15 + 13 + 14 yeni üniversite

Haber Giriş : 14 Aralık 2005 07:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

15 yeni üniversite için hazırlanan yasa tasarısının, TBMM Milli Eğitim ve Plan Bütçe Komisyonu'nda kabul edildiğini geçen hafta yazmıştık. Ayrıca 13 yeni üniversiteye yönelik önergelerin de yasa TBMM Genel Kurulu'na geldiğinde son dakika golü olarak bekletildiğini de sizlerle paylaşmıştık. Yeni olan ise, yeni üniversiteler kervanına 13 üniversite ile vakıfların da katıldığı. Son başvuru geçen hafta Hüsnü Özyeğin Vakfı tarafından yapıldı.

Şu anda 53'ü devlet, 24'ü vakıf olmak üzere 74 üniversite bulunuyor. Bu üniversitelerden 6'sı devlet, 15'i de vakıf olmak üzere 21'i İstanbul'da bulunuyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı korkutan da bu tablo olsa gerek. Ama o ne düşünürse düşünsün İstanbul'a yeni üniversiteler geliyor.

Eğer YÖK'teki başvurular ve TBMM'deki tasarılar yasallaşırsa, ki bu konuda, şu an için en azından hükümet kanadında, fazla bir engel gözükmüyor, bu durumda, İstanbul'daki üniversite sayısının 30'a, Türkiye genelindekinin ise en az 100'e çıkması işten bile değil.

Devlet üniversitelerinin kurulması hükümetin önerisi ve TBMM'nin bu öneriyi yasallaştırması ile gerçekleşiyor. Öğretime başlama izni ise YÖK'ten. Eğer YÖK onay vermezse, bazı üniversiteler ya da fakülteler kâğıt üzerinde kurulmuş olsa bile faaliyete geçmesi zaman alabiliyor.

Vakıf üniversitelerinin kuruluşu ise çok farklı bir süreçten geçiyor. Önce YÖK'ün onay vermesi gerekiyor. Her ne kadar devlet üniversiteleri birkaç bina, birkaç personel ve hocayla kuruluyor olsa bile, vakıf üniversitelerinin açılabilmesi için en az 35-40 milyon dolarlık bir altyapı ve birikim isteniyor. O da yetmiyor, garantör bir üniversite isteniyor. O da yetmiyor, iyi bir sicil isteniyor.

Gerçi kitabına uyduran bu sınırları kolaylıkla aşabiliyor ama yine de devlet üniversiteleri kadar kolay kurulamıyorlar. Tüm bu süreçlerden geçtikten sonra, hükümetin ve TBMM'nin de onayının alınması gerekiyor. İşte bu yüzden sayıları 13'ü bulan vakıf üniversiteleri, bir türlü yasallaşamıyor. Ama pek çoğu söz almış. Yeni kurulan devlet üniversitelerinden hemen sonra onlara da sıra gelecekmiş.

YÖK, üniversite kurmak için kendilerine başvuran isimleri, devlet sırrı gibi saklıyor. Sanki büyüsü bozulacakmış gibi. Gerekçeleri de komik. Başvuranlar kırılırmış. Oysa asıl şimdi üzülüyorlar. Ne gerekiyorsa, ne istiyorlarsa hepsini yerine getirdik ama cevap vermeye bile tenezzül etmiyorlar şeklinde konuşuyorlar.

Son başvuru, Finansbank'ın sahibi Hüsnü Özyeğin'den geldi. Sırada bekleyenlerden ya da başvuruları kabul edilmeyenlerden bazılarının ise şunlar olduğu söyleniyor: Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Cemi Demiroğlu'nun oğlu Cemşit Demiroğlu. Türkiye'nin en büyük özel hastanelerine sahip vakfıyla tıp alanında öne çıkmak istiyor. Özel ilk ve ortaöğretim kurumları arasında İstanbul'da bir marka haline gelen Bilfen Okulları ve sahibi Osman Öztürk'ün hayali de iddialı bir üniversite. Türk Deniz Eğitim Vakfı'nın amacı da denizci yetiştirecek bir üniversite. Türk Metal-İş Sendikası binasını bile yapmış ama yasal engele takılmış. Sendikalar kuramaz denilmiş. Ama işçilere hayır diyen YÖK, patronlara onay verdiği için TOBB, İzmir Ekonomi ve İstanbul Ticaret kuruldu. Ayrıca Adana, Kayseri ve İzmir'de halk desteği ile birer vakıf üniversitesi kurulması yönünde de ciddi adımlar var...

Özetin özeti: Yeni üniversitelerin kurulması, sermaye sahiplerinin eğitime kaynak aktarması sevindirici gelişmeler. Ama hiç olmazsa yeni üniversiteler, politik beklentiler ya da dost-ahbap ilişkisiyle açılmasın.

abbas güçlü/milliyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber