Hipertansiyon hastaları, kardiyolojik kontrolleri ciddiye almalı

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 23 Mart 2010 11:39, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Hipertansiyon hastalarının yaklaşık yüzde 65'i kalp yetmezliği veya koroner kalp hastalığı nedeniyle hayatını kaybediyor. Hastaların yüzde 80'inden fazlası da kalp ve dolaşım sistemindeki hasarlara bağlı olarak vefat ediyor.

Uzmanlara göre, hipertansiyonu olanların kardiyolojik kontrollerini ciddiye alması gerekiyor.

Hipertansiyonu 'Kan basıncının sağlık için uygun olmayan değerlere yükselmesi' olarak tanımlayan Ren Tıp Merkezi'nden Kardiyoloi Uzmanı Dr. Cem Heper, kontrol altına alınmadığı hallerde kalbin büyük zarar gördüğünü söyledi.

"Kalp, hipertansiyona bağlı olarak basınç yüklenmesi altında kalır." diyen Dr. Heper, başlangıçta, basınç yüklenmesi nedeniyle sol karıncığın duvar kaslarında kalınlaşma meydana gelebileceğini dile getirdi.

Heper, "Bu durum ilerlerse sol karıncığın kasıldıktan sonra gevşemesinde bozukluklar ortaya çıkar. Diyastolik disfonksiyon adı verilen bu durum bazen diyastolik kalp yetmezliğine kadar gidebilir. Zaman içinde kalpte dilatasyon yani büyüme gelişerek, kalbin kasılma yeteneğinde de bozulma oluşmaya başlar, başka bir deyişle sol ventrikül sistolik yetmezliği ortaya çıkar. Her iki durumda da kalp yetmezliği adını verdiğimiz tablo oluşur." diye konuştu.

Kalp yetmezliğinin tipi ne olursa olsun belirtilerinin aynı olduğunu anlatan Dr. Cem Heper, bu belirtilerin 'çabuk yorulma, eforla nefes darlığı gelişmesi, ayaklarda şişme, gece idrar yapılmaya başlanması ve sıklığının giderek artması, yatınca nefes darlığının gelişmesi ve daha fazla yastık kullanmaya başlanması olduğunu söyledi.

Kalp yetmezliğinin gelişen hastalarda kalp atım hacminin azalması nedeniyle tansiyon yüksekliğinde azalma ortaya çıkabildiğine dikkat çeken Heper, Bu durumun iyi bir bulgu olmadığını kaydetti.

EKG hipertansifin insanların rutin değerlendirmesinde kullanılması şart olan bir inceleme yöntemi olduğunu vurgulayan Heper şöyle devam etti: "Kalpte oluşan ritm bozukluklarının, elektriksel uyarıların oluşum ve ileti hızlarının değişiklikleri ve sol ventrikül hipertrofisinin saptanmasındaki yeri eşsizdir. Ancak sensitivitesi düşüktür. Bundan dolayı EKG bulgusu yoksa sorun yok demek değildir. Fakat EKG bulgusu varsa sorun var demektir. Hipertansiyonlu hastalarda sol ventrikül hipertrofisinin (sol karıncığın kas kalınlığındaki artmanın) gelişmesi, artmış ölüm ve sakatlık tehlikesi demektir. Ekokardiyografi ses dalgaları kullanılarak kalbin ve içinin görüntülenmesidir. Bu yöntem sol ventrikül hipertrofisinin doğrudan değerlendirilmesini sağlar."

İlk kez hipertansiyon tanısı alan hastalarda özellikle EKG bulguları normal hudutlarda ise, tedavi stratejisini belirlemek için imkan varsa ekokardiyografik incelemenin istenmesinin son derece yararlı olduğunu belirten Heper, bu sayede EKG ile atlanan kalp hasarının ortaya konmasının sağlandığını ve tedavinin gereği gibi yapılamaması riski azaldığını sözlerine ekledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber