Maliye Bakanlığı Kontrolörleri Derneklerinin kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasına ilişkin hazırladıkları ortak teklif metni

Haber Giriş : 23 Ekim 2003 23:25, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Maliye Bakanlığı Kontrolörleri Derneklerinin kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasına ilişkin hazırladıkları ortak teklif metni

Maliye Bakanlığı Kontrolörleri Dernekleri

KAMU DENETİMİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI

Ekim 2003

GİRİŞ

Kamu yönetiminde birikmiş ve ağırlaşmış sorunların çözülmesi, yolsuzlukların ve suiistimallerin önlenmesi, kamu kaynaklarının etkin, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayacak bir mali yönetim ve denetim sisteminin hayata geçirilmesi hususları AB Müktesabatına uyum kapsamında taahhüt edilen birer gereklilik olması yanında kamuoyu tarafından da ilgiyle takip edilen ertelenemeyecek ülke ihtiyaçları olarak güncelliğini korumaktadır.

Bu kapsamda gerçekleştirilen ve kamuoyuna "Kamu Yönetiminde Reform" olarak yansıyan çok önemli kanun tasarı çalışmaları yapılmaktadır. Bunlar; başta Kamu Yönetimi Temel Kanun Tasarısı olmak üzere, Kamu Mali Yönetimi ve Mali Kontrol, Kamu Denetimi Temel Kanunu Tasarısı taslaklarıdır.

Söz konusu kanunların, sorunlu ve eskimiş kamu yönetim sistemimizin çağdaş yönetim ve denetim yapısına kavuşturulmasında son derece önemi olduğu açıktır. Bu nedenle, kamu yönetimi ve denetiminde temel sorunun ne olduğu ortaya konulmalı ve çözüm buna göre oluşturulmalıdır.

TÜRK TEFTİŞ VE DENETİM SİSTEMİNİN DURUMU

Mevcut teftiş ve denetim sistemimiz uzun süredir gerek yapılanması gerek fonksiyonları itibariyle ciddi eleştirilere maruz kalmaktadır. Yönetim ve denetim sistemi ve anlayışındaki çarpıklık ve yanlışlıklar söz konusu eleştirilerin kaynağını oluşturmaktadır. Ancak, teftiş kurulu ve denetim birimleri mensuplarının, nitelikleri, mesleki kariyerleri, teftiş ve denetimdeki gayret ve azimleri, tarafsız ve adil olmada gösterdikleri titizlikleri göz önüne alındığında bu eleştirilerin muhatabının meslek mensupları olmadığını belirtmek gerekmektedir.

Müfettiş, uzman, kontrolör, murakıp, denetmen ve denetçi gibi kadro unvanlarıyla oluşturulan mevcut Türk teftiş ve denetim sistemi; uluslar arası standartlardan ve AB'nin öngördüğü sistemden çok farklı özellikler göstermektedir.

Türk teftiş ve denetim sisteminin en temel sorunlarından birisi, denetim ve teftişin AB standardından farklı olarak, birlikte yapılması ve çoğu kez teftişin denetim, denetiminde teftiş olarak algılanmasıdır.

Bu noktada, teftişin idari nitelikte ve her yönetim kademesinde, üstlerin astlar üzerindeki kontrol faaliyeti olmasına karşın, denetimin; idareden bağımsız objektif bir değerlendirme fonksiyonu olduğunu vurgulamak ve sistemi buna göre oluşturmak gerekli olmaktadır.

Her şeyden önce denetim, idareden bağımsız bir fonksiyon olarak örgütlenememiştir. Yönetimlerin hesap verme anlayışı oluşmadığından denetim yeterli önemi kazanamamıştır. Öte yandan, farklı unvan ve statülerde çok sayıda denetim birimi oluşturulması, koordinasyonsuz, işbirliğinden uzak, görev çakışmalı ve çatışmalı bir yapı ortaya çıkarmıştır.

Türk Teftiş ve Denetim Sistemini çağdaş denetim sisteminden uzaklaştıran bazı özellikler aşağıda sıralanmıştır.

o Teftiş ve denetim birimlerinin bir kısmı, en üst amire veya yönetim kademesinin en üstüne, bir kısmı ise alt kademe yöneticilerine bağlıdır (Amire bağlı olma ve emirle iş yapma ve idareye tabi olma esası).

o Denetim elemanı onay veya görevlendirme uyarınca iş yapabilmektedir. (Görevler amirden onay alınarak veya amirce görev verilerek yapılabilir).

o Denetim, idarelerin tüm karar ve işlemleri üzerinde değil, tekil işlemler bazında yürütülmekte, faaliyetler bir bütün olarak değerlendirilmemektedir.

o Denetim, sistematik ve sürekli değil, kısmi ve belirsiz zamanlıdır.

o Denetim çıktılar yerine girdiler üzerine odaklanmaktadır (Yönetimlerin amaç ve hedeflerine ne ölçüde ulaştığını değil hangi işlemleri ne ölçüde doğru yaptığını ele alır).

o Denetim güvencesi vermemektedir (Üçüncü kişilere ve kamuoyuna denetimi altındaki idarenin faaliyetlerinin ve mali raporlarının doğruluğunu garanti etmez ve bu yönde sorumluluk üstlenmez).

o Denetimler risk analizleri esas alınarak belirlenmiş konular üzerinde değil, tesadüfi veya verilen görev üzerinde yoğunlaşmaktadır.

o Teftiş esas itibariyle hata bulmak üzerine yoğunlaştığından cezalandırıcı özellik taşır. Bazen hatalı veya subjektif yaklaşımlar sonucu telafisi güç sonuçlar meydana gelebilmektedir. Bu nedenlerle teftiş, kaçınılan ve istenmeyen bir durum olarak ortaya çıkmaktadır.

o Denetim raporlarının düzenlenmesi ve işleme tabi tutulması zaman alıcı ve çok aşamalı prosedüre tabidir. Teftiş, denetim ve soruşturma raporları denetim elamanının birden çok iş üstlenmesi, yazımda ve belgelendirmedeki zorluklar nedeniyle çok uzun bir zamanda (6 ay, bir yıl, iki yıl gibi) hazırlanabilmektedir. Raporların işleme konulmasının hukuki düzenlemelerle açık ve kesin biçimde belirlenmemiş olması ve idarenin yaklaşımından kaynaklanan diğer nedenlerle çoğu zaman raporlar doğrultusunda işlem tesisi mümkün olmamaktadır.

o Denetim sonuçları kamuoyuna açık değildir (Teftiş, denetim ve soruşturma raporları gizlidir).

o Mali denetim, bağımsız ve uzmanlığa dayalı olarak yürütülmemektedir. Maliye Bakanlığının mali denetimdeki rolü açık olarak tanımlanmamıştır. Kimlerin mali denetim yapacağı kanunlarda açık olarak belirtilmemiştir.

o Teftiş kurulları ve denetim birimlerinin kendi aralarında ve bunlarla dış denetim organı arasında herhangi bir koordinasyon yoktur. Hatta aynı Bakanlık içerisindeki denetim birimleri arasında dahi koordinasyon, işbirliği ve iletişim yoktur.

o Denetim birimleri arasında yetki ve görev çakışması nedeniyle mükerrer denetim yapılmaktadır.

o Müfettiş, Kontrolör ve diğer denetim elemanlarının statüleri, görev tanımları ve bağımsızlıkları açık olarak belirlenmemiştir.

o Denetim elemanlarının idari göreve geçişi belli esaslara bağlanmamış olduğundan teftiş kurulları ve denetim birimleri idareye geçiş aracı olarak görülmektedir. Diğer taraftan pasif görev adına ve cezalandırıcı mahiyette idareden bu kurullara atama yapılabilmektedir. Bu nedenlerle meslek ve mesleki bağımsızlık zarar görmektedir.

o Teftiş ve denetim standartlara ve önceden hazırlanan rehberlere uygun olarak yürütülmemektedir. Her teftiş ve denetim birimi kendi mesleki eğitim ve teamüllerine göre hareket etmektedir.

o Denetim elemanları, yetki, statü, unvan ve özlük hakları yönünden birbirinden farklılaştırılmıştır. Bu nedenle çakışma ve çatışmalar mesleğe ve ülkeye zarar verecek boyutlarda olumsuz bir rekabete yol açmaktadır.

o Denetim birimleri, idarenin hiyerarşik yapısına paralel bir yetki ve statüye tabi kılındığından, denetim elemanları arasında hiyerarşik bir yapı ve denetimde mükerrerlik ortaya çıkmakta, yetki ve statü karmaşası yaşanmakta, birimler arasında meslek ve unvan taassubu artmakta ve bunların sonucunda da denetimin bağımsızlığı ve saygınlığı zedelenmektedir.

o Siyasi ve idari amirlere bağlılık ve onlardan emir alma nedeniyle teftiş ve denetim sistemi siyasi baskı ve yönlendirmelere açıktır. Bazı güvencelere karşın siyasi amaçlar doğrultusunda kullanılma veya baskı görme riski yüksektir.

Teftiş ve denetim sistemimizin yukarıda belirtilen özellikleri ve Türk Kamu yönetiminde belirlenmiş hedefler, amaçlar ve bunları gerçekleştirmek için oluşturulmuş plan ve stratejilerin bulunmaması, yönetimlerin sorumlu ve hesap veren konumdan çıkmasına neden olmakta, denetimin önem ve etkinlik kazanmasını engellemektedir.

SONUÇ:Hesap vermeyen bir yönetim sistemiyle birlikte bir nevi kuşatılmış, sınırlandırılmış ve çağdaş sistemlerden uzaklaştırılmış teftiş ve denetim sistemi Kamuda Suiistimal, Yolsuzluk, İsraf, Kalitesiz Kamu Hizmeti ve Güven Kaybı.

ÇÖZÜM: Yönetim ve denetim sisteminin yeniden yapılandırılması.

Yolsuzlukların önlenmesi, kamu kaynaklarının ekonomik ve verimli kullanımının sağlanması bakımından etkin bir yönetim ve denetim sistemi oluşturulması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bağlamda, Avrupa Birliği kriterlerinin yerine getirilmesi gereği karşısında, yönetim ve denetim sistemimizin yeniden yapılandırılması aciliyet arz etmektedir. Bu yönde yapılan çalışmalarda, mesleki kariyerleri ve deneyimleri ile kendini kanıtlamış olan denetim elamanlarının yok sayılarak yeni bir sistem oluşturulmaya çalışılması ülkemize zarar vereceğinden bunun yerine mevcut teftiş ve denetim yapısını, önceden belirlenmiş esaslar ve uluslar arası standart ve ilkelere göre yeni bir modele dönüştürmek doğru bir yaklaşım olacaktır.

YENİDEN YAPILANDIRMADA DENETİM ESASLARI

Denetimin yeniden yapılandırılmasında göz önüne alınması gereken esaslar aşağıda gösterilmiştir:

1. Denetimin vazgeçilmez koşulu bağımsızlıktır. Bu nedenle, denetimin bağımsızlığını garanti edecek düzenlemelere yer verilmesi.

Denetim elemanının özel bir statüsünün olması, belirli süreyle atanması ve bu süreden önce görevden alınamaması, üzerinde hiyerarşik üst veya amir bulunmaması gibi bağımsızlığı sağlayan şartlar yerine getirilmeli)

2. Denetim birim ve organlarının idarenin hiyerarşik yapısı içersinde yer almaması ve denetlenen idari personel ile aynı özlük ve personel rejimine tabi olmaması.

3. Denetim sonuçlarını gösteren raporların kurumların en üst yönetim kademesine, doğrudan TBMM veya dış denetim yapan Sayıştaya verilebilmesi.

4. Mesleki bağımsızlığın korunması ve etkinleştirilmesi bakımından denetim birimlerinin ihtiyaçlarının kendi bütçe ödeneklerinden karşılanabilmesi.

5. Denetim elemanlarının idarenin yönetim kademelerinde görev yapmaları veya özel sektörde kamudaki göreviyle ilgili iş yapmalarının sınırlandırılması ve geçişin özel olarak düzenlenmesi.

6. Denetimin performansının ölçülmesi ve değerlendirilmesi için bir düzenleme yapılması.

7. Tüm kamu kurum ve kuruluşlarının tek bir denetim sistemine tabi olması.

8. Hesap verme sorumluluğu çerçevesinde her bir kamu idaresinde bir iç denetim organı oluşturulması ve ayrıca iç denetimi koordine edecek bir merkezi kurul ve idari birim kurulması.

9. İç denetim organlarının fonksiyonel olarak idareden bağımsızlıklarının sağlanması.

10. Mali kontrol ve mali denetimdeki önem ve rolü bakımından Maliye Bakanlığının harcama öncesi mali kontrol ve harcama sonrası iç mali denetimin koordinasyonunu üstlenmesi.

11. Denetim ile teftiş faaliyetlerinin fonksiyonel olarak birbirinden ayrılması, denetime ilişkin esas ve usullerin AB standartlarına uygun hale getirilmesi.

12. Denetimin kendi arasında ve dış denetimle koordinasyonunun sağlanması.

Bu esaslara göre, farklı yetki, statü ve unvandaki denetim organı ve unvanı yerine tek bir denetim organı oluşturulması ve tek bir unvanının kullanılması, Bakanlıklarda birden fazla denetim organı oluşturulmaması bakımından ana hizmet birimleri bünyesindeki kontrolörlüklerin kaldırılması önem kazanmaktadır.

TASARILARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Tasarı veya Taslaklarda denetime ilişkin düzenlemelerin söz konusu esaslara ne ölçüde uyduğu ve denetimin sorunlarına çözüm olup olmayacağına ilişkin değerlendirmelere aşağıda yer verilmiştir.

1. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Tasarı Taslağı

Tasarıyla öngörülen sistem, iç denetimi uluslararası standartlara uygun olarak tanımlamakta ancak, iç denetçinin yanı sıra mevcut müfettiş, kontrolör, murakıp, denetçi, uzman, denetmen kadro ve yapılanmasını muhafaza etmek suretiyle çok başlı, koordinasyonsuz ve mükerrer denetim mekanizması korunmakta ve yeni bir denetim birimi daha oluşturularak karmaşayı ve sorunu büyütmektedir.

2. Denetim Temel Kanunu Tasarı Taslağı

Denetim Temel Kanunu Tasarı Taslağında ise, denetim sistemimizin sorunlarını çözmek, denetim birimlerini yeniden yapılandırmak, uluslar arası standartlara uygun ve Avrupa Birliği kriterlerini karşılayacak bir sistem ve model belirlemek yerine, mevcut sistemin yeni kavramlar ilave edilerek korunması hatta daha da pekiştirilmesine yönelik gayret ve anlayışın hakim olduğu görülmektedir.

3. Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarı Taslağı

Tasarıda, uluslararası tanımlara uygun bir denetim tanımı yapılmış ve denetimin çeşitleri sayılmıştır. Taslak, tanımlar bakımından olumlu düzenlemeler içermekte, ancak mevcut teftiş ve denetim birimleri ile Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu tasarısında yer alan denetim birimlerini yok saymaktadır.

Bu nedenle, teftiş ve denetim birimlerinin kuruluşu ve bunların görev ve çalışma esaslarına ilişkin bazı düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır.

Bahsi geçen üç kanun tasarısının birbiriyle çelişen hükümler ihtiva ettiği ve sistemdeki karmaşayı ve sorunu çözmediği gibi daha da artıracağı görülmektedir.

Bu nedenle, uluslararası standartlara göre tanımlanmış ve örgütlenmiş bir denetim sisteminin etkili olabileceği ve denetim güvencesi sağlayacağı açıktır.

Tasarılarda, denetim sistemine ilişkin olarak aşağıdaki seçenekler çerçevesinde düzenlemeler yapılması sorunları ortadan kaldıracak, sağlıklı bir sistem oluşturulmasına ve AB standartlarına yaklaşılmasına katkı sağlayacaktır.

DENETİMİN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN ÖNERİLER

o Kamu denetiminin iç ve dış denetimden oluşması, bunun yanı sıra mali denetimin tanımlanması.

(Kanunlarda denetimle ilgili uluslararası ilke ve standartlarına uygun tanımlamalara ve sistemin genel esaslarına yer verilmesi ve bu çerçevede uygulamaya ilişkin düzenlenmelerin çıkarılacak bir tüzüğe bırakılması.)

o İç denetime ilişkin olarak her bakanlıkta, bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda tek denetim organı oluşturulması.

o Mevcut teftiş ve denetim birimlerinde, müfettiş, kontrolör, uzman, murakıp, denetçi, denetmen unvanlarında görev yapanların geçici maddede yapılacak bir düzenlemeyle iç ve dış denetim organlarına atanması.

o Mali suçlar ile yolsuzluklarla mücadele kapsamında AB ülkelerinde olduğu gibi (OLAF benzeri) bağımsız bir kurul (Başbakanlık bünyesinde) oluşturulması ve buraya teftiş ve soruşturma deneyimi bulunan mevcut kadrolardan atama yapılması ve bunların CMUK göre hazırlık soruşturması yapabilmesi ve hakim güvencesine sahip olması sağlanması.

o Maliye Bakanlığının mali denetimdeki rolü gereği, bünyesinde; iç denetimin koordinasyonu ve rehberlik hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla "Kamu İç Mali Denetim Kurulu" oluşturulması ve maliye merkez denetim elemanlarından durumu uygun olanların bu kurula atanması.

DENETİMİN YAPILANDIRILMASINDA AB NORMLARINA UYGUN MODEL SEÇENEKLERİ
1. Seçenek:

Teftiş kurulları ve denetim birimleri kaldırılarak, denetimin sadece iç ve dış denetim olarak ayrılıp örgütlenmesi ve mevcut farklı unvan ve statüdeki denetim elemanlarının durumlarına ve taleplerine uygun bir şekilde iç ve dış denetim organlarında görevlendirilmesi, teftişin ise idarelerin kendi hiyerarşisi içerisinde her yönetim kademesinde gerçekleştirilmesi.

Öte yandan, dış denetimin işlevini yerine getirebilmesi için Sayıştayın dış denetim ve yargı fonksiyonlarının ayrılarak yeniden yapılandırılması.

Ayrıca, iç denetimin koordinasyonunu yürütmek için Maliye Bakanlığı bünyesinde Kamu İç Mali Denetim Kurulu oluşturulması.

2. Seçenek:

Dış denetimin yanı sıra her bakanlıkta "Teftiş ve Denetim Kurulu" adı altında bir kurul oluşturularak bakanlıklardaki mevcut denetim birimlerinin tek bir çatı altında birleştirilmesi ancak, teftiş ve denetim fonksiyonlarının birbirinden ayrı şekilde ve farklı unvanlar altında yürütülmesi ve bunların aynı konum ve statüde istihdam edilmesi, ayrıca vergi, gümrük, milli emlak, tasfiye gibi özel ihtisas gerektiren denetimlerin bu kurul altında oluşturulması.

Diğer yandan, Teftiş ve Denetim kurullarına ilaveten iç mali denetimin koordinasyonunun Maliye Bakanlığı bünyesinde oluşturulacak "Kamu İç Mali Denetim Kurulu" tarafından, teftiş ve soruşturmanın koordinasyonunun ise Başbakanlık bünyesinde oluşturulacak bir "Yolsuzlukla Mücadele ve Soruşturma Kurulu" tarafından sağlanması.

MALİYE BAKANLIĞI KONTROLÖRLERİ DERNEKLERİ:

Bütçe Kontrolörleri Derneği

Muhasebat Kontrolörleri Derneği

Gelirler Kontrolörleri Derneği

Milli Emlak Kontrolörleri Derneği


EK

DENETİMİN YENİDEN YAPILANDIRILMASINDA AB NORMLARINA UYGUN MODEL SEÇENEKLERİ VE DÜZENLEME ÖNERİLERİ

1. SEÇENEK:

Teftiş kurulları ve denetim birimleri kaldırılarak, denetimin sadece iç ve dış denetim olarak ayrılıp örgütlenmesi ve mevcut farklı unvan ve statüdeki denetim elemanlarının durumlarına ve taleplerine uygun bir şekilde iç ve dış denetim organlarında görevlendirilmesi, teftişin ise idarelerin kendi hiyerarşisi içerisinde her yönetim kademesinde gerçekleştirilmesi.

Öte yandan, dış denetimin işlevini yerine getirebilmesi için Sayıştayın dış denetim ve yargı fonksiyonlarının ayrılarak yeniden yapılandırılması.

Ayrıca, iç denetimin koordinasyonunu yürütmek için Maliye Bakanlığı bünyesinde Kamu İç Mali Denetim Kurulu oluşturulması.

SEÇENEĞE İLİŞKİN DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİ:

a) Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı Taslağına aşağıdaki hükümlerin eklenmesi:

Madde ..: Bu Kanunun yayımlandığı tarihte Başbakanlık ve Bakanlıklar ile bunların bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarında müfettiş, hesap uzmanı, kontrolör, murakıp, denetmen ve denetçi kadrolarında bulunanlar, tercihlerine göre 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki cetvele eklenen iç denetçi kadrolarına veya kazanılmış hak aylık derecelerine uygun Sayıştay Uzman Denetçisi, Sayıştay Baş Denetçisi, Sayıştay Denetçisi ve Sayıştay Denetçi Yardımcısı kadrolarına atanırlar.

Bunların atandıkları yeni kadroların aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminatları ile benzer ödemeler toplamının net tutarı, eski kadrolarına göre almaları gereken aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminatları ile benzer ödemeler toplamı net tutarından az olduğu takdirde, aradaki fark hiçbir vergi ve kesintiye tabi olmaksızın tazminat olarak ödenir.

Geçici Madde - Sayıştayın dış denetim ve yargı fonksiyonlarının birbirinden ayrılması için gerekli kanuni düzenlemeler, 31.12.2005 tarihine kadar tamamlanır.

Geçici Madde -

Bu kanunla getirilen değişikliklere uygun olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili kurumların teşkilat kanunlarında 31.12.2003 tarihine kadar gerekli değişiklikler yapılır.

b) Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Tasarı Taslağında aşağıdaki düzenlemelerin yapılması.

Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununun 66'ncı maddesinin başlığında ve maddede geçen "İç Denetim Koordinasyon Kurulu" ibaresinin, "Kamu İç Mali Denetim Kurulu" olarak değiştirilmesi. Üçüncü maddesinin sonuna aşağıdaki fıkranın eklenmesi.

"Kamu İç Mali Denetim Kurulu bünyesinde çalıştırılmak üzere, iç denetçi olma niteliklerini haiz, bütçe, muhasebe ve mali kontrol konularında deneyimi bulunanlar arasından istekleri üzerine mali denetçi atanır."

Geçici Madde- Bu kanunla getirilen değişikliklere uygun olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili kurumların teşkilat kanunlarında 31.12.2003 tarihine kadar değişiklikler yapılır.

2. SEÇENEK:

Dış denetimin yanı sıra her bakanlıkta "Teftiş ve Denetim Kurulu" adı altında bir kurul oluşturularak bakanlıklardaki mevcut denetim birimlerinin tek bir çatı altında birleştirilmesi ancak, teftiş ve denetim fonksiyonlarının birbirinden ayrı şekilde ve farklı unvanlar altında yürütülmesi ve bunların aynı konum ve statüde istihdam edilmesi, ayrıca vergi, gümrük, milli emlak, tasfiye gibi özel ihtisas gerektiren denetimlerin bu kurul altında oluşturulması.

Diğer yandan, Teftiş ve Denetim kurullarına ilaveten iç mali denetimin koordinasyonunun Maliye Bakanlığı bünyesinde oluşturulacak "Kamu İç Mali Denetim Kurulu" tarafından, teftiş ve soruşturmanın koordinasyonunun ise Başbakanlık bünyesinde oluşturulacak bir "Yolsuzlukla Mücadele ve Soruşturma Kurulu" tarafından sağlanması.

SEÇENEĞE İLİŞKİN DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİ

a) Kamu Yönetimi Temel Kanunu Taslağında aşağıdaki değişikliklerin yapılması.
Denetim ve Teftiş
Madde 37 - Denetim; kamu kurum ve kuruluşlarında hataların önlenmesine yardımcı olmak, çalışanların ve kuruluşların gelişmesine, yönetim ve kontrol sistemlerinin geçerli, güvenilir ve tutarlı hale gelmesine rehberlik etmek amacıyla, hizmetlerin süreç ve sonuçlarını mevzuata, önceden belirlenmiş amaç ve hedeflere, performans ölçütlerine ve kalite standartlarına göre; tarafsız olarak analiz etmek, karşılaştırmak ve ölçmek, kanıtlara dayalı olarak değerlendirmek, elde edilen sonuçları rapor haline getirerek ilgililere duyurmaktır.

Teftiş; belli bir dönemde gerçekleştirilen iş, işlem ve hesapların mevzuatla belirlenen amaç ve kurallar doğrultusunda yürütülüp yürütülmediğinin belge ve kayıtlar üzerinde incelenmesi, para ve para hükmündeki evrak ve senetler ile taşınır ve taşınmaz malların miktar ve tutarlarının kayıtlara uygunluğunun tespitidir.

Denetim ve Teftişin Kapsamı

Madde 38 - Kamu kurum ve kuruluşlarının denetimi; uygunluk denetimi, mali denetim ve performans denetimini kapsar.
Mali denetim; gelir, gider ve mallara ilişkin hesap ve işlemlerin doğruluğunun, mali tabloların uygunluğunun, mali yönetim ve kontrol sistemlerinin,
Performans denetimi; yönetimin bütün kademelerinde gerçekleştirilen faaliyet ve programların planlanması, uygulanması ve kontrolü aşamalarında ekonomikliğin, verimliliğin ve etkililiğin,
denetlenmesini,
Teftiş; idarenin eylem ve işlemlerinin ilgili kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer mevzuata uygunluğunun kontrolünü,
ifade eder.

Denetim ve teftişe yetkili kurumlar

Madde 39 - Kamu kurum ve kuruluşları iç ve dış denetime tabidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının iç denetimi; hataların önlenmesi, risk ve zayıflıkların belirlenmesi, iyi uygulama örneklerinin yaygınlaştırılması, yönetim sistemlerinin ve süreçlerinin etkinliğinin değerlendirilmesi, analiz edilmesi ve geliştirilmesi amacıyla özel eğitimden geçerek sertifika almış denetçiler tarafından yapılır.

Teftiş; belli bir dönemde gerçekleştirilen iş, işlem ve hesapların mevzuatla belirlenen amaç ve kurallar doğrultusunda yürütülüp yürütülmediğinin belge ve kayıtlar üzerinde incelenmesi, para ve para hükmündeki evrak ve senetler ile taşınır ve taşınmaz malların miktar ve tutarlarının kayıtlara uygunluğunun tespiti amacıyla her kademedeki idareciler (veya müfettişler) aracılığıyla yapılır.

Her kamu idaresinde sadece bir teftiş ve denetim kurulu oluşturulur. Bu kurul, teftiş ve soruşturma yapmakla görevli müfettişler, iç denetimle görevli iç denetçiler varsa özel ihtisas gerektiren konularda görevli denetçilerden oluşur. Bu görevler arasında geçiş ancak görev alanıyla ilgili eğitimin başarıyla tamamlanması halinde mümkündür.
Merkezi idareye dahil kurum ve kuruluşlarla il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar ve mahalli idare birliklerinin dış denetimi Sayıştay tarafından yapılır veya Sayıştay'ca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde yaptırılır, sorumluların hesapları kesin hükme bağlanır. Bu amaçla Sayıştay'ın teşkilat yapısı içinde özel ihtisas daireleri oluşturabileceği gibi, bölge düzeyinde taşra birimleri de kurulabilir.
Köyler ile köylerin kendi aralarında kurdukları birlikler, mülki idare amirleri eliyle denetlenir.

Geçici Madde 3'e ek"
Başbakanlık, bakanlık, müsteşarlık, genel müdürlük ve belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının merkez ve taşradaki tüm denetim ve teftiş birimleri 31.12.2003 tarihine kadar kaldırılır. Buralarda görevli müfettiş, hesap uzmanı, kontrolör, murakıp, denetmen ve denetçi olanlar başka bir işleme gerek kalmaksızın kamu idarelerinde 31.12.2003 tarihine kadar oluşturulacak denetim ve teftiş kurullarına atanmış sayılırlar. Bunların bu kurullarda hangi görevlerde çalıştırılacakları, örgütlenmeleri, yetki ve sorumlulukları, çalışma esas ve usulleri ayrı bir kanunla düzenlenir.

Bunların atandıkları yeni kadroların aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminatları ile benzer ödemeler toplamının net tutarı, eski kadrolarına göre almaları gereken aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminatları ile benzer ödemeler toplamı net tutarından az olduğu takdirde, aradaki fark hiçbir vergi ve kesintiye tabi olmaksızın tazminat olarak ödenir.

Bu kanunla getirilen değişikliklere uygun olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili kurumların teşkilat kanunlarında 31.12.2003 tarihine kadar gerekli değişiklikler yapılır.

b) Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Yasası Taslağında aşağıdaki değişikliklerin yapılması.

63. maddenin son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmelidir;

"İç denetim, kurumların denetim ve teftiş kurullarındaki iç denetçiler tarafından yapılır."

64. maddenin birinci fıkrası şu şekilde değiştirilmelidir;

"Kamu idarelerinin yıllık iç denetim programı kamu idaresi başkanının önerileri de dikkate alınarak iç denetçiler tarafından hazırlanır ve kuruluşun en üst amiri tarafından onaylanır."

64. maddenin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmelidir;

"İç denetçilerce düzenlenen raporlar, denetim ve teftiş kurulu başkanlığı aracılığıyla kurumun en üst yöneticisine verilir. Bu raporlar, en üst amir ve kamu idaresi başkanı tarafından değerlendirilir ve gereği için ilgili birimlerle mali hizmetler birimine gönderilir. İç denetim raporları ile bunlar üzerine yapılan işlemler, kamu idaresi başkanı tarafından en geç iki ay içinde Kamu İç Mali Denetim Kurulu'na gönderilir."

66. maddenin başlığında ve maddede geçen "İç Denetim Koordinasyon Kurulu" ibaresi, "Kamu İç Mali Denetim Kurulu" olarak değiştirilmelidir.

Üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmelidir.

"Kamu İç Mali Denetim Kurulu bünyesinde çalıştırılmak üzere, iç denetçi olma niteliklerini haiz olanlar arasından, istekleri üzerine mali denetçi atanır."

Geçici Madde 5-c) Başbakanlık Müfettişi, Yüksek Denetleme Kurulu Denetçisi, Maliye Müfettişi, Hesap Uzmanı, Bütçe Kontrolörü, Muhasebat Kontrolörü, Gelirler Kontrolörü, Milli Emlak Kontrolörü, Tasfiye Kontrolörü, Hazine Kontrolörü kadrolarında çalışmakta olanlar ile daha önce en az 5 yıl bu görevlerde bulunanlar, Sayıştay denetçi veya kamu idarelerinin denetim ve teftiş kurullarına,

Başbakanlık, Bakanlık, Müsteşarlık ve Genel Müdürlüklerde Müfettiş veya Kontrolör olarak görev yapanlar ve daha önce bu görevlerde en az 5 yıl bulunmuş olanlar, kendi idareleri ile özel bütçeli idarelerin, yerel idarelerin ve sosyal güvenlik kurumlarının denetim ve teftiş kurullarına,

Belediye Müfettişi ve Hesap İşleri Murakıbı olanlar ile bu görevlerde daha önce en az 5 yıl bulunanlar yerel idarelerin denetim ve teftiş kurullarına,

Sayıştay denetçisi, baş denetçi ve uzman denetçi kadrolarında bulunanlar kurumların teftiş ve denetim kurullarına,

iç denetçi olarak atanabilirler.

Atamalarda ilgilinin muvafakatı alınır. Bu göreve atananlar bu Kanunun öngördüğü denetimin yürütülmesine yönelik eğitime tabi tutulurlar.

Bunların atandıkları yeni kadroların aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminatları ile benzer ödemeler toplamının net tutarı, eski kadrolarına göre almaları gereken aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminatları ile benzer ödemeler toplamı net tutarından az olduğu takdirde, aradaki fark hiçbir vergi ve kesintiye tabi olmaksızın tazminat olarak ödenir.

Geçici Madde- Bu kanunla getirilen değişikliklere uygun olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili kurumların teşkilat kanunlarında 31.12.2003 tarihine kadar gerekli değişiklikler yapılır.


MALİYE BAKANLIĞI KONTROLÖRLERİ DERNEKLERİ

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber