Erdoğan'dan asgari ücret açıklaması: 'TİSK elini taşın altına koymalı'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yarın Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını yapacak. Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum. İşçi kardeşlerimize yönelik atacağınız her olumlu adım, verimlilik, kazanç ve bereket olarak dönecektir." dedi.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 11 Aralık 2025 15:03, Son Güncelleme : 11 Aralık 2025 15:55

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonumuzun kıymetli mensupları, değerli misafirler, hanımefendiler, beyefendiler, sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. 29. Olağan Genel Kurul münasebetiyle TİSK ailesinin siz mümtaz üyeleriyle bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Genel Kurulun ülkemiz, milletimiz, işverenlerimiz ve çalışma hayatımızın tüm paydaşları için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Burada yapılacak görüşmelerin, alınacak kararların, belirlenecek yol haritasının işçisiyle, işvereniyle, sendikasıyla, iş dünyamızın tamamı için faydalı sonuçlar getirmesini canı gönülden temenni ediyorum.

TİSK camiası, 20 üye işveren sendikası ve 2 derneği ile 81 ilimizdeki 10 bini aşkın iş yerinde istihdam ettiği 2,3 milyon çalışanıyla tam 63 yıldır güçlü ve kurumsal bir varlık gösteriyor. Birlikte mümkün anlayışıyla çalışmalarını sürdüren TİSK ailesi, ülkemizin gayrisafi yurt içi hasılasına 200 milyar dolar, ihracatına ise 100 milyar doların üstünde çok önemli katkılar sunuyor.

Türkiye'nin en büyük 500 sanayi kuruluşunun yer aldığı İSO 500'deki ilk 10 işletmemizin 7'si TİSK camiası içerisindedir. İhracatımızın neredeyse yarısı TİSK bünyesindeki işletmeler tarafından gerçekleştiriliyor. Ayrıca TİSK, 40'ın üzerinde ulusal, 10'u aşkın uluslararası platformda işverenlerimizi başarıyla temsil ediyor. Burada bir hususun altını özellikle çizmek isterim. TİSK çatısı altında iş dünyamız, özellikle de işverenlerimiz için hazırlanan raporlar, yayınlar ve daha pek çok belge şüphesiz önemlidir, kıymetlidir. Ancak, kağıt üzerindeki hedefleri gerçeğe dönüştürmek, sahada ve sektörde bunları titizlikle uygulamaya dökmek işin özünü teşkil etmektedir.

İşte tam da bu noktada, TİSK'in icraat odaklı ve gerçekçi bir yaklaşımla hareket ettiğini memnuniyetle müşahede ediyoruz. Şurası da dikkate değerdir: Dünya değişirken, küreselleşme tüm hızıyla devam ederken, teknoloji baş döndürücü bir şekilde ilerlerken işletmelerimizin ve işverenlerimizin bu yeni gerçekliğe uyum sağlaması kritik önemdedir.

Bu anlamda, planlamadan seri üretime, istihdam politikasından proje uygulama süreçlerine, ihracat stratejilerinden dijital dönüşüme, reel sektörün tüm aktörlerinin yeni şartlara hızla adapte olması; büyüme ve kalkınmanın yanı sıra küresel rekabette de elimizi güçlendiren, ekonomimize dinamizm katan önemli faktörlerdir. Çalışma barışının ve sosyal diyaloğun sağlanmasında, istihdamın, üretimin ve ihracatın güçlendirilmesinde mühim bir misyonu yerine getiren TİSK camiasını yürekten kutluyorum.

Şunu da büyük bir memnuniyetle paylaşmakta fayda görüyorum: Üç dönemdir refah ve istikrarımızı tehdit eden sınamalarla mücadelede TİSK ailesi, milleti ve devletinin yanında olduğunu açık ve net göstermiştir. Dışarıdan aldıkları talimatlarla siyaset ve toplum mühendisliğine soyunan, vesayete vefa borcunu ödemeye çalışan kimi oluşumların aksine TİSK, kritik dönemeçlerde yerli ve milli bir duruş sergilemiştir. Bunun için Özgür Burak Akkol'u, yönetim, denetim ve disiplin kurullarının değerli üyelerini, TİSK ailesinin hiçbir ferdini şahsım ve milletim adına tebrik ediyor, kendilerine takdirlerimi iletiyorum. Bu vesileyle, kuruluşundan bugüne TİSK'te farklı kademelerde görev almış, ekonomimize değer katmış, Türkiye'nin büyümesine, gelişmesine katkı sağlamış herkese şükranlarımı sunuyorum. 29. Olağan Genel Kurul'la birlikte yoluna daha da güçlenerek devam edeceğine inandığım TİSK yönetimine şimdiden başarılar diliyorum.

Değerli dostlar, işçi ve işveren arasındaki ilişkilerin adil, sürdürülebilir ve hakkaniyetli olması bizim için vazgeçilmezdir. Bu ilişki sağlıklı bir zemine oturtulmadığında, Allah muhafaza, sömürü ve adaletsizliğe giden yol önümüzde açılacaktır. Bu da yalnızca sosyal barışın altını oymakla kalmayacak, aynı zamanda birlik ve dayanışma iklimine de zarar verecektir. Geçmişte bunun acı örneklerini millet olarak hep birlikte yaşadık.

Bakınız, Anadolu'nun gönül hamurunu mayalayan o büyük insan, Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri bu konuda bizlere neler söylüyor: "Ekmeği öğrendim. Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini, sonra ekmeği hakça üleşmenin bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim." Evet. Diğer tüm alanlarda olduğu gibi, işçi ve işveren arasındaki ilişkilerde de baktığımız yer hak ve adalet eksenindedir. Kimsenin mağdur olmadığı, kimsenin emeğinin göz ardı edilmediği, işleyen ve güven veren bir sistem hepimizin önceliğidir.

Malumunuz, yarın Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını yapacak. Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum. İşçi kardeşlerimize yönelik atacağınız her olumlu adım, verimlilik, kazanç ve bereket olarak dönecektir. Hep söylerim, kefenin cebi yok. Dar-ı dünyadan dar-ı bekaya mal mülk değil; adalet, hakkaniyet, dürüstlük üzerine yaşanmış bir hayat ile hayır dualar götüreceğiz. İster siyasetçi, ister işveren olalım; eğer geride hayırla yad edilen bir miras bırakabiliyorsak, işte asıl zenginlik budur, bahtiyarlık kaynağı budur.

Tabii burada şunu da önemle ifade etmek durumundayım: Hak konusunu sadece ücrete sıkıştırmak doğru değildir. Güvenli ve sağlıklı çalışma şartlarının temini de hakkın bir parçasıdır. Zaman zaman hepimizin içini acıtan, millet olarak yüreklerimizi dağlayan çok üzücü iş kazaları meydana geliyor. Ekmeklerini helal yoldan, alın teriyle kazanan, ailelerini geçindirmek için zor şartlar altında özveriyle çalışan, çabalayan emekçilerimiz bu kazalar neticesinde yaralanıyor, kimi zaman da maalesef hayatını kaybediyor. Biz devlet olarak, emekçi kardeşlerimizin güvenli ortamlarda, gönül huzuruyla ve rahatça çalışabilmesi için elimizdeki tüm imkanları azami ölçüde seferber ediyoruz.

Hem sertifikasyon hem teftiş mekanizmalarımızı tam anlamıyla işletmeye özen gösteriyoruz. İzmir Konak, Beşiktaş Gayrettepe, Bolu Kartalkaya ve en son Kocaeli Dilovası facialarında olduğu gibi ihmali olan kim varsa, kamu ve belediye görevlileri dahil kimsenin gözünün yaşına bakmıyoruz. Fakat işverenlerimizin de iş sağlığı ve güvenliği konusunda üzerlerine düşen tüm yükümlülükleri titizlikle yerine getirmesi gerekiyor. Türkiye'nin "Sıfır Kazaya Yolculuğu" projesinde olduğu gibi TİSK'in bu konuda gerçekten önemli çalışmalar yaptığını biliyorum. Ama sadece bu yıl içinde yüreklerimizi yakan kazaları dikkate aldığımızda, daha fazla gayret etmemiz, işi daha sıkı tutmamız gerektiği açıktır.

Şayet ihmal, özensizlik, dikkatsizlik veya daha fenası kar hırsı sebebiyle tek bir emekçimizin dahi canı yanıyorsa, burnu kanıyorsa bunun vebalini başta işverenlerimiz olmak üzere hiçbirimiz taşıyamayız. Her türlü tedbirin alınmasını sağlayacak, insan hayatını ilgilendiren böyle bir konuda işi asla şansa bırakmayacağız. Sizleri vesile kılarak tüm işverenlerimizin iş kazalarının önüne geçilmesi noktasında ayrı bir dikkat ve hassasiyet beklediğimi bugün bir kere daha ifade ediyorum. TİSK'in bu konuda da öncü ve örnek olacağına yürekten inanıyorum.

Değerli kardeşlerim, çok değerli işverenlerimiz. İktidar olarak ekonomiden demokrasiye, hak ve özgürlüklerden güvenliğe uzanan geniş bir alanda son 23 yılda ülkemize tarihi başarılar yansıttık. Dış politikada sözü, tavrı, duruşu dikkatle takip edilen, sadece bölgesinde değil, küresel ölçekte etki sahibi bir Türkiye'yi sabırla hep birlikte inşa ettik. Dış ticarette sizlerin de emekleriyle ihracatımızı 36 milyar dolardan aldık, kasım ayı itibarıyla 270 milyar doların üzerine çıkardık. Milli gelirimiz 238 milyar dolardı. 2023 yılı üçüncü çeyrek rakamlarına göre 1 buçuk trilyon doları aşmış bulunuyoruz. Ekonomik büyümemiz 21 çeyrektir kesintisiz bir şekilde sürüyor. Deprem bölgemizin ihyası için harcanan 90 milyar dolara rağmen bunları başardık. 2028 için belirlediğimiz 1,9 trilyon dolar milli gelir hedefine emin adımlarla yürüyoruz.

Merkez Bankası rezervlerimiz güçlenirken, ülke risk primimiz düşüyor. Enflasyonda kasım ayında umutlarımızı artıran bir tabloyla karşılaştık. Kasım ayında 0,87 gelen enflasyon doğru yolda olduğumuzu teyit etti. Hayat pahalılığının temel sebeplerinden biri olan fiyatlama davranışındaki bozulma da yavaş yavaş düzeliyor. Fırsatçılıkla mücadelemiz ise hız kesmeden devam ediyor. Orta vadeli programın rehberliğinde enflasyonda nihai hedefimiz olan tek haneli oranlara mutlaka ulaşacağız.

Bu süreçte hep yaptığımız gibi reel sektörümüzün önerilerine, taleplerine ve eleştirilerine kulak vereceğiz. Son kabine toplantımızda emek yoğun üretim yapan tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya sektörlerine yönelik koruma programını 2026 yılında da devam ettirmeyi kararlaştırdık. İstihdamını koruyan KOBİ'lerimize çalışan başına verdiğimiz aylık 2.500 liralık desteği 2026 senesinde 3.500 liraya yükseltiyoruz. Ayrıca büyük ölçekli firmalarımızı da programa dahil ediyoruz. Böylece toplam 48 milyar liralık bir destekle 1 milyon 100 bin istihdamı koruyacak, emekçi ve sanayicimizin yanında olacağız. 2025 yılı için işverenlerimize asgari ücret desteği olarak her bir işçimiz için malumunuz 1000 lira veriyoruz. 2023 yılı Ocak-Kasım döneminde istihdamın korunması amacıyla 53 milyar lira kaynak kullandık. Kadın, genç ve mesleki yeterlilik belgesi olanların teşviki programında 24 ila 54 ay arasında sosyal güvenlik desteği sunuyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber