SES, sağlıkla ilgili torba yasanın veto edilmesini istedi

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 28 Şubat 2007 09:14, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

KESK'e bağlı Sağlık Emekçileri Sendikası Cumhurbaşkanı Sezer'den torba yasayı veto etmesini istedi... İşte SES'in gerekçeleri...

TBMM'de kabul edilen Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 15.02.2007 tarih ve 5581 sayılı kanun (Sağlıkta Torba Yasa) Sayın Cumhurbaşkanı tarafından aşağıdaki gerekçeler göz önüne alınarak veto edilmelidir.

Malpraktisin Faturası Yalnızca Çalışanlara Kesilmek İsteniyor!

Kanunun 1. maddesi ile hekimlere hatalı tıbbi uygulamalar (Malpraktis) için zorunlu mali sorumluluk sigortası getirilmektedir. Türkiye sağlık ortamı henüz böyle bir yasal düzenlemeye uygun değildir. Hastaların yaşam hakkı sigorta ile telafi edilemeyeceği gibi hatalı uygulamalarda, eğitim, altyapı gibi etmenleri yok sayarak faturayı yalnızca çalışanlara çıkaracak bir düzenleme kabul edilemez.

Anayasaya Rağmen Kadrolaşmada Israr!

Kanunun 2. maddesi ile klinik şef ve şef yardımcılıklarına profesör ve doçentlerin atanabilmesi için yeni kriterler getirilmektedir. Bu kriterler arasında boş kadroların ilan edilmesi, jüri oluşturulması ve adayların bilimsel çalışma ve yayınlarının incelenmesi yer almaktadır. Ancak bu kriterler gerçek anlamda nesnel kriterler olmayıp, son sözü yine Sağlık Bakanlığına veren bir durum yaratmaktadır. Klinik şef ve şef yardımcılarının sınavsız atanması ile ilgili TBMM üyesi 114 milletvekilinin açtığı davada Anayasa Mahkemesi 2005/145 E, 2005/23 (YD) K sayılı ve 12.12.2005 tarihli yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Bu kararla 3359 sayılı kanunun ek 1. maddesinin 2. fıkrasının sonuna eklenen tümcelerin yürürlüğe durdurulmuştur. Bu kararın Resmi Gazetede yayınlanmasından önce yapılan atamaların iptali için sendikamızın açmış olduğu dava Ankara 12. İdare Mahkemesinin 2006/1352 E sayısında devam etmektedir. Torba Yasa ile Anayasa Mahkemesinin belirtilen kararı yok sayılarak yeniden kadrolaşma yapılmak istenmektedir.

Sağlık Emekçilerini Diğer Devlet Memurlarından Haftada 5 Saat Fazla Çalıştırmaya Devam!

Kanunun 4. maddesi ile sağlık hizmetlerinde çalışan personelin haftalık çalışma süresinde herhangi bir değişiklik yapılmayarak haftalık 45 saat çalıştırma devam ettirilmektedir. Bilindiği gibi bu uygulama 12 Eylül'den sonra başlatılmıştır. Oysa 657 sayılı yasaya göre devlet memurlarının çalışma süreleri haftalık 40 saattir. Bu haksızlığı çözmek için defalarca söz veren Sayın Sağlık Bakanı bu sözünü unutarak, sorunu kalıcı hale getirmiştir.

Radyoloji Çalışanları Kansere - Ölüme İtiliyor!

Kanunun 4. maddesinde radyasyon ile çalışan personelin Radyoloji Tüzüğü ile belirlenen günde 5 saat olan çalışma süresinin yerine yönetmelikle belirlenecek radyasyon dozu limitleri göz önüne alınarak, farklı saatlerde çalıştırılabilmesi ile ilgili düzenleme yapılmaktadır. Bu düzenleme gerçekleşirse, radyasyon ile çalışan personelin günlük 7.5 saat çalıştırılması mümkün olabilecektir. Sağlık Bakanlığı radyasyonla çalışılan alanların iş güvenliği önlemlerini almadan, standardizasyon ve kalibrasyonunu tam olarak sağlamadan yasa çıkararak buralarda çalışan personelin hayatını ciddi anlamda riske sokmaktadır. Ayrıca Sağlık Bakanlığı az personelle çok iş yapma mantığından hareket ederek mevcut personelin iş yükünü oldukça arttırmış olacaktır.

İthal Hekim ile Sağlıkta Ucuz İşgücü İthal Edilmek İsteniyor.

Kanunun 6. maddesi ile ithal hekim çalıştırmanın önü açılmaktadır. Ancak Anayasamıza göre yabancı uyruklu hekimler kamuda devlet memuru statüsünde görev yapamazlar. O halde ithal hekim özel sektörün ucuz iş gücünü karşılamak için getirilmektedir. Sağlıkta ucuz iş gücü anlayışı verilecek hizmetin de niteliksiz olabileceğinin de bir göstergesidir. Bu durum hastaların yaşam hakkını tehlikeye atmak anlamına gelmektedir. Ayrıca çeşitli kesimlerin Türkiye'de yapacakları yatırımlara kendi vatandaşı olan hekimleri getirip çalıştırabilmelerinin de önü açılmaktadır. Kamusal sağlık anlayışı toplumsal ihtiyaçlar üzerinden geleceğe dair planlama yapmayı gerektirir. Bakanlık planlama yapmak yerine piyasanın istemine boyun eğmektedir. Bu anlayış gelecekte telafisi olanaksız sonuçlar yaratacak, sağlık ortamındaki kaosu derinleştirecektir. Oysa ülkemizde kamusal bir sağlık hizmeti sunumunu gerçekleştirecek yeterli insan gücü vardır ve eksiklikler küçük ama kararlı adımlarla kısa sürede giderilebilecek eksikliklerdir.

Anestezi Teknisyenlerine Ağır Sorumluluk!

Kanunun 7. maddesi ile anestezi teknisyenlerinin, anestezi uzmanı bulunmadığı hallerde ameliyatı yapan ilgili uzmanın gözetiminde ve direktiflerine uygun olarak anestezi iş ve işlemlerini yapacağına dair hüküm getirilmektedir. Bu düzenleme ile teknisyenlere çok ağır sorumluluklar verilerek hastaların yaşamı tehlikeye atılmaktadır. Anayasanın 17 ve 56. maddelerinde devlete verilen sorumluluk bu düzenleme ile ağır bir şekilde ihmal edilmektedir. Sağlık Bakanlığı anestezi uzman doktoru istihdamını artırmak yerine mevcut teknisyenlere olağanüstü görev ve sorumluluk vermektedir.

BU YASA VETO EDİLMELİDİR!

?Sağlıkta Dönüşüm Programı? adıyla dayatılan sağlıkta yıkım süreci bu kanun ile sağlık çalışanları üzerinden devam ettirilmektedir.

SES olarak bu kanunun hastaların yaşam hakkını riske ettiğini, Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde kadrolaşmanın devamına yol açacağını, sağlık personelini altından kalkamayacağı sorumluluklar yükleyerek fazla çalıştıracağını belirtiyor ve yasanın veto edilmesini talep ediyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber