Sağlık Memurları Derneği, döner sermaye yönergelerini değerlendirdi

Haber Giriş : 15 Mart 2005 21:59, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

SAĞLIK BAKANLIĞINA BAĞLI SAĞLIK KURUMLARINDA GÖREVLİ PERSONELE DÖNER SERMAYE GELİRLERİNDEN EK ÖDEME YAPILMASINA DAİR YÖNERGELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumlarında görev yapanlara döner sermaye gelirlerinden ek ödeme yapılmasıyla ilgili çıkan her yönerge, personel arasında haksızlıklara yol açmakta, bununla ilgili huzursuzluklar her geçen gün daha da artmaktadır. Sağlık Memurları Derneği olarak döner sermaye uygulamalarına eleştirimizi 3 temel noktada belirtmekteyiz.

İlk olarak, anayasamızın sosyal devlet ilkesi gereği ülkemizde doğan her bebek devletin sosyal güvenlik kurumunun üyesi olarak hayata başlamalıdır. Maddi yokluklardan dolayı tedavi olamayan hastalarla ilgili basın-yayın organlarında verilen ?Yardım Hesabı Numaraları? görüntüsü kamu vicdanını zedelemektedir. Sosyal güvencesi olmayan insanların kafasındaki en büyük mesele ?Bir gün kendim veya çocuğum hasta olursa ne yapacağım?? sorusudur. Zaten bu soru insanların sıhhatini kaybetmesine sebep oluşturmaya yetmektedir. Ülkemizde yapılması planlanan ve çalışmaları başlayan Genel Sağlık Sigortasının en kısa sürede sonuçlandırılması vatandaşlarımızın yararınadır. Biz de Sağlık Memurları Derneği olarak bu konuyu desteklemekteyiz.

İkinci olarak, bizler bütün döner sermaye sisteminin kaldırılarak, memurlara ücretlerini iyileştirici, imkanlar dahilinde genel zam yapılmasını arzu etmekteyiz. Kadro standartının %25'i ile hizmet sunumu yapan Sağlık Hizmetleri Sınıfına ek bir iş yükünün ihdas edilmesi adil ve akılcı değildir. Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve Sosyal Sigortalar Kurumu gibi sosyal güvenlik kuruluşları borç batağındadır. Bu kurumların finansman açıklarının hazineden karşılandığı bir durumda 1. ve 2.Basamak tedavi hizmetlerinin ücretlendirilmesinin, iktisadi açıdan tekrar incelenmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Tedavi hizmetlerinin faturalandırılması ve tahakkuku süreçlerinde doğan iş gücü ve kırtasiye masraflarının toplam tutarının ekonomiye getirdiği yük, azımsanmayacak düzeydedir. Ayrıca bu durum büyük önem arz eden Koruyucu Sağlık Hizmetlerinin sunumunu da negatif yönde etkilemektedir.

İlk iki eleştirimiz döner sermaye sisteminin varlığıyla ilgilidir. Üçüncü eleştirimiz ise mevcut çapraşık ve karmaşık ek ödeme şeklinin düzeltilmesiyle ilgili olacaktır. 1.Basamak Sağlık Kuruluşları ile 2.Basamak Sağlık Kuruluşları arasında yapılan ayrıcalık çok gariptir. Koruyucu Sağlık Hizmeti veren personeli dışlayan, sadece tedavi hizmeti veren kurum personeline ek ödeme veren sistem, 2001 yılı sonuna kadar bütün çıplaklığıyla ve acımasızca (beyaz-zenci ayrımı misali) devam etmiştir. Bu durum yıllarca 1.Basamak Sağlık Kuruluşlarında görev yapan personelin döner sermayesi olan bir hastaneye atanmak için çaba sarf etmesine yol açmıştır. Kimi bir yolunu bulup 2.Basamak bir sağlık kuruluşuna atanmış kimisi de atanamamıştır. Hastanede görev yaparken alacağı ek ödemeyle imkanlarını genişletme düşüncesinde olan fakat bunu başaramayan personelin 1.Basamak sağlık kuruluşundaki vereceği hizmet verimi azalmış, belki de motivasyonu da kaybolma noktasına gelmiştir. Aynı unvanda, hastane şartlarında rahat görev yapanla, koruyucu sağlık hizmeti görevini yürüten 1.Basamak Sağlık kuruluşunda görev yapan meslektaşı arasında oluşturulan haksız durum uzun yıllar devam etmiştir. Bu durumun oluşmasına katkı sağlayanların ve bu durumun düzeltilmesinde görevlerinin gereğini yapmayanların vebali bulunmaktadır.

2001 yılında, döner sermaye gelirlerinden ek ödeme yapılması yöntemi 1.Basamak Sağlık Kuruluşlarını da içine almıştır. Fakat basit işler karmaşık hale getirilerek verimli bir uygulama ortamı doğamamıştır. Ülke genelinde, hastane saymanlıklarının kapsamını genişletmek yerine 1.Basamak Sağlık Kuruluşları için illerde ayrıca döner sermaye saymanlıkları kurulmuştur. Saymanlıklarla ilgili alt yapı, kalifiye eleman eksikliği ve yasal mevzuattan doğan boşluklar ile tahsilatta güçlükler çıkması ve bir takım diğer problemler 1.Basamak Sağlık Kuruluşlarında çalışanların ek ödemeyle ilgili beklentilerini karşılamadan uzakta kalmıştır. Lakin bu arada 2.Basamak Sağlık Kuruluşlarında çalışan personel ek ödemelerden maksimum seviyede faydalanmaktadırlar. Koruyucu Sağlık Hizmeti sunan personelin vicdanlarında bu çelişkiyi izah etmeleri mümkün olmamaktadır. Biz, 1.Basamak Sağlık Hizmetlerinin Saymanlıklarının lağvedilerek her ilde Sağlık Kurum ve kuruluşlarının tamamını kapsayan tek saymanlığın kurulmasının daha iyi olacağını düşünmekteyiz.

1. Basamak Sağlık Kuruluşlarında çalışan personele ek ödeme dağıtımı ile ilgili ek ödeme yönergesi, ilk yayınlandığında personel performansı puanlama sistemini esas almaktaydı. Personelin ek ödeme matrahları Sağlık Hizmetleri Sınıfındaki bütün personel ve Tabipler için %100 iken 2003 yılı ortasında Sağlık Bakanlığınca yayınlanan Yönergeye göre Sağlık Hizmetleri Sınıfındaki personelin matrahları azaltılmış ve Sağlık Hizmetleri Sınıfındaki performans değerlendirme kriterinin içeriği sanki buharlaşarak ortadan kalkmış ve Tabip Performans puanının %'sine endekslenmiştir. Ek Ödeme Matrahları Tabipler için (değişik oranlar olmakla birlikte) % 700'e kadar çıkabilmekte, tabip ve diş tabibi haricinde % 150 ile sınırlandırılmaktadır. Matraha esas olan tutarlar (Ek gösterge, Özel Hizmet Tazminatı, Yan Ödeme v.s.) tabiplerin maaşlarında zaten yüksek meblağlar tutmaktadır. Tabip dışındaki diğer personelin ek ödemeye esas matrahı zaten düşüktür. Örnek verecek olursak;

Diyelim ki bir A Sağlık Ocağı olsun. Bu yeni yönergeye göre tavandan ek ödeme alındığını farz edelim. A Sağlık Ocağında görevli bir Tabip, 2500-3000 YTL ek ödeme alırken aynı yerde görevli bir Sağlık Memuru, Ebe, Hemşire bu hesapla en fazla 350-400 YTL alacaktır. Aynı yerde görev yapan Memur ve Hizmetli ise 250-300 YTL alacaktır. Tabip dışındaki personelin tabibin performansına endekslenmesi yanlış bir uygulamadır. Çünkü, Sağlık Hizmetinin Sunumu tamamen ekip çalışmasıdır. Devlet, her unvandaki personeline hizmet sınıfına, görev durumuna, eğitim düzeyine v.s. göre zaten farklı ücret ödemektedir. Personelin hizmetine esas olarak yapılacak ek ödemelerin de personelin maaşlarına endeksli olması daha anlamlı ve mantıklıdır.

Ek ödeme hesabı yapılırken personelin izinli olduğu günler, hastalığı sebebiyle verilen raporları neticesinde görevine gelemediği günler, hastanede yattığı günler değerlendirilmemektedir. Personel alacağı ek ödemenin azalacağını düşünerek kanuni olan iznini kullanamamakta bu da iş verimini düşürmektedir. Bu konunun da yeniden değerlendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.

Her yayınlanan yönerge de işler daha da karmaşıklaştırılmakta, kadro-unvan katsayıları devamlı değiştirilmektedir. 2004 yılında yayınlanan ve 2005 yılı Ocak ayında yayınlanan yönergelere göre de katsayılarda Sağlık Hizmetleri Sınıfındaki personelin unvanına göre değişik oranlar belirlenmiştir. Neye göre belirlendiğini anlayamadığımız bu katsayılarda aynı unvandaki personelin, 1.Basamak ve 2.Basamak Sağlık Kuruluşlarında görev yapması durumunda alacağı ek ödeme hesap edilirken farklı çarpanlar bulunmaktadır. Biyolog, Mühendis, Avukat, Tıbbi Teknolog gibi unvanlarda görevli personel bunlara örnektir. Bu ve benzeri diye ifade edilen personel 2.Basamak Sağlık Kuruluşlarında Sağlık Hizmetleri Sınıfında görev yapan diğer unvanlardaki personel(Sağlık Memuru,Ebe,Hemşire gibi) ile aynı katsayıyla yani %40 üzerinden ek ödeme almaktadırlar. Aynı şekilde ifade edilen unvanlara sahip personel 1.Basamak Sağlık Kuruluşlarında ise % 75 katsayıyla ek ödeme almakta, Sağlık Hizmetleri Sınıfında görev yapan diğer unvanlardaki personel(Sağlık Memuru,Ebe,Hemşire gibi) de % 40 katsayıyla ek ödeme almaktadırlar. Biyolog, Avukat, Mühendis, Tıbbi Teknolog gibi unvanlardakiler öğrenim durumu sebebiyle 1.Basamak Sağlık Kuruluşlarında % 75 katsayısıyla değerlendiriliyorsa, Sağlık Yüksekokullarından mezun olan Lisans Diplomasına sahip Sağlık Memuru, Ebe, Hemşire unvanlarında görev yapanların da böyle değerlendirilmesi gerekir. Ayrıca Tıbbi Teknologların büyük çoğunluğu da Lisansiyer değil 3 yıllık öğrenim düzeyine sahiptir. Lakin Sağlık Memuru, Ebe ve Hemşirelerin arasında kadro unvanları değişmese de Sağlık Bilimi Lisansiyeri olarak maaş alabildikleri Lisans diplomasına veya görevleri dışındaki herhangi bir Lisans diplomasına hatta yüksek lisans ve doktora diplomasına sahip olanlar bulunmaktadır. Büyük çoğunluğunun da sağlıkla ilgili önlisans diploması bulunmaktadır. Tıbbi Teknologlara sağlanan bu ayrıcalığın diğer sağlık personeline de sağlanması gerekmektedir. Bu durumun düzeltilmemesi, yanlış üstüne yanlış yapıldığını düşündürecektir. Genel İdari Hizmetler sınıfındaki Hastane Müdürü, Müdür Yardımcısı, Ayniyat Saymanı, Şef, Döner Sermaye Saymanlık Müdürü, Saymanlık Müdür Yardımcısı gibi unvanlara verilen katsayıların da fazla olduğu kanaatindeyiz. Sağlık Müdürlüğü, Sağlık Grup Başkanlığı ve Sağlık Kuruluşlarında çalışan Tabip ve Diş Tabiplerinin % 100 olan katsayılarının da oldukça yüksek olduğunu düşünmekteyiz. Neticede 2003 yılı ortasından itibaren Sağlık Hizmetleri Sınıfındaki personelin kazanılmış hakları ileriye gideceği yerde geriye doğru gitmiştir. Yürürlükteki ek ödeme yönergelerinde belirlenen ek ödeme kriterlerinin, tabiplere ve birtakım unvanlardaki personele nasıl daha fazla ödeme yapılabilir mantığının bir eseri olduğunu düşünmekteyiz.

Yürürlükteki ek ödeme yönergelerine göre tabiplere puan olarak yazılan birtakım uygulamalar, saha da Ebe, Hemşire ve Sağlık Memurları tarafından yapılmaktadır. İstisnalar olmakla birlikte kaç tabip halka sağlık eğitimi vermekte, enjeksiyon, pansuman yapmakta, sütur(dikiş) atmakta, aile planlaması hizmetleri vermekte, doğum yaptırmakta, ETF(Ev halkı tespiti fişi) çalışması v.s. yapmaktadır. Sağlık Hizmetleri Sınıfındaki personelin hizmet sunumunda kişisel becerisinin, gayret ve kabiliyetlerinin herhangi bir değerlendirmeye tabi tutulmadan, sağlık hizmeti sunumunun öznesinin salt tabip ekseninden hareket edilmesini doğru bulmuyoruz. Sağlık hizmeti sunumunun Sağlık Hizmetleri Sınıfı, Genel İdari Hizmetler Sınıfı ve Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelin haklarını gözeterek 1.,2. ve 3. Basamak Sağlık Kuruluşları bütünlüğü içerisinde irdelenerek genel, nesnel ve sürekli çözüm yollarının geliştirilmesini gerektiğini düşünüyoruz. Çözüm yollarının arayışında da Sağlık Memurları Derneği olarak katkı sağlamaya her zemin ve zaman da hazır olduğumuzu bildiririz.

Sağlık Hizmetleri Sınıfındaki personeli, içinde isimleri Ayşe, Fatma, Mustafa, Ömer olan sağlık çalışanlarını Tabip Performans endeksine kurşun asker misali bağlayarak kategorize edilmesinin sehven hata ile yapıldığına inancımız sonsuzdur. Kendi içerisinde tutarlılığı olmayan son ek ödeme yönergeleri yerine 1.Basamak Sağlık Kuruluşları Döner Sermaye Saymanlıkları kurulurken ilk hazırlanan ek ödeme yönergesinin baz alınarak gerekli revizelerin yapılmasını ve ek ödeme matrahlarının tespitinde de bütün çalışanların aylık maaşlarının nispetinde -aralarda uçurum oluşmasını engellemek amacıyla- matrahların belirlenmesinin daha iyi olacağı kanaatindeyiz.

Ayrıca, özellikle 1.Basamak Sağlık Kuruluşlarında görev yapan Sağlık Memuru, Ebe, Hemşire gibi unvanlarda görev yapan personel Sağlık Hizmeti sunumunun yanında Sayman Mutemetliği görevini de yapmaktadır. Sağlık Hizmeti gibi zor bir görevi yürüten personele mesleğiyle ilgili olmayan fazladan bir görevin yüklenmesi de personelin çalışma azmini, moral ve motivasyonunu olumsuz yönde etkilemektedir. Sayman Mutemetliği görevinin Sağlık Hizmetleri Sınıfındaki personelden alınarak bu görevle ilgili personelin istihdam edilmesi gereği de önem arz etmektedir.

Meslektaşlarımızın çalışma şartları ile hak, özgürlük ve gelirlerinin artarak bütün meselelerinin çözülmesi yolunda yardımlarınızı bekler, saygılar sunarım.

Bülent KESKİN

Yönetim Kurulu adına

Sağlık Memurları Derneği
Genel Başkanı

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber