyon kaynağı ile çalışan personelin 42 haftalık fiili çalışma
süresi ile 657 sayılı Kanun'un 103. maddesi kapsamında 30 günlük sağlık iznini
kullanabildiği, iyonlaştırıcı radyasyon kaynağı çalışanlarının haftalık çalışma
süresinin 35 saat ile sınırlı olduğu, gerek sektör farkı, gerekse sağlık hizmetinin
yapısı gereği hizmetin etkinlik ve sürekliliğinin sağlanması bakımından kesintisiz
sunulduğu dikkate alındığında sağlık izni süresinin gün bazlı hesaplanabilmesinin
mümkün olmadığı, bu doğrultuda sağlık iznine esas sürenin, yalnızca Kanun'la
belirlenen haftalık 35 saat üzerinden hesaplandığı, ülkemizin de taraf olduğu
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından yayımlanan "Radyasyondan
Korunma ve Radyasyon Kaynaklarının Güvenliği: Uluslararası Temel Güvenlik Standartları
Genel Güvenlik Gereksinimleri Bölüm 3"te "Mesleki maruziyet"
başlığı altında yer alan 27 Nolu Gereklilik maddesi ile 3.111. nolu alt bendinde
iyonlaştırıcı radyasyon ve radyonüklit kullanılarak çalışılan yerlerde personel
için gerekli koruma ve güvenlik tedbirlerinin alınması halinde personel için
başka bir fayda (izin, ek tatiller, çalışma saatleri vb.) sağlanmasına ihtiyaç
bulunmadığının açıkça belirtildiği, her ne kadar Uluslararası Atom Enerjisi
Ajansı tarafından yayımlanan standartlar ve gereklilikler içerisinde sağlık
iznine yönelik bir uygulama bulunmamakla birlikte ülkemizde 657 sayılı Kanun'da
iyonlaştırıcı radyasyon kaynağı ile çalışan personele yıllık izinlerine ilaveten
sağlık izni verileceğinin hükme bağlandığı ve bu hüküm kapsamında dava konusu
Yönetmelik'te sağlık iznine yer verildiği ve 8. maddenin dördüncü fıkrası ile
Yönetmeliğin eki EK- 2'de yer alan "Sağlık İzni Tablosu"nda belirtilen
çalışma süresine esas hak edilen sağlık izninin radyasyona hak edildiği yıl
içerisinde kullanılmasına ve herhangi bir sebeple ilgili yılda kullanılmayan
sağlık izninin sonraki yıla aktarılamayacağına yönelik olduğu, davacı tarafın,
sağlık izninin, iyonlaştırıcı radyasyon kaynağı çalışanlarının sağlığı açısından
gerekliliği savunulurken söz konusu iznin hak edildiği zamanda kullanılmayıp
yıllık izinde olduğu gibi bir sonraki yıla aktarılması yönündeki ifadelerinin
iznin kullanım amacı ile çeliştiği, söz konusu iznin, çalışanların yıllık izinleri
gibi isteğe bağlı olarak kullanabildikleri bir izin olarak değerlendirilemeyeceği,
dava konusu yönetmelikte iznin bir sonraki yıla aktarılmamasına ilişkin yapılan
düzenlemenin, iyonlaştırıcı radyasyon kaynağı ile çalışan söz konusu personelin
sağlığını korumak amacıyla gerçekleştirildiği ve kamu yararı gözetilerek düzenleme
yapıldığı, dava konusu düzenleyici işlemlerin, üst hukuk normlarına ve hukuka
uygun olduğu savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : 12/04/2023 tarih ve 7077 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla
13/04/2023 tarih ve 32162 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulan
"İyonlaştırıcı Radyasyon ve Radyonüklit Kullanılarak Sunulan Sağlık Hizmetleri
Hakkında Yönetmelik"in iptali istenilen düzenlemelerin üst hukuk normlarına,
kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığından, davanın reddine
karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : ...
DÜŞÜNCESİ : Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği vekili tarafından açılan
davada,12/04/2023 tarih ve 7077 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla 13/04/2023 tarih
ve 32162 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren İyonlaştırıcı Radyasyon
ve Radyonüklit Kullanılarak Sunulan Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin
8. maddesinin 1. fıkrasının ikinci cümlesi ile 4. fıkrasında yer alan "yıl
geçişlerinde üst üste kullanılamaz ve diğer yıla aktarılamaz" ibaresi ve
beşinci fıkrası ile Ek-2 Sağlık İzin Tablosu'nun iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın ''Yönetmelikler'' başlıklı 124. maddesinin
birinci fıkrasında, ''Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi
görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin
uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler
çıkarabilirler.''
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Amaç" başlıklı 2. maddesinde,
Bu Kanun, Devlet memurlarının hizmet şartlarını, niteliklerini, atanma ve yetiştirilmelerini,
ilerleme ve yükselmelerini, ödev, hak, yüküm ve sorumluluklarını, aylıklarını
ve ödeneklerini ve diğer özlük işlerini düzenler. Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler
Cumhurbaşkanınca yürürlüğe konulur.", "Yıllık izinlerin kullanılışı"
başlıklı 103. maddesinin 3. fıkrasında, "Hizmetleri sırasında radyoaktif
ışınlarla çalışan personele, her yıl yıllık izinlerine ilaveten bir aylık sağlık
izni verilir."
28/4/1937 tarih ve 3591 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 3153 sayılı Radyoloji,
Radiyom ve Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanunun
3. maddesinde, "Birinci maddede yazılı müesseselerin bina vasıfları ve
hastalarla mütehassısları ve orada çalışan veya bulunan başkalarının elektrik
cereyanı ve röntgen şuaı ve radiyom arızalarından korunacak tertiplerle bunlara
ait levazımın şartları ve radiyom için bir müessesede bulunması lazımgelen en
az miktar ve elektrikle tedaviye mahsus aletlere ait vasıf ve şartlar hakkında
Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.", 4. maddesinde, "Birinci
maddede yazılı müesseseler dışında tedavi maksadile açılan diğer her nevi fizyoterapi
ve bunlara benzer müesseseler de izne tabi olup bunların vasıf ve şartları hakkında
Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.", bu Kanuna 21/1/2010
tarih ve 5947 sayılı Kanunun 9. maddesiyle eklenen Ek Madde 1 de; "İyonlaştırıcı
radyasyonla teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerler ile bu iş veya
işlemlerde çalışan personelin haftalık çalışma süresi 35 saattir. Bu süre içerisinde,
Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte belirtilen radyasyon dozu limitleri
de ayrıca dikkate alınır. Doz limitlerinin aşılmaması için alınması gereken
tedbirler ile aşıldığı takdirde izinle geçirilecek süreler ve alınacak diğer
tedbirler Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükmüne
yer verilerek, radyasyonla çalışan personele yönelik belirtilen doz sınırlarının
üzerinde radyasyona maruz kalma olasılığı gözetilerek Yasada öngörülen azami
çalışma süresinden daha kısa çalışma süreleri belirlemesi ve doz limitlerinin
aşılmaması için alınması gereken tedbirler ile aşıldığı takdirde izinle geçirilecek
süreler ve alınacak diğer tedbirlerin Yönetmelikle belirlenmesi konusunda idareye
yetki verilmiştir.
21/01/2010 günlü 5947 sayılı Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına
ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 9. maddesi İle 3153
Sayılı Radyoloji Radyum Ve Elektrikle Tedavi Ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri
Hakkında Kanuna Eklenen Ek Madde 1'in iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine açılan
davada verilen 16/07/2010 tarih ve E:2010/29, K:2010/90 sayılı kararda; "
... İptal istemine konu olan 5947 sayılı Yasa'nın 9. maddesindeki düzenleme,
iyonlaştırıcı radyasyonla teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerler
ile bu iş veya işlemlerde çalışan personelin haftalık çalışma süresinin 35 saat
olduğunu belirten bir kuraldır. Maddede, 35 saat olarak belirtilen süre, haftalık
yapılacak azami çalışmanın ne kadar olacağını göstermektedir. Ayrıca Sağlık
Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte belirtilen radyasyon dozu limitleri çalışılacak
sürenin belirlenmesinde dikkate alınacaktır. Çünkü dava konusu maddenin ikinci
tümcesinde doz limitlerinin aşılması durumunda haftalık çalışma süresinin 35
saatin altına düşebileceği anlaşılmaktadır. Maddenin son tümcesinde ise doz
limitlerinin aşılmaması için alınması gereken tedbirler ile aşıldığı takdirde
izinle geçirilecek süreler ve alınacak diğer önlemlerin Sağlık Bakanlığınca
çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği kural altına alınmıştır. ... Ayrıca idarenin,
dava konusu kurala veya 657 sayılı Yasa'nın 99. maddesine dayanarak çıkaracağı
tüzük veya yönetmelikle yasada öngörülen azami çalışma süresinden daha kısa
çalışma süreleri belirleyebileceği kural altına alınmıştır. ... Diğer taraftan,
iptal istemine konu maddenin ikinci tümcesinde, çalışma sürelerinin belirlenmesinde
Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte belirtilen radyasyon dozu limitlerinin
de dikkate alınacağı belirtilmiştir. Yönetmelikte belirlenen radyasyon dozu
limitlerinin haftalık 35 saatten daha kısa bir çalışma süresinde aşılması durumunda
bu personelin çalışma süresinin Yasada belirlenen 35 saatten daha az olabileceği
anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava konusu kuralın, radyasyonla teşhis ve tedavi
merkezlerinde çalışan personelin maddi ve manevi varlıklarının gelişmesini engelleyen,
çalışanların dinlenme haklarını ihlal ederek sağlıklı ve dengeli bir çevrede
yaşama haklarını sınırlayan bir niteliği bulunmamaktadır. ... İptal istemine
konu Ek Madde 1'in ikinci ve üçüncü tümcelerinde; radyasyon dozu limitlerinin
belirlenmesi, doz limitlerinin aşılmaması için alınması gereken tedbirler, doz
limitlerinin aşılması halinde izinle geçirilecek süreler ve alınacak diğer önlemlerin,
Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir. ...
Radyasyon doz limitlerinin çalışılan kurum veya bölüme göre farklılık gösterebileceği
gibi teknolojik gelişmelerle de bu limitlerin zaman içinde değişmesi olasıdır.
Bu nedenle radyasyon doz limitlerinin belirlenmesi veya bu limitlerin aşılmaması
için alınacak önlemlerin tespitinin idareye bırakılmasında Anayasa'ya aykırılık
bulunmamaktadır. ... İdareye bırakılan diğer bir konu ise doz limitlerinin aşılması
halinde izinle geçirilecek sürelerin belirlenmesi ile ilgilidir. Radyasyonla
tedavi hizmetlerinde çalışan personelin yukarıda da açıklandığı üzere üç ayrı
izin hakkı bulunmaktadır. Bunlardan ilki, devlet memuru olmaları nedeniyle kullanacakları
ücretli yıllık izinleri; ikincisi, her yıl, yıllık izinlerine ilaveten kullanacakları
bir aylık sağlık izni (657 sayılı DMK m.103); üçüncüsü ise dava konusu fıkrada
yer verilen ve doz limitlerinin aşılması halinde kullanacakları izin. Bu izinlerden
yıllık ücretli izin, devlet memuru olmakla; sağlık izni ise radyasyonla teşhis
veya tedavi yapılan bir bölümde çalışmakla hak kazanılan izinlerdir. Dava konusu
kuralda yer verilen ve radyasyon doz limitlerinin aşılması halinde izinle geçirilecek
süre için aynı şeyleri söylemek olanaklı değildir. Her şeyden önce bu iznin
kullanılması, çalışan üzerinde belirlenen radyasyon doz limitlerinin aşılması
koşuluna bağlıdır. Belirlenen doz limitlerinin aşılmadığı dönemlerde çalışan
için böyle bir izin hakkının doğmayacağı açıktır. Diğer taraftan iyonlaştırıcı
radyasyonla teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerlerde, radyasyon doz
limitlerinin aşılması halinde kullanılacak iznin süresi, aşılan dozun oranına
bağlı olarak değişkenlik gösterecektir. Aşılan radyasyon doz oranı çok az olduğunda,
kullanılacak izin süresi saatle ifade edilebilirken, bu oranın artması durumunda
gün, belki haftalarla ifade edilen bir izin söz konusu olabilecektir. Bu nedenle
kullanılması doz limitlerinin aşılması koşuluna bağlı olan ve aşılan doz oranına
göre değişkenlik gösterecek izin süresinin ayrıntılı olarak yasada belirlenmesi
olanaklı olmadığından, bu konunun düzenlenmesinin yürütme organının takdir yetkisine
bırakılması Anayasaya aykırılık oluşturmaz." gerekçesiyle iptal istemi
reddedilmiştir.
3153 sayılı Radiyoloji, Radiyom ve Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri
Hakkında Kanun'un 3. maddesi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 2. ve 103.
Maddeleri ile 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel kanununun ek 11. maddesi gereğince
dayanılarak 12/04/2023 tarih ve 7077 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile İyonlaştırıcı
Radyasyon ve Radyonüklit Kullanılarak Sunulan Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönetmelik
hazırlanmış ve 26/04/2022 tarih, 31821 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe
konulmuş, bu Yönetmeliğin "Sağlık izni" başlıklı 8. maddesinin 4.
fıkrasında, "Sağlık izni bölünemez, yıl geçişlerinde üst üste kullanılamaz
ve diğer yıla aktarılamaz." kuralına yer verilmiştir.
Davacı dernek vekilince, sağlık izninin yıllık iznin tabi olduğu kurallara göre
kullanılması gerektiği ileri sürülerek bu fıkradaki düzenlemenin iptali istenilmiştir.
Sağlık izni, yıllık izinden farklı olarak tüm çalışanlar için için değil sadece
radyasyonla çalışanlar için yıllık izinlerine ilaveten personelin yaşam ve sağlık
hakkı gözetilerek radyasyonun olumsuz etkilerinden azami koruma sağlamak amacıyla
verilen bir izin olup, buna ek olarak haftalık çalışma süresi de diğer kamu
çalışanlarından daha kısa 35 saat olarak belirlenmiştir. Bu durumda sağlık izinlerinin
yıllık iznin tabi olduğu kurallara göre kullanılması halinde başka bir deyimle
bu izinlerin zamanda kullanılmayarak aynı şekilde çalışmaya devam edilmesi bu
durumunda Nükleer Düzenleme Kurumu tarafından radyasyonla çalışanlar ve halk
için belirlenen doz sınırlarına esas alınmak suretiyle belirlenen yıllık doz
sınırlarının üzerinde radyasyona maruz kalınacak olması nedeniyle radyasyonun
sağlık açısından yaratacağı olumsuz etkilerin artarak derinleşmesine yol açacağının
açık olması karşısında Yönetmeliğin 8. maddesinin 4. fıkrasının iptali istenilen
kısımlarındaki düzenlemelerin, sağlık izninin getiriliş amacına, kamu yararı
ve hizmet gereklerine uygun olduğu sonucuna ulaşıldığından hukuka aykırılık
görülmemiştir.
Yönetmeliğin 8. maddesinin 5. fıkrasında, "Kontrollü alanlarda radyasyonla
çalışanlara verilecek sağlık izni süresi hesaplanırken doğum, ölüm, evlilik
ve yıllık izin ile geçirilen süreler, çalışma süresine dahil edilmez."
kuralına yer verilmiştir.
Sağlık izni, iyonlaştırıcı radyasyonla teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı
yerler ile bu iş veya işlemlerde fiilen çalışan personele sağlıklarını korumak
için tanınan bir hak olup, sağlık izin süreleri de radyasyonla çalışanlar ve
halk için belirlenen doz sınırlarına esas alınmak suretiyle belirlenen yıllık
doz sınırlarının aşılma olasılığı olup olmadığı gözetilmek suretiyle bir takvim
yılı içerisinde bu alanlarda fiilen çalıştığı süreler dikkate alınarak başka
bir deyimle radyasyona maruz kalma durumuna göre belirlenmektedir.
Bu durumda doğum, ölüm, evlilik ve yıllık izin ile geçirilen sürelerde sağlık
iznin verilmesine neden olan radyasyona maruz kalma durumu söz konusu olmadığından
bu sürelerin sağlık izni için belirlenen çalışma sürelerine dahil edilmemesinde
hukuka aykırılık görülmemiştir.
Yönetmeliğin "Sağlık izni" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında, "Sadece
iyonlaştırıcı radyasyon kaynakları ve radyonüklitlerin kullanıldığı kontrollü
alanlarda çalışanlara yıllık izinlerine ilaveten sağlık izni verilir. Radyasyonla
çalışanlara verilecek sağlık izni süresi, bu çalışanların bir takvim yılı içerisinde
kontrollü alanlarda fiilen çalıştığı süreler dikkate alınarak bu Yönetmeliğin
eki EK-2'de yer alan "Sağlık İzni Tablosu"nda belirtilen çalışma süresine
göre belirlenir." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Yönetmelik eki EK-2 de "Sağlık İzni Tablosu"na yer verilmiş, bu tabloda
çalışma sürelerine göre yararlanılacak izin süreleri belirtilmiştir.
Genel ve özel kanun hükümlerinin uygulanmasında bir kanun yürürlükte iken yeni
bir kanun yada kanun maddesi yürürlüğe konulmuş ve her ikisi de özel ya da genel
kanun niteliğindeyse uyuşmazlığa yeni kanun hükümleri uygulanır. Genel hüküm,
konuyu ana hatlarıyla düzenlemekteyken özel hüküm genel hükümde düzenlenen şeyin
belli bir parçasını, belirli bir türünü düzenler veya genel hükümde düzenlenen
şeye yer, zaman, konu ve kişi bakımından istisnalar getirir; dolayısıyla birbiriyle
ilgili olan veya çatışan iki normdan uygulama alanı daha geniş olan genel, daha
dar olan ise özel hükümdür. Genel ve istisna hükümlerinin aynı kanun koyucu
tarafından getirildiği dikkate alındığında aynı konuyla ilgili olarak önceki
düzenlemeden sonra yeni bir düzenleme yapılmışsa kanun koyucunun iradesinin
artık yeni kanun hükmünün uygulanması yönünde olduğunun kabulü gerekir.
657 sayılı Yasada yıllık kullanılacak sağlık izin süresi belirlenmiş, bu yasada
sağlık izni kullanmak için radyoaktif ışınlarla çalışmak yeterli görülmüş, 3153
sayılı yasaya daha sonra eklenen Ek1. madde ile iyonlaştırıcı radyasyonla teşhis,
tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerler ile bu iş veya işlemlerde çalışan
personelin haftalık çalışma süresi belirlenerek bu yerler ile bu iş veya işlemlerde
çalışan personelin sağlık izni kullanacakları, doz limitlerinin aşılmaması için
alınması gereken tedbirler ile aşıldığı takdirde izinle geçirilecek süreler
ve alınacak diğer tedbirler Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği
hüküm altına alındığından Yönetmelikte belirlenen radyasyon dozu limitlerinin
haftalık çalışma süresinde aşılması durumunda da bu personelin çalışma süresinin
daha az olabileceği anlaşılmaktadır.
5153 sayılı Kanun, 657 sayılı Kanuna göre özel kanun niteliğinde olduğu gibi
bu Kanunun ek 1 inci maddesi, 657 sayılı Kanunun "Yıllık izinlerin kullanılışı"
başlıklı genel hüküm olan 103. maddesinden daha sonra sonra yürürlüğe konulduğundan
657 sayılı Yasanın 103. maddesinde belirtilen sağlık iznine ilişkin düzenlemeler
yapılırken 5153 sayılı Yasaya 5949 sayılı yasa ile eklenen yeni hükmün dikkate
alınması gerektiği açıktır. Kaldı ki yeni düzenlemede 657 sayılı Kanunla genel
kural olarak getirilen yıllık sağlık izin süresini kısıtlayan veya bu hükümle
çelişen bir ifadeye de yer verilmemiştir.
Davaya konu Yönetmelik incelendiğinde, sağlık iznine ilişkin düzenlemeler, yapılırken
24/03/2000 tarih ve 23999 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Radyasyon Güvenliği
Yönetmeliğindeki Nükleer Düzenleme Kurumu tarafından radyasyonla çalışanlar
ve halk için belirlenen doz sınırlarına esas alınmak suretiyle belirlenen yıllık
doz sınırlarının aşılma olasılığı olup olmadığı gözetilmek suretiyle, radyasyon
alanı, kontrollü (denetimli) alan ve radyasyonla çalışan tanımlamaları yapılarak
iyonlaştırıcı radyasyon kaynakları ve radyonüklitlerin kullanıldığı kontrollü
alanlarda çalışanların sağlık izinlerinin, bu alanlarda çalışma süreleri gözetilerek
belirlendiği, diğer taraftan belirtilen tanımlamaların dosyada bulunan Türkiye
Atom enerjisi Kurumunun "Radyasyon Alanlarının Sınıflandırılmasına İlişkin
Kılavuz"da belirtilen alanlar ve özellikleriyle ve 24/03/2000 tarih ve
23999 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği ile
26/4/2022 tarihli ve 31821 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Radyoloji Hizmetleri
Yönetmeliğindeki tanımlamalar ile örtüştüğü anlaşılmaktadır.
Anılan mevzuat hükümlerine göre sadece radyasyonla çalışan personel özel haftalık
çalışma süresinden (35 saat) ve yıllık bir aylık sağlık izninden yararlanacak
olup, radyoaktif ışınlarla fiilen çalışmayan ve radyasyona maruz kalmayan (diğer
bir deyişle radyasyon görevlisi sayılmayan) personelin ise bu haklardan yararlanmasına
olanak bulunmamaktadır.
Söz konusu Yönetmelikteki düzenlemelerle, denetimli alanlarda veya radyasyon
kaynakları ile sürekli ve fiilen çalışan personelin yaşam ve sağlık hakkı gözetilerek
radyasyonun olumsuz etkilerinden azami koruma amacı güttüğü, çalışılan radyasyon
veya kontrollü alana göre radyasyon doz limitleri farklılık gösterebileceği
gibi teknolojik gelişmelerle ve alınan önlemlerle teşhis, tedavi, araştırma
veya kalibrasyonda kullanılan ve radyasyon yayan tıbbi cihazların radyasyon
limitlerinin zaman içinde değişebileceği tartışmasız olduğundan sağlık izni
ve bu hakkın kullanımında esas alınan radyasyonla çalışanların bu alanlardaki
çalışma süresi ile maruz kalacakları doz limitlerinin belirlenmesi önem kazanmaktadır.
Bu durumda söz konusu düzenlemeler ile Anayasa Mahkemesinin anılan kararı birlikte
değerlendirildiğinde, radyasyon ve radyonüklit kullanılarak yürütülen faaliyetlerde
çalışan personelin maruz kalacağı radyasyon doz limitlerine göre izinle geçirilecek
sürelerin belirlenmesi konusunda yetki verilen davalı idarece, iyonlaştırıcı
radyasyon kaynağı nedeni ile ışınlanmalara karşı hastalar ve çalışan güvenliğine
ilişkin usul ve esasları ve iyonlaştırıcı radyasyon ve radyonüklit kullanılarak
yürütülen faaliyetlerde çalışan personele verilecek sağlık iznini belirlemek
amacıyla hazırlanarak yürürlüğe konulan davaya konu Yönetmeliğin iptali istenilen
8. maddesinin 1. fıkrasının ikinci cümlesi ile Yönetmelik eki Ek-2 Sağlık İzin
Tablosu'ndaki düzenlemeler yapılırken takdir yetkisinin, sağlık hizmetinin özellikleri
ve hizmet gerekleri gözetilerek üst hukuk normlarına aykırı olmayacak şekilde
kullanıldığı sonucuna ulaşıldığından iptali istenilen düzenlemelerde hukuka
aykırılık görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci ve Onuncu Dairelerince, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'na
3619 sayılı Kanun'un 10. maddesiyle eklenen Ek 1. madde uyarınca yapılan müşterek
toplantıda, 2577 sayılı Kanunun 17. maddesinin birinci fıkrası uyarınca duruşma
için taraflara önceden bildirilen 27/05/2025 tarihinde, davacı vekili Av. ...'in,
davalı Cumhurbaşkanlığı ve Sağlık Bakanlığı vekili Hukuk Müşaviri ...'ın geldiği,
Danıştay Savcısı ...'ın hazır olduğu görülerek açık duruşmaya başlandı.
Taraflara usulüne göre söz verilip, dinlenildikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi
alınarak, taraflara son kez söz verildikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten
sonra, işin gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
12/04/2023 tarih ve 7077 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla 13/04/2023 tarih ve
32162 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan İyonlaştırıcı Radyasyon
ve Radyonüklit Kullanılarak Sunulan Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin
8. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ile dördüncü fıkrasında yer
alan "yıl geçişlerinde üst üste kullanılamaz ve diğer yıla aktarılamaz"
ibaresi ve beşinci fıkrası ile Yönetmeliğin ekinde yer alan "Ek-2 Sağlık
İzin Tablosu"nun iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu Yönetmeliğin "Sağlık izni" başlıklı 8. maddesinin birinci
fıkrasının ikinci cümlesi ile Yönetmeliğin ekinde yer alan "Ek-2 Sağlık
İzin Tablosu"nun iptali istemi yönünden incelendiğinde;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 103. maddesinde, hizmetleri sırasında
hizmetleri sırasında radyoaktif ışınlarla çalışan personele her yıl yıllık izinlerine
ilaveten bir aylık sağlık izninin verileceğine ilişkin düzenleme ile 3153 sayılı
Radiyoloji, Radiyom ve Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında
Kanun'un Ek 1. maddesinde ise, iyonlaştırıcı radyasyonla teşhis, tedavi veya
araştırmanın yapıldığı yerler ile bu iş veya işlemlerde çalışan personelin haftalık
çalışma süresi belirlenerek bu yerler ile bu iş veya işlemlerde çalışan personelin
sağlık izni kullanacakları, doz limitlerinin aşılmaması için alınması gereken
tedbirler ile aşıldığı takdirde izinle geçirilecek süreler ve alınacak diğer
tedbirler Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirleneceğine ilişkin
düzenleme uyarınca dava konusu Yönetmelik ile radyasyon kaynaklarının bulunduğu
yerler denetimli, bu yerlere bitişik alanların da gözetimli alan olarak sınıflandırıldığı,
radyasyon kaynağı ile fiilen çalışması olan ve olmayan arasında radyasyona maruz
kalma açısından bir ayrım yapılması zorunluluğunun ortaya konulması amacıyla
sağlık izninin, iyonlaştırıcı radyasyon kaynakları ile denetimli alanlarda fiilen
çalışılan süreler dikkate alınarak, sağlık izni tablosunda belirtilen çalışma
süresine göre belirlendiği, radyasyon alanlarının denetimli ve gözetimli olarak
ikiye ayrılmasında, esas olarak radyasyon kaynaklarının özellikleri ile kaynağın
ve kullanıldıkları alanın zırhlama özellikleri ile ilgili personelin iyonlaştırıcı
radyasyon ve radyonüklit kaynaklara maruz kaldığı sürelerin göz önüne alındığı,
radyasyon dozu alma olasılığı açısından, denetimli alanlarda çalışmanın gözetimli
alanlarda çalışmaktan daha riskli olduğu, aynı şekilde gözetimli alanlarda çalışanların
radyasyon dozu alma olasılığının, radyasyon alanı olmayan alanlarda çalışanlardan
daha yüksek olduğu, dolayısıyla iyonlaştırıcı radyasyon ve radyonüklit kaynaklarla
çalışanlara verilecek sağlık izni süresinin, bu çalışanların iyonlaştırıcı radyasyon
kaynaklarının bulunduğu ve doğrudan radyasyona maruz kalınan denetimli alanlarda
fiilen çalışılan süreler dikkate alınarak belirlenmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Anılan Yönetmeliğin "Sağlık izni" başlıklı 8. maddesinin dördüncü
fıkrasında yer alan "...yıl geçişlerinde üst üste kullanılamaz ve diğer
yıla aktarılamaz." ibaresinin iptali istemi yönünden incelendiğinde;
Dava konusu Yönetmelik'te, sağlık izninin 3153 sayılı Kanun'un Ek 1. maddesi
ile 657 sayılı Kanunun 103. maddesi kapsamında iyonlaştırıcı radyasyon kaynakları
ile çalışanlara verilecek izin olarak tanımlandığı, sağlık izninin, hak edildiği
zamanda kullanılmayıp yıllık izinde olduğu gibi bir sonraki yıla aktarılmasının
iznin kullanım amacı ile çeliştiği, söz konusu izin, çalışanların yıllık izinleri
gibi isteğe bağlı olarak kullanabildikleri bir izin olarak değerlendirilemeyeceğinden
dava konusu yönetmelikte iznin bir sonraki yıla aktarılmamasına ilişkin yapılan
düzenlemenin, iyonlaştırıcı radyasyon kaynağı ile çalışan personelin zaman kaybedilmeksizin
dinlendirilmesinin sağlanması suretiyle sağlığının korunması amacıyla getirildiği
açık olduğundan, anılan düzenlemelerde hizmetin gereklerine, üst hukuk normlarına
ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
Yönetmeliğin "Sağlık izni" başlıklı 8. maddesinin beşinci fıkrasının
iptali istemi yönünden incelendiğinde;
Sağlık izni, iyonlaştırıcı radyasyon ve radyonüklit kullanılarak oluşabilecek
maruziyetler nedeniyle kullanıldığı, sağlık iznine esas süre hesaplanırken ilgili
personelin iyonlaştırıcı radyasyon ve radyonüklit kaynaklara maruz kaldığı sürelerin
dikkate alındığı, tıbbi görüntüleme hizmetlerinde çalışan personelin takvim
yılı içerisinde iyonlaştırıcı radyasyon kaynakları içeren ve içermeyen birimlerde
rotasyon yaparak da çalışabildiği göz önüne alındığında, dava konusu Yönetmelik'te
sağlık izni hesaplanırken yıllık izin, doğum, ölüm izni, resmi tatiller ve benzeri
iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalınmayan sürelerin sağlık izni için belirlenen
çalışma sürelerine dahil edilmemesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 12/04/2023 tarih ve 7077 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla 13/04/2023 tarih
ve 32162 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren İyonlaştırıcı Radyasyon
ve Radyonüklit Kullanılarak Sunulan Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin
"Sağlık izni" başlıklı 8. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan
"yıl geçişlerinde üst üste kullanılamaz ve diğer yıla aktarılamaz"
ibaresinin iptali istemi yönünden oybirliğiyle, aynı maddenin birinci fıkrasının
ikinci cümlesi, beşinci fıkrası ile Yönetmeliğin ekinde yer alan "Ek-2
Sağlık İzin Tablosu"nun iptali istemi yönünden oyçokluğuyla DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...-TL yargılama giderinin davacı üzerinde
bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca
takdir edilen ...-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi
halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava
Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 27/05/2025 tarihinde oybirliğiyle/oyçokluğuyla
karar verildi.