Milletvekilinin oğlu, vekil eşiyle yaşadığı ilişkiden dolayı mı öldürüldü?

Haber Giriş : 11 Şubat 2005 17:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

1991 yılında SHP İzmir Milletvekili Erol Güngör'ün oğlu Mustafa Güngör'ün Meclis lojmanlarında öldürülmesi olayını çözmek için İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun talimatıyla dosya yeniden açıldı.

Cumhuriyet Savcısı Ali Eker Yasan, o dönem ''dokunulmazlıkları'' nedeniyle ifadesi alınamayan eski vekil ve eşlerinin bilgisine başvurulacağını bildirdi. Cinayet soruşturmasıyla ilgili Ankara Emniyet Müdürlüğü'nce hazırlanan dosyada da çarpıcı değerlendirmeler yapıldı. Polis raporunda, ''Mustafa Güngör'ün bir vekil eşiyle yasak aşk yaşaması sonucu Kürtçü bir grup tarafından öldürülmüş olabileceği'' belirtildi.

Cinayet dosyası, birkaç kalın klasörden meydana geliyor. Cinayetten hemen sonra başlatılan soruşturmada, Mustafa Güngör'ün kız arkadaşı Çiğdem Taşkıran'la ilgili bilgiler bulunuyordu. Polis, cinayetten sonra maktulün kız arkadaşı Çiğdem Taşkıran'ın ev telefonunu 15 gün süreyle dinledi. Taşkıran'ın bakire olduğu Adli Tıp raporuyla tespit edildi.

Taşkıran, 27 Haziran 1991 günü polise verdiği ek ifadede, ''Mustafa, öldürülmeden birkaç ay önce Ahmet ya da Ali Ersin isimli bir milletvekilinin eşinin evine gelerek kendisine iltifatlar ettiğini ve bu konuşmasından kadının kendisi ile 'birlikte olalım' sonucunu çıkardığını bana söylemişti. Ancak vekil eşinin kim olduğunu açıklamamıştı'' dedi. Cinayet sırasında lojmanlarda görevli polisler, olay günü herhangi bir gürültü duymadıklarını ve yabancı şahıs görmediklerini ifade ettiler.

İŞTE POLİS RAPORU

Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Cinayet Bürosu, ''Lojman Cinayeti'' ile ilgili kapsamlı bir rapor hazırladı. Raporda, ''Mustafa Güngör'ün bir vekil eşiyle yasak aşk yaşaması üzerine Kürtçü bir grup tarafından öldürülmüş olabileceği'' değerlendirmesi yapıldı. Dosyadaki diğer bilgiler şöyle:

-Banyodaki lavaboda, muhtemelen sanık ya da sanıklar tarafından yazılmış her hangi bir anlam ihtiva etmeyen ''S.A.Y.A.A-RG-SOY-SSG'' ve hemen altına ''uz'' ibareli yazılar çeşitli dillerde yorumlandı, fakat sonuca ulaşılamadı.

-Maktulün ateşli silah ile öldürülmesi sebebiyle olay yeri ve çevresinde boş kovan ve çekirdek bulunamadı.

-24.06.1991 günü saat 13.00 sıralarında maktulü ilk bulan Çiğdem ve kardeşi Hüseyin Taşkıran'ın ifadesi alındı. Çiğdem Taşkıran, Maktul ile okulda tanıştıklarını bir süre arkadaşlık yaptıklarını, bunun daha sonra platonik bir aşka dönüştüğünü, fakat aralarında cinsel birliktelik olmadığı dile getirdi.

-Çiğdem Taşkıran'ın anne ve babasının ifadesi alındı. Kızlarının maktul ile seviyeli arkadaş olduğunu, olaydan dolayı üzgün olduklarını belirttiler.

-Maktul ve Çiğdem Taşkıran'ın ortak arkadaşlarıyla görüşüldü, bu şahısların iyi insanlar olduğu, düşmanlarının olmadığı arkadaşlarının verdiği ifadelerden anlaşıldı.

-Maktulün basketbol antrenörü ile görüşüldü. Alınan ifadesinde; maktulü yaptığı sporla tanıdığı, bildiği kadarıyla herhangi bir probleminin olmadığı, çevresi ile barışık olduğu anlaşıldı.

-Lojmanlarda görevli hizmetlilerin işe başlama ve çıkış saatleri tespit edilerek, ifadelerine başvuruldu. Ancak sanık veya sanıkların tespitine yarayan bir bilgiye ulaşılamadı.

-20.06.1991 günü lojmanlara gelen ziyaretçiler tek tek tespit edildi, önemli bir bilgiye ulaşılamadı. Lojman nizamiyesinde bulunan ziyaret kayıt defterinin düzenli olmadığı, milletvekili ve yakınlarının giriş-çıkışlarında kayıt yaptırmadıkları ortaya çıktı.

TELEFONLAR DİNLENDİ

-23.06.1991 ve 24.06.1991 günü lojmanlarda görevli Hassas Bölgeleri Koruma Şube Müdürlüğü'nde görevli iki amir ile 12 polis memurunun ifadeleri alındı. Görevli polisler, olay günü ve sonrasında anormal her hangi bir şey görmediklerini ve duymadıklarını ifade ettiler.

-Maktule yapılan otopsi sonucu kesici alet ve ateşli silah ile EXS olduğu başka her hangi bir darbeye ve fiili livataya maruz kalmadığı anlaşıldı.

-Maktulün kullandığı telefon detaylarıyla incelendi, şüpheli herhangi bir numaraya ulaşılmadı.

-Lavabo üzerine yazılan yazıların sağ elle mi yoksa sol elle mi yazıldığının tespiti istendi, gönderilen raporda ''her zaman kullanılan el'' cevabı geldi.

-Olay yerinde bulunan saç tellerinin maktule, lavaboda bulunan saç tellerinin ise Çiğdem Taşkıran'a ait olduğu, maktulün elinden alınan el svabında atış artığı olmadığı anlaşıldı.

-Çiğdem Taşkıran, Hüseyin Taşkıran ve ailesinin yazı örnekleri alındı, olay yerinde bulunan yazı ile benzerlik bulunamadı.

-Maktulün üzerinde bulunan kesici alet yarasıne sebep olabilecek evde bulunan kesici aletler incelemeye gönderildi, ancak benzerlik ve kan izine rastlanmadı.

-Maktulün babasına ait 38 kalibrelik tabanca incelemeye gönderildi, herhangi bir atış artığına rastlanmadı.

-Olay yerinde bulunan ve maktulün aldığı Başak Bostancı'ya ait ders notları yazı karşılaştırmasına gönderildi, bir sonuç alınamadı.

-Maktulün kız arkadaşı Çiğdem Taşkıran'ın 345 74...nolu ev telefonu 15 gün süre ile dinlemeye alındı, sonuç çıkmadı.

-Cinayet Büro Amirliği'nde görevli polis memuru Fahrettin Gürsoy, maktul ve yakın çevresiyle ilgili araştırma yapmak üzere İzmir'e gönderildi, araştırma sonuçsuz kaldı.

-Komiser Yardımcısı Metin Ajnan Ak, bilgi toplamak amacı ile lojman çevresinde ve içerisinde sivil olarak görevlendirildi, sonuç alamadı.

50 VEKİLİN İFADESİ ALINDI

-Olay ile ilgili ihbarlar değerlendirildi, ancak araştırmalardan sonuç çıkmadı.

-Olayın örgüt işi olduğu, Kürtçü bir grubun gerçekleştirdiği, Milletvekili Ferruh İlter'in eşi Nesrin İlter ile ilişkisinden gerçekleştiği ihbar edildi.

-Olay günü 5-6-7'nci sokaklarda tanık olabilecek şahıslarla görüldü, bir sonuç alınamadı.

-Lojmanlarda görevli polisler hakkında yapılan ihmal suçlaması değerlendirildi bir sonuç elde edilemedi.

-Olayla ilgili olarak kendi rızaları ile 50 milletvekilinin ifadeleri alındı.

-Bazı milletvekili akrabalarının, çocuklarının PKK terör örgütüne katıldıklarını ve olayla ilgilerinin olabileceği ihbarı üzerine jandarma ve istihbarat birimlerinin araştırmalarında olay tarihi ve maktul ile ilişkileri tespit edilemedi.

- TBMM arşivinde bulunan yazı örnekleri karşılaştırılmak istendi, fakat vekillerin bu yazıları kendilerinin doldurmadıkları anlaşıldı.

BAZI VEKİLLER GELMEDİ

Olayla ilgili olarak 23.03.1992 günü civarda oturan milletvekillerinden Burhan Kara, H. Orhan Ergüder, Cahit Erdemir, Nafiz Kurt, Hasan Ekinci, Doğan Baran, İbrahim Özdemir, Yavuz Köymen, Temel Gündoğdu, Ali Eser, Ercüment Konukman, Mehmet Keçeciler, Muzaffer Arıcı, Ahmet Neidim, Selahattin Kılıç, Cemal Özbilen, Abdullah Ulutürk, Kazım Çağlayan, Salih Sümer, Adil Aydın, Ali Uyar, Hasan Çakır, Mahmut Öztürk, Leyla Yeniay Köseoğlu, Esat Kıratlıoğlu, Güneş Taner, Ahmet Türk, ifade vermek için Cumhuriyet Başsavcılığı'na davet edildi.

Bu davet üzerine milletvekillerinden Hasan Çakır, Mehmet Keçeciler, Ali Eser, Cavit Eldemir, Ahmet Neidim, Cemal Özbilen ve Ercüment Konukman'ın ifadeleri alındı, diğerlerinin ifadeleri ise alınamadı.

İŞTE GELEN İHBARLAR

Olayla ilgili olarak Cinayet Büro Amirliği'ne ve maktulün babasına;

1- Maktulün, Milletvekili Adnan Kahveci'nin eşi ile ilişkisinin olduğu, bu sebeple kiralık katillerce öldürüldüğü,

2- Muhyettin Seydagil'in eşi ile ilişkisinin olduğu için öldürüldüğü,

3- Adana eski Milletvekili Mehmet Keçeli'nin eşi ile ilişkisinin olduğu için öldürüldüğü,

4- ''Cinayet sanığı Cemal Şahin'dir'' ibareli ihbar mektubu,

5- Olayın PKK terör örgütü tarafından planlandığını iddia eden ''Bir Bitlis'li'' ibareli ihbar mektubu,

6- Milletvekili Ferruh İlter'in eşi Nesrin İlter ile ilişkisi olduğu için öldürüldüğü yazılı ihbar mektubu.

-Bu ihbar mektupları ile ilgili çalışmalar kurulan komisyon tarafından değerlendirildi, ancak bir sonuç elde edilemedi.

D.B. Tercüman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber