İdare başvurma ve dava açma zamanaşımının geçirilmesine dair Danıştay Kararı

Haber Giriş : 13 Nisan 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Aşağıdaki karar Forum bölümünden alınmıştır. "Hukuk devleti" nick name'li arkadaşımıza teşekkür ediyoruz.

DANIŞTAY

5. DAİRE
E. 1988/2022
K. 1990/1863
T. 22.10.1990

? DAVA AÇMA SÜRESİ (İdarenin Başvuruya Cevap Vermemesi ve Davanın Süresinde Açılmamasına Rağmen İdarenin Dava Sırasında Olumsuz Cevap Vermesi)
? YENİ DAVA AÇMA SÜRESİ İŞLEMESİ (İdarenin Başvuruya Cevap Vermemesi ve Dava Süresinde Açılmamasına Rağmen İdarenin Dava Sırasında Olumsuz Cevap Vermesi)
? İDARENİN CEVAP VERMEMESİ ÜZERİNE DAVA AÇILMASI (Dava Süresinde Açılmamasına Rağmen İdarenin Cevap Vermesiyle Yeni Bir Dava Açma Süresinin Başlaması)
? SÜREAŞIMI (İdarenin Başvuruya Cevap Vermemesine Rağmen Süresinde Açılmayan Dava Sırasında Olumsuz Cevap Vermesi)

1050/m.93
2577/m.10
ÖZET : İdarenin yanıt vermemesi üzerine açılan davanın yasal süresi geçirilmiş olması durumunda, idarenin olumsuz yanıt bildirmesi ile dava açma süresi yeniden işleyeceğinden uyuşmazlık esastan çözülmelidir.
İsteğin Özeti: Davacı, ... İdare Mahkemesinin 31.12.1987 günlü, E:1986/398, K:1987/495 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: S.G.
Danıştay Savcısı Ö.B.`nin Düşüncesi: Davacının özlük haklarını vermeyen davalı idare işlemi Ankara 3. İdare Mahkemesinin 02.07.1987 gün ve E:1986/814, K:1987/752 sayılı kararı ile iptal edilmiş olduğu ve bu karar Danıştay 5. Dairesinin 25.05.1988 tarih ve E:1987/2541, K:1988/1597 sayılı kararı ile onandığına ve özlük hakları tabirinin davacının maaşını da kapsadığı açık olduğuna göre temyiz isteminin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünüldü:
Türk Milleti Adına hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü: ...`da öğretmen olarak görev yapmakta iken 1402 sayılı Yasa uyarınca 29.05.1981 tarihinde görevine son verilen ve daha sonra hakkındaki sakıncalılık kararı kaldırılarak 31.08.1983 tarihinde öğretmenlik görevine iade edilen davacı, görevine son verildiği tarih ile göreve iade edildiği tarih arasındaki süreye ait aylıklarının ödenmesi istemiyle dava açmıştır.
... İdare Mahkemesinin 31.12.1987 günlü, E:1986/398, K:1987/495 sayılı kararıyla, davanın idari işlem nedeniyle uğranılan bir tazminat davası olduğu, bu nedenle 31.08.1983 tarihinde göreve yeniden başlatılan davacının bu tarihten itibaren altmış gün içinde dava açması gerekirken, bu tarihten çok sonra 08.08.1984 tarihinde kayda geçen dilekçe ile açılan davanın esastan inceleme olanağının bulunmadığı, davacı tarafından yapılan 25.01.1984 günlü başvuruya dava açtıktan sonra verilen 11.02.1985 günlü yanıtın davayı süre yönünden etkilemiyeceği, 2577 sayılı Yasanın 10. maddesine göre bir başvuru yapıldığı kabul edilse dahi 25.01.1984 tarihli başvurunun 60 gün içinde cevaplandırılması üzerine 25.03.1984 tarihinden itibaren işlemeye başlayan dava süresinin 24.05.1984 tarihinde sona erdiği açık olduğundan 08.08.1984 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle dava bu yönden reddedilmiştir.
Davacı, idarenin kendisini oyaladığını, davanın süresinde açıldığını öne sürmekte ve kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu`nun 93. maddesinin birinci fıkrasının birinci tümcesi, "taalluk ettiği senei maliyenin hitamı tarihinden itibaren beş sene zarfında eshabı tarafından meşru bir mazerete müstenit olmaksızın tahriren talep ve takip olunamamaktan veya evrakı ibraz edilmemekten dolayı tediye olunamayan düyun müruru zamana uğrayarak Devlet menfaatine sakit olur" hükmünü taşımaktadır. Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, idareden alacağı olan kimselerin maddede öngörülen beş yıllık süre içinde idareye başvurarak alacaklarını talep etmeleri ve istemlerinin reddi halinde İdari Yargılama Usulü Kanununda öngörülen süreler içinde idari dava açmaları mümkün bulunduğundan idare mahkemesinin göreve başlama tarihi olan 31.08.1983 tarihinden itibaren altmış gün içinde dava açılması gerektiği yolundaki gerekçesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 10. maddesi;
1 - "ilgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler.
2 - Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Dava açılmayan haller ile davanın süreden reddi halinde altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilmesi halinde, cevabın tebliğinden itibaren dava açma süresi yeniden işlemeye başlar..." hükmünü taşımaktadır.
Davacının, 31.08.1983 tarihinde göreve başlatılmasından sonra 25.01.1984 günlü dilekçe ile davalı idareye başvurarak açıkta kaldığı sürede yoksun kaldığı aylıklarının ödenmesini istediği, cevap verilmemesi üzerine 08.08.1984 tarihinde dava açtığı, dava açıldıktan sonra davalı idarenin 11.02.1985 tarihli işlemle isteğini reddettiği dosyadaki belgelerin incelenmesinden anlaşılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 10. maddesi "dava açılmayan haller ile davanın süreden reddi halinde altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilmesi halinde cevabın tebliğinden itibaren dava açma süresinin yeniden işlemeye başlıyacağı" hükme bağlandığına ve böylece idarenin başvuruya cevap vermemesi üzerine açılan bir davanın süreden reddedilmesine karşın, idarece sonradan verilen cevap üzerine ilgililere yeniden dava açma hakkı tanınmış bulunduğuna ve bu davanın konusunu da aynı işlem oluşturacağına göre idarenin cevap vermemesi üzerine açılan ancak yasal süresi geçirilmiş bulunan bir davanın görülmesi sırasında idarenin olumsuz cevabını bildirmesi halinde, davanın süreaşımı yönünden reddedilmeyerek uyuşmazlığın esastan incelenmesinin yasakoyucunun 10. maddede ifadesini bulan amacına daha uygun düşeceğinde herhangi bir duraksamaya yer bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın süre aşımı yönünden reddedilmesinde hukuki isabet görülmediğinden davacının temyiz isteminin kabulü ile ... İdare Mahkemesince verilen 31.12.1987 günlü, E:1986/398, K:1987/495 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, belirtilen hususlar dikkate alınarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın aynı maddenin 3622 sayılı Yasanın 18. maddesi ile değişik 3. fıkrası uyarınca adı geçen mahkemeye gönderilmesine 22.10.1990 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber