'Hak kaybına uğramış askerlerle ilgili çalışma yapıyoruz'

Milli Savunma Bakanı Işık: - "Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili, bu noktada hak kaybına uğramış askerlerimizin hak kayıplarının giderilmesine yönelik benden önceki bakan arkadaşımızın başlattığı bir çalışma var. Bu çalışma şu anda diğer kamu kurumlarının görüşlerine sunulmuş durumda"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 23 Haziran 2016 00:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Hak kaybına uğramış askerlerle ilgili çalışma yapıyoruz'

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili, bu noktada hak kaybına uğramış askerlerimizin hak kayıplarının giderilmesine yönelik benden önceki bakan arkadaşımızın başlattığı bir çalışma var. Bu çalışma şu anda diğer kamu kurumlarının görüşlerine sunulmuş durumda. Bu görüşler geldikten sonra değerlendirmelerimizi yapacağız ve bu noktada mağdur olan her bir insanımızın haklarının iadesi için gerekli adımları atacağız." dedi.

Işık, TBMM Genel Kurulunda, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın birinci bölümünün tümü üzerindeki görüşmeler sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda hak kaybına uğrayan Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına ilişkin sorular üzerine Bakan Işık, Ergenekon ve Balyoz davalarında iktidarın sorumluluğuna ilişkin muhalefet partilerine mensup milletvekillerinin yaptığı yorumlara katılmadığını ifade etti.

Işık, "Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili, bu noktada hak kaybına uğramış askerlerimizin hak kayıplarının giderilmesine yönelik benden önceki bakan arkadaşımızın başlattığı bir çalışma var. Bu çalışma şu anda diğer kamu kurumlarının görüşlerine sunulmuş durumda. Bu görüşler geldikten sonra değerlendirmelerimizi yapacağız ve bu noktada mağdur olan her bir insanımızın haklarının iadesi için gerekli adımları atacağız. Şu anda bu konu Bakanlığımızın üzerinde çalıştığı bir konudur." diye konuştu.

Muharip ve malül gaziler arasındaki maaş farklarıyla ilgili sorular üzerine de Bakan Işık, bu konunun üzerinde özenle durulduğunu belirtti. "Muharip gaziler ve malul gaziler arasındaki fark... Tabii, bu konular, gerçekten üzerinde çok uzun uzun konuşulan, tartışılan konular ve muharip gaziler arasındaki maaş eşitsizliğinin giderilmesine yönelik bir hazırlığımız var şu anda." diyen Işık, bu sorunu en uygun şekilde çözmenin gayreti içinde olduklarını söyledi.

- "10 yıl görev yapma zorunluluğu askerlikle ilgili çok önemli bir kural"

Işık, 10 yılını doldurmadan Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılan subayların durumuyla ilgili soruları yanıtlarken, askerlik mesleğinin diğer mesleklere benzemediğini, vatan savunmasının söz konusu olduğunu ve bununla bağlantılı bazı özel düzenlemelerin olabileceğini belirtti. Işık, "10 yıl görev yapma zorunluluğu askerlikle ilgili çok önemli bir kural. Bunu esnetmek Türk silahlı Kuvvetlerinin özellikle yurt savunması noktasında bir zaafa düşmesine sebep olabilir. Dilediklerinde istifa hakkının askerlikte, şahsi düşüncelerimi ifade ediyorum, 10 yıllık sürenin kalmasının Türk Silahlı Kuvvetleri açısından bir gereklilik olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti iktidarlarının şehit yakınları ve gaziler için çok önemli düzenlemeleri hayata geçirdiğini, bunu yapmayı milletin kendilerine verdiği bir görev olarak gördüklerini söyleyen Işık, bundan sonra da imkanların el verdiği ölçüde şehit yakınları ve gazilere yönelik yeni adımlar atmaya devam edeceklerini bildirdi.

- Bahçeli, Genel Kurulda

Tasarının birinci maddesi üzerinde konuşmalar yapılırken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Genel Kurul salonuna gelerek, görüşmeleri izledi.

HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım tasarının birinci maddesine ilişkin önerge üzerinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırıldığı bir ortamda askere, yaptıkları operasyonlarla ilgili yasal güvence getiren bir düzenleme ile karşı karşıya olunduğunu savundu.

Yıldırım, "Bizim iddiamız odur ki; 8, 10 aydır bölgede güvenlik güçlerinin bulaşmış olduğu suç ve günahlara yasal kılıf bulma ve siyasi iktidar da bundan kendini kurtarma telaşı ve çabası içine girmiştir." ifadesini kullandı.

Tasarıyı eleştiren Yıldırım'ın konuşması sırasında, AK Parti sıralarından Yıldırım'ın aracında bulunan bir kişinin terör örgütüne üye olmak suçlamasıyla tutuklandığına ilişkin haberler ve konuyla ilgili Muş Valiliğinin açıklamasının hatırlatılması üzerine, kısa süreli tartışma yaşandı. "Büyük bir iftira." diyen Yıldırım, bir milletvekilinin aracının önünün kesilmesinin de hukuksuz olduğunu savundu.

- "EMASYA'dan daha ağır yetkileri yasa ile veriyoruz"

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da düzenleme ile getirilen yetkilere neden ihtiyaç duyulduğunun sorgulanması gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin böyle bir yasaya mecbur bırakıldığını savunan Tanrıkulu, şunları kaydetti:

"Bugün çok yanlış bir hukuksal düzenlemenin temelleri burada atılıyor. Türkiye'nin ve hepimizin zarar göreceği düzenlemeler yapılıyor. EMASYA 2010'da çok doğru bir biçimde kaldırıldı ama o Başbakanlık genelgesiydi. Şimdi EMASYA'dan daha ağır yetkileri bir yasa ile veriyoruz. Eğer güvenlik güçleri, silahlı kuvvetler hukuk içinde davranacaksa, insan haklarını ihlal etmeyecekse neden Başbakan'dan, Adalet Bakanlığından ya da ilgili yerlerden izinle yargılama istiyorlar? Çünkü bir vesile ile davalar açıldı ve sanık oldular. Bundan sonra da böyle bir durumla karşı karşıya kalmak istemiyorlar. Terörle mücadele adı altında, bu sihirli kavram adı altında biz, bu hukuk ve anayasa dışı, bizi ileride çok zor durumda bırakacak bir yasaya evet demek durumunda kalıyoruz. Ben isterdim ki bu yasa, içinde ordunun emekçilerine, en yoksullarına ve insan haklarına temas eden bir yasa olsun. Niye onlar yok? Omuzları samanyolu gibi olan herkes için düzenleme var ama ordunun emekçilerine, uzman çavuşlara, astsubaylara ilişkin bir tek düzenleme yok."

HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ise önerge üzerinde yaptığı konuşmada, partisinin Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım'ın aracının durdurulması ve sonrasında yaşananlara değindi. Bir algı operasyonu yaratılmaya çalışıldığını ileri süren Beştaş, araçta bulunan ve terör örgütü üyesi olmakla suçlanan kişinin Demokratik Bölgeler Partisi Parti Meclisi üyesi bir siyasetçi olduğunu ileri sürdü.

Bir milletvekilinin aracının durdurularak, 45 dakika bekletilmesinin araçta bulunan üç kişinin gözaltına alınmasının hukuksuz olduğunu söyleyen Beştaş, "Araçta tek bir çakı olmadığı gibi bunun sadece bir iddia olduğunun altını çizmek istiyorum." dedi.

Muş Valiliğinin konuya ilişkin açıklamasını da eleştiren Beştaş, HDP milletvekillerine yönelik yaşananların tesadüf olmadığını iddia etti.

Beştaş'ın konuşmasına bazı AK Parti milletvekilleri yerlerinden tepki gösterdiler.

Karşılıklı konuşmaların uzaması üzerine Meclis Başkanvekili Akif Hamzaçebi, milletvekillerini uyararak laf atmanın belirli bir seviyede yapılması halinde zaman zaman görüşmelere renk kattığını, ancak yersiz yapılması ve karşılıklı konuşmalara dönüşmesinin hoş bir durum olmadığını belirtti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber