Koltuğu erkeklerden almaya niyetli 12 kadın

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 23 Şubat 2009 08:11, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

BAŞLARKEN

Müfide İlhan ya da Leyla Atakan adı size ne ifade ediyor diye sorsam ya da Ersisli Şadiye Hanım. Sondan başlayayım. Şadiye Hanım, 1930'da Türk kadınına belediye seçimlerine katılma hakkı verilmesinin ardından yapılan seçimlerde Artvin Yusufeli İlçesi'ne bağlı Kılıçkaya Beldesi'nde Belediye Başkanı seçilerek Türkiye'nin ilk kadın belediye başkanı oldu ve iki yıl bu görevi yürüttü.

Türk kadınının 1933'te muhtarlık seçimlerine, 1934'te de milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu bilgisini ekledikten sonra Müfide İlhan'a gelelim. İlhan, 1950 yılında Mersin'den Belediye Başkanı seçilerek, Türkiye'nin ilk kadın il belediye başkanı unvanını aldı.

Demokrat Parti'den başkan seçilen Müfide Hanım'ın başkanlık dönemi pek rahat geçmez. Birtakım ödünler vermesi istenir. Arapça ezan nedeniyle partisiyle de arası açılınca bir yıl sonra görevinden istifa eder. Gelelim Leyla Atakan'a. 1925 yılında Maşukiye'de doğan Leyla Hanım lise öğretiminden sonra STK'larda çalıştıktan sonra CHP'den aktif politik yaşama girer. 1963 yılında il genel meclis üyeliğine seçilir, daha sonra CHP Kocaeli İl Başkanı olur, 1968'de ise belediye başkanı seçilir. Üç yıl sonra başkanlık görevini sürdürürken üç çalışma arkadaşıyla birlikte geçirdikleri trafik kazasının ardından aramızdan ayrılır. O günden sonra da belediye başkanlığı için aday olup, yarışa katılır kadınlar. Seçilirler de. Mesela Hanife Töre, 1971'de henüz 22 yaşında iken Elazığ Hankendi Beldesi'ne belediye başkanı olur. Ama sayıları bir elin parmaklarını geçmez. 1999 seçimlerinde ise CHP'den aday olan İris Şentürk, başkanlık yarışını kazanarak hem Antakya'nın ilk kadın belediye başkanı olur hem de ilk belediye başkanlık koltuğuna oturan 3. kadın unvanını alır. 2004'te yapılan seçimlerde de durum değişmez. 81 ilin sadece birinde, Tunceli'de DTP'li Songül Erol Abdil, seçimleri kazanır. 3 bin 225 beldenin ancak 18'inde belediye başkanlık koltuğuna kadınlar oturur. Gelelim 29 Mart yerel seçimlerine.

AYRIMCILIK YAPIYORUM

Açıklanan adaylar arasında kadınların sayısında eskiye oranla bir artış var. En azından 12 ilde kadınlar belediye başkanlığı için yarışacak. Bu kadınların seçilme şansı da oldukça yüksek. Dokuz adayın da kazandığını varsayarsak yüzde 10'un üzerinde bir oran söz konusu ki, bu yerel seçimlerde şimdiye kadar karışlaştığımız en yüksek oran olacak. Baştan söyleyeyim, benim gönlüm 12 adayın da seçimleri kazanması ve 12 kadının da belediye başkanı olması. İşte bu yüzden 'ayrımcılık' yapıyor ve sadece kadın adayları tanıtma işini üstleniyorum. İstiyorum ki 'Belediyelere kadın eli değsin' ve bizler erkeklerin yanı sıra kadınların da neler yapabileceklerini görme şansı bulalım. Bugüne kadar hep erkekler oturdu o koltuklarda da ne oldu? Belediyelerin hali ortada? Çarpık kentleşme, yolsuzluk, hava kirliliği, çevre katliamı, altı yapı bozukluğu vb. Sorunlar düzelecekken daha fazlalaşıyor ve erkekler bu işlerin üstesinden gelmekte zorlanıyor. Kadın adayları da dinledikten sonra bana öyle geliyor ki, kadınlar belediyelerde kendilerini göstermeye başlayınca erkeklerin o koltuklara geri dönmeleri kolay olmayacak. Artık söz sırası kadınlarda.

***

Maaşının yarısıyla burs verecek

CHP Erzincan Belediye Başkan Adayı Nuran Uygun, Gazi Üniversitesi İktisadi ve Ticari İlmler Fakültesi mezunu. Öğrencilik yıllarında Maliye Bakanlığı'nda çalışmış, uzun yıllardır da Erzincan'da tek kadın mali müşavir.

l Tebrikler ve başarılar. Önce siyasetle ilginizi öğreneyim.

- Yaklaşık 20 yıldır il genel meclis üyeliği yapıyorum. Daha önce de gelmişte böyle bir teklif ama işlerimin yoğunluğu nedeniyle düşünmemiştim.

l Neden sizi istediler?

- 'En iyi bu yapar' diye düşünmüşler. Sanıyorum işimi iyi yapıyorum. Temiz bir geçmişim var. Başta yine sıcak bakmadım ama gerek partinin, gerekse sokaktaki vatandaşın talebi üzerine, yeniden düşündüm ve kararımı verdim.

l Başkanlık korkutuyor mu?

- Hayır. Zaten işlerim nedeniyle düşündüm. Yoksa çok iyi yapacağımdan eminim. Belediye kanunlarını iyi biliyorum. Mali müşavir olduğum için bütçeyi de çok iyi biliyorum. Zorlanmam.

l Ne tür projeleriniz var? Erzincanlı sizi niye seçsin?

- Tabii Erzincan'ın fizibilitesini çıkarıp, bütçeyi görüp ona göre ayağı sağlam projeler yapacağız. Birçok işadamıyla çalışıyorum zaten. Projelerin buraya uygun olup olmayacağına bakıyoruz. Bunun yanı sıra küçük ama işe yarar projeler geliştiriyorum.

l Örneğin?

- Bizbize marketleri açmayı düşünüyorum. Pestilimiz, turşularımız çok güzeldir, üzümümüz, kayısımız meşhurdur. Kadınlar organik yiyecekleri çok yapıyor burada. Bu ürünleri büyük market zincirlerine de satabiliriz. Görüşmelere başladım.

l Başka?

- Temiz bir çevre, çöpten arınmış sokaklar, şehre iyi su getirmek, bunlar zaten yapılacak işler. Bir kayak merkezi projemiz var. O devam edecek. Kaplıcalarımız var, yeterince değerlendirilmiyor. Erzincan kış turizmine açılabilir. Buz pisti de yapılabilir. Çok maliyetli değil ama istihdam yaratacak projeler.

l En önemli sorun?

- Astım hastalığı artış gösterdi son yıllarda kötü kömür kullanımı yüzünden olduğunu düşünüyorum. Doktorlar da aynı görüşte. İşsizliğe karşı İstanbul'daki tekstilcilerin yaptığı gibi el ele vererek mucizeler yaratabiliriz. Çocuklara burs verilmesini istiyorum. Maaşımın yarısını öğrencilere burs vermek için ayıracağım.


Kastamonu'nun ufkunu acacağım

Aktİf siyasetin içinde olan, parti disiplin kurulunda görev yapan, geçtiğimiz dönem genel seçimlerde yine CHP'nin 4. sıra milletvekili adayı olan Müjgan Alagöz CHP'nin Kastamonu Belediye Başkan adayı.

Kastamonu doğumlu ve üniversite eğitimi hariç hep bu şehirde yaşamış. Kastamonu Meslek Yüksek Okulu İnşaat Bölümü'nü bitirdikten sonra Gazi Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Sosyal Politika bölümü ve 9 Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği'nden mezun olmuş.

1996 yılına kadar da YSE ve Köy Hizmetleri'nde 21 yıl süreyle devlet memuru olarak görev yapmış. Emekli olduktan sonra serbest inşaat mühendisi ve müteahhit olarak çalışmış, gerek Kastamonu gerekse ilçelerde yol, köprü, içme suyu, arıtma tesisi ve kanalizasyon projeleri üstlenmiş.

'Eski bir tarih ve kültür kenti şehrimiz ama ne yazık ki eski senelerdeki ivmesi kalmadı. Çok göç veren bir yer. Ankara ve İstanbul'da çok nüfusumuz var. İstihdam yok, iş olanağı yok. Turizm konusunda büyük atılımlar yapabiliriz oysa. Belediye ayağını eksik görüyorum' diye başlıyor söze Alagöz.

Belediye başkanı seçilince ilk işi turizmin geliştirilmesi için uğraşmak olacak. 'Tabii ki klasik belediye hizmetleri yapılacak. Kastamonu memur şehri. Resmi dairelerin bölge kuruluşları var şehrimizde. Ancak devletin küçülme politikası nedeniyle azalma var ve bütün esnaf bundan etkileniyor. Oysa 1400 tane tescilli konağımız var. Safranbolu'nun daha ötesinde bir turizm kenti yaratabiliriz. Kastamonu'nun ufkunu açacak öneriler getireceğim' diyor.

PARTİLERÜSTÜ

Partilerüstü bir şey oldu benim aday gösterilmem. Bütün kadınlar sevindiler. Umuyorum hepsinin desteğini alırım. 90 yıl önce ilk kadınlar mitingi burada yapıldı biliyorsunuz' diyor.


Konuya da çözüme de vakıf aday

İris Şentürk, 1990 yılında oturdu başkanlık koltuğunu 2004 seçimlerinde ise oyunu neredeyse ikiye katlamasına rağmen AKP'li adaya kaptırdı. Ona göre nedenlerden biri, merkez sağ seçmenin Tayyip Erdoğan rüzgarına kapılarak AKP etrafında toplanması ve AKP'nin trilyonu aşan paralar harcaması.

İktidar olmanın yıpranmışlığına da dikkat çeken Şentürk, o dönem belediyelerin kaynak sıkıntısı çektiğini, yeni yasayla bu sorunun çözüldüğüne ve belediyelerin işinin kolaylaştığını da belirtiyor.

Üçüncü kez başkanlık yarışında İris Şentürk. Bu kez yine kazanacağından emin. Yeniden başkanlık koltuğuna oturmak ve geçen dönemde yarım kalan işleri bitirmek ve halka söz verdiği hizmetleri yerine getirmek istiyor.

GÜNDE 150 KİŞİ

Antakya'ya varır varmaz ilk durağım başkan adayının evi oluyor. Yıllardır aynı evde oturuyor İris Şentürk. Başkan seçildiğinde de sonrasında da değiştirmemiş. Hemen hemen her evde olduğu gibi bahçesini portakal ağaçları süslüyor. 'Büyük aşkım, önderim' dediği babasını iki ay önce kaybetmiş, annesi de onlarda kalıyor. Çocuklar okula gitmiş, evin köpeği ağzında oyuncağıyla etrafta dolanıyor. Telefonlardan sohbet etmeye, bir şeyler yemeye vakti yok. Gelen gidenin haddi hesabı da.

En büyük yardımcısı eşi Hakan Şentürk. Danışmanları ve gönüllü çalışanlarıyla birlikte günde yaklaşık 30 ev geziyor. Bu evlerde toplanan en az 60-70 bazen 150'ye yakın kalabalığa hitap ediyor.

BAŞKANKEN NE YAPTI?

'Antakya dünyanın en eski kenti, en büyük eğlence ve alışveriş merkezi, tarihin en büyük metropollerinden biri. Bu görkemli tarihini önce insanlarımıza anlatalım, sonra dışarıya döndürelim yüzümüzü, istihdam alanımızı genişletelim istedik. Bunun için uzmanlardan destek aldık. Antakya'nın tanıtım çalışmalarına ağırlık verdik' diyerek yaptıkları işleri sıralıyor: 'Bu arada kentin rutin ihtiyaçlarını hallettik, alt yapıları yeniledik, 43 tane park, 7 tane köprü açtık, otogarı dışarıya çıkardık, otopark yerleri istimlak ettik, cep otoparkları açtık, sosyal projeler, aşevleri, kadın çocuk eğitim merkezleri açtık. Tiyatro, halk oyunları ekibi, Türk Sanat Müziği Kulubü, satranç takımı kurarak müthiş bir sosyal kültürel atılıma girdik.

ŞİMDİ NE YAPACAK?

Fiziksel koşulları iyileştirilmiş bir Antakya hayal ediyor ve diyor ki; 'Trafik sorunu, yolu, tüm altyapı sorunları çözülmüş, çocukların, gençlerin, yaşlıların, tüm kent halkının rahat nefes alabileceği alanları, parkları, oyun ve spor alanları, sosyal buluşma alanları olan bir kent yaratmak istiyorum. Geleneklerin, göreneklerin yaşatılması, soyut kültür dediğimiz yaşam biçimlerinin kalıcı kılınması en önemli arzum. Benim belediye başkanı olmak istememdeki temel neden budur. '

Geçmişten aldığım dersler

l STK'lardan çıkma biriyim, sivil toplum örgütlerinin gücüne inanıyorum. Onların kent yönetimine katılması en büyük isteğim. Bizim sloganımız, 'Birlikte yönetelim'.

l Geçmiş dönemde böylesi bir deneyime sahip değildim. Bir sürü yanlışım da oldu. Ama niyetimin iyi olduğunu, hedefimin insan mutluluğunu yakalamak olduğunu anladılar.

l Konuya vakıf olmak çok önemli. İlk dönemimde değildim, kent yönetimi konusunda eksiklerim vardı, deneyimsizdim, acemiydim. Şimdi konuyu çok iyi biliyorum. Kentin sorunlarına vakıf olduğum gibi, çözüm yollarına da vakıfım.

l Bu beş sene içinde projeler ve kendimi geliştirme ile uğraştım. Artık ne yapacağımı iyi biliyorum.

l Eskisi kadar katı da değilim. Eskiden yapamayacaksam olmaz der, kestirip atardım. Şimdi neden yapılamayacağını anlatabilirim.

Yarın Bursa, Balıkesir, Tunceli, Kars Belediye başkan adayları anlatıyor....

SEDA KAYA GÜLER

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber