Türkiye nüfusu yaşlanıyor.

Haber Giriş : 19 Mart 2004 16:29, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türkiye nüfusu yaşlanıyor.

Yaşlı Sorunları Araştırma Derneği (YASAD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Velittin Kalınkara, Türkiye'nin Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip olmasına karşın, 2030 yılında yaşlıların toplam nüfustaki oranının yüzde 15'e ulaşacağını belirtti.

Kalınkara, 2003 yılındaki genel kurulda alınan kararla YASAD'ın bundan böyle faaliyetlerini Denizli'de Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Meslek Yüksekokulu bünyesinde sürdüreceğini bildirdi.

Kalınkara, YASAD'ın yaşlılık döneminin rahat ve huzur içinde geçirilebilmesine olanak tanımak, yaşlı sorunlarının çözümüne yönelik araştırma ve uygulamalar yapmak, projeler üretmek, yaşlıların saygınlığını artırmak ve yaşam kalitesini yükseltmek için 1998 yılındaçeşitli üniversitelerden akademisyenlerin katılımıyla kurulduğunu ifade etti.

Kalınkara, derneğin üyelerinin tıp, hemşirelik, fizik tedavi ve rehabilitasyon, beslenme, ekonomi, sosyoloji, psikoloji, sosyal hizmet, antropoloji, felsefe, ergonomi, mimarlık, şehir ve bölge planlama, peyzaj mimarlığı, ev ekonomisi, çalışma ekonomisi, turizm, tekstil ve giyim gibi pek çok alanda yaşlılık konusunda çalışan 117 öğretim elemanı ve uygulayıcıdan oluştuğunu kaydetti.

DEĞİŞİM YAŞLILARI ETKİLİYOR

Yaşlı nüfusun dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de hızla artmasının bu kesimin sosyal, ekonomik, psikolojik ve fizyolojik sorunlarını önemli ölçüde ağırlaştırdığını vurgulayan Kalınkara, ''Bilim ve teknolojideki gelişmeler, kentleşmenin getirdiği değişimler yaşlılığın bir sorun olarak görülmesine yol açmıştır. Aile kurumundaki ve toplumsal yapıdaki değişimlerden de yine en çok etkilenen grup yaşlılar olmuştur'' dedi.

Prof. Dr. Velittin Kalınkara, bugün Türkiye'de yaşlılığın bir sorun olarak görülmese de demografik tahminlerin, ''Avrupa'nın en genç nüfusu olmakla övünen ülkede'' 2030'lu yıllarda nüfusun yaklaşık yüzde15'inin yaşlı olacağını gösterdiğini belirterek, şunları söyledi:

''Bunun yüzde 16'sını kadınlar, yüzde 13.8'ini erkekler oluşturacak. Dolayısıyla gelecekte insanların çeşitli kolaylıklara sahip konutlara ve kentlere ihtiyaçları artacaktır. Yaşlı nüfusun yaşadığı çevrede ve yaşam biçiminde önemli değişiklikler olacaktır. Gruplar için özel bakım hizmetlerine gerek duyulacaktır. Yetişkin çocuklar sayısal olarak azalacak, işgücüne katılan kadın sayısı yükselecek ve çocukların iş bulma nedeni ile coğrafi hareketliliklerinde artış görülecektir.''

Hane halkının küçülmesi ve aile üyeleri arasında yükümlülük görüşünün azalması eğilimi nedeniyle aile yapısındaki çeşitlenmenin artacağını vurgulayan Kalınkara, şöyle devam etti:

''Türkiye gibi doğurganlık hızının yüksek olduğu ülkelerde yaşlılar oran olarak fazla artmıyor gibi görünebilir. Ancak olaya oransal değil, sayısal olarak bakıldığında, ülkemizde yaklaşık 6.5 milyon yaşlı insan yaşamaktadır. Ekonomik istikrarsızlık ve plansızlık nedeni ile bu kimselerin çoğunluğu sefalet içinde yaşamaktadır. Geçmişte kırsal kesimde geleneksel yapı içinde destek alan bu insanlar, kentleşme olgusu ile yeterli desteği alamaz durumdadır.''

EGE'DE YAŞLI POTANSİYELİ YOĞUN

Özellikle Ege Bölgesi'nin yaşlı potansiyeli açısından en yoğun coğrafi bölge olma özelliği göstermekte olduğuna dikkati çeken Kalınkara, ''Her 100 kişiden yaklaşık 11'inin 60 ve üzeri yaş grubunda olduğu gözlenmektedir. Bu rakamlara göre Ege Bölgesi yaşlı nüfus açısından Türkiye genelinin oldukça üzerindedir. Bu sonuç Ege Bölgesinin emeklilik döneminde en çok tercih edilen bölge olduğunu, dolayısıyla yaşlılara yönelik alt yapı hizmetlerinin karşılanması bakımından öncelikli olması gerektiğini ortaya koymaktadır'' diye konuştu.

Kalınkara, ''3. Ulusal Yaşlılık Kongresi'' YASAD koordinatörlüğünde 2005 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi işbirliği ile İzmir'de gerçekleştirileceğini sözlerine ekledi.

hürriyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber